Cizre’de Mısır Protestosu
Şırnak'ın Cizre ilçesinde Mustazaflar Cemiyeti Şubesi öncülüğünde 20 Sivil Toplum Kuruluşu'nun (STK) katılımıyla Mısır'daki askeri darbe ve Suriye'de yaşanan katliam protesto edildi.
Cizre’de Mısır ve Suriye’de yaşanan savaşta binlerce Müslüman’ın öldürülmesini ve binlercesinin de yaralanmasını telin etmek amacıyla bir araya gelen STK temsilci, üyeleri ve vatandaşlar, katliam ve darbeyi kınayıp Esad ve Sisi'ye lanet yağdırdı. Mustazaflar Cemiyeti öncülüğünde organize edilen ve aralarında Mazlum-Der Şırnak Şubesi, Esnaf Sanatkarlar Kefalet Kooperatifi, Sağlık-Sen, Eğitim-Birsen, Memur-Sen gibi STK'ların olduğu toplam 20 STK'dan oluşan ”Cizre Sivil Toplum Kuruluşları İnisiyatifi” düzenledikleri ortak basın açıklaması ile Mısır ve Suriye’deki katliamı lanetleyip telin etti. Cizre Orhan Doğan Caddesi üzerinde bulunan Vakıf Camisi önünde bir araya gelen yüzlerce kişi, açıklama öncesi Esad ve Sisi’ye lanet, katliamda ölen insanlar ile Suriye ve Mısır’da yaşayan insanlara dua etti. Toplanan kalabalık adına konuşan Mustazaflar Cemiyeti Cizre Şube Başkanı Ferhan Dündar, Mısır ve Suriye halkının yanında olduğuklarını, darbe ve katliamlara her zaman karşı olduklarını söyledi.
Dündar, "İslami uyanıştan rahatsız olan Amerika, İsrail ve diğer İslam düşmanları emperyalist ülkeler ve onların uşağı olan Arap kralcıkları İslami yönetimi kırmak, Müslümanları sindirmek için planlar yaptı. İsrail istihbarat yardımı, ABD güç desteği, Arap şeyhleri maddi yardımı, Ezher Bel’amı da fetva vererek darbenin yapılmasına onay verdi. Mursi yönetiminin 3 Temmuz 2013’te askeri darbeyle devrilmesi sonucunda başlayan sivil gösterilere ateş açılması sonucu bugüne kadar binlerce insan katledilmiştir. Kimi basın ve yayın organları demokrasiye darbe yapıldığını söylüyor. Burada darbe demokrasiye değil İslam'a yapılmıştır. Yaklaşık 50 gün barışçıl, şiddetten uzak bir şekilde direnen Mısır halkı tüm dünyanın gözleri önünde, demokrat geçinenler, insan hakları savunucuları, birleşmiş kafirler, Avrupa Birliği ve diğer tüm insanların gözü önünde 14 Ağustos 2013 tarihinde Mısır güvenlik güçleri, Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan Rabiat'ül Adeviye Camii’nin önünde ve Nahda Meydanı’nda toplanan ve oturma eylemi yapan göstericilere, ateş açarak binlerce Müslüman’ı satılmış keskin nişancılarla şehit etti. Kadın erkek, çocuk demeden binlercesi de yaralandı. Mısır’daki yaşam hakkını ihlal ve tehdit eden, barışçıl toplantı ve gösteri hakkını, ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran bu kanlı müdahale vahşettir. İnsanlığa karşı işlenen bir cinayettir. Gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez ve meşrulaştırılamaz. Yanı başımızda bulunan Suriye’de zalim Esad yönetiminin yaklaşık üç yıldır mazlum halka yapmadığı zulüm ve katliam kalmadı. İnsanlıkta nasibini almamış bu caninin, Halepçe'de kimyasal silahlarla toplu katliam gerçekleştiren zalim Saddam Hüseyin gibi kendisine biçilen rolü gereği Suriye’deki mazlum ve savunmasız insanları kimyasal silahlarla katlediyor. Mısır ve Suriye’de yaşanan katliamlar ile Müslüman halkın iradesini fikir ve düşünce özgürlüğünü yok sayma ve belli bir zümrenin gücünü cumhurun üzerine çıkarma anlamına gelir ki, er yada geç bu cuntacı ve darbecilerden hesabı sorulacaktır inancıyla mazlum Müslüman halkların yanında olduğumuzu, dualarımızla onları desteklediğimizi ifade ediyoruz" dedi
Basın açıklaması, Molla Abdullah Hoca’nın okuduğu duayla sona erdi.
Kaynak: İHA
Dündar, "İslami uyanıştan rahatsız olan Amerika, İsrail ve diğer İslam düşmanları emperyalist ülkeler ve onların uşağı olan Arap kralcıkları İslami yönetimi kırmak, Müslümanları sindirmek için planlar yaptı. İsrail istihbarat yardımı, ABD güç desteği, Arap şeyhleri maddi yardımı, Ezher Bel’amı da fetva vererek darbenin yapılmasına onay verdi. Mursi yönetiminin 3 Temmuz 2013’te askeri darbeyle devrilmesi sonucunda başlayan sivil gösterilere ateş açılması sonucu bugüne kadar binlerce insan katledilmiştir. Kimi basın ve yayın organları demokrasiye darbe yapıldığını söylüyor. Burada darbe demokrasiye değil İslam'a yapılmıştır. Yaklaşık 50 gün barışçıl, şiddetten uzak bir şekilde direnen Mısır halkı tüm dünyanın gözleri önünde, demokrat geçinenler, insan hakları savunucuları, birleşmiş kafirler, Avrupa Birliği ve diğer tüm insanların gözü önünde 14 Ağustos 2013 tarihinde Mısır güvenlik güçleri, Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan Rabiat'ül Adeviye Camii’nin önünde ve Nahda Meydanı’nda toplanan ve oturma eylemi yapan göstericilere, ateş açarak binlerce Müslüman’ı satılmış keskin nişancılarla şehit etti. Kadın erkek, çocuk demeden binlercesi de yaralandı. Mısır’daki yaşam hakkını ihlal ve tehdit eden, barışçıl toplantı ve gösteri hakkını, ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran bu kanlı müdahale vahşettir. İnsanlığa karşı işlenen bir cinayettir. Gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez ve meşrulaştırılamaz. Yanı başımızda bulunan Suriye’de zalim Esad yönetiminin yaklaşık üç yıldır mazlum halka yapmadığı zulüm ve katliam kalmadı. İnsanlıkta nasibini almamış bu caninin, Halepçe'de kimyasal silahlarla toplu katliam gerçekleştiren zalim Saddam Hüseyin gibi kendisine biçilen rolü gereği Suriye’deki mazlum ve savunmasız insanları kimyasal silahlarla katlediyor. Mısır ve Suriye’de yaşanan katliamlar ile Müslüman halkın iradesini fikir ve düşünce özgürlüğünü yok sayma ve belli bir zümrenin gücünü cumhurun üzerine çıkarma anlamına gelir ki, er yada geç bu cuntacı ve darbecilerden hesabı sorulacaktır inancıyla mazlum Müslüman halkların yanında olduğumuzu, dualarımızla onları desteklediğimizi ifade ediyoruz" dedi
Basın açıklaması, Molla Abdullah Hoca’nın okuduğu duayla sona erdi.