Ab 51'inci Ortaklık Konseyi
BRÜKSEL - Brüksel'de yarın 51'incisi gerçekleştirilecek Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nde, AB tarafı, çözüm sürecine ve yeni anayasa çalışmalarına güçlü destek verecek.
Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, AB tarafını Dönem Başkanı İrlanda ve AB Komisyonu'nun temsil edeceği Ortaklık Konseyi'nde taraflar karşılıklı görüş, tavsiye ve beklentilerini birbiriyle paylaşacak.
Ortaklık Konseyi için AB tarafının ortak tutumunu yansıtan belgede, "Türkiye'nin güneydoğusunda son 30 yılda çok sayıda can kaybına neden olan terör ve şiddeti sona erdirme hedefiyle devam eden diyaloğun AB tarafından bütünüyle desteklendiği" belirtildi.
Çözüm sürecinde atılan önemli adımların ve geniş kamuoyu desteğinin memnuniyetle karşılandığı ifade edilen belgede, Ankara'daki AB Daimi Temsilciliği'nin bütün Türkiye vatandaşına barış ve refahın getirilmesi için mütemadiyen çalışmaları konusunda tüm siyasi partileri ve sivil toplum örgütlerini teşvik ettiği aktarıldı.
AB'nin, Katılım Öncesi Yardım Enstrümanı dahil elindeki imkanlarla çözüm sürecini desteklemeye hazır olduğunu ifade edilen AB ortak tutum belgesinde, Türkiye'nin siyasi reformlar konusundaki kararlılığı övülerek yeni anayasa çalışmaları güçlü ifadelerle teşvik edildi. Belgede, yeni anayasanın Kürt meselesi başta olmak üzere önemli reform çabalarında kullanışlı bir çerçeve olabileceği kaydedildi.
TBMM'nin savunma harcamaları üzerinde, "uygulamada sınırlı da olsa denetime başlaması" gibi ordunun sivil denetimiyle ilgili atılan yeni adımların memnuniyetle karşılandığı belgede, jandarmanın sivil denetiminde ve askeri yargı sisteminde ilave reformlara ihtiyaç duyulduğu dile getirildi.
AB ortak tutum belgesinde, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi'nin etkin uygulanabilmesi için daha güçlü siyasi desteğe ve daha katılımcı sivil topluma ihtiyaç duyulduğu kaydedildi. Belgede, bu kapsamdaki soruşturmalar, iddianameler ve mahkumiyetlerde Türkiye'nin daha iyi bir sicil oluşturması gerektiği ifade edildi.
Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili endişelerden bahsedilen belgede, "yazarlar, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları aktivistleri aleyhine çok sayıda dava açılmasının, internet sitelerinin sıklıkla erişime kapatılmasının, devlet görevlilerinin baskıyla basın üzerinde caydırıcı etkide bulunmasının ve eleştiren gazetecilerin işten atılmasının" endişe kaynağı olduğu ve çözüm beklediği kaydedildi.
AB ortak tutum belgesinde ayrıca, vize muafiyeti diyaloğu için geri kabul anlaşmasının imzalanması şart koşuldu. AB tarafı vize muafiyeti yol haritasında ilerlemenin Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirme performansına bağlı olduğunu belirterek öncelikle mevcut geri kabul anlaşmalarının etkin uygulanmasını talep ediyor.
Kaynak: AA
Ortaklık Konseyi için AB tarafının ortak tutumunu yansıtan belgede, "Türkiye'nin güneydoğusunda son 30 yılda çok sayıda can kaybına neden olan terör ve şiddeti sona erdirme hedefiyle devam eden diyaloğun AB tarafından bütünüyle desteklendiği" belirtildi.
Çözüm sürecinde atılan önemli adımların ve geniş kamuoyu desteğinin memnuniyetle karşılandığı ifade edilen belgede, Ankara'daki AB Daimi Temsilciliği'nin bütün Türkiye vatandaşına barış ve refahın getirilmesi için mütemadiyen çalışmaları konusunda tüm siyasi partileri ve sivil toplum örgütlerini teşvik ettiği aktarıldı.
AB'nin, Katılım Öncesi Yardım Enstrümanı dahil elindeki imkanlarla çözüm sürecini desteklemeye hazır olduğunu ifade edilen AB ortak tutum belgesinde, Türkiye'nin siyasi reformlar konusundaki kararlılığı övülerek yeni anayasa çalışmaları güçlü ifadelerle teşvik edildi. Belgede, yeni anayasanın Kürt meselesi başta olmak üzere önemli reform çabalarında kullanışlı bir çerçeve olabileceği kaydedildi.
TBMM'nin savunma harcamaları üzerinde, "uygulamada sınırlı da olsa denetime başlaması" gibi ordunun sivil denetimiyle ilgili atılan yeni adımların memnuniyetle karşılandığı belgede, jandarmanın sivil denetiminde ve askeri yargı sisteminde ilave reformlara ihtiyaç duyulduğu dile getirildi.
AB ortak tutum belgesinde, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi'nin etkin uygulanabilmesi için daha güçlü siyasi desteğe ve daha katılımcı sivil topluma ihtiyaç duyulduğu kaydedildi. Belgede, bu kapsamdaki soruşturmalar, iddianameler ve mahkumiyetlerde Türkiye'nin daha iyi bir sicil oluşturması gerektiği ifade edildi.
Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili endişelerden bahsedilen belgede, "yazarlar, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları aktivistleri aleyhine çok sayıda dava açılmasının, internet sitelerinin sıklıkla erişime kapatılmasının, devlet görevlilerinin baskıyla basın üzerinde caydırıcı etkide bulunmasının ve eleştiren gazetecilerin işten atılmasının" endişe kaynağı olduğu ve çözüm beklediği kaydedildi.
AB ortak tutum belgesinde ayrıca, vize muafiyeti diyaloğu için geri kabul anlaşmasının imzalanması şart koşuldu. AB tarafı vize muafiyeti yol haritasında ilerlemenin Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirme performansına bağlı olduğunu belirterek öncelikle mevcut geri kabul anlaşmalarının etkin uygulanmasını talep ediyor.