Unutulmaya Yüz Tutan Spor Dalını Yeniden Canlandırmaya Çalışıyorlar
ESKİŞEHİR - YILDIZ NEVİN GÜNDOĞMUŞ - Eskişehir'de, Velkalem Geleneksel Sanatlar ve Kültür Derneği tarafından açılan "Geleneksel Türk Okçuluğu" kursuyla, unutulan spor dalı yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Kursla, özellikle 9-15 yaş arası gençlerin bu kültürden haberdar edilmesi hedefleniyor.
Derneğin Başkanı, aynı zamanda Eskişehir Kamu Hastaneler Birliği Başkanı Hüseyin Seyhan Fidan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Velkalem Geleneksel Sanatlar ve Kültür Derneği'ni yaklaşık 6 ay önce kurduklarını söyledi.
Fidan, dernek olarak, özellikle hat sanatıyla ilgilendiklerini bunun yanı sıra, ebru, tezhip gibi geleneksel sanatların yaşatılması için gayret sarf ettiklerini belirterek, kendilerine gelen talep üzerine, yaklaşık bir ay önce Geleneksel Türk Okçuluğu kurslarına başladıklarını bildirdi.
Geleneksel okçuluğun son 50 yıldır unutulmaya yüz tutan milli bir spor dalı olduğunu kaydeden Fidan, şöyle konuştu:
"Aynı zamanda sanat yönü de var. Tüm büyük illerimizde olduğu gibi Eskişehir'de de geçmişe kurulan köprüde, önemli bir yere sahip olan bu spor, bir diriliş yaşıyor. Bizde dernek olarak, bu konuda elimizden geleni yapmaya başladık, kurslarımızı açtık. İnşallah geleneksel okçuluk unutulmaktan kurtulup, külleri üstünde dirilmiş olacak."
"Okçuluk Türk milletinin genlerinde var" diyen Fidan, kursiyerlerin bu kursa katılma yönündeki taleplerinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.
-İlk iş çile çekmek
Dernekte, her yaştan kursiyere ders veren eğitmen Süleyman Ünalan da devlet memuru olarak görev yaptığını belirterek, 4 yıldır işten kalan zamanlarda, geleneksel okçuluk sporuna gönül verdiğini anlattı.
Kursta, 15 öğrencilerinin bulunduğunu bildiren Ünalan, "Geleneksel Türk okçuluğunun önemli bir vasfı var, 'başlayayım' dediğiniz gün ok atmaya başlayamıyorsunuz. Yıllarca metin okuyorsunuz, teorik çalışmalar ve edindiğiniz bilgiler üzerine çalışmalar yapıyorsunuz. Sonra ilk işiniz çile çekmek oluyor. Farklı şekillerde çilekeş ya da kepazekeş dediğimiz, ağaç dalı ve lastikten yapılan aletle, çile çekmek dediğimiz, ilgili kaslarınızı güçlendirme çalışmalarını gerçekleştiriyorsunuz" diye konuştu.
"Geleneksel okçuluğumuz, basitçe bir nesneyi uzağa atmak gibi görünse de, aslında çok derin bir kültüre sahip" diyen Ünalan, Orta Asya temelli Türk okçuluğunda kullanılan okların, en iyi silahlardan biriyken, derin bir kültür haline geldiğini ifade etti.
-"Boynu bükük spor dalını yeniden canlandırmak istiyoruz"
Türkiye'deki diğer, geleneksel okçularla irtibat halinde olduklarını aktaran Ünalan, şöyle devam etti:
"Geleneksel okçuluk, küllerinden doğan, yıllarca unutulmuş belki de unutturulmuş ve boynu bükük bir kültür. Bu yıl Türk Dünyası Kültür Başkenti'yiz, Türklükle alakalı en temel kültür unsurlarından biri Türk okçuluğu. Biz bu boynu bükük spor dalını yeniden canlandırmak istiyoruz. Bunun için Valiliğimize proje sunduk. Bizim dernek olarak birinci hedefimiz, ince, uzun bir nesneyi bir hedefe atmak gibi basit bir bakışla bakmıyoruz okçuluğa, hayalimiz 9-15 yaş arası gençlere, sahip oldukları ama farkında olmadıkları, bu kültürden haberdar etmek ve bu muazzam kültürle ziynetlenmelerini istiyoruz Bununla ruhlarının inceleceğini ve çok daha iyi insanlar olacağını düşünüyoruz. Savaş malzemesi olarak gördüğümüz basit alet aslında gençlerin maneviyatlarını güçlendirecek diye düşünüyoruz."
