Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Bali Açıklaması
İSTANBUL - Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "Başarımızın sırrı, samimiyetle bu ülkenin dokusuna, kumaşına uyumlu bir banka olarak çalışmakta" dedi.
İş Bankası'nın kuruluşunun 89. yılında AA muhabirlerine dünya ve Türkiye ekonomisinde yaşanan son gelişmeler ile İş Bankası'nda ve bankacılık sektöründe 2013 yılı içerisinde yaşananları değerlendiren Bali, 89 yılın bir müessese için çok büyük onur olduğunu belirterek, "Bu 89 yıl birbirinden çok farklı sayısız ekonomik, siyasal konjonktüre, nice teknolojik gelişmeye sahne olmuştur. İş Bankası kendine ait değerleri de koruyarak, değişen konjonktüre adapte olmuş, gelişmelere uygun olarak yenilenmiş ve bugünlere ulaşmıştır" dedi.
Bali, 89 yılda birbiriyle kıyaslanamayacak dönemler yaşandığından bahsederek, bankaya girdiği yıllarda manuel çalışma düzeninde, bütün şubelerin birbirinden bağımsız faaliyet gösterdiğini söyledi.
Bugünkü gibi on-line real-time çalışabilen bir yapı olmadığını anlatan Bali, şöyle konuştu:
"Biz ilk defa 803 şubeyi birbirine on-line bağladığımızda ''803 kapılı tek şube'ye dönüştük' demiştik. Bugün gelinen noktaya bakıldığında geçmişe göre önemli bir gelişme kaydettiğimizi görüyoruz. Eğer bir kurum statikse, beslenemiyorsa, hizmet verdiği toplumla alışverişi yeterince etkin, sağlam değilse, dokusu tutmuyorsa dönem değişimleri sırasında, büyük bir ihtimalle adaptasyonda sıkıntılar olur."
Oysa İş Bankası'nın kendine ait değerleri de koruyarak, değişen konjonktüre adapte olarak, gelişmelere uygun olarak yenilenerek bugünlere ulaştığını ifade eden Bali, "Bu, ülkeyle olan ilişkisi sağlıklı, nefes alıp veren bir kuruluş olmasının bir sonucudur. Başarımızın sırrı, samimiyetle bu ülkenin dokusuna, kumaşına uyumlu bir banka olarak iyi günü, kötü günü birlikte yönetme iradesinin müşterilerine yansıması ve onlarla iç içe, yüz yüze olma halidir. Bir başka deyişle, müşterisinin yüzüne bakabilen banka olma halimizdir" diye konuştu.
Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küresel ekonominin sağlam bir zemine oturmadığı, sadece şirketlerin değil ülkelerin bile iflasının gündeme getirildiği bir süreçte, Türkiye'nin en büyük bankası olarak Türk bankacılık sektörüne ve ekonomisine sağladığımız katkıdan ötürü gurur duymaktayız. Kuruluşundan bu yana cesur ve öncü karakteriyle İş Bankası; büyük sorumluluk, meslek erbaplığı ve çalışkanlıkla, zor koşullarda nasıl başarılı olunacağını, değişen iktisadi koşulların getirdiği sıkıntıların nasıl aşılacağını muhataplarının yanında durarak gösteregelmiş bir kuruluştur. Başarımız muhataplarımızın da doğrusunu gözeten, muhataplarımıza da kazandıran performansların neticesidir."
"100 milyar doları aşan bilançoda kredilerin payı yüzde 65"
İş Bankası'nın 2013 yılı ilk yarısındaki performansını değerlendiren Bali, aktif büyüklüğünün 194 milyar liraya ulaştığına, bunun da yılın ilk yarısı itibariyle 100 milyar doları aşan bir bilanço demek olduğuna işaret ederek, "Kredilerin bilançomuzdaki payı da yüzde 65 ile tarihi en yüksek seviyesine ulaştı" dedi.
