Van F Tipi Cezaevi'ndeki Açlık Grevi
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Van Milletvekili Özdal Üçer, Van F Tipi Cezaevi’nde 11 gündür süren açlık grevini sona erdirmek için cezaevine giderek siyasi tutuklularla görüşeceklerini söyledi.
Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde 12 Mayıs'tan bu yana hak ihlallerine ve kötü muamele yapıldığı gerekçesiyle başlatılan açlık grevi ile ilgili TUYAD-DER Van Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısına; BDP Van Milletvekili Özdal Üçer ve Van Barosu Cezaevi Komisyon Üyesi Cahit Ertan ile açlık grevinde olan tutukluların aileleri katıldı.
Ahlat Cezaevi'nde tedavi edilmeyerek beyin ölümü gerçekleşen Gürgün Kurt isimli siyasi tutuklunun durumunu hatırlatarak söze başlayan TUYAD-DER Şube Başkanı Ahmet Aygün, "14 Mayıs'tan bu yana Van Cumhuriyet Başsavcısı, cezaevi savcılığı ve müdürü ile Adalet Bakanlığı nezdinde açlık grevine giren tutsakların taleplerinin karşılanması ve eylemlerinin son bulması için çalışıyoruz. Dileriz arkadaşların haklı demokratik ve meşru talepleri kısa zamanda kabul edilir ve yaşadıkları sorunlar giderilir” dedi.
Türkiye'deki cezaevlerinin on yıllardır sistematik bir şekilde işkencehaneye dönüştürüldüğü ileri süren BDP Van Milletvekili Üçer, cezaevinde bulunan siyasi tutukluların, cezaevi yetkililerinin ve mahkemelerin çok büyük zulümlerine uğradığını öne sürdü. Üçer, “Gelinen noktada özgürlük savaşı yürüten gerilla ile devlet arasında bir geri çekilme anlaşması yapıldı. Barış için Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan, Nevroz'da bir çağrı yaptı. Bununla umut verici gelişmeler yaşanıyor. Bütün gelişmelerin birbirine paralel ve başa baş gitmesi gerekirken maalesef umutları boşa çıkaracak birtakım durumlar yaşanıyor. Gerillalar geri çekilirken TSK operasyon yapıyor. PKK elindeki tutsakları serbest bırakırken, resmi yetkililer cezaevlerinde bulunan bütün tutsaklara işkencelere başladