Tarihi Süleyman Paşa Hamamı, Turizme Kazandırılmayı Bekliyor

BİLECİK - MESUT TANKULU - Osmanlı Devleti'nin kuruluşu ve Anadolu'nun düşman işgalinden kurtuluşuna tanıklık eden illerden Bilecik'teki tarihi eserlerden Süleyman Paşa Hamamı'nın turizme kazandırılması isteniyor.

Bilecik Edebali Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Arif Durmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Rumeli Fatihi" alarak anılan, Orhan Gazi'nin büyük oğlu Süleyman Paşa'nın adını taşıyan tarihi hamamın büyük ölçüde tahrip olduğunu söyledi.

Şeyh Edebali Türbesi yakınındaki Orhangazi Camisi'nin alt bölümünde, Bilecik'in eski yerleşim alanının bulunduğu vadide yer alan Süleyman Paşa Hamamı'nın ne zaman ve kim tarafından yapıldığının bilinmediğini dile getiren Durmuş, şöyle devam etti:

"Tarihini seven insanları biz de seviyoruz ve bu mirasa sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bu bölgede muhterem zatların elinin değdiği yerleri öpmemiz lazım. Bu eserleri kırana lanet okumuyorum ama duyarlı olmaya çağırıyorum. Burada projelerimizi güzel şekilde yaparsak İpek Yolu'nun bu bölgeden geçmesi dolayısıyla daha nice güzel eserlerimizi restore ederek gün yüzüne çıkarabiliriz. Süleyman Paşa Hamamı, Bilecik'ten geçen tarihi İpek Yolu'nun yakınında bulunuyor. Eskiden zengin aileler bu hamamı tercih edermiş. İnanıyorum ki zengin vatandaşlarımız bu bölgeye sahip çıkacaktır. Eski görünümüne kavuşturulsun, hamam olarak veya başka bir şey olarak bu bölge işletmeye açılsın."

-"Biz 'Marka olacağız' diyorsak marka buradan başlamalıdır"

Osmanlı'nın, Bilecik'te doğduğunu hatırlatan Durmuş, hamamın restore edilip turizme kazandırılması halinde Süleyman Paşa'nın adının da yaşatılmış olacağını vurguladı.

Durmuş, Bilecik ilinin markalaşma çabasıyla bazı arayışlara girişildiğini ve farklı yönlere sapıldığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Biz 'Marka olacağız' diyorsak marka buradan başlamalıdır. İlimizi seviyorsak markanın olması için bir defa esnafımızın, ticaret erbaplarımızın da destek vermesi lazım. Marka olması için kar veya başka bir amaç beklemeyeceğiz, Bilecikimizi böylelikle marka yapabiliriz. Markamızın ticareti olmaz. Ne zaman yerleşir, halk bunu artık kabul eder. Mesela Bilecik bezi ancak o zaman marka olur ve satış yapmak mümkün hale gelir. Aynı şekilde tarihi eserlerimizi de koruyarak, geliştirerek Bilecik'in ismini duyurabiliriz."

Kaynak: AA