Fedakar Babaya En Güzel Ödül

ESKİŞEHİR - Eskişehir'de, 6 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonucu felç olan Mehmet Bilgin , akülü sandalyesiyle her gün okula getirip götürdüğü "bronşit, astım" hastası ve üvey oğlunun tüm notları ''5'' olan karnesiyle en büyük ödülü aldığını söyledi.

Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 29 Nisan 2009'da geçirdiği trafik kazası sonrası "omurilik felci" olduğunu ve o günden beri yürüyemediğini anlattı.

Bir yıl önce evlendiği eşi Gül Bilgin'in ilk evliliğinden olan oğlu Emir İsmail Göktaş'a ise öz oğlu gibi davrandığını ve kendisini akülü sandalyesiyle her sabah, eğitim gördüğü Uluönder Mahallesi'ndeki Barbaros İlkokulu'na getirip, öğlen aynı mahalledeki evlerine geri götürdüğünü ifade eden Bilgin, şunları kaydetti:

"Bugün, en mutlu günümüz. Bir yıl boyunca oğlumuzun eğitimi için yoğun gayret sarfettik. Tekerlekli sandalyemle her sabah okula getirip, öğlen aldım. Çoğu zaman gece yarısı hastaneye gitmemiz gerektiğinde de akülü sandalyemle götürdüm. Sonuç itibariyle mutluyuz. Çocuğumuzun dersleri iyi, hepsi 5. 'En büyük mükafat' diye bunu görüyoruz.''

Emir'in astım tedavisi gördüğünü belirten Bilgin, ''İnşallah, ilerleyen dönemlerde daha iyi olacak. Oğlumuz, hastalığı üzerinden tamamen attığı zaman daha da rahatlamış olacağız. Babamız bize nasıl yaklaştıysa, bizde çocuğumuza o şekilde yaklaşmaya çalıştık. İnşallah, mükafatını hem bu dünyada hem de ahirette alacağız" diye konuştu.

-''Yürüme umudum var''

Yıllardır tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu ifade eden Bilgin, yürüme umudunun olduğunu vurguladı.

Bilgin, doktorunun kendisine tempolu fizik tedavi ve "lokomat" cihazını önerdiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Cihaz sayesinde ayakta durabilme ihtimalimin yüksek olduğunu söyledi.

Ben bu cihazın olduğu hastanelerle görüştüm. Bunların başında Nevşehir Kozaklı Fizik ve Rehabilitasyon Hastanesi geliyor. Orayla irtibat kurduğumda, 'İki yılı aşkın vakalara bakmadıklarını, bu yüzden tedavi edemeyeceklerini' söylediler. İstanbul'daki bir hastane yetkilileri de şimdi başvursam bile iki yıl sonra sıranın bana geleceğini bildirdi. Diğer merkezler ise yetersiz kalıyor. Yürüyebilmem için umut var ama yetkililerin yardımı şart. 6 aydır her gün oğlumu okula götürüp getirirken, 'Neden beni yürüyerek götürmüyorsun? Arkadaşlarımın babaları kucağına alıyor, sen niye beni almıyorsun' diye ağlıyor. Bu da bizi üzüyor. İnşallah, yetkililer bir şeyler yapar da tedavimizi tamamlarız."

-''Babamın beni kucağına alarak okula götürmesini istiyorum''

Üvey babasını çok sevdiğini dile getiren Emir İsmail Göktaş da "Bana babam hiç bakmadı ama üvey babam bu haliyle baktı. Beni okula da hastaneye de götürdü. Benim babam, çok iyi bir adam. Babamın yürümesini, beni kucağına alarak okula getirip, götürmesini istiyorum" dedi.

Üç ayda bir engelli maaşı ve aylık bakım ücretiyle geçinmeye çalıştıklarını ve kendilerine Tepebaşı Kaymakamlığı'nın da kira yardımında bulunduğunu bildiren Gül Bilgin ise "İlk eşimden çocuğuma babalık görmediğim için şimdiki eşimi çok seviyorum, Çok mutluyum. İyi ki var, iyi ki kendisiyle evlenmişim. Oğlum ve eşimle mutlu olmak istiyorum. Tek umudum olan eşimin yürümesini istiyorum. Ben de oğlum gibi astım hastasıyım. Oğlumu, tedavi için Ankara'ya getirip götürdüğümüzden dolayı tedavi masrafları bir hayli fazla. Yardım bekliyoruz" diyerek gözyaşlarına hakim olamadı.

Kaynak: AA