İkinci çeyrekte çok isabetli alanlarda büyüdüklerini söyleyen Bali, "Bunlar yaygın büyüme alanları olup, sadece büyük gruplar nezdindeki yatırım kredileri, proje finansmanları gibi kurumsal ölçekteki kredilerin söz konusu olduğu alanlar değil, hem coğrafi olarak hem de iş bazında Anadolu'nun her yerine yayılmış olan irili ufaklı ihtiyaçların karşılanması için verilen finansal hizmetlerdir. Bu çerçevede yaptığımız çalışmalarla kredilerde yüzde 17'nin üzerinde büyüme sağladık" diye konuştu.
Adnan Bali, mevduatın kredilere dönüşüm oranına bakıldığında ise yüzde 110 ile sektör ortalamasının 5 puan üzerinde olduklarına dikkati çekti.
Bankanın hızlı atak yaptığı son yıllarda takipteki krediler rasyosunun ise ilk kez bu kadar sektör ortalamasının açık ara altında kalmasının ve bu yılın ilk 6 ayında da yüzde 1,8'e düşmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Bali, sözlerine şöyle devam etti:
"Takipteki kredi demek fire demektir. Fire demek aslında sosyal fire, ekonomik fire demektir. Sadece sizin için değil, bu kaynakları kullandırdığınız yerler için de firedir. Bu ülke kolay şartlarda buralara gelmiş değil. Çalışarak, didinerek birkaç nesilde üzerine ekleye ekleye bugüne getirdiği birikimlerdir. İşimizi doğru yapmaktan başka yolumuz yok. Banka olarak yılın ilk 6 ayında tüm bu kaynaklarla ekonomiye sağladığımız nakdi ve gayri nakdi kredi 158 milyar TL'yi aşmıştır. Biz '3 basamaklı kredi kavramında ilk banka olacağız' demiştik ve olduk. Bir Türk bankasının sağlıklı bir büyüme ile bu seviyelere ulaşması önemli."
-"Medium Term Note programı ile 1 milyar 750 milyon dolar borçlanma öngörüyoruz"
Adnan Bali, kullandırılan kredilerin yüzde 72'sinin ticari kredi olduğunu belirterek, son dönemde ekonomik gerekliliklere paralel olarak, ülkenin ihtiyaçlarına uygun bir biçimde konuşlandıklarını ve ticari kredi oranlarının sektör ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi.
Son dönemde yaptıkları ataklarla ticari kredilerde kendilerini en yakın izleyenden toplam nakdi kredilerde 19 milyar lira, toplam nakdi ticari kredilerde ise 23 milyar lira mutlak bir farkla önde olduklarına işaret eden Bali, finans sisteminde rollerinin gereğini yerine getirdiklerini ifade etti.
İş Bankası'nın bu performansında bir yandan Türk halkının İş Bankası'na olan teveccühünün diğer yandan da kaynak temini açısından görülen ilgi ve güvenin etkisine dikkati çeken Bali, "Mevduat geçmişten bugüne İş Bankası için temel kaynak olmuştur. 114 milyar liralık bir mevduat büyüklüğü ile mevduatta da özel bankalar arasında liderliğimizi sürdürüyoruz. Fonlama kaynaklarımızı da ciddi şekilde çeşitlendirdik" dedi.
Yılın ilk 6 ayında iki ayrı dilimde 500 milyon ve 250 milyon dolarlık Eurobond borçlanması gerçekleştirdiklerini anımsatan Bali, haziran ayı içerisinde çalışmasına başladıkları ve önemli mesafe alınan Medium Term Note programı hakkında şunları aktardı:
"Bunlar aynı dokümanla yılın değişik dönemlerinde oluşan uluslararası piyasalardaki fırsatlardan farklı para cinslerinde, farklı vade dönemlerinde, farklı faiz türlerinden borçlanma imkanı veriyor. Şu anda 4 para cinsi, 10 farklı vade, sabit ve değişken faiz üzerinden 1 milyar 750 milyon dolar bir borçlanmayı bu program çerçevesinde öngörüyoruz."
Türkiye'de kamudan sonra özel bankalar içinde en yüksek şube ağına sahip olduklarını söyleyen Bali, yurt içi ve yurt dışı dahil olmak üzere 1.283 şubelerinin olduğu bilgisini verdi.
