'Kleopatra'nın Sarayını Süsleyen' Sanatı Bursa'da Yaşatıyorlar

Bursa'da bir çift, "Antik Mısır'da Kleopatra'nın sarayını, Rönesans döneminde Avrupa'yı, Osmanlı döneminde de sarayları süsleyen", kökleri MÖ 3 binli yıllara dayanan marküteri sanatını; konak tavanları, çeyiz sandıkları, çeşitli mobilyalar ve tablolara uygulayarak yaklaşık 23 yıldır devam ettiriyor.

Mesut-Kıymet Korkmaz çifti, ahşap kakma olarak bilinen, "farklı renklerdeki ince ahşap yüzeylerin kıl testere aracılığıyla çeşitli şekillerde kesilerek, bu motiflerin yan yana getirilmesi" olarak tanımlanan marküteri sanatını, Balibeyhan Geleneksel Sanatlar Çarşısı'ndaki 10 metrekarelik atölyelerinde yaşatıyor.
Tophane Endüstri Meslek Lisesi Ağaç İşleri Bölümü mezunu Mesut Korkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, marküterinin, pahalı bir "saray sanatı" olduğunu anlattı.
Sanatı icra etmeye ahşap malzemeleri toprak zemine kaplayarak başladıklarını belirten Korkmaz, "Ahşap işinin mobilyacılık kısmını hiç sevemedim. Bir yanım hep mobilyaları süslemek istiyordu, biraz da resme kabiliyetim vardı. Yaklaşık 23 yıl önce bu işe başladığımızda eşimle marküteri sanatının ne demek olduğunu bile bilmiyorduk. Marküteri sanatı ile uğraştığımız, başladıktan 5-6 ay sonra bir dergiden öğrendik. Bizce biz, bir şeyler yapıyorduk evimizde" diye konuştu.

Korkmaz, ilk başlarda marküteri için müzelerden Anadolu uygarlıklarına ait desenler seçtiklerini ifade ederek, "Zamanla sehpalara, masa üzerlerine, dolap kapaklarına marküteri uygulamaya başladık. Daha sonra da yaptığımız eserleri tablolaştırdık" dedi.


- "Tavan kaplaması 100 bin parçadan oluşan konak"

Bir eserin yaklaşık 7-8 işlemden geçtikten sonra ancak tamamlandığını dile getiren Korkmaz, kentteki tarihi bir konağın tavanını marküteri sanatıyla süslediklerini, tavanın kaplamasının yaklaşık 100 bin parçadan meydana geldiğini söyledi.

Marküteri sanatının fazla bilinmediğini anlatan Korkmaz, "Maalesef bu işi öğrenmek için çırak gelmiyor. Biz de dedik ki 'Atölyemiz marküteri öğrenmek isteyen herkese açık'. Öğrenmek isteyen kim varsa gelsin, kessin, yapsın. Hiçbir ücret talep etmiyoruz" ifadesini kullandı.

-Ahşap dağlama sanatına da ilgi

Kıymet Korkmaz da marküterinin dışında ahşap dağlama sanatının da ilgisini çektiğini ve yaklaşık 5 yıl önce bu sanatı kendi kendine öğrenerek yapmaya başladığını söyledi.

Ahşap dağlamanın eski ve geleneksel bir sanat olduğunu belirten Korkmaz, eskiden kaşıkları, telleri, metalleri sobada ısıtarak bu sanatın icra edildiğini dile getirdi.
Ahşap yakma makinesiyle önce yapmak istediği resmi çizdiğini anlatan Korkmaz, şöyle konuştu:
"Daha sonra yakma işlemine başlıyorum. Ardından yine yakarak çeşitli tonlamalarla deseni renklendiriyorum. Tablolar, hat çalışmaları yapıyorum ama hattat değilim. Orijinal hatları kendi işime adapte ediyorum. Bu sanatı konsollarda, masalarda kullandım. Eşimle yurt içinde ve yurt dışında açtığımız sergilerde marküteriyi de ahşap dağlama sanatını da tanıtma fırsatımız oldu."
Korkmaz çifti, 2005'te Bursa İl Özel İdaresince düzenlenen ''Bursa Simgesini Arıyor'' yarışmasında marküteriyle yaptıkları ''Hacivat ve Karagöz'' tablosuyla birincilik ödülü aldıklarını da sözlerine ekledi.
Kaynak: AA