İğdır'daki "casusluk" Davası
ERZURUM - Iğdır'da casusluk yaptıkları iddiasıyla haklarında 20 yıla kadar hapis istenen 3'ü tutuklu 11 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu yargılanan İranlı Mohammed Reza Esmacılapor Ali Melek ve Shagram Zargham ile Timur Ağrı katıldı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Ağrı, 1990 yılından 2009 yılının başlarına kadar koruculuk yaptığını ifade ederek, "Ben ne ülkeme ne de milletime ihanet etmedim. Cezaevine avukatım geldi. Bana avukatlığımı yapamayacağını söyledi.
Aileme söylediğine göre, ölümle tehdit edilmiş. Benim savunma hakkım elimden alındı" diye konuştu.
Melek ve Zargham da Türkiye'ye ajanlık maksadıyla gelmediklerini ancak Ağrı ve Iğdır illerinde gezdikleri çeşitli yerlerdeki video ve fotoğraf çekimlerinden ajanlık suçlamasıyla karşı karşıya kaldıklarını, 2 yıla aşkın bir süredir tutuklu bulunduklarını ileri sürerek beraatlarını istedi.
-Mütalaadan
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bayram tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan 3 sayfalık mütalaada, sanıklardan Timur Ağrı, Bilal Tanrıkulu, Ali Abiş, Kamil Aras, Nerittin Abiş, Suat Sip, Abdurrahman Yavrutürk, Ali Zengin ve Mustafa Karahan'ın devletin güvenliğiyle ilgili bilgileri başka ülkelerin gizli servislerine vermek veya bu konudaki çalışmalara yardım etmek gibi çeşitli suçlardan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istendi.
Mütalaada şu ifadelere yer verildi:
"İran İslam Cumhuriyeti Devleti görevlileri, İran'a gerek ticari amaçlı giden, gerekse gezi veya ziyaret amaçlı giden Türk vatandaşlarının gümrük kapısında yaşamış oldukları zorlukları veya İran'daki asayiş olayları neticesinde karşı karşıya kaldıkları zor durumlar neticesinde yardım edecekleri vaadiyle ya da ticari ilişki bahanesiyle Türk vatandaşları ile irtibata geçtikleri yapmış oldukları sözde yardım neticesi ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'ne ait askeri ve siyasi bilgileri casusluk amacıyla Türk vatandaşlarından istedikleri, karşılığında da zaman zaman Türk vatandaşlarına para verdikleri tespit edildi. Bu kapsamda İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı sanıklar İranlı Mohammed Reza Esmacılapor Ali Melek ve Shagram Zargham'ın Türkiye Cumhuriyeti aleyhine casusluk faaliyeti amacıyla Türkiye'de bulundukları, ellerinde İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Teşkilatına ait kamera, fotoğraf makinesi ve GPS cihazlarının bulunduğu, yabancı ülke ve vatandaşları için askeri ve siyasi gizlilik içeren MİT binası, Askerlik Şubesi Başkanlığı, Kaymakamlık binası, emniyet amirliği, hastane, yol ve baz istasyonu gibi stratejik öneme haiz yerlerin fotoğraf görüntü ve koordinatlarını aldıkları, yine Ağrı ve Iğdır illerinde askeri birlik, köprü ve petrol/gaz boru hatlarına ait güzergahları da gezerek bu bölgelerin GPS cihazıyla koordinatlarını aldıkları, bu amaç ve faaliyetlerini bildiği halde sanık Bilal Tanrıkulu'nun ücret karşılığı aracıyla bu bilgilerin olduğu yerleri sanıklar Melek ve Zargham'ı gezdirmek suretiyle casusluk suçuna yardım ettiği anlaşıldı."
Sanıklardan Timur Ağrı'nın ise İran İslam Cumhuriyeti Devleti adına çalışan iki İranlı ile yakın irtibat halinde çalıştığı, çok sayıda gizli belge ve bilgi verdiği belirtilen mütalaada, "Sanık Timur Ağrı'nın İran İslam Cumhuriyeti istihbarat teşkilatı adına çalışan kişilere ülkemize ait siyasi ve askeri gizli bilgileri verirken çekilmiş kamera görüntülerinin olduğu anlaşılmış" denildi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, bazı sanıkların avukatlarının duruşmaya gelmedikleri ve mazeretlerini bildiren dilekçelerinin mahkemeye ulaştığını, sanık avukatlarının bir dahaki duruşmada hazır bulunmaları ve savunmalarını yapmaları konusunda kendilerine yazı yazılmasına ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Iğdır'da yürütülen "casusluk" soruşturması kapsamında hazırlanan ve mahkemeye sunulan 115 sayfalık iddianamede, tutuklu 2 İranlı sanığın da aralarında bulunduğu 11 sanık hakkında 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Kaynak: AA
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Ağrı, 1990 yılından 2009 yılının başlarına kadar koruculuk yaptığını ifade ederek, "Ben ne ülkeme ne de milletime ihanet etmedim. Cezaevine avukatım geldi. Bana avukatlığımı yapamayacağını söyledi.
