İstanbul Sanayi Odası Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı

İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki müzakere sürecine ilişkin, "İki taraf arasında yaşanmakta olan sıkıntılar, daha çok Avrupa Birliği kaynaklı. Avrupa Birliği, Türkiye ile ilişkilerinde genellikle bardağın boş tarafına odaklanmayı tercih etmektedir" dedi.

Yeni yönetim kurulunun belirlenmesinin ardından İSO Haziran ayı olağan Meclis toplantısında dünya ve Türkiye gündemine ilişkin birçok konuda değerlendirmelerde bulunan Bahçıvan, yeni dönemde nasıl bir yönetim anlayışı sergileyeceklerine ilişkin görüşlerini paylaştı.

İSO'nun yürütülmekte olan AB mevzuatına uyum çalışmaları ve planlarını yeni dönemde titizlikle takip edeceğini dile getiren Bahçıvan, "Avrupa Birliği'ne tam üyelik, hakkımız olduğuna inandığımız bir hedeftir. Ülkemiz, dönem dönem yaşanan kesintilerle birlikte yarım asırdır bu hedefe ulaşmanın mücadelesini veriyor. Türkiye ile AB ilişkilerinin sürdürülmesinde her iki tarafın da siyasi ve ekonomik çıkarları olduğuna inanıyorum. İki taraf arasında yaşanmakta olan sıkıntılar, daha çok Avrupa Birliği kaynaklı. Avrupa Birliği, Türkiye ile ilişkilerinde genellikle bardağın boş tarafına odaklanmayı tercih etmektedir. Avrupa Birliği'nde, Türkiye'ye yönelik olarak liderler seviyesinde sergilenmekte olan samimiyetten uzak tutum ve açıklamaların toplumumuzda haklı olarak bir kırgınlık yarattığını özellikle ifade ediyorum" değerlendirmesini yaptı.

İSO'nun yaşanmakta olan küresel değişim sürecinde, gelişmelere seyirci kalmak yerine, global ve bütüncül bir bakışla riskleri ve fırsatları birlikte gören bir yaklaşım sergileyeceğini belirten Bahçıvan, Gezi Parkı odaklı olaylarla ilgili daha önce yaptığı itidal çağrılarını yineledi. Bahçıvan, "Yaşamakta olduğumuz üzücü gerilim sürecinin, telafisi mümkün olmayan gelişmelere kapı aralamadan en kısa sürede sona ermesini arzu etmekteyiz. Bu üzücü süreç, arzu edilmeyen boyutlara taştığı takdirde toplumsal barış ve huzurumuzun yanı sıra ekonomimiz de çok daha olumsuz etkilenecektir" diye konuştu.



- "Finansın sergilediği doyumsuzluk fiyatlar üzerinde etkili oluyor"



Bahçıvan, Türkiye gibi iddiası ve hedefleri olan bir ülkenin, güçlü bir sanayiye sahip olmadan sorunlarını çözemeyeceğini vurgulayarak, "Daha güçlü bir sanayi, hiç kuşkusuz ki daha sağlam bir ekonomik ve toplumsal istikrarın da teminatıdır. Bu gerçeklerden hareketle, kimseyi öteki gibi görmeyen, farklılıklar yüzünden çatışmak yerine, onlarla zenginleşmeyi, daha ileri bir demokrasinin yanı sıra toplumun tüm kesimlerinin refah ve huzuruna dayalı ortak bir payda etrafında kenetlenmemiz, hepimiz için olumlu sonuçlar doğuracaktır" ifadelerini kullandı.

Küresel ekonomiye ilişkin görüşlerini aktaran Bahçıvan, ABD Merkez Bankası'nın açıklamalarının, "Fed ucuz doları bitirdi" şeklinde yorumlandığına dikkati çekerek, "Fed'in para basmak anlamına gelen 85 milyar dolarlık tahvil alım programının bu sene sonuna doğru yavaşlatılıp gelecek sene ortalarında da tamamen bitirilecek olması, küresel ölçekte yeni bir döneme girildiğini işaret ediyor. Dünya ekonomisinin motoru özelliğinde bir ekonomiye sahip olan ABD'nin, sermaye musluklarını kısmaya başlaması, uzun süren ucuz dolar politikasının sonuna yaklaşılmış olması, gelişmekte olan ülkeler için 'Kasap et derdinde, koyun can derdinde' atasözünü hatırlatıyor" dedi.