Bali, İş Bankası'nda şube dışı kanalların işlemlerdeki payının yüzde 80'e ulaştığını, internet bankacılığını kullanan müşteri sayısının 2 milyonu aştığını, mobil bankacık kullanıcı sayısının 500 bine ve aktif Bankamatik kullanıcı sayısının 8 milyona yaklaştığını söyledi.
-"Kredi tahsisi yaparken toplumun kaynaklarının doğru tahsis edilmesi adına sorumluluk yükleniyoruz"
Bankaların beklentilerin üzerinde kar elde etmiş olmasını değerlendiren Bali, "Serbest rekabetin olduğu, hukuk, kurallar ve mevzuatla yönetilen bir ülkede karlılık bir ticari şirketin performansıdır, karnesidir" dedi.
Adnan Bali, toplumun bankalara tevdi ettiği kaynakların doğru kullanıldığının karlılık performansıyla da denetlenebileceğine dikkati çekerek, bankacılık sektörünün karlılığını muhafaza etmesinin önemli olduğunu belirtti.
Yılın ilk yarısında memnuniyet verici sonuçlar elde ettiklerini ifade eden Bali, bunların başka taraflara kaybettirilerek sağlanmış olmadığını, aynı zamanda muhatapların da kazanması suretiyle gerçekleştiğini vurguladı.
Adnan Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Metodolojik açıdan ve doğru yerleri seçebilmek adına tevdiat sahipleri kendi başlarına daha iyisini yapamayacakları için tasarruflarını bizlere emanet ediyor, tevdi ediyor. Boşuna adı tevdiat hesabı değil. Çünkü biz kredi tahsisi yaparken toplumun kaynaklarının doğru tahsis edilmesi adına sorumluluk yükleniyoruz. Onun doğru şekilde tahsis edilmemesi kendi işimizi teknik olarak iyi yapamamamız ve bu toplumun birikimlerinin heba edilmesi demektir. O bakımdan bizim karlı çalışmamız, önceliklerimizi doğru belirlememiz, topluma tekrar değer olarak dönebilecek türden alanları önceliklendirebiliyor olmamız, bunu da dikkatle, iffetle ve metodolojik bir tutarlılıkla yapıyor olmamız son derece kıymetlidir."
-"İş Bankası, finansal istikrarın ve fiyat istikrarının gerektirdiği genel çerçevenin içerisinde hareket eder"
Kredi büyümesinde dönemsel olarak bakıldığında öngörülen programın önünde gidildiğini belirten Bali, konjonktürün gerektirdiği imkanlara bağlı olarak gerekli ayarların verilebileceğini ifade etti.
Konjonktürün gerektirdiği imkanlar ile aynı zamanda otoritenin almış olduğu kararlar ve önceliklere göre ayarlama yapmak gerektiğini söyleyen Bali, "İş Bankası, hiç şüphe yok ki bu ülkedeki finansal istikrarın, fiyat istikrarının gerektirdiği genel çerçevenin içerisinde hareket eder ve kendini o anlamdaki üst politikaya paralel bir tarzda konumlandırır" dedi.
İş Bankası'nın 2013'de, yılın ilk yarısında yakalanan yüksek büyüme performansının da etkisiyle, sene başındaki beklentilerine uygun olarak kredilerde yüzde 16-18 seviyesinin üzerinde büyüyeceğini öngören Bali, yılın ikinci yarısında Türkiye'nin dışından kaynaklanan nedenlerle değişen bir konjonktür olduğunu ve ek sıkılaştırıcı önlemler alan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yeni fonlama maliyetleri ve fonlama imkanları üzerinden oluşturduğu tablonun bu konudaki farklılaşmayı beraberinde getireceğini söyledi.
Uluslararası konjonktürdeki aşırı genişletici para politikasının gelişmekte olan ülkelerde sağlıklı büyüme hikayesi olanlar için çok ciddi fırsat penceresi yarattığını anlatan Bali, "Bundan olabildiği kadar fazlasıyla, ziyadesiyle, iyi koşullarda -iyi koşul Türkiye'nin geçmişte erişemediği vadeler, 10 yıl vadeyi telaffuz edemezdik ya da fiyatlamalar, düşünebileceğimiz oranlar değildi- yararlanmak adına 2012 yılı sonundan bugüne proaktif borçlanma stratejisi uyguladık" dedi.