Aileme söylediğine göre, ölümle tehdit edilmiş. Benim savunma hakkım elimden alındı" diye konuştu.
Melek ve Zargham da Türkiye'ye ajanlık maksadıyla gelmediklerini ancak Ağrı ve Iğdır illerinde gezdikleri çeşitli yerlerdeki video ve fotoğraf çekimlerinden ajanlık suçlamasıyla karşı karşıya kaldıklarını, 2 yıla aşkın bir süredir tutuklu bulunduklarını ileri sürerek beraatlarını istedi.
-Mütalaadan
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bayram tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan 3 sayfalık mütalaada, sanıklardan Timur Ağrı, Bilal Tanrıkulu, Ali Abiş, Kamil Aras, Nerittin Abiş, Suat Sip, Abdurrahman Yavrutürk, Ali Zengin ve Mustafa Karahan'ın devletin güvenliğiyle ilgili bilgileri başka ülkelerin gizli servislerine vermek veya bu konudaki çalışmalara yardım etmek gibi çeşitli suçlardan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istendi.
Mütalaada şu ifadelere yer verildi:
"İran İslam Cumhuriyeti Devleti görevlileri, İran'a gerek ticari amaçlı giden, gerekse gezi veya ziyaret amaçlı giden Türk vatandaşlarının gümrük kapısında yaşamış oldukları zorlukları veya İran'daki asayiş olayları neticesinde karşı karşıya kaldıkları zor durumlar neticesinde yardım edecekleri vaadiyle ya da ticari ilişki bahanesiyle Türk vatandaşları ile irtibata geçtikleri yapmış oldukları sözde yardım neticesi ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'ne ait askeri ve siyasi bilgileri casusluk amacıyla Türk vatandaşlarından istedikleri, karşılığında da zaman zaman Türk vatandaşlarına para verdikleri tespit edildi. Bu kapsamda İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı sanıklar İranlı Mohammed Reza Esmacılapor Ali Melek ve Shagram Zargham'ın Türkiye Cumhuriyeti aleyhine casusluk faaliyeti amacıyla Türkiye'de bulundukları, ellerinde İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Teşkilatına ait kamera, fotoğraf makinesi ve GPS cihazlarının bulunduğu, yabancı ülke ve vatandaşları için askeri ve siyasi gizlilik içeren MİT binası, Askerlik Şubesi Başkanlığı, Kaymakamlık binası, emniyet amirliği, hastane, yol ve baz istasyonu gibi stratejik öneme haiz yerlerin fotoğraf görüntü ve koordinatlarını aldıkları, yine Ağrı ve Iğdır illerinde askeri birlik, köprü ve petrol/gaz boru hatlarına ait güzergahları da gezerek bu bölgelerin GPS cihazıyla koordinatlarını aldıkları, bu amaç ve faaliyetlerini bildiği halde sanık Bilal Tanrıkulu'nun ücret karşılığı aracıyla bu bilgilerin olduğu yerleri sanıklar Melek ve Zargham'ı gezdirmek suretiyle casusluk suçuna yardım ettiği anlaşıldı."
Sanıklardan Timur Ağrı'nın ise İran İslam Cumhuriyeti Devleti adına çalışan iki İranlı ile yakın irtibat halinde çalıştığı, çok sayıda gizli belge ve bilgi verdiği belirtilen mütalaada, "Sanık Timur Ağrı'nın İran İslam Cumhuriyeti istihbarat teşkilatı adına çalışan kişilere ülkemize ait siyasi ve askeri gizli bilgileri verirken çekilmiş kamera görüntülerinin olduğu anlaşılmış" denildi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, bazı sanıkların avukatlarının duruşmaya gelmedikleri ve mazeretlerini bildiren dilekçelerinin mahkemeye ulaştığını, sanık avukatlarının bir dahaki duruşmada hazır bulunmaları ve savunmalarını yapmaları konusunda kendilerine yazı yazılmasına ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Iğdır'da yürütülen "casusluk" soruşturması kapsamında hazırlanan ve mahkemeye sunulan 115 sayfalık iddianamede, tutuklu 2 İranlı sanığın da aralarında bulunduğu 11 sanık hakkında 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.