Milli Savunma Bakanı Yılmaz'ın Açıklaması
SİVAS - Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Herkes bu cumhuriyette, bu vatanda eşit vatandaştır. Kimsenin diğerine 'ya sev ya terket', 'Ya taraf ol ya bertaraf ol' deme hakkı yoktur'' dedi.
Yılmaz, Doğanşar ilçesinde düzenlenen 49. Ahmet Ayık Karakucak Güreşleri ve Bal Festivali'nin ardından İmranlı ilçesine geçerek İmranlı Kültür, Sanat ve Kızılırmak Bal Festivali'ne katıldı.
Festivalde konuşan Yılmaz, toplumları yönetmenin adaletle adaletin de hizmetle mümkün olduğunu, hizmet götürürken insanın ne ırkına ne mezhebine ne de inancına baktıklarını söyledi.
Hükümetin ekonomik ve sağlık alanlarındaki yatırımlarına değinen Yılmaz, şunları şöyle konuştu:
"Sağlıkta 2012'den önce memnuniyet yüzde 36 civarındaydı, şimdi yüzde 70'in üzerinde. Hastaneye gidip de geri çevrilen kimse var mı? Eskiden, kalp ameliyatı olsanız, karaciğer ameliyatı gerekse ya evinizi ya da arabanızı satmanız lazımdı. Cenazeleriniz hastanelerde rehin kalırdı. Şimdi tek bir kardeşim 'cenazem hastanede rehin kaldı' diyebilir mi? Eskiden ayrım vardı, hastanede muayene olabilmek için sabah 05.00'te giderdik. Numara alamazsanız bir sonraki gün 04.00'te giderdiniz. Şimdi 04.00'te, 05.00'te giden var mı? Emekli Sandığı, Bağkur, Sosyal Sigortalı başka yere giderdi. Bunu kaldırdık. 76 milyona bu hizmette gidiyor mu? Gidiyor. İşte buna adalet denir."
Eski Bayındırlık Bakanlarından Şerafettin Elçi'nin 'ben Kürtüm' dediği için yargılandığını hatırlatan Yılmaz, 3 rengi bir arada taşıdığı için 'bölücü' diye nitelendirilerek yargılandığını, artık öyle şeylerin yaşanmadığını dile getirdi.
''Özgürlükler kimin zamanında yükseldi. Şimdi Zazaca, Kürtçe, Süryanice seçmeli dersler var. İsteyen istediğini seçer'' diyen Yılmaz, ''Başka bir dili kullananları ayırdılar böldüler, biz bütünleştirdik. Sadece o değil ki Kuran kurslarını kapattılar, birçoklarını üniversiteye almadılar, okullardan çıkardılar, Meclis'e dahi almadılar. Sorarım kim ayrımcı kim bütünleştirici elinizi vicdanınıza koyun söyleyin" diye konuştu.
Yılmaz, iktidarları döneminde IMF'ye olan 23,5 milyar dolarlık borcun ödendiğini, borcu ödemekle de kalmayarak ülkeyi 'dünyaya el açan ülke' konumundan, 'yardım eden ülke' durumuna getirdiklerini kaydetti.
-''En fazla yardım eden ikinci ülke Türkiye''
Türkiye'nin dünyada Amerika'dan sonra en fazla yardım eden ikinci ülke olduğuna işaret eden Yılmaz, ''2 milyar doların üzerinde yardımımız var. Somali'de de biz varız, Sudan'da, Arakan'da da Afrika'nın her ülkesinde varız" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şöyle devam etti:
''Suriye'den kardeşlerimizi biz çağırmadık, bir zalim, halkına füze kullanıyor. Füze hedefi bulmaz, füze gönderirseniz bebekleri, kadınları öldürürsünüz. Bir kimse füze kullanıyorsa onda 'hak, hukuk, adalet yok' demektir. İnsanlarda kaçıyor, açmayacak mıyız bu toprakları. 200 binin üzerinde çadır kamplarında ve konteyner kentlerde yaşayanlar var. 300 bine yakında pasaportu olup da şehir merkezlerine gelenler, taşınanlar var. Bu coğrafya herkesin baba vatanıdır ve hiç kimsenin diğerinden üstünlüğü ve imtiyazı yoktur. Bu coğrafyaya kim gelirse burada birinci sınıf vatandaş olur. Kapıları kapatamayız, bu bize yakışmaz. Komşunuzda yangın olurken evinizin kapısını kapatıp siz içeride rahat oturamazsınız. Yeryüzünde kim olursa olsun bir mazlum, bir mağdur varsa onun sesi biz oluruz. Sığınacak ilk kapısı Türkiye olur. 'Kapımız sonuna kadar açıktır bundan sonra da açacağız' diyoruz.''
Birlik ve beraberlikten taviz verilmeyeceğine işaret eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu ülke 76 milyonun ortak ülkesidir ve hiçbir vatandaşın diğerinden hiçbir üstünlüğü yoktur. Herkes bu cumhuriyette, bu vatanda eşit vatandaştır. Kimsenin diğerine 'Ya sev ya terket ','Ya taraf ol ya bertaraf ol' deme hakkı yoktur. Bu ülkede eşit vatandaş olarak, hür olarak, şiddete bulaşmadan, başkasının hakkını hukukunu tehlikeye koymadan, saldırmadan, zarar vermeden bir olarak, beraber olarak yaşayacağız. Eğer Türkiye kaybederse hepimiz kaybederiz. Bir olursak Türkiye kazanır, büyür.''
