Paü Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Türkçüer Açıklaması

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Türkçüer, acil servislere gerçekten ihtiyacı olan hastalar geldiğinde müdahale gereken hastalara yeterli ve etkin tedavi uygulanarak hayatta kalma şansının daha çok artacağını söyledi.

Türkçüer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, acil serviste günde ortalama 200 hastaya baktıklarını

Muhabir

Acil sağlık hizmetine ihtiyacı olmayan kişilerin acil servisleri meşgul ettiğini ifade eden Türkçüer, "Acil servislere ihtiyacı olup da gelenlerden bir şikayetimiz yok. Tek sorunumuz acil olmayan hastalar ve ihtiyaç olmadığı halde hasta yanında bekleyen hasta yakınları. Böyle olunca da gerçekten ihtiyacı olan hastaların tedavi süresi uzayabiliyor. Halkımızdan istediğim, gerçekten acil bir probleminiz yoksa poliklinik veya aile hekimlerine başvurarak tedavi olabilirsiniz. Acil servislere gerçekten ihtiyacı olan hastalar gelirse, müdahale edilmesi gereken hastaların yeterli ve hızlı tedavi almasıyla hayatta kalma şansı daha çok artacaktır. Çünkü polikliniklerde tedavisi yapılabilecek hastalarla uğraşmadığımız zaman ciddi durumu olan hastalara daha iyi hizmet verilebiliyor" diye konuştu. Böylelikle oluşacak yoğunlukların önüne geçileceğini dile getiren Türkçüer, aksi takdirde yoğunluk nedeniyle hasta ve hasta yakınlarının hemen müdahale edilmediğini ileri sürerek tartışma çıkartabildiklerine işaret etti. Gelen hastaya aciliyet durumuna göre bakım hizmetleri yapıldığını kaydeden Türkçüer, acil servislerde hastadan çok hasta yakınları ile problem yaşandığını ifade etti.

Türkçüer, "Acil servisleri dolduran hasta yakınları beraberinde bir çok sorunu ortaya çıkartmaktadır. Biz bir hasta yakınına bilgi veriyoruz diğeri gelip bilgi isteyince biz işimizi yapamaz hale geliyoruz. O yüzden acil servislerde hasta yakınının olabildiğince olmaması gerekiyor. Bu yüzden hasta yakınlarının duyarlılığı hasta için de önem taşımaktadır" dedi.

Türkçüer, acile gelen hastaların mevsim ve saatlere göre değişiklik gösterdiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Mesela kış döneminde daha çok enfeksiyonlar, ateşli hastalıklar, yağışlı havalarda ise trafik kazaları sık gelebiliyor. Özellikle yaz dönemlerinde besin zehirlenmesi, kış dönemlerinde dumandan, sobadan, gazdan zehirlenmeler gibi vakalar mevsimsel değişiklik gösterebiliyor. Sabaha karşı ve akşam saatlerinde ise göğüs ağrısı, kalp krizi hastaları sık gelebiliyor. Sabah 08.00'den 10.00'a, akşam ise 16.00'dan 00.00'a kadar bir yoğunluğumuz olabiliyor." -Yeşil, sarı, kırmızı kod uygulaması- Türkçüer, acil servis hizmetlerinin uygulanabilmesi için önce kişinin hastalık öyküsünün dinlendiğini, aciliyet durumunun belirlendiğini ve triaj uygulaması yapılarak aciliyet durumunu belirten yeşil, sarı, kırmızı kod verilerek tedavi edildiğini söyledi.

Acil servislerde triaj uygulamasında en kısa sürede müdahale edilmesi gereken hastaların kırmızı kodlu olanlar olduğunu belirten Türkçüer, şöyle konuştu: "Kırmızı kodlu hastanın hayatını tehdit eden, hızlı ve agresif tedavi yaklaşımı gerektiren bir hastalığı mevcuttur. Bu hastalar hemen yeniden canlandırma odası veya monitörlü olan bölümlere alınarak hiç bekletilmeden müdahale edilir. Bu durumlar kalp krizi gibi genellikle dakikalar içerisinde değerlendirilip tedavi edilmesi gerekli durumlardır. Acile gelen hastalar eğer ayaktan başvuru yapmışsa, genel durumu itibariyle de iyi ve ayaktan tedavisi sağlanabilecek basit sağlık sorunları varsa, yüksek risk taşımıyorsa, aktif yakınması olmayan düşük riskli hastalık öyküsü varsa, dikiş gerektirmeyen basit kesisi, uzun süredir belirtileri olan davranışsal ve psikolojik bozuklukları, hafif dereceli ağrısı mevcutsa yeşil kod verilerek muayeneye tabi tutulur. Eğer kişinin sağlık problemi hayatını tehdit etme olasılığı, uzuv kaybına yol açma riski ve ciddiyet potansiyeli taşıyorsa sarı kod verilerek tedavisi yapılır."

Muhabir: Sebahatdin Zeyrek
Yayıncı: Nevbahar Kabaklı
Kaynak: AA