Omü'de Yeniden Hayata Döndü

Kalp yetersizliği ve kalp durması riski altında Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirilen DSİ'den emekli iki çocuk babası 73 yaşındaki Nazif Bal, konusunda uzman doktorların müdahalesiyle adeta yeniden hayata döndürüldü.

Omü'de Yeniden Hayata Döndü
Eski sağlığına kavuştuğu için çok mutlu olduğunu belirten Nazif Bal, "Kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü Samsun'un en iyi doktorlarına kendimi teslim ettim. Çok şükür şu anda her şey yolunda. Buradan tüm hekimlerimize teşekkür ediyorum" dedi

Samsun'da oturan Nazif Bal isimli 73 yaşındaki hastada daha önce geçirmiş olduğu kalp krizine bağlı kalp yetersizliği olup, yaklaşık 9 yıl önce hastaya kalp yetersizliğinin tedavisi ve kalp durması riski nedeniyle biventriküler ICD denen kalp pili takıldı. Uzun süredir bu kalp piliyle yaşamını idare ettiren hastada 1-2 yıldır kalp durmasına yol açan sık tehlikeli ritim bozukluğu oldu ve hasta oldukça travmatik olan sık kalp pili (ICD) şokuna maruz kaldı. Bu süre zarfında ritim bozukluğunu engelleyici tüm ilaç tedavileri fayda etmediği gibi yan etkileri hastada geri dönüşümsüz birçok soruna yol açtı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sabri Demircan şunları söyledi: "Hastaya 6 ay önce kliniğimizde halen bölgede sadece merkezimizde yapılabilen 3 boyutlu özel görüntüleme sistemleri vasıtasıyla kalpteki ritm bozukluğuna yol açan odaklara ‘ablasyon’ denen yakma işlemi uygulanmıştır. İşlemden sonra bu zamana kadar ritm bozukluğu süreklilik arz etmeyip kalpte durmaya yol açmadığı için hasta kalp pili şoklamalarından kurtulmuştur. Ancak devam eden erken vurular (teklemeler) zamanla hastayı rahatsız etmiş ve dönem dönem kalp yetersizliği kötüleşmiştir. Bu nedenle hasta tekrar ablasyon işlemine alınmıştır. Bu defasında yine farklı bir 3 boyutlu görüntülemesi kılavuzluğunda kalbin iç kısmından ritim bozukluğu oluşturduğu düşünülen yerlere ablasyon uygulanmıştır. İşlem esnasında kalbin iç kısmında yapılan ablasyonun etkili olmadığının görülmesi üzerine ritim bozukluğuna yol açan odağın kalp kasının dış kısmında olduğu düşünülmüş, epikardiyal ablasyon denen yönteme geçilmiştir. Normal şartlarda ablasyon işlemi kasık damarından girip kalbin içine kateterlerin gönderilmesi ve uygun yerlerin ısıtılarak tahribatına dayanmaktadır. Epikardiyal ablasyon işlemi göğüs kafesinin ön kısmıyla karın kısmının birleşme yerinden bir iğneyle kalp kasını çevreleyen zar ile kalp arasında girilerek yapılmaktadır. Kalbin zarları arasında sıvı olmadığı durumda iğne ile oldukça dar olan bu aralığa girmek hem zor hem de risklidir. Çünkü bu esnada kalp kası zedelenip kalbin içine girilebilir ve kalp durması gerçekleşebilir. Teknik açıdan zor ve riskli bu işlemle birçok karmaşık analiz sistemleri kullanılarak yapılan bu ablasyon yöntemi (epikardiyal ablasyon) hastamızda olduğu nadiren gerekmekte ve halen dünya çapında kısıtlı merkezlerde yapılmaktadır. Ülkemizde ise bu işlem yine kısıtlı sayıda hastada şimdiye dek sadece Ankara'da yapılmıştır. Epikardiyal ventriküler taşikardi işlemi Ankara'dan sonra ilk kez hastanemizde başarıyla uygulanmış ve hasta sıhhatle taburcu edilmiştir."
Kaynak: İHA