Sahte Şeyhin Dolandırıcılık Davası
Ankara - Pursaklar'da kendisini "Şeyh Muhammed Ali" olarak tanıtıp, "hastaları iyileştirdiğini, çocukları olmayanlara şifa dağıttığını" söyleyerek, para topladığı iddia edilen Ali Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 4 kişinin, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcık" suçundan yargılanmasına başlandı.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya başka suçtan tutuklu bulunan sanık Ali Yılmaz ile Meltem Yılmaz, Güler Yılmaz ve Ayhan Kılıç, müştekiler ve avukatları katıldı.
Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından, sanık Ali Yılmaz savunmasını yaptı. Pursaklar'da ablası Meltem Yılmaz'a ait bir evi dua etmek için kullandığını, bunu duyan kişilerin zamanla kendisine eşlik ettiğini ifade eden Yılmaz, duaya katılanların şifa bulduğunu söylemesi üzerine, katılımcı sayısının arttığını anlattı.
Çevresindeki insanların, hastalıkları iyileştirdiği yönünde kendisinin propagandasını yaptığını aktaran Yılmaz, "Sohbetlerim sırasında kurban kesilmesinin faydalı olacağı telkininde bulundum ama kimseden para almadım, kurban parası adı altında da kimseden para talep etmedim. Şahısların da o kadar yüksek miktarda para verecek ekonomik güçleri yoktu. Kimsenin dini duygularını istismar etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Ali Yılmaz'ın kardeşi sanık Meltem Yılmaz da yıllardır çalıştığını, eşinden boşanınca bir miktar para geldiğini, babasının trafik kazasında hayatını kaybetmesi sonucu da tazminat aldığını kaydederek, üzerine kayıtlı üç evi bu şekilde edindiğini iddia etti.
Kardeşi Ali'nin bu evlerde dua okuyarak hayatını sürdürdüğünü belirten Yılmaz, kimseden kardeşi adına para almadığını söyledi.
Sanıklardan Ali Yılmaz'ın annesi Güler Yılmaz da çocuklarına iftira atıldığını, kimseden para almadıklarını dile getirdi.
Sanık Ayhan Kılıç da yazılı savunma vererek, suçlamaları kabul etmediğini bildirdi.
Sanık savunmalarının ardından, mahkeme müştekileri dinledi.
-"Kredi çek, kurban kes"
Müşteki Mahmut Ekici, oğluyla gelini arasında bazı sıkıntılar yaşandığını, gelininin tavsiyesiyle Pursaklar'da "Şeyh Muhammed Ali Hoca" olarak bilinen Ali Yılmaz'a ulaştığını, yaklaşık üç ay sıra bekledikten sonra kendisiyle görüşebildiğini anlattı.
Ekici "Ali Yılmaz, bana 'büyü yapılmış, 3 kurbanın var, bunları kes' dedi.
Ekonomik olarak sıkışığımı, paramın olmadığını, kurbanları kesemeyeceğimi söyledim. O da 'Kredi çek, kurbanları kes. Yoksa faydam olmaz' dedi.
Toplam 3 bin 500 lira masrafım oldu. Her görüşmemizde de para verdim. Şikayetçiyim" diye konuştu.
Ulus Samanpazarı'nda esnaf olduğunu, dükkanına gelen müşteriler vasıtasıyla Ali Yılmaz ile tanıştığını söyleyen müşteki Soner Ağören de yıllardır çocukları olmadığını, bu yüzden eşiyle sıkıntı yaşadıklarını ifade etti.
Ali Hoca ile 4-5 hafta bekledikten sonra görüşebildiğini ifade eden Ağören, "Hoca, 'bizde büyü olduğunu, kurban kesmemiz gerektiğini ama dergah yapılacağı için parayı buraya vermemizin daha iyi olacağını, 1,5 yıl sonra da çocuk sahibi olacağımızı' söyledi" diye konuştu.
Ağören, mahkeme başkanının, "Peki çocuğunuz oldu mu" sorusuna, "Yok efendim" yanıtını verdi.
Müşteki Ferhat Ereğiz de çocuğu olmadığı için Ali Hoca'ya gittiğini, kurban kesimi ve çeşitli masraflar adı altında 35 bin lirasının alındığını iddia etti.
Müşteki, Rafia Genç de hasta kızının yüreyebilmesi için 20-30 bin lira parayı çeşitli zamanlarda Ali Hoca'ya verdiğini ileri sürdü.
-16 ayrı hesapta 700 bin lira
Müşteki Murat Köseci de çocuğu olmadığı için yaklaşık 2 yıl Ali Hoca'dan yardım istediğini, kurban kesimi ve çeşitli masraf adı altında yaklaşık 35 bin lirayı kendisine verdiğini, ancak çocuklarının olmadığını anlattı.
Bir bankada çalıştığını belirten Köseci, "Çocuğum olmadığı için tavsiye üzerine gittim. Bir yıl içinde çocuğumuzun olacağını söyledi, fakat olmadı. Her gidişimde de para isteniyordu. 35 bin lira masrafım oldu. Şüphelendim, banka hesaplarını kontrol ettim. 16 vadeli hasap gözüküyordu. Toplamda bu hesaplarda 700 bin lira civarında paranın olduğunu gördüm" dedi.