-"Bu tür alanlardaki gelişmeleri değerlendirmek durumundayız"
Rekabet Kurumu'nun kararı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bali, şunları kaydetti:
"Bize kesilen cezayı ödedik. İş Bankası teorik ve pratik olarak hukuki, mevzuata ve rekabete dönük herhangi bir konuda ihlal konumunda olmaz ve asla da olmamıştır. Bu konuda kendimizi son derece huzurlu ve özgüvenli hissediyoruz. Biz bu soruşturmanın iyi örnekleri ayrıştırıcı olacağı umudu ve beklentisindeydik. Maalesef bu aşamada gerçekleşmedi ama hukuki haklarımızı sonuna kadar savunacağız. Teknik olarak erken ödeme opsiyonunu kullanmak suretiyle, hukuki haklarımız saklı kalmak üzere süreci yönetme karar aldık. Gerek ödediğimiz para cezasının iadesi için, gerekse Bankamız algısına yönelik olarak haksız bir biçimde oluşan olumsuzluğun telafisi yönünde yasal haklarımız kullanılacaktır."
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun son dönemdeki yönetmelik taslakları ve Merkez Bankası'nın reeskont ihracat kredi limitlerinin artırılması konusunda görüşlerini paylaşan Bali, İş Bankası'nca kredilerin brüt bir kavram olarak ele alınmaması gerektiğini, finansal istikrarla olan ilişkisinin, kredi türü, kredinin nereyi finanse ettiği gibi unsurlarla vadesinden fiyatlamasına kadar bütün boyutlarıyla önceliklendirilmesi ve kategorileştirilmesi gerektiğini belirtti.
Katılım bankacılığı konusunda İş Bankası'nın bakışını da değerlendiren Bali, prensip olarak İş Bankası gibi yaygın ve yoğun bir hizmet anlayışı ile çalışan bir bankanın sektörün tamamını ilgilendiren açılımların dışında kalması ya da bunu değerlendirmemesi gibi bir durum içinde olamayacağını belirtti.
Bugün itibariyle katılım bankacılığı konusunda, "Biz küçük bir oyuncu ya da belli bir alana özelleşmiş bir oyuncu değiliz. Biz rafında her türlü ürün ve hizmet daima olmak durumunda olan ve bunların tamamında da kar-zarar hesabına dayanmayan bir bankayız. Böyle bakıldığında bu tür alanlardaki gelişmeleri değerlendirmek durumundayız" dedi.
Kaynak: AA
Bali, 89 yılda birbiriyle kıyaslanamayacak dönemler yaşandığından bahsederek, bankaya girdiği yıllarda manuel çalışma düzeninde, bütün şubelerin birbirinden bağımsız faaliyet gösterdiğini söyledi.
Bugünkü gibi on-line real-time çalışabilen bir yapı olmadığını anlatan Bali, şöyle konuştu:
"Biz ilk defa 803 şubeyi birbirine on-line bağladığımızda ''803 kapılı tek şube'ye dönüştük' demiştik. Bugün gelinen noktaya bakıldığında geçmişe göre önemli bir gelişme kaydettiğimizi görüyoruz. Eğer bir kurum statikse, beslenemiyorsa, hizmet verdiği toplumla alışverişi yeterince etkin, sağlam değilse, dokusu tutmuyorsa dönem değişimleri sırasında, büyük bir ihtimalle adaptasyonda sıkıntılar olur."
Oysa İş Bankası'nın kendine ait değerleri de koruyarak, değişen konjonktüre adapte olarak, gelişmelere uygun olarak yenilenerek bugünlere ulaştığını ifade eden Bali, "Bu, ülkeyle olan ilişkisi sağlıklı, nefes alıp veren bir kuruluş olmasının bir sonucudur. Başarımızın sırrı, samimiyetle bu ülkenin dokusuna, kumaşına uyumlu bir banka olarak iyi günü, kötü günü birlikte yönetme iradesinin müşterilerine yansıması ve onlarla iç içe, yüz yüze olma halidir. Bir başka deyişle, müşterisinin yüzüne bakabilen banka olma halimizdir" diye konuştu.
Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küresel ekonominin sağlam bir zemine oturmadığı, sadece şirketlerin değil ülkelerin bile iflasının gündeme getirildiği bir süreçte, Türkiye'nin en büyük bankası olarak Türk bankacılık sektörüne ve ekonomisine sağladığımız katkıdan ötürü gurur duymaktayız. Kuruluşundan bu yana cesur ve öncü karakteriyle İş Bankası; büyük sorumluluk, meslek erbaplığı ve çalışkanlıkla, zor koşullarda nasıl başarılı olunacağını, değişen iktisadi koşulların getirdiği sıkıntıların nasıl aşılacağını muhataplarının yanında durarak gösteregelmiş bir kuruluştur. Başarımız muhataplarımızın da doğrusunu gözeten, muhataplarımıza da kazandıran performansların neticesidir."
"100 milyar doları aşan bilançoda kredilerin payı yüzde 65"
İş Bankası'nın 2013 yılı ilk yarısındaki performansını değerlendiren Bali, aktif büyüklüğünün 194 milyar liraya ulaştığına, bunun da yılın ilk yarısı itibariyle 100 milyar doları aşan bir bilanço demek olduğuna işaret ederek, "Kredilerin bilançomuzdaki payı da yüzde 65 ile tarihi en yüksek seviyesine ulaştı" dedi.
İkinci çeyrekte çok isabetli alanlarda büyüdüklerini söyleyen Bali, "Bunlar yaygın büyüme alanları olup, sadece büyük gruplar nezdindeki yatırım kredileri, proje finansmanları gibi kurumsal ölçekteki kredilerin söz konusu olduğu alanlar değil, hem coğrafi olarak hem de iş bazında Anadolu'nun her yerine yayılmış olan irili ufaklı ihtiyaçların karşılanması için verilen finansal hizmetlerdir. Bu çerçevede yaptığımız çalışmalarla kredilerde yüzde 17'nin üzerinde büyüme sağladık" diye konuştu.
Adnan Bali, mevduatın kredilere dönüşüm oranına bakıldığında ise yüzde 110 ile sektör ortalamasının 5 puan üzerinde olduklarına dikkati çekti.
Bankanın hızlı atak yaptığı son yıllarda takipteki krediler rasyosunun ise ilk kez bu kadar sektör ortalamasının açık ara altında kalmasının ve bu yılın ilk 6 ayında da yüzde 1,8'e düşmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Bali, sözlerine şöyle devam etti:
"Takipteki kredi demek fire demektir. Fire demek aslında sosyal fire, ekonomik fire demektir. Sadece sizin için değil, bu kaynakları kullandırdığınız yerler için de firedir. Bu ülke kolay şartlarda buralara gelmiş değil. Çalışarak, didinerek birkaç nesilde üzerine ekleye ekleye bugüne getirdiği birikimlerdir. İşimizi doğru yapmaktan başka yolumuz yok. Banka olarak yılın ilk 6 ayında tüm bu kaynaklarla ekonomiye sağladığımız nakdi ve gayri nakdi kredi 158 milyar TL'yi aşmıştır. Biz '3 basamaklı kredi kavramında ilk banka olacağız' demiştik ve olduk. Bir Türk bankasının sağlıklı bir büyüme ile bu seviyelere ulaşması önemli."
-"Medium Term Note programı ile 1 milyar 750 milyon dolar borçlanma öngörüyoruz"
Adnan Bali, kullandırılan kredilerin yüzde 72'sinin ticari kredi olduğunu belirterek, son dönemde ekonomik gerekliliklere paralel olarak, ülkenin ihtiyaçlarına uygun bir biçimde konuşlandıklarını ve ticari kredi oranlarının sektör ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi.
Son dönemde yaptıkları ataklarla ticari kredilerde kendilerini en yakın izleyenden toplam nakdi kredilerde 19 milyar lira, toplam nakdi ticari kredilerde ise 23 milyar lira mutlak bir farkla önde olduklarına işaret eden Bali, finans sisteminde rollerinin gereğini yerine getirdiklerini ifade etti.