Çalışma alanları olmadığı için antrenman yapamadıklarını öne süren Ünalan, yay yapacak yeni ustalar yetiştirilmesini istediklerini de sözlerine ekledi.
Ünalan, daha sonra Porsuk Spor Salonu bahçesinde öğrencilerine, ok atışının nasıl yapılması gerektiğini öğretti.
Kaynak: AA
Fidan, dernek olarak, özellikle hat sanatıyla ilgilendiklerini bunun yanı sıra, ebru, tezhip gibi geleneksel sanatların yaşatılması için gayret sarf ettiklerini belirterek, kendilerine gelen talep üzerine, yaklaşık bir ay önce Geleneksel Türk Okçuluğu kurslarına başladıklarını bildirdi.
Geleneksel okçuluğun son 50 yıldır unutulmaya yüz tutan milli bir spor dalı olduğunu kaydeden Fidan, şöyle konuştu:
"Aynı zamanda sanat yönü de var. Tüm büyük illerimizde olduğu gibi Eskişehir'de de geçmişe kurulan köprüde, önemli bir yere sahip olan bu spor, bir diriliş yaşıyor. Bizde dernek olarak, bu konuda elimizden geleni yapmaya başladık, kurslarımızı açtık. İnşallah geleneksel okçuluk unutulmaktan kurtulup, külleri üstünde dirilmiş olacak."
"Okçuluk Türk milletinin genlerinde var" diyen Fidan, kursiyerlerin bu kursa katılma yönündeki taleplerinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.
-İlk iş çile çekmek
Dernekte, her yaştan kursiyere ders veren eğitmen Süleyman Ünalan da devlet memuru olarak görev yaptığını belirterek, 4 yıldır işten kalan zamanlarda, geleneksel okçuluk sporuna gönül verdiğini anlattı.
Kursta, 15 öğrencilerinin bulunduğunu bildiren Ünalan, "Geleneksel Türk okçuluğunun önemli bir vasfı var, 'başlayayım' dediğiniz gün ok atmaya başlayamıyorsunuz. Yıllarca metin okuyorsunuz, teorik çalışmalar ve edindiğiniz bilgiler üzerine çalışmalar yapıyorsunuz. Sonra ilk işiniz çile çekmek oluyor. Farklı şekillerde çilekeş ya da kepazekeş dediğimiz, ağaç dalı ve lastikten yapılan aletle, çile çekmek dediğimiz, ilgili kaslarınızı güçlendirme çalışmalarını gerçekleştiriyorsunuz" diye konuştu.
"Geleneksel okçuluğumuz, basitçe bir nesneyi uzağa atmak gibi görünse de, aslında çok derin bir kültüre sahip" diyen Ünalan, Orta Asya temelli Türk okçuluğunda kullanılan okların, en iyi silahlardan biriyken, derin bir kültür haline geldiğini ifade etti.
-"Boynu bükük spor dalını yeniden canlandırmak istiyoruz"
Türkiye'deki diğer, geleneksel okçularla irtibat halinde olduklarını aktaran Ünalan, şöyle devam etti:
"Geleneksel okçuluk, küllerinden doğan, yıllarca unutulmuş belki de unutturulmuş ve boynu bükük bir kültür. Bu yıl Türk Dünyası Kültür Başkenti'yiz, Türklükle alakalı en temel kültür unsurlarından biri Türk okçuluğu. Biz bu boynu bükük spor dalını yeniden canlandırmak istiyoruz. Bunun için Valiliğimize proje sunduk. Bizim dernek olarak birinci hedefimiz, ince, uzun bir nesneyi bir hedefe atmak gibi basit bir bakışla bakmıyoruz okçuluğa, hayalimiz 9-15 yaş arası gençlere, sahip oldukları ama farkında olmadıkları, bu kültürden haberdar etmek ve bu muazzam kültürle ziynetlenmelerini istiyoruz Bununla ruhlarının inceleceğini ve çok daha iyi insanlar olacağını düşünüyoruz. Savaş malzemesi olarak gördüğümüz basit alet aslında gençlerin maneviyatlarını güçlendirecek diye düşünüyoruz."
Çalışma alanları olmadığı için antrenman yapamadıklarını öne süren Ünalan, yay yapacak yeni ustalar yetiştirilmesini istediklerini de sözlerine ekledi.
Ünalan, daha sonra Porsuk Spor Salonu bahçesinde öğrencilerine, ok atışının nasıl yapılması gerektiğini öğretti.