Kktc’nin 31. Kuruluş Yıldönümü Törenle Kutlandı
KKTC’nin 31. kuruluş yıldönümü Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki törenle kutlandı.
Törende konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Kıbrıs Türkü’nün de bölgedeki doğal kaynaklar üzerinde asli hakları bulunmaktadır ve bunlara sahip çıkacaktır” dedi.
Arınç törendeki konuşmasında, “1963’ten bu yana yarım asırlık hak ve eşitlik mücadelesinde nice badireler atlatan ve nice zorluklara göğüs geren Kıbrıs Türkü’nün sabır ve dirayeti ayrılmaz parçası olduğu Türk milleti içinde bir gurur kaynağıdır. Kıbrıs Türk halkı yaşanan tüm zorluklara rağmen toplumsal varlığını korumuş, kendi devletini kurmuş ve ona sahip çıkmıştır. Kıbrıs Türkü başından beri çözüm ve uzlaşı anlayışı içinde hareket etmiş, Rumların bozduğu anlaşmaları yeniden tesis edebilmek için BM tarafından bugüne kadar sunulan kapsamlı çözüm planlarına evet diyen taraf olmuştur. Kıbrıs Türk halkının bu iradesi 2004 yılında yapılan referandumda inkar edilemez şekilde tüm dünya tarafından görülmüştür. Adada 2008 yılında başlayan ve 2012 yılında kesintiye uğramasına karşın 11 Şubat 2014 tarihinde ortak açıklamanın kabulüyle yeniden başlayan son BM kapsamlı müzakere sürecinde de Kıbrıs Türkü’nün hakkını ve eşitliğini güvence altına alacak adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması için Kıbrıs Türk tarafı her türlü tarafı göstermiştir” dedi.
Rum Yönetiminin tek başına doğal kaynak arama çalışmalarını eleştiren Arınç, “Rum Yönetimi adanın etrafındaki doğal kaynaklar üzerinde tek taraflı faaliyetler kapsamında yeni bir sondaj faaliyetine girişmiştir. Rum tarafının adanın tek sahibiymiş gibi hareket etmesine izin verilmesi tabiatıyla mümkün değildir. Kıbrıs Türkü’nün de bölgedeki doğal kaynaklar üzerinde asli hakları bulunmaktadır ve bunlara sahip çıkacaktır. Ülkemizde garantörlük sorumluluğu içinde Kıbrıs Türkü’nün bu kaynaklar üzerindeki asil haklarını koruması için gerekli olan her türlü desteği sağlayacaktır. Türkiye’den KKTC’ye getirmekte olduğumuz hayat suyu projesi çok yakında tamamlanacaktır. Suyun Kıbrıs sorunu için öngörülecek her türlü çözüm modelinde Türk tarafının elini güçlendirecek bir unsur olduğu kuşkusuzdur. Adaya gelecek suyun etkin kullanımı her geçen gün güçlenen KKTC ekonomisine bugüne kadar hayal dahi edilemeyen katkılar sağlayacak, özellikle tarımsal üretim ve ihracat alanında KKTC için yeni fırsatlar yaratılmış olacaktır” dedi.
Törende konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise başta Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği olmak üzere, uluslararası toplumdan, iki tarafın haklarına saygılı davranmalarını ve Rum lider Nikos Anastasiadis’e her şeyin konuşulup çözümlenebileceği yer olan masaya ön şartsız dönmesi hususunda ciddi uyarılar yapmalarını beklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının ısrarlı tutumu nedeniyle hazırlamış olmalarına rağmen masaya bir harita koyamadığını ama yüzdelik ve yerleşim birimlerinin isimlerini koyduğunu, bu dikkate alındığında ise talep edilen toprağın büyüklüğü ve bir haritanın ana hatlarıyla ortaya çıktığını kaydetti.
Eroğlu, “Böylesi bir isteme evet dememiz asla mümkün değildir” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nun aldığı son kararın çözüme değil, Rum uzlaşmazlığına hizmet ettiğini ve gerçeklerle bağdaşmadığını da kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafının, Kıbrıs sorunu ve buna bağlı konularda muhatabının Kıbrıs Türk tarafı olduğunu bilmesini istedi.
Hidrokarbon konusunda Rum tarafı resmi bir özel komite kurulmasına siyasi nedenlerle karşıysa, “mevcut Ekonomi Teknik Komitesi içerisinde modaliteleri belirlendikten sonra, iki taraftan birer şirket aracılığıyla hidrokarbon konusunda birlikte hareket etme ve karar alma yönüne gidebileceklerini” ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu yöntemin daha önce Rum tarafı KKTC’den elektrik alırken kullanıldığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bir diğer yolun ise iki tarafın da hidrokarbonlar konusundaki faaliyetlerini eş zamanlı bir şekilde durdurmaları ve kapsamlı çözüme odaklanarak, çözümle birlikte doğal kaynakların yönetiminin federal seviyede yönetilmesi” olduğunu söyledi.
