İşverene Göre TTK'daki İş Kazasında "Kusur Yok"
Zonguldak - Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı ocakta metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçinin öldüğü kazayla ilgili yüklenici firmanın proje sorumlusunun hazırladığı kaza kanaat raporunda, olay "kaçınılmaz" olarak nitelendirildi.
Yüklenici firmanın TTK Kozlu Müessese Müdürlüğünde yürüttüğü "eksi 630 kat hazırlığı ve eksi 560 galeri sürme" işinde 7 Ocak'ta meydana gelen metan gazı degajı sonrasında şirketin proje sorumlusunun hazırladığı kanaat raporunda, iş kazasında 8 kişinin hayatını kaybettiği, 1 işçinin de yaralandığı hatırlatıldı.
Degaj sonrası yapılan tespitlerde galerinin arından geriye doğru 163 metre pulvarize kömür postası ile dolu olduğunun belirlendiği anlatılan raporda, galeri havasının çok yüksek oranda metanla kaplandığı ve oksijen oranının çok düşük seviyede ölçüldüğünün tespit edildiği belirtildi.
Söz konusu galeride ortalama aylık ilerlemenin 15 metre olduğu ifade edilen raporda, şöyle denildi:
"Bu miktar diğer galeri ortalamalarının çok altındadır. 7 Ocak'a kadar galeride 13 adet çeşitli kalınlıklarda kömür damarı geçilmiştir. Bazı damarlarda gaz geliri arttığından ilerleme performansı düşmüştür. Bu süreçte pilot sondajlara ek olarak Yapı Denetim Grubu teknik elemanları direktifleri ve gözlemleri doğrultusunda degaj sondajları yapılarak arın dinlenmeye bırakılmıştır. 28 Aralık 2012 ile 3 ve 4 Ocak'ta yapılan kontrol sondajlarında herhangi gaz geliri tespit edilmemiştir. Sonrasında da gaz geliri olmadığından ilerleme devam etmiştir. Çalışmalar sırasında da işi etkileyecek metan gazı geliri olmamıştır."
-"Dünyanın 2. büyük degajı"
Kanaat raporunda, Kozlu Müessese Müdürlüğü gaz izleme istasyonu verilerine göre degaj öncesi yapılan ateşlemede galerideki metan değerinin risk olarak kabul edilenin çok altında olduğu vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Metan gazı verileri aniden izlenebilir değerin çok üzerine çıkarak söz konusu galeriyi doldurmuştur. Ani gaz ve kömür degajı, galeride çalışan ve posta altında kalmayan 5 işçinin ferdi gaz maskelerini kullanmasına ve yakınlarında bulunan teneffüs istasyonlarına ulaşmalarına fırsat vermemiştir."
Meydana gelen degaj sonrası galeriye püsküren kömür ve taş miktarının yaklaşık 2 bin ton olduğuna dikkat çekilen raporda, şunlar kaydedildi: "Bu miktarda ülkemizde benzer kazaların 3 katı büyüklüğünde ve dünya madencilik literatüründe göre 2. büyüklükte değerdır. Hayatını kaybeden işçilerin üzerindeki maskelerini açamamaları ve açığa çıkan gaz ile posta miktarı olayın ne kadar süratli ve büyük olduğunun göstergesidir. Galeriden daha yukarıda bulunan ve bu nedenle sondaj çalışmasıyla tespit edilemeyen yüksek basınç altında gaz içeren bir alanın, lağım ateşlemesi sonucu arında bulunan yumuşak tabakayı kırarak çok yüksek hızda galeri içine dolması ve bu sırada kömürün pulvarize halde galeriye püskürmesi kazanın nedenidir."
-"Kaçınılmaz bir kaza"
Raporda, söz konusu galeride alınması gereken ve istenilen önlemlerin mevcut olduğu savunularak, şöyle devam edildi:
"Gaz sensörü, sesli ve ışıklı metan ölçer, suni teneffüs istasyonları, işçilere ait ferdi gaz maskeleri, yeterli havalandırma ve haberleşme sistemi ile kontrol ve rahatlatma sondajları mevcuttur. Alınması gereken tedbirler, sondaj verilerine göre uygulamaya geçilmiştir. Galeride tahkimatlar eksiksiz olup, tahkimat kaynaklı sorun mevcut değildir. Ocak içi tespitinden anlaşılacağı üzere degaj arın doğrultusunda değil tavan kısmından meydana gelmiştir. Degaj çok büyük bir gaz birikiminin büyük bir basınç uygulayarak 70-80 derece meyilindeki kömür damarını pulvarize halde dışarı atması sonucu olmuştur. 'Kaçınılmaz' olarak görülen, kusur görülmeyen bu olaydan önce gerekli rutin çalışmalar yapılmış olduğundan hata aramak söz konusu olmamalıdır."
-Olay
TTK Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında, 7 Ocak'ta özel firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kodunda ani metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçi hayatını kaybetmişti.
