Çocuk Gelinin İntiharıyla İlgili Soruşturma Tamamlandı
Adana'da, kendisini kaçıran genç ile dini nikahla evlenmek zorunda kaldıktan 8 ay sonra intihar eden 15 yaşındaki Kübra Ulaş’ın ölümüyle ilgili soruşturma tamamlandı.
Cumhuriyet savcısı, ‘şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına’ karar verdi.
Edinilen bilgiye göre, 15 yaşındaki Kübra Ulaş, 25 Eylül 2012 tarihinde kendisinden 8 yaş büyük olan E.E. (23) tarafından kaçırıldı. İddiaya göre, E.E. kız çocuğuyla ilişkiye girdikten sonra ailesine “Kızınız artık benim eşim oldu benimle evlenmek zorunda” diye haber gönderdi. Bunun üzerine aile kızlarını E.E. ile dini nikah ile evlendirmek zorunda kaldı. Evliliğinin ilk yıllarında bir fabrikada çalışan E.E., buradaki işinden çıkarıldıktan sonra işsiz kalmasının ve kıskançlığının getirdiği bunalım ile eşi ile sık sık tartışmaya başladı.
Bir gün, eve gelen E.E, eşinin “benim dişim ağrıyor hastaneye götürür müsün” sözüne sinirlenerek, eşinin karnına tekme attı. Aldığı darbeler neticesinde karın ağrısı çeken ve kanaması olan Kübra Ulaş, hastaneye gittiğinde 2 aylık bebeğini tekmeden dolayı düşürdüğünü öğrendi. Kübra, yaşadığı olaylar daha fazla dayanamayarak babası Emin Ulaş’tan, kendisini eve götürmesini istedi. Kızıyla telefonda konuşan Baba Ulaş, iş çıkışında kızının evine gitti. Uzun süre kapıyı çalan ve kimseyle görüşemeyen Emin Ulaş, evden ayrıldıktan sonra kızının intihar ettiği haberini aldı. Kübra Ulaş’ın genç yaşında yaşadığı acılara dayanamayarak, evinin pencere demirine kendini asarak intihar ettiği öğrenildi.
Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından acılı aile, E.E ve onun ailesinden şikayetçi oldu. Baba Emin Ulaş, kızının ölümüne, nikahsız yaşadığı E.E’nin şiddetinin neden olduğunu iddia etti. Yapılan iddialar üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından, Kübra'nın nikahsız eşi E.E ile kayınvalidesi ve kayınpederi hakkında ‘kasten öldürme, intihara yönlendirme ve yardım etme’ suçlarından soruşturma başlatıldı. Şüpheliler, Kübra'nın ailesinin iddialarını yalanlayarak, haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.
Sürecin ardından, Adana Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi'nin raporunda, ‘cesette herhangi bir ateşli silah yarası, kesici alet yarasına rastlanmadığı, ölümün asılmaya bağlı meydana geldiği’ yönde rapor verildi.
Cumhuriyet savcısı da rapor ve ifadeler doğrultusunda ‘şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığı’ kararını verdi.
Kaynak: İHA
Edinilen bilgiye göre, 15 yaşındaki Kübra Ulaş, 25 Eylül 2012 tarihinde kendisinden 8 yaş büyük olan E.E. (23) tarafından kaçırıldı. İddiaya göre, E.E. kız çocuğuyla ilişkiye girdikten sonra ailesine “Kızınız artık benim eşim oldu benimle evlenmek zorunda” diye haber gönderdi. Bunun üzerine aile kızlarını E.E. ile dini nikah ile evlendirmek zorunda kaldı. Evliliğinin ilk yıllarında bir fabrikada çalışan E.E., buradaki işinden çıkarıldıktan sonra işsiz kalmasının ve kıskançlığının getirdiği bunalım ile eşi ile sık sık tartışmaya başladı.
Bir gün, eve gelen E.E, eşinin “benim dişim ağrıyor hastaneye götürür müsün” sözüne sinirlenerek, eşinin karnına tekme attı. Aldığı darbeler neticesinde karın ağrısı çeken ve kanaması olan Kübra Ulaş, hastaneye gittiğinde 2 aylık bebeğini tekmeden dolayı düşürdüğünü öğrendi. Kübra, yaşadığı olaylar daha fazla dayanamayarak babası Emin Ulaş’tan, kendisini eve götürmesini istedi. Kızıyla telefonda konuşan Baba Ulaş, iş çıkışında kızının evine gitti. Uzun süre kapıyı çalan ve kimseyle görüşemeyen Emin Ulaş, evden ayrıldıktan sonra kızının intihar ettiği haberini aldı. Kübra Ulaş’ın genç yaşında yaşadığı acılara dayanamayarak, evinin pencere demirine kendini asarak intihar ettiği öğrenildi.
Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından acılı aile, E.E ve onun ailesinden şikayetçi oldu. Baba Emin Ulaş, kızının ölümüne, nikahsız yaşadığı E.E’nin şiddetinin neden olduğunu iddia etti. Yapılan iddialar üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından, Kübra'nın nikahsız eşi E.E ile kayınvalidesi ve kayınpederi hakkında ‘kasten öldürme, intihara yönlendirme ve yardım etme’ suçlarından soruşturma başlatıldı. Şüpheliler, Kübra'nın ailesinin iddialarını yalanlayarak, haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.
Sürecin ardından, Adana Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi'nin raporunda, ‘cesette herhangi bir ateşli silah yarası, kesici alet yarasına rastlanmadığı, ölümün asılmaya bağlı meydana geldiği’ yönde rapor verildi.
Cumhuriyet savcısı da rapor ve ifadeler doğrultusunda ‘şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığı’ kararını verdi.