Konuşmanın ardından Eroğlu kendisine getirilen Türkiye ve KKTC bayraklarını öperek teslim aldı. Ardından Türk Silahlı Kuvvetleri ve Sivil Toplum Kuruluşları ile öğrenciler tören alanında yürüyüş gerçekleştirdi.
Kaynak: İHA
Arınç törendeki konuşmasında, “1963’ten bu yana yarım asırlık hak ve eşitlik mücadelesinde nice badireler atlatan ve nice zorluklara göğüs geren Kıbrıs Türkü’nün sabır ve dirayeti ayrılmaz parçası olduğu Türk milleti içinde bir gurur kaynağıdır. Kıbrıs Türk halkı yaşanan tüm zorluklara rağmen toplumsal varlığını korumuş, kendi devletini kurmuş ve ona sahip çıkmıştır. Kıbrıs Türkü başından beri çözüm ve uzlaşı anlayışı içinde hareket etmiş, Rumların bozduğu anlaşmaları yeniden tesis edebilmek için BM tarafından bugüne kadar sunulan kapsamlı çözüm planlarına evet diyen taraf olmuştur. Kıbrıs Türk halkının bu iradesi 2004 yılında yapılan referandumda inkar edilemez şekilde tüm dünya tarafından görülmüştür. Adada 2008 yılında başlayan ve 2012 yılında kesintiye uğramasına karşın 11 Şubat 2014 tarihinde ortak açıklamanın kabulüyle yeniden başlayan son BM kapsamlı müzakere sürecinde de Kıbrıs Türkü’nün hakkını ve eşitliğini güvence altına alacak adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması için Kıbrıs Türk tarafı her türlü tarafı göstermiştir” dedi.
Rum Yönetiminin tek başına doğal kaynak arama çalışmalarını eleştiren Arınç, “Rum Yönetimi adanın etrafındaki doğal kaynaklar üzerinde tek taraflı faaliyetler kapsamında yeni bir sondaj faaliyetine girişmiştir. Rum tarafının adanın tek sahibiymiş gibi hareket etmesine izin verilmesi tabiatıyla mümkün değildir. Kıbrıs Türkü’nün de bölgedeki doğal kaynaklar üzerinde asli hakları bulunmaktadır ve bunlara sahip çıkacaktır. Ülkemizde garantörlük sorumluluğu içinde Kıbrıs Türkü’nün bu kaynaklar üzerindeki asil haklarını koruması için gerekli olan her türlü desteği sağlayacaktır. Türkiye’den KKTC’ye getirmekte olduğumuz hayat suyu projesi çok yakında tamamlanacaktır. Suyun Kıbrıs sorunu için öngörülecek her türlü çözüm modelinde Türk tarafının elini güçlendirecek bir unsur olduğu kuşkusuzdur. Adaya gelecek suyun etkin kullanımı her geçen gün güçlenen KKTC ekonomisine bugüne kadar hayal dahi edilemeyen katkılar sağlayacak, özellikle tarımsal üretim ve ihracat alanında KKTC için yeni fırsatlar yaratılmış olacaktır” dedi.
Törende konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise başta Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği olmak üzere, uluslararası toplumdan, iki tarafın haklarına saygılı davranmalarını ve Rum lider Nikos Anastasiadis’e her şeyin konuşulup çözümlenebileceği yer olan masaya ön şartsız dönmesi hususunda ciddi uyarılar yapmalarını beklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının ısrarlı tutumu nedeniyle hazırlamış olmalarına rağmen masaya bir harita koyamadığını ama yüzdelik ve yerleşim birimlerinin isimlerini koyduğunu, bu dikkate alındığında ise talep edilen toprağın büyüklüğü ve bir haritanın ana hatlarıyla ortaya çıktığını kaydetti.
Eroğlu, “Böylesi bir isteme evet dememiz asla mümkün değildir” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nun aldığı son kararın çözüme değil, Rum uzlaşmazlığına hizmet ettiğini ve gerçeklerle bağdaşmadığını da kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafının, Kıbrıs sorunu ve buna bağlı konularda muhatabının Kıbrıs Türk tarafı olduğunu bilmesini istedi.
Hidrokarbon konusunda Rum tarafı resmi bir özel komite kurulmasına siyasi nedenlerle karşıysa, “mevcut Ekonomi Teknik Komitesi içerisinde modaliteleri belirlendikten sonra, iki taraftan birer şirket aracılığıyla hidrokarbon konusunda birlikte hareket etme ve karar alma yönüne gidebileceklerini” ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu yöntemin daha önce Rum tarafı KKTC’den elektrik alırken kullanıldığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bir diğer yolun ise iki tarafın da hidrokarbonlar konusundaki faaliyetlerini eş zamanlı bir şekilde durdurmaları ve kapsamlı çözüme odaklanarak, çözümle birlikte doğal kaynakların yönetiminin federal seviyede yönetilmesi” olduğunu söyledi.
Konuşmanın ardından Eroğlu kendisine getirilen Türkiye ve KKTC bayraklarını öperek teslim aldı. Ardından Türk Silahlı Kuvvetleri ve Sivil Toplum Kuruluşları ile öğrenciler tören alanında yürüyüş gerçekleştirdi.