Prof.dr. Akyol, 'Dershanelerin Varlığı Üniversite ve Okulların Yetersizliği'

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, dershanelerin varlığının üniversite ve okulların yetersizliği olduğunu söyledi.


Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi(ATAM) ile Gazi Üniversitesi ortaklığında gerçekleştirilen Cumhuriyet’in Kuruluşundan Günümüze Eğitimde Kademeler Arası Geçiş ve Yeni Modeller Uluslar Arası Kongresi Antalya Crowne Plaza Otel'de başladı

Afganistan, Azerbaycan, ABD’den ve ülke genelinden 130 akademisyenin katıldığı ve eğitim alanında 76 bildirinin sunulacağı kongre, 18 Ocak Cumartesi gününe kadar devam edecek

Kongreye Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, Atatürk Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Nihat Büyükbaş ve birçok akademisyen katıldı.

Kongrede kademeler arası geçişler, dershaneler ve sınav sistemlerinin üzerinde durulacağını belirten Prof. Dr. Hayati Akyol, sonuç raporu hazırlanacağını ifade etti.

Prof.Dr. Akyol, "Kademeler arası geçişler sınavla yapılmakta ve bu sınavlar da sürekli tartışılmaktadır. Özellikle ilköğretim boyutundaki sınavların çok tartışılmalı olduğunu hatta ilkokulda bunların olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar çeşitli çalışmalar yapılıyor ancak kimileri sonuçsuz kalıyor, kimileri de etkisiz kalıyor. Şu anda bildiğimiz şey sınav ağırlıklı kademeli geçişler yapılmakta, bunların yetersiz olduğunu düşünüyorum, sınavın yanında mutlaka başka unsurların da olması gerektiğini düşünüyorum. En son yapılan düzenlemelerde okul performansının kısmen dikkate alınması söz konusu ama bunları da yeterli görmüyorum” dedi.

KATSAYI SIKINTISI
Meslek liselerindeki öğrencilerin daha önce katsayı sıkıntısı yaşadığını ve katsayıların kaldırılmasıyla kalitenin kalmadığını belirten Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, "Daha önceden meslek liselilerin üniversiteye geçmesiyle ilgili bir sıkıntı vardı, puan, katsayı sıkıntısı vardı. Geçişte kaliteyi etkileyen unsurlar da önemli. Geçişi yapacak kişiler buna hazır mı? Eğitim alınan kurumlarda A kurumundan B kurumuna geçerken hazırlıklı geçiliyor mu? Bu çok önemli. Katsayısı kaldırıldı. Üniversitenin kapısına gidenler arttı. Kalite arttı mı ama artmadı. Kaliteyi artıran unsurlar kalmadı.Bizde şöyle bir sıkıntı var herkesi zorla üniversiteye yerleştirmek var. Gelmek istemiyor. Bu kişiyi bir takım beceriler kazandırırsanız, kendi kendini idare edebilecek konuma geldiyse bu üniversiteye gelmek devam etmek istemiyor ama biz bütün çocuklarımızı üniversiteye getirmeye çalışıyoruz. Sonuçta birçok çocuğumuz dışarıda kalıyor. Yerleştirilenlerin çoğu da nitelik açısından kaliteleri tartışmaya açık. Mesleki eğitim yeniden yapılandırarak önem verilmesi, üniversiteye gitmek istemeyenlere de becerilerine yönelik eğitimler verilmesi ve iş hayatına atılmalarını sağlamak gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

