Saldırıyı planlanlar arasında CHP heyetini Esad'la buluşturanlar da var
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sonrası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı veHükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Apaydın Kampı'na da maalesef bir saldırı düşünülmüş ve oradaki sığınmacılara karşı bir hareket planlanmıştır. Bununla ilgili soruşturma devam etmektedir. O saldırıyı planlayanların içerisinde CHP heyetini Esed ile buluşmaya götüren kişilerin olduğu da bilinmektedir. Ancak soruşturmanın gizliliği esastır. Zannediyorum bittiğinde ve yargı süreci başladığında bu kişiler hem takma kod adlarıyla hem de bizzat öz isimleriyle hepinizin bilgisine tekrar sunulmuş olacaktır" dedi.
Bülent Arınç'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
Sayın Başbakanımız ABD ziyaretini takiben Reyhanlı'ya gideceğini önceden açıklamıştı. Ana muhalefet lideri vıcık vıcık sözlerle affedersiniz bu durumu istismar ediyor. Vıcık vıcık bir iç politika yapıyor. Reyhanlı olayı henüz soruşturma aşamasında. Ancak sayın başbakanımız MİT'in saldırı ihbarının yeterince incelenmediği yönündeki iddialarla ilgili soruşturma talimatı vermişti. Bu soruşturma henüz tamamlanmadı.
Apaydın Kampı'na da bir saldırı planlanmış ve bu soruşturma devam etmektedir. Bu saldırıyı planlayanlar arasında CHP heyetini Esad'la buluşmaya götürenler de vardır. Bu soruşturma da sürüyor. Tamamlanınca isimler açıklanacaktır.
Reyhanlı saldırısında hem Türkiye içerisinde bu işin boyutu, hem de Türkiye dışında bu işin planlayıcıları, tedarikçileri var. En iyisi soruşturmanın bitmesini beklemek.
Hizbullah'ın bugünkü lideri Suriye'de Esad rejiminin ayakta kalması için her şeyi yapabileceklerini ifade etmektedir. Herhalde İslam aleminde kendilerine karşı doğacak tepkiyi de göğüsleyeceklerdir.
(Başbakan Erdoğan'ın Gazze ziyaretiyle ilgili soru üzerine) Toplantının gündeminde yoktu. Önce Mayıs ayı düşünüldü, yoğun program nedeniyle Haziran ayı düşünülüyor. Program netleşince bilgi verilecek.
(Mavi Marmara saldırısıyla ilgili) Büyük oranda anlaşma sağlanmıştı ancak bir iki konu vardı ki üzerinde çalışma yapmamız gerekiyor. Özür ve tazminat konusunun yanında bir diğer konu Filistin ve Gazze'ye yapılan ambargonun kaldırılmasıdır. Bu üç konu birbirinden ayrılamaz. İsrail'in ambargoya karşı hangi pozitif adımları attığını görmemiz gerekiyor. İkinci konu da Mavi Marmara'ya yapılan bir saldırıdır, haksız fiildir. Dolayısıyla tazminat taleplerimizi bu olayın bir haksız fiil olduğunun da tespit edilmesine bağlıyoruz. Tazminat bir üzüntünün sonucu değildir, haksız fiil yoluyla yapılan bir korsanlığın sonucudur.
(Festival açılışında 10. Yıl Marşı yerine Mehter Marşı önerisi) MHP'nin tepkisini görmemiştir. Bu her gün basın toplantısı yapıyor görünen arkadaş mı? CHP'nin tepkisini normal karşılıyorum ama dünya yıkılsa MHP'den bir tepki geleceğini tahmin etmezdim. Meclis tarihinde bir ilk yaşanıyor. Her gün basın bürosunda bir yer kapatıyor ve süresini doldurmak için aklına ne gelirse konuşuyor. İnsana gülerler.
Bakın ben Torbalı'da Meclis Başkanıyım, 2006-2007'lerde. Biraz da laubali bir üslubu olan sunucu bizi ayağa kalkıp 10. Yıl Marşı'nı söylemeye çağırdı. Ben o zaman tepki gösterdim. Ayakta dinlenmesi gereken ve hürmet edilmesi gereken sadece İstiklal Marşı'dır. Diğer marşları ister yan gelir yatıp söylersin, ister içinden söylersin, beğenirsin, beğenmezsin.
Yunta benim babamın köyünün bulunduğu yer. İki elim kanda bile olsa ben her yıl o şenliğe gidiyorum. Sunucu kızımız o toplantıya gelmeyen bazı kurumların isimlerini ve telgraflarını tek tek okudu. İçime sinmedi, çıkınca dedim ki'Önce gelenlere bir teşekkür edin'dedim. İş bununla da bitmedi. Mehter Bizim Turgutlu'nun mehteri. Turgutlu'da 7 tane mehter var. Çağırdım mehter başını, arkadaşımdır o. Dedim ki geçin ayakta beklemeyin şurada. Programın en sonuna mehteri koymuşlar.
CHP çok beğeniyorsa genel merkezden 24 saat 10. Yıl marşını çalsın. 90. Yıla geldik. Her toplantıda bunu söylemenin yeri mi güzel kardeşim. Allah'ım aklımızı koru. Şaşkınlık içindeyim.