Müştekilerin beyanlarının ardından Cumhuriyet savcısı, eksikliklerin giderilmesini istedi.
Mahkeme, tanıkların dinlenmesi ve eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Kaynak: AA
Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından, sanık Ali Yılmaz savunmasını yaptı. Pursaklar'da ablası Meltem Yılmaz'a ait bir evi dua etmek için kullandığını, bunu duyan kişilerin zamanla kendisine eşlik ettiğini ifade eden Yılmaz, duaya katılanların şifa bulduğunu söylemesi üzerine, katılımcı sayısının arttığını anlattı.
Çevresindeki insanların, hastalıkları iyileştirdiği yönünde kendisinin propagandasını yaptığını aktaran Yılmaz, "Sohbetlerim sırasında kurban kesilmesinin faydalı olacağı telkininde bulundum ama kimseden para almadım, kurban parası adı altında da kimseden para talep etmedim. Şahısların da o kadar yüksek miktarda para verecek ekonomik güçleri yoktu. Kimsenin dini duygularını istismar etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Ali Yılmaz'ın kardeşi sanık Meltem Yılmaz da yıllardır çalıştığını, eşinden boşanınca bir miktar para geldiğini, babasının trafik kazasında hayatını kaybetmesi sonucu da tazminat aldığını kaydederek, üzerine kayıtlı üç evi bu şekilde edindiğini iddia etti.
Kardeşi Ali'nin bu evlerde dua okuyarak hayatını sürdürdüğünü belirten Yılmaz, kimseden kardeşi adına para almadığını söyledi.
Sanıklardan Ali Yılmaz'ın annesi Güler Yılmaz da çocuklarına iftira atıldığını, kimseden para almadıklarını dile getirdi.
Sanık Ayhan Kılıç da yazılı savunma vererek, suçlamaları kabul etmediğini bildirdi.
Sanık savunmalarının ardından, mahkeme müştekileri dinledi.
-"Kredi çek, kurban kes"
Müşteki Mahmut Ekici, oğluyla gelini arasında bazı sıkıntılar yaşandığını, gelininin tavsiyesiyle Pursaklar'da "Şeyh Muhammed Ali Hoca" olarak bilinen Ali Yılmaz'a ulaştığını, yaklaşık üç ay sıra bekledikten sonra kendisiyle görüşebildiğini anlattı.
Ekici "Ali Yılmaz, bana 'büyü yapılmış, 3 kurbanın var, bunları kes' dedi.
Ekonomik olarak sıkışığımı, paramın olmadığını, kurbanları kesemeyeceğimi söyledim. O da 'Kredi çek, kurbanları kes. Yoksa faydam olmaz' dedi.
Toplam 3 bin 500 lira masrafım oldu. Her görüşmemizde de para verdim. Şikayetçiyim" diye konuştu.
Ulus Samanpazarı'nda esnaf olduğunu, dükkanına gelen müşteriler vasıtasıyla Ali Yılmaz ile tanıştığını söyleyen müşteki Soner Ağören de yıllardır çocukları olmadığını, bu yüzden eşiyle sıkıntı yaşadıklarını ifade etti.
Ali Hoca ile 4-5 hafta bekledikten sonra görüşebildiğini ifade eden Ağören, "Hoca, 'bizde büyü olduğunu, kurban kesmemiz gerektiğini ama dergah yapılacağı için parayı buraya vermemizin daha iyi olacağını, 1,5 yıl sonra da çocuk sahibi olacağımızı' söyledi" diye konuştu.
Ağören, mahkeme başkanının, "Peki çocuğunuz oldu mu" sorusuna, "Yok efendim" yanıtını verdi.
Müşteki Ferhat Ereğiz de çocuğu olmadığı için Ali Hoca'ya gittiğini, kurban kesimi ve çeşitli masraflar adı altında 35 bin lirasının alındığını iddia etti.
Müşteki, Rafia Genç de hasta kızının yüreyebilmesi için 20-30 bin lira parayı çeşitli zamanlarda Ali Hoca'ya verdiğini ileri sürdü.
-16 ayrı hesapta 700 bin lira
Müşteki Murat Köseci de çocuğu olmadığı için yaklaşık 2 yıl Ali Hoca'dan yardım istediğini, kurban kesimi ve çeşitli masraf adı altında yaklaşık 35 bin lirayı kendisine verdiğini, ancak çocuklarının olmadığını anlattı.
Bir bankada çalıştığını belirten Köseci, "Çocuğum olmadığı için tavsiye üzerine gittim. Bir yıl içinde çocuğumuzun olacağını söyledi, fakat olmadı. Her gidişimde de para isteniyordu. 35 bin lira masrafım oldu. Şüphelendim, banka hesaplarını kontrol ettim. 16 vadeli hasap gözüküyordu. Toplamda bu hesaplarda 700 bin lira civarında paranın olduğunu gördüm" dedi.
Müştekilerin beyanlarının ardından Cumhuriyet savcısı, eksikliklerin giderilmesini istedi.
Mahkeme, tanıkların dinlenmesi ve eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.