AK Parti Grup Başkanvekili Aydın’dan Gündemle İlgili Açıklamalar
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, demokratikleşme ve başörtüsünün çözümü noktasında önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, Ruhban Okulu sorununun da çözülebileceğini söyledi.
Meclis’in tatile girmesinin ardından memleketi Adıyaman’da inceleme ve temaslarını sürdüren AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Esnaf ziyareti esnasında gazetecilerin sorularını cevaplayan Aydın, demokratikleşme ve başörtüsünün çözümü noktasında önemli ilerlemeler kaydedildiğini, Ruhban Okulu sorununun çözülebileceğini ve YAŞ kararlarının hükümetin inisiyatifi doğrultusunda gerçekleştiğini ifade etti.
Aydın, şunları söyledi:
“Bütün etnik yapılarımızla, dinlerimizle, dillerimizle biz hep birlikte Türkiye’yiz dedik. 76 milyon biriz, beraberiz ve kardeşiz dedik. Partimizin 10,5 yıldan beri bu noktada önemli adımlar attık. Öncelikle ret, inkar ve asimilasyon politikalarını elimizin tersiyle ittik. Bu ülkede yaşayan her etnik yapının kendini ifade edebilmesi, her insanın inancının gereğini yapabilmesi noktasında önlerini açmaya çalıştık. Daha bundan 10 sene önce ben Kürdüm, ben Aleviyim demek bile zor gelirdi. Bu gün çok rahat bir şekilde her şeyi tartışabiliyoruz, konuşabiliyoruz. İnsanlarımız daha özgür bir ortamda inandıkları doğrultuda yaşayabiliyorlar, inançlarını yerine getirebiliyorlar. Etnik yapılarının gereği dillerini öğrenebiliyorlar. Biz on sene önce Kürt Dili Edebiyatı Bölümleri açacağız deseydik o gün bizleri içeriye tıkarlardı. Bakın bu gün Kürtçe seçmeli ders oldu, Arapça seçmeli ders oldu. Çok muazzam işler yaptık. Türkiye işkence ile anılan bir ülkeydi. Darbecilerin yargılanmasının önündeki engeller kaldırıldı. Bugün bu ülkede darbeye teşebbüs edenler, darbe yapanlar yargılanabiliyor. Dört tane demokratikleşme paketi çıkardık. Bu demokratikleşme sürecini bu ülkede milli birlik ve kardeşliği pekiştirmek adına yapıyoruz.”
Başörtüsü sorununa da değinen Aydın, “Maalesef bu ülkede başörtüsü zulmünü insanlar yaşadı. Özellikle 28 Şubat süreciyle, tek parti zihniyetinin devamı olan tüm süreçlerle birlikte inanan kesim çok ciddi manada zulme tabi tutuldu. İmam hatiplerin önünü kesmek adına bütün meslek liselerinin geleceğini yok ettiler. Ama bugün gelinen noktada katsayı adaletsizliğini ortadan kaldırdık. Başörtülü bacılarımız üniversite kapılarından kovuldular. Sayın Başbakanımızın kızı dahi kendi ülkesinde başörtüsünden dolayı okuyamadı. Ama hamdolsun gelinen noktada bunu bir bir aşıyoruz. Başörtüsünde ne Anayasa’da ne de mevcut kanunda yasal bir zorunluluk yok. Tamamen idari inisiyatiflerle yürütülen bu ülkeye yaşatılan bir acıydı, bir zulümdü. İdari tasarruflar her gecen gün ortadan kaldırılıyor” dedi.
Ruhban okulu konusuna da değinen Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Azınlıklarla ilgili olarak, vakıf mallarıyla ilgili ciddi sıkıntıları vardı. Kendi mallarına kavuşamıyorlardı. Biz düzenlemeyle bu mallarını iade ettik ve doğrusu da budur. Bu ülkede yaşayan herkese demokrasi, herkese özgürlük, herkese adalet vermek durumundayız. Ruhban okulu olmazsa olmaz bir konu değil. Şahsi kanaatim biz bu konuyu da çözmeye yakınız diye düşünüyorum. İnsanların inandığı şekilde, bir başkasının hakkı ve hukukunu ihlal etmemek şartıyla özgürlükleri getirmek lazım.”