İş Bankası'nın bu performansında bir yandan Türk halkının İş Bankası'na olan teveccühünün diğer yandan da kaynak temini açısından görülen ilgi ve güvenin etkisine dikkati çeken Bali, "Mevduat geçmişten bugüne İş Bankası için temel kaynak olmuştur. 114 milyar liralık bir mevduat büyüklüğü ile mevduatta da özel bankalar arasında liderliğimizi sürdürüyoruz. Fonlama kaynaklarımızı da ciddi şekilde çeşitlendirdik" dedi.
Yılın ilk 6 ayında iki ayrı dilimde 500 milyon ve 250 milyon dolarlık Eurobond borçlanması gerçekleştirdiklerini anımsatan Bali, haziran ayı içerisinde çalışmasına başladıkları ve önemli mesafe alınan Medium Term Note programı hakkında şunları aktardı:
"Bunlar aynı dokümanla yılın değişik dönemlerinde oluşan uluslararası piyasalardaki fırsatlardan farklı para cinslerinde, farklı vade dönemlerinde, farklı faiz türlerinden borçlanma imkanı veriyor. Şu anda 4 para cinsi, 10 farklı vade, sabit ve değişken faiz üzerinden 1 milyar 750 milyon dolar bir borçlanmayı bu program çerçevesinde öngörüyoruz."
Türkiye'de kamudan sonra özel bankalar içinde en yüksek şube ağına sahip olduklarını söyleyen Bali, yurt içi ve yurt dışı dahil olmak üzere 1.283 şubelerinin olduğu bilgisini verdi.
Bali, İş Bankası'nda şube dışı kanalların işlemlerdeki payının yüzde 80'e ulaştığını, internet bankacılığını kullanan müşteri sayısının 2 milyonu aştığını, mobil bankacık kullanıcı sayısının 500 bine ve aktif Bankamatik kullanıcı sayısının 8 milyona yaklaştığını söyledi.
-"Kredi tahsisi yaparken toplumun kaynaklarının doğru tahsis edilmesi adına sorumluluk yükleniyoruz"
Bankaların beklentilerin üzerinde kar elde etmiş olmasını değerlendiren Bali, "Serbest rekabetin olduğu, hukuk, kurallar ve mevzuatla yönetilen bir ülkede karlılık bir ticari şirketin performansıdır, karnesidir" dedi.
Adnan Bali, toplumun bankalara tevdi ettiği kaynakların doğru kullanıldığının karlılık performansıyla da denetlenebileceğine dikkati çekerek, bankacılık sektörünün karlılığını muhafaza etmesinin önemli olduğunu belirtti.
Yılın ilk yarısında memnuniyet verici sonuçlar elde ettiklerini ifade eden Bali, bunların başka taraflara kaybettirilerek sağlanmış olmadığını, aynı zamanda muhatapların da kazanması suretiyle gerçekleştiğini vurguladı.
Adnan Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Metodolojik açıdan ve doğru yerleri seçebilmek adına tevdiat sahipleri kendi başlarına daha iyisini yapamayacakları için tasarruflarını bizlere emanet ediyor, tevdi ediyor. Boşuna adı tevdiat hesabı değil. Çünkü biz kredi tahsisi yaparken toplumun kaynaklarının doğru tahsis edilmesi adına sorumluluk yükleniyoruz. Onun doğru şekilde tahsis edilmemesi kendi işimizi teknik olarak iyi yapamamamız ve bu toplumun birikimlerinin heba edilmesi demektir. O bakımdan bizim karlı çalışmamız, önceliklerimizi doğru belirlememiz, topluma tekrar değer olarak dönebilecek türden alanları önceliklendirebiliyor olmamız, bunu da dikkatle, iffetle ve metodolojik bir tutarlılıkla yapıyor olmamız son derece kıymetlidir."
-"İş Bankası, finansal istikrarın ve fiyat istikrarının gerektirdiği genel çerçevenin içerisinde hareket eder"
Kredi büyümesinde dönemsel olarak bakıldığında öngörülen programın önünde gidildiğini belirten Bali, konjonktürün gerektirdiği imkanlara bağlı olarak gerekli ayarların verilebileceğini ifade etti.
