Klasik Otomobil Tutkusu Atölye Kurdurttu
İnegöl ilçesinde, klasik otomobil tutkunu iş adamı Abdullah Ezim, araçların yenileme işlemleri için fabrikasının bir bölümünde atölye kurdu.
Ezim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, klasik otomobil sevdasının 7 yıl önce başladığını söyledi.
İlk klasik otomobilini 7 yıl önce satın aldığını, bugüne kadar 1951 modelden başlayıp 1976 modele kadar 15 otomobili, 6 da motosikleti olduğunu ifade eden Ezim, klasik otomobil sayısını 50'ye çıkarmayı ve ilçede bir otomobil müzesi kurmayı hedeflediğini bildirdi. İlk klasik otomobilinin 1964 model "Impala" olduğunu belirten Ezim, "1 yıl onu kullandım. Ondan sonra 'bu arabalardan neden alıp biriktirmiyorum' diyerek birkaç tane daha araba aldım" dedi.
Satın aldığı otomobillerin yenileme işlemi için fabrikasının bir bölümünde oluşturduğu atölye de yaptırdığını, bir otomobilin yenileme süresinin 1 yıl sürdüğünü dile getiren Ezim, şöyle devam etti:
"Dışarıdaki kaporta, boya işlerine vermeye başladığımda biraz sorun yaşayınca kendi bünyemin içinde ufak bir atölye kurdum. Çok profesyonel olmasak da kendi işimizi kendimiz yapmaya uğraşıyoruz. 1 araba yaklaşık 1 yıl sürüyor. Aynı anda 2-3 arabaya başlanıyor. Bunların parçalarının bir kısmını iç piyasadan temin ediyoruz. Bir kısmını yurt dışından Amerika'dan getiriyoruz. Nikelaj işlerini Türkiye'de yaptırıyoruz, güzel zevkli bir uğraş" diye konuştu.
- "Çocuklarıma bırakacağım en büyük miraslardan biri"
Çocuklarına bırakacağı en büyük miraslardan birinin klasik otomobilleri olduğunu ifade eden Ezim, şunları kaydetti:
"Ben bunları ticari olarak yapmıyorum. Kendime araba biriktiriyorum. Benim çocuklarıma bırakacağım en büyük miraslardan biri. Ben bunlara aynı zamanda bir kültürel değer olarak da bakıyorum. Yani bunlar eski Türkiye. 1950'lerin, 1960'ların Türkiyesini bugünkü genç arkadaşlarımıza yılda bir iki etkinlik yapıp bu eski araç sevgisini, yeni arkadaşlarımıza aşılamak istiyoruz. Güzel ama sabır isteyen bir uğraş. Bıkmamak gerektiren bir iş. Ben bunları almaya başladıktan sonra birkaç arkadaşım da bunlara ilgi duymaya başladı.
Kimi 1 kimi 2 araç alıyor. Bence güzel bir yatırım. Bu hem hobi hem yatırım. Bu araçlar hiçbir zaman zarar etmez. Her yıl enflasyonun 2-3 katı üzerine koyar. Ben bu işleri yaparken birazda dinlendiğimi hissediyorum. Güzel bir uğraş. Bu işe girdiğimden dolayı hiç pişman değilim."
Bunlara ilave olarak mekanik tarım aletleri de toplamaya başladığını anlatan Ezim, "1950 yılından önce yapılmış tarım aletlerinden de toplamaya uğraşıyorum. Eski araçlara ne kadar harcadığımı bilmiyorum. Zaten hesaplarsam hemen vazgeçerim. Hesaplamadan devam ediyoruz. Nefes aldığımız sürece de inşallah devam edeceğiz. Hedefim 50 klasik araç. Bunları satmaya niyetim yok. İnşallah ilerde şehrimize bazı arkadaşlarımızın da katlısı ile ticari olmayan bir araç müzesi kurabilirsek ne mutlu bize. Ben şehrimize ilerde bunları tarihi bir miras olarak bırakmak istiyorum" ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
İlk klasik otomobilini 7 yıl önce satın aldığını, bugüne kadar 1951 modelden başlayıp 1976 modele kadar 15 otomobili, 6 da motosikleti olduğunu ifade eden Ezim, klasik otomobil sayısını 50'ye çıkarmayı ve ilçede bir otomobil müzesi kurmayı hedeflediğini bildirdi. İlk klasik otomobilinin 1964 model "Impala" olduğunu belirten Ezim, "1 yıl onu kullandım. Ondan sonra 'bu arabalardan neden alıp biriktirmiyorum' diyerek birkaç tane daha araba aldım" dedi.
Satın aldığı otomobillerin yenileme işlemi için fabrikasının bir bölümünde oluşturduğu atölye de yaptırdığını, bir otomobilin yenileme süresinin 1 yıl sürdüğünü dile getiren Ezim, şöyle devam etti:
"Dışarıdaki kaporta, boya işlerine vermeye başladığımda biraz sorun yaşayınca kendi bünyemin içinde ufak bir atölye kurdum. Çok profesyonel olmasak da kendi işimizi kendimiz yapmaya uğraşıyoruz. 1 araba yaklaşık 1 yıl sürüyor. Aynı anda 2-3 arabaya başlanıyor. Bunların parçalarının bir kısmını iç piyasadan temin ediyoruz. Bir kısmını yurt dışından Amerika'dan getiriyoruz. Nikelaj işlerini Türkiye'de yaptırıyoruz, güzel zevkli bir uğraş" diye konuştu.
- "Çocuklarıma bırakacağım en büyük miraslardan biri"
Çocuklarına bırakacağı en büyük miraslardan birinin klasik otomobilleri olduğunu ifade eden Ezim, şunları kaydetti:
"Ben bunları ticari olarak yapmıyorum. Kendime araba biriktiriyorum. Benim çocuklarıma bırakacağım en büyük miraslardan biri. Ben bunlara aynı zamanda bir kültürel değer olarak da bakıyorum. Yani bunlar eski Türkiye. 1950'lerin, 1960'ların Türkiyesini bugünkü genç arkadaşlarımıza yılda bir iki etkinlik yapıp bu eski araç sevgisini, yeni arkadaşlarımıza aşılamak istiyoruz. Güzel ama sabır isteyen bir uğraş. Bıkmamak gerektiren bir iş. Ben bunları almaya başladıktan sonra birkaç arkadaşım da bunlara ilgi duymaya başladı.
Kimi 1 kimi 2 araç alıyor. Bence güzel bir yatırım. Bu hem hobi hem yatırım. Bu araçlar hiçbir zaman zarar etmez. Her yıl enflasyonun 2-3 katı üzerine koyar. Ben bu işleri yaparken birazda dinlendiğimi hissediyorum. Güzel bir uğraş. Bu işe girdiğimden dolayı hiç pişman değilim."
Bunlara ilave olarak mekanik tarım aletleri de toplamaya başladığını anlatan Ezim, "1950 yılından önce yapılmış tarım aletlerinden de toplamaya uğraşıyorum. Eski araçlara ne kadar harcadığımı bilmiyorum. Zaten hesaplarsam hemen vazgeçerim. Hesaplamadan devam ediyoruz. Nefes aldığımız sürece de inşallah devam edeceğiz. Hedefim 50 klasik araç. Bunları satmaya niyetim yok. İnşallah ilerde şehrimize bazı arkadaşlarımızın da katlısı ile ticari olmayan bir araç müzesi kurabilirsek ne mutlu bize. Ben şehrimize ilerde bunları tarihi bir miras olarak bırakmak istiyorum" ifadesini kullandı.