Geçmişteki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) fotoğraflarında adeta hükümete eş başkan statüsünde bir görüntü olduğunu ifade eden Aydın, “Ama şimdi gelinen noktada hükümetin inisiyatifiyle bu işler yürüyor. Türkiye’de artık demokrasi tekamül ediyor. Demokrasinin kuralları içerisinde istifa edenlerin yerine çok daha iyilerini bu millet getirir diye düşünüyorum” diye konuştu
Kaynak: İHA
Aydın, şunları söyledi:
“Bütün etnik yapılarımızla, dinlerimizle, dillerimizle biz hep birlikte Türkiye’yiz dedik. 76 milyon biriz, beraberiz ve kardeşiz dedik. Partimizin 10,5 yıldan beri bu noktada önemli adımlar attık. Öncelikle ret, inkar ve asimilasyon politikalarını elimizin tersiyle ittik. Bu ülkede yaşayan her etnik yapının kendini ifade edebilmesi, her insanın inancının gereğini yapabilmesi noktasında önlerini açmaya çalıştık. Daha bundan 10 sene önce ben Kürdüm, ben Aleviyim demek bile zor gelirdi. Bu gün çok rahat bir şekilde her şeyi tartışabiliyoruz, konuşabiliyoruz. İnsanlarımız daha özgür bir ortamda inandıkları doğrultuda yaşayabiliyorlar, inançlarını yerine getirebiliyorlar. Etnik yapılarının gereği dillerini öğrenebiliyorlar. Biz on sene önce Kürt Dili Edebiyatı Bölümleri açacağız deseydik o gün bizleri içeriye tıkarlardı. Bakın bu gün Kürtçe seçmeli ders oldu, Arapça seçmeli ders oldu. Çok muazzam işler yaptık. Türkiye işkence ile anılan bir ülkeydi. Darbecilerin yargılanmasının önündeki engeller kaldırıldı. Bugün bu ülkede darbeye teşebbüs edenler, darbe yapanlar yargılanabiliyor. Dört tane demokratikleşme paketi çıkardık. Bu demokratikleşme sürecini bu ülkede milli birlik ve kardeşliği pekiştirmek adına yapıyoruz.”
Başörtüsü sorununa da değinen Aydın, “Maalesef bu ülkede başörtüsü zulmünü insanlar yaşadı. Özellikle 28 Şubat süreciyle, tek parti zihniyetinin devamı olan tüm süreçlerle birlikte inanan kesim çok ciddi manada zulme tabi tutuldu. İmam hatiplerin önünü kesmek adına bütün meslek liselerinin geleceğini yok ettiler. Ama bugün gelinen noktada katsayı adaletsizliğini ortadan kaldırdık. Başörtülü bacılarımız üniversite kapılarından kovuldular. Sayın Başbakanımızın kızı dahi kendi ülkesinde başörtüsünden dolayı okuyamadı. Ama hamdolsun gelinen noktada bunu bir bir aşıyoruz. Başörtüsünde ne Anayasa’da ne de mevcut kanunda yasal bir zorunluluk yok. Tamamen idari inisiyatiflerle yürütülen bu ülkeye yaşatılan bir acıydı, bir zulümdü. İdari tasarruflar her gecen gün ortadan kaldırılıyor” dedi.
Ruhban okulu konusuna da değinen Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Azınlıklarla ilgili olarak, vakıf mallarıyla ilgili ciddi sıkıntıları vardı. Kendi mallarına kavuşamıyorlardı. Biz düzenlemeyle bu mallarını iade ettik ve doğrusu da budur. Bu ülkede yaşayan herkese demokrasi, herkese özgürlük, herkese adalet vermek durumundayız. Ruhban okulu olmazsa olmaz bir konu değil. Şahsi kanaatim biz bu konuyu da çözmeye yakınız diye düşünüyorum. İnsanların inandığı şekilde, bir başkasının hakkı ve hukukunu ihlal etmemek şartıyla özgürlükleri getirmek lazım.”
Geçmişteki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) fotoğraflarında adeta hükümete eş başkan statüsünde bir görüntü olduğunu ifade eden Aydın, “Ama şimdi gelinen noktada hükümetin inisiyatifiyle bu işler yürüyor. Türkiye’de artık demokrasi tekamül ediyor. Demokrasinin kuralları içerisinde istifa edenlerin yerine çok daha iyilerini bu millet getirir diye düşünüyorum” diye konuştu