Konjonktürün gerektirdiği imkanlar ile aynı zamanda otoritenin almış olduğu kararlar ve önceliklere göre ayarlama yapmak gerektiğini söyleyen Bali, "İş Bankası, hiç şüphe yok ki bu ülkedeki finansal istikrarın, fiyat istikrarının gerektirdiği genel çerçevenin içerisinde hareket eder ve kendini o anlamdaki üst politikaya paralel bir tarzda konumlandırır" dedi.
İş Bankası'nın 2013'de, yılın ilk yarısında yakalanan yüksek büyüme performansının da etkisiyle, sene başındaki beklentilerine uygun olarak kredilerde yüzde 16-18 seviyesinin üzerinde büyüyeceğini öngören Bali, yılın ikinci yarısında Türkiye'nin dışından kaynaklanan nedenlerle değişen bir konjonktür olduğunu ve ek sıkılaştırıcı önlemler alan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yeni fonlama maliyetleri ve fonlama imkanları üzerinden oluşturduğu tablonun bu konudaki farklılaşmayı beraberinde getireceğini söyledi.
Uluslararası konjonktürdeki aşırı genişletici para politikasının gelişmekte olan ülkelerde sağlıklı büyüme hikayesi olanlar için çok ciddi fırsat penceresi yarattığını anlatan Bali, "Bundan olabildiği kadar fazlasıyla, ziyadesiyle, iyi koşullarda -iyi koşul Türkiye'nin geçmişte erişemediği vadeler, 10 yıl vadeyi telaffuz edemezdik ya da fiyatlamalar, düşünebileceğimiz oranlar değildi- yararlanmak adına 2012 yılı sonundan bugüne proaktif borçlanma stratejisi uyguladık" dedi.
-"Bu tür alanlardaki gelişmeleri değerlendirmek durumundayız"
Rekabet Kurumu'nun kararı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bali, şunları kaydetti:
"Bize kesilen cezayı ödedik. İş Bankası teorik ve pratik olarak hukuki, mevzuata ve rekabete dönük herhangi bir konuda ihlal konumunda olmaz ve asla da olmamıştır. Bu konuda kendimizi son derece huzurlu ve özgüvenli hissediyoruz. Biz bu soruşturmanın iyi örnekleri ayrıştırıcı olacağı umudu ve beklentisindeydik. Maalesef bu aşamada gerçekleşmedi ama hukuki haklarımızı sonuna kadar savunacağız. Teknik olarak erken ödeme opsiyonunu kullanmak suretiyle, hukuki haklarımız saklı kalmak üzere süreci yönetme karar aldık. Gerek ödediğimiz para cezasının iadesi için, gerekse Bankamız algısına yönelik olarak haksız bir biçimde oluşan olumsuzluğun telafisi yönünde yasal haklarımız kullanılacaktır."
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun son dönemdeki yönetmelik taslakları ve Merkez Bankası'nın reeskont ihracat kredi limitlerinin artırılması konusunda görüşlerini paylaşan Bali, İş Bankası'nca kredilerin brüt bir kavram olarak ele alınmaması gerektiğini, finansal istikrarla olan ilişkisinin, kredi türü, kredinin nereyi finanse ettiği gibi unsurlarla vadesinden fiyatlamasına kadar bütün boyutlarıyla önceliklendirilmesi ve kategorileştirilmesi gerektiğini belirtti.
Katılım bankacılığı konusunda İş Bankası'nın bakışını da değerlendiren Bali, prensip olarak İş Bankası gibi yaygın ve yoğun bir hizmet anlayışı ile çalışan bir bankanın sektörün tamamını ilgilendiren açılımların dışında kalması ya da bunu değerlendirmemesi gibi bir durum içinde olamayacağını belirtti.
Bugün itibariyle katılım bankacılığı konusunda, "Biz küçük bir oyuncu ya da belli bir alana özelleşmiş bir oyuncu değiliz. Biz rafında her türlü ürün ve hizmet daima olmak durumunda olan ve bunların tamamında da kar-zarar hesabına dayanmayan bir bankayız. Böyle bakıldığında bu tür alanlardaki gelişmeleri değerlendirmek durumundayız" dedi.