Kaynak: AA
Festivalde konuşan Yılmaz, toplumları yönetmenin adaletle adaletin de hizmetle mümkün olduğunu, hizmet götürürken insanın ne ırkına ne mezhebine ne de inancına baktıklarını söyledi.
Hükümetin ekonomik ve sağlık alanlarındaki yatırımlarına değinen Yılmaz, şunları şöyle konuştu:
"Sağlıkta 2012'den önce memnuniyet yüzde 36 civarındaydı, şimdi yüzde 70'in üzerinde. Hastaneye gidip de geri çevrilen kimse var mı? Eskiden, kalp ameliyatı olsanız, karaciğer ameliyatı gerekse ya evinizi ya da arabanızı satmanız lazımdı. Cenazeleriniz hastanelerde rehin kalırdı. Şimdi tek bir kardeşim 'cenazem hastanede rehin kaldı' diyebilir mi? Eskiden ayrım vardı, hastanede muayene olabilmek için sabah 05.00'te giderdik. Numara alamazsanız bir sonraki gün 04.00'te giderdiniz. Şimdi 04.00'te, 05.00'te giden var mı? Emekli Sandığı, Bağkur, Sosyal Sigortalı başka yere giderdi. Bunu kaldırdık. 76 milyona bu hizmette gidiyor mu? Gidiyor. İşte buna adalet denir."
Eski Bayındırlık Bakanlarından Şerafettin Elçi'nin 'ben Kürtüm' dediği için yargılandığını hatırlatan Yılmaz, 3 rengi bir arada taşıdığı için 'bölücü' diye nitelendirilerek yargılandığını, artık öyle şeylerin yaşanmadığını dile getirdi.
''Özgürlükler kimin zamanında yükseldi. Şimdi Zazaca, Kürtçe, Süryanice seçmeli dersler var. İsteyen istediğini seçer'' diyen Yılmaz, ''Başka bir dili kullananları ayırdılar böldüler, biz bütünleştirdik. Sadece o değil ki Kuran kurslarını kapattılar, birçoklarını üniversiteye almadılar, okullardan çıkardılar, Meclis'e dahi almadılar. Sorarım kim ayrımcı kim bütünleştirici elinizi vicdanınıza koyun söyleyin" diye konuştu.
Yılmaz, iktidarları döneminde IMF'ye olan 23,5 milyar dolarlık borcun ödendiğini, borcu ödemekle de kalmayarak ülkeyi 'dünyaya el açan ülke' konumundan, 'yardım eden ülke' durumuna getirdiklerini kaydetti.
-''En fazla yardım eden ikinci ülke Türkiye''
Türkiye'nin dünyada Amerika'dan sonra en fazla yardım eden ikinci ülke olduğuna işaret eden Yılmaz, ''2 milyar doların üzerinde yardımımız var. Somali'de de biz varız, Sudan'da, Arakan'da da Afrika'nın her ülkesinde varız" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şöyle devam etti:
''Suriye'den kardeşlerimizi biz çağırmadık, bir zalim, halkına füze kullanıyor. Füze hedefi bulmaz, füze gönderirseniz bebekleri, kadınları öldürürsünüz. Bir kimse füze kullanıyorsa onda 'hak, hukuk, adalet yok' demektir. İnsanlarda kaçıyor, açmayacak mıyız bu toprakları. 200 binin üzerinde çadır kamplarında ve konteyner kentlerde yaşayanlar var. 300 bine yakında pasaportu olup da şehir merkezlerine gelenler, taşınanlar var. Bu coğrafya herkesin baba vatanıdır ve hiç kimsenin diğerinden üstünlüğü ve imtiyazı yoktur. Bu coğrafyaya kim gelirse burada birinci sınıf vatandaş olur. Kapıları kapatamayız, bu bize yakışmaz. Komşunuzda yangın olurken evinizin kapısını kapatıp siz içeride rahat oturamazsınız. Yeryüzünde kim olursa olsun bir mazlum, bir mağdur varsa onun sesi biz oluruz. Sığınacak ilk kapısı Türkiye olur. 'Kapımız sonuna kadar açıktır bundan sonra da açacağız' diyoruz.''
Birlik ve beraberlikten taviz verilmeyeceğine işaret eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu ülke 76 milyonun ortak ülkesidir ve hiçbir vatandaşın diğerinden hiçbir üstünlüğü yoktur. Herkes bu cumhuriyette, bu vatanda eşit vatandaştır. Kimsenin diğerine 'Ya sev ya terket ','Ya taraf ol ya bertaraf ol' deme hakkı yoktur. Bu ülkede eşit vatandaş olarak, hür olarak, şiddete bulaşmadan, başkasının hakkını hukukunu tehlikeye koymadan, saldırmadan, zarar vermeden bir olarak, beraber olarak yaşayacağız. Eğer Türkiye kaybederse hepimiz kaybederiz. Bir olursak Türkiye kazanır, büyür.''