Başbakan Yardımcısı veHükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Apaydın Kampı'na da maalesef bir saldırı düşünülmüş ve oradaki sığınmacılara karşı bir hareket planlanmıştır. Bununla ilgili soruşturma devam etmektedir. O saldırıyı planlayanların içerisinde CHP heyetini Esed ile buluşmaya götüren kişilerin olduğu da bilinmektedir. Ancak soruşturmanın gizliliği esastır. Zannediyorum bittiğinde ve yargı süreci başladığında bu kişiler hem takma kod adlarıyla hem de bizzat öz isimleriyle hepinizin bilgisine tekrar sunulmuş olacaktır" dedi.
Bülent Arınç'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
Sayın Başbakanımız ABD ziyaretini takiben Reyhanlı'ya gideceğini önceden açıklamıştı. Ana muhalefet lideri vıcık vıcık sözlerle affedersiniz bu durumu istismar ediyor. Vıcık vıcık bir iç politika yapıyor. Reyhanlı olayı henüz soruşturma aşamasında. Ancak sayın başbakanımız MİT'in saldırı ihbarının yeterince incelenmediği yönündeki iddialarla ilgili soruşturma talimatı vermişti. Bu soruşturma henüz tamamlanmadı.
Apaydın Kampı'na da bir saldırı planlanmış ve bu soruşturma devam etmektedir. Bu saldırıyı planlayanlar arasında CHP heyetini Esad'la buluşmaya götürenler de vardır. Bu soruşturma da sürüyor. Tamamlanınca isimler açıklanacaktır.
Reyhanlı saldırısında hem Türkiye içerisinde bu işin boyutu, hem de Türkiye dışında bu işin planlayıcıları, tedarikçileri var. En iyisi soruşturmanın bitmesini beklemek.
Hizbullah'ın bugünkü lideri Suriye'de Esad rejiminin ayakta kalması için her şeyi yapabileceklerini ifade etmektedir. Herhalde İslam aleminde kendilerine karşı doğacak tepkiyi de göğüsleyeceklerdir.
(Başbakan Erdoğan'ın Gazze ziyaretiyle ilgili soru üzerine) Toplantının gündeminde yoktu. Önce Mayıs ayı düşünüldü, yoğun program nedeniyle Haziran ayı düşünülüyor. Program netleşince bilgi verilecek.
(Mavi Marmara saldırısıyla ilgili) Büyük oranda anlaşma sağlanmıştı ancak bir iki konu vardı ki üzerinde çalışma yapmamız gerekiyor. Özür ve tazminat konusunun yanında bir diğer konu Filistin ve Gazze'ye yapılan ambargonun kaldırılmasıdır. Bu üç konu birbirinden ayrılamaz. İsrail'in ambargoya karşı hangi pozitif adımları attığını görmemiz gerekiyor. İkinci konu da Mavi Marmara'ya yapılan bir saldırıdır, haksız fiildir. Dolayısıyla tazminat taleplerimizi bu olayın bir haksız fiil olduğunun da tespit edilmesine bağlıyoruz. Tazminat bir üzüntünün sonucu değildir, haksız fiil yoluyla yapılan bir korsanlığın sonucudur.
(Festival açılışında 10. Yıl Marşı yerine Mehter Marşı önerisi) MHP'nin tepkisini görmemiştir. Bu her gün basın toplantısı yapıyor görünen arkadaş mı? CHP'nin tepkisini normal karşılıyorum ama dünya yıkılsa MHP'den bir tepki geleceğini tahmin etmezdim. Meclis tarihinde bir ilk yaşanıyor. Her gün basın bürosunda bir yer kapatıyor ve süresini doldurmak için aklına ne gelirse konuşuyor. İnsana gülerler.
Bakın ben Torbalı'da Meclis Başkanıyım, 2006-2007'lerde. Biraz da laubali bir üslubu olan sunucu bizi ayağa kalkıp 10. Yıl Marşı'nı söylemeye çağırdı. Ben o zaman tepki gösterdim. Ayakta dinlenmesi gereken ve hürmet edilmesi gereken sadece İstiklal Marşı'dır. Diğer marşları ister yan gelir yatıp söylersin, ister içinden söylersin, beğenirsin, beğenmezsin.
Yunta benim babamın köyünün bulunduğu yer. İki elim kanda bile olsa ben her yıl o şenliğe gidiyorum. Sunucu kızımız o toplantıya gelmeyen bazı kurumların isimlerini ve telgraflarını tek tek okudu. İçime sinmedi, çıkınca dedim ki'Önce gelenlere bir teşekkür edin'dedim. İş bununla da bitmedi. Mehter Bizim Turgutlu'nun mehteri. Turgutlu'da 7 tane mehter var. Çağırdım mehter başını, arkadaşımdır o. Dedim ki geçin ayakta beklemeyin şurada. Programın en sonuna mehteri koymuşlar.
CHP çok beğeniyorsa genel merkezden 24 saat 10. Yıl marşını çalsın. 90. Yıla geldik. Her toplantıda bunu söylemenin yeri mi güzel kardeşim. Allah'ım aklımızı koru. Şaşkınlık içindeyim.