Olayın ardından TMMOB Maden Mühendisleri Odasınca, ocakta yeterli degaj sondajının yapılmadığı iddia edilmişti. Bülent Ecevit Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Nuri Ali Akçin, Elektrik ve Elektronik Bölümü'nden Araştırma Görevlisi Rukiye Uzun ile 3 maden mühendisinin yer aldığı bilirkişi heyetinin Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 50 sayfalık raporda ise sondajların usulüne ve tekniğine uygun yapılmadığı savunulmuştu.
Kaynak: AA
Degaj sonrası yapılan tespitlerde galerinin arından geriye doğru 163 metre pulvarize kömür postası ile dolu olduğunun belirlendiği anlatılan raporda, galeri havasının çok yüksek oranda metanla kaplandığı ve oksijen oranının çok düşük seviyede ölçüldüğünün tespit edildiği belirtildi.
Söz konusu galeride ortalama aylık ilerlemenin 15 metre olduğu ifade edilen raporda, şöyle denildi:
"Bu miktar diğer galeri ortalamalarının çok altındadır. 7 Ocak'a kadar galeride 13 adet çeşitli kalınlıklarda kömür damarı geçilmiştir. Bazı damarlarda gaz geliri arttığından ilerleme performansı düşmüştür. Bu süreçte pilot sondajlara ek olarak Yapı Denetim Grubu teknik elemanları direktifleri ve gözlemleri doğrultusunda degaj sondajları yapılarak arın dinlenmeye bırakılmıştır. 28 Aralık 2012 ile 3 ve 4 Ocak'ta yapılan kontrol sondajlarında herhangi gaz geliri tespit edilmemiştir. Sonrasında da gaz geliri olmadığından ilerleme devam etmiştir. Çalışmalar sırasında da işi etkileyecek metan gazı geliri olmamıştır."
-"Dünyanın 2. büyük degajı"
Kanaat raporunda, Kozlu Müessese Müdürlüğü gaz izleme istasyonu verilerine göre degaj öncesi yapılan ateşlemede galerideki metan değerinin risk olarak kabul edilenin çok altında olduğu vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Metan gazı verileri aniden izlenebilir değerin çok üzerine çıkarak söz konusu galeriyi doldurmuştur. Ani gaz ve kömür degajı, galeride çalışan ve posta altında kalmayan 5 işçinin ferdi gaz maskelerini kullanmasına ve yakınlarında bulunan teneffüs istasyonlarına ulaşmalarına fırsat vermemiştir."
Meydana gelen degaj sonrası galeriye püsküren kömür ve taş miktarının yaklaşık 2 bin ton olduğuna dikkat çekilen raporda, şunlar kaydedildi: "Bu miktarda ülkemizde benzer kazaların 3 katı büyüklüğünde ve dünya madencilik literatüründe göre 2. büyüklükte değerdır. Hayatını kaybeden işçilerin üzerindeki maskelerini açamamaları ve açığa çıkan gaz ile posta miktarı olayın ne kadar süratli ve büyük olduğunun göstergesidir. Galeriden daha yukarıda bulunan ve bu nedenle sondaj çalışmasıyla tespit edilemeyen yüksek basınç altında gaz içeren bir alanın, lağım ateşlemesi sonucu arında bulunan yumuşak tabakayı kırarak çok yüksek hızda galeri içine dolması ve bu sırada kömürün pulvarize halde galeriye püskürmesi kazanın nedenidir."
-"Kaçınılmaz bir kaza"
Raporda, söz konusu galeride alınması gereken ve istenilen önlemlerin mevcut olduğu savunularak, şöyle devam edildi:
"Gaz sensörü, sesli ve ışıklı metan ölçer, suni teneffüs istasyonları, işçilere ait ferdi gaz maskeleri, yeterli havalandırma ve haberleşme sistemi ile kontrol ve rahatlatma sondajları mevcuttur. Alınması gereken tedbirler, sondaj verilerine göre uygulamaya geçilmiştir. Galeride tahkimatlar eksiksiz olup, tahkimat kaynaklı sorun mevcut değildir. Ocak içi tespitinden anlaşılacağı üzere degaj arın doğrultusunda değil tavan kısmından meydana gelmiştir. Degaj çok büyük bir gaz birikiminin büyük bir basınç uygulayarak 70-80 derece meyilindeki kömür damarını pulvarize halde dışarı atması sonucu olmuştur. 'Kaçınılmaz' olarak görülen, kusur görülmeyen bu olaydan önce gerekli rutin çalışmalar yapılmış olduğundan hata aramak söz konusu olmamalıdır."
-Olay
TTK Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında, 7 Ocak'ta özel firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kodunda ani metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçi hayatını kaybetmişti.
Olayın ardından TMMOB Maden Mühendisleri Odasınca, ocakta yeterli degaj sondajının yapılmadığı iddia edilmişti. Bülent Ecevit Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Nuri Ali Akçin, Elektrik ve Elektronik Bölümü'nden Araştırma Görevlisi Rukiye Uzun ile 3 maden mühendisinin yer aldığı bilirkişi heyetinin Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 50 sayfalık raporda ise sondajların usulüne ve tekniğine uygun yapılmadığı savunulmuştu.