Kapanmakta olan dönemde, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik ciddi bir fon akımı yaşandığını anımsatan Bahçıvan, şöyle devam etti:

"Bu fonların katkısı, ekonomik büyüme rakamlarına yansıdığı gibi düşük faiz oranlarına ulaşmada da rol oynadı. Ancak, finansın, dünya ve ülke ekonomilerini bir ahtapotun kolları gibi sararak ön plana çıktığı son 20 yıl, ekonomik gelişme yerine ekonomik büyümeye, üretimden gelen nitelikli kar ve para yerine paradan para kazanmaya imkan sağladı. Ne yazık ki son 20 yılda dünya daha adil bir yer haline gelmedi. Zengin ve yoksul arasındaki uçurum giderek derinleşti. Sadece kuzey ile güney arasında değil, bizzat gelişmiş ülkelerin içinde de bir uçurum oluştu. Üretimin ve dünyadaki sosyal barışın önündeki en büyük tehdit olan bu çarpık ekonomik anlayışın artık dünya genelinde değişmesi gerekiyor. Öyle ki, hammaddeler, son yıllarda sermaye piyasalarında gözde bir yatırım ve spekülasyon aracı haline geldi. Finansın sergilediği bu doyumsuzluk, fiyatlar üzerinde etkili oluyor. Vadeli işlem piyasalarında ne zaman ve ne kadarlık hammaddenin hangi fiyata satılacağına dair bahisler oynanıyor."

Rekabet için eşit şartlar doğurmayan, küresel ölçekteki çarpık ekonomik düzenin müteşebbis ruhunu erozyona uğrattığını dile getiren Bahçıvan, "Dünya piyasalarında bir deprem ve şok yaşanırken ülkemiz ekonomisi de bu gelişmeden kaçınılmaz bir şekilde olumsuz etkileniyor. Böylesi dönemlerde, toplumsal huzur ve siyasi istikrarın kıymetini bilmek ve korumak, ülkemizi yeni karanlık tünellere çekmek isteyecek çaba ve niyetler karşısında dikkatli olmak çok önemli" diye konuştu.

Türkiye'nin bütün güçlüklere rağmen dünyada en büyük ekonomiye sahip 20 ülkeden biri olmayı başardığını, IMF'ye olan borcunu bitirdiğini anımsatan Bahçıvan, "Türkiye ekonomisinin en temel taşlarından biri olan biz sanayiciler, zayıf yönlerimizin de farkındayız" dedi.



- "Hukuk alanında ve ihale kanununda köklü reformlar yapılmalıdır"



Yapısal reformların önemine değinen Bahçıvan, "Artık, ülkemizi orta ve uzun vadede sıcak paradan kurtaracak yeni politikalara yönelmenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Beraberinde yeni teknolojileri de getirecek uzun dönemli ve kalıcı yabancı sermaye girişini sağlamak için yapılması gerekenler var. Yabancı sermayeye güven vermek ve çekici olmak için toplumsal ve siyasal istikrar titizlikle korunmalı, bürokraside, hukuk alanında ve ihale kanununda köklü reformlar yapılmalıdır. İşçi ve işvereniyle, yerli ve yabancı sermayesiyle, toplumumuzun tüm kesimlerinin karşılıklı güven eşliğinde el ele vererek yarınların daha güçlü Türkiye'sini kuracağına yürekten inanıyorum" ifadelerini kullandı.



- 2012-2013 Çalışma Programı



Yeni İSO yönetiminin 2012-2013 Yılı Çalışma Programı'na ilişkin bilgi veren Bahçıvan, İSO'nun dünya ekonomisinin gittiği noktayı iyi görerek buna göre konumlanacağını vurgulayarak şunları kaydetti:

"Odamızı, gündemi takip eden değil gündemi oluşturan, geleceğin fırsatlarını önceden gören, raporlar hazırlayan, projeler üreten, ezber bozan ve düşünce iklimimizi değiştiren bir kurum haline getirmenin çabası içinde olacağız. Odamızın bu gücü zaten var. Aramıza katılan taze kanlarla, bu gücümüz daha da artmış durumda. Hepimizin ortak çabasıyla, bir fikir kulübü gibi çalışarak sanayimizi ve sanayicimizi hak ettiği daha iyi bir noktaya taşıyacağız."



- Okyay: "Daha dikkatli olmak zorundayız"



İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise "İstikrar ortamının korunması için karşılaşılan durumlarda daha dikkatli olmak zorundayız" dedi.

Kaynak: AA