DERSHANELERİN VAR OLMA SEBEBİ
2012-2013 eğitim öğretim döneminde dershane sorunu olduğunu belirten Prof. Dr. Hayati Akyol, dershanelerin var olma sebebin okulların ve üniversitelerin yetersiz olmasından kaynaklandığını belirten şunları söyledi:
"Dershane sorunu var. 3 bin 858 dershane var.2 milyon 207 bin 716 öğrenci sayısı, öğretmen sayısı ise 51 bin 522. Bu kadar öğretmen dershanelerde kadrolu öğretmen değil. Bunu da görmek lazım. Birçok devletin okulunda olan öğretmenler var. Bunlar hem devletin okulunda görev yapıyorlar, hem de dershanelerde, hatta utanılması gerekenler arasında ben de varsam onu da söylüyorum. Benim üniversitemin öğretim elemanları isim değiştirerek Ankara’da dershanelerde görev yapıyorlar. Bunların nedenlerini de tartışmak ve düşünmek gerekiyor. O yüzden dershanelerde bu kadar öğretmen var. Nereye konulacak derseniz, dershane kadrolarında bu kadar öğretmen yok. Bunu da bilmekte fayda var. Maddi durumu iyi olan çocuklar bir şekilde iyi okullara giriyor, fakir çocuk da parayı veriyor dershaneye gidiyor ama üniversiteye girişte yüzde 7 gibi bir oranda kalıyor. Dershane niye çıktı, üniversiteler ve okullar yetersiz olduğu için ortaya çıktı. Eğer Üniversite ve okullar yeterli hale gelirse bu konuda çalışmalar var, yeterli hale geleceğine de inanıyorum. Dershaneden kurtulmanın yolu okullu etkinleştirmektir. Bu da bir günde olacak şey değil. En kısa zamanda yapılabilir."
KADEMELER ARASI GEÇİŞ
Kademeler arası geçişte kademelerin iyi hazırlanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Hayati Akyol, Cumhuriyet dönemi öğretmen yetiştirme politikasının iflas ettiğine vurgu yaparak, "Çalışan öğretmenlerin yüzde 52’si alan dışı, sınıf öğretmenliğine 800 ayrı alandan atama yapılmış. Bizde kademeler arası geçiş eğitim öğretim sürecinde olmuyor.Mesleğe atanırken oluyor. Hangi okulu ne zaman, nasıl bitirdiğiniz önemli değil, siz işe atanırken kademeler arası geçiş yaşıyorsunuz. 2013 yılına ait bir araştırma bu. 2013 yılında hala öğretmenlerinizin yüzde 52’si alan dışı atamalarla görev yapıyorsa cumhuriyet döneminin öğretmen yetiştirme politikasının iflas ettiğini gösterir. Kademeler arası geçişi nasıl yaparsak yapalım bir öğretim programı oluşturmak zorundayız. Fikrimizin, zikrimizin uygulama ile düşüncenin birbirini tutması gerekiyor. Kademeler arası geçişte kademeleri iyi hazırlamamız gerekiyor. Ortamı iyi hazırlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Anne karnında öğrenmeye başlayan çocuğun 3,4,5 yaşlarında daha iyi öğreneceğine dikkat çeken Prof. Dr. Hayati Akyol konuşmasını şöyle tamamladı:
“3 çarpı 4 sayesinde ilkokul süresi en aza indirilmiştir. Dünyadaki diğer ilkokul düzeyleriyle karşılaştırıldığında eğitim düzeyi ilkokulda en aza indirildi. Yaş da 6 yaşa indirildi. 6 yaşında hatta veli uygun görürse çocuk 5,5 yaşında okula geliyor. 4 yıl devam ediyor. 9,5 yaşındaki çocuğu branş öğretmenine teslim ediyorsunuz. Yaşın aşağı çekilmesine karşı değilim ama ortam olarak şiddetle karşıyım. Ortamınız hazır olmadan, bu çocukların düzeyine uygun ortamları sağlamadan bunun böyle yapılmasının uygun olmadığını düşünüyorum. Ama çocuk öğrenemezdi.Eğitim dinselleşiyor, cinselleşiyor falan bunlar hiçbirinin çok bilimsel temelli olduğunu düşünmüyorum. Çocuk öğrenir. Ana karnına öğrenen çocuk, 3-4-5 yaşında çok daha iyi öğrenir diye düşünüyorum. Bu bir sorun çünkü burada yetersiz bir kademeli geçişte ilkokuldan ortaokuldan yetersiz bir geçiş olacaktır ve bu olumsuzluklar devam edip gidecektir."
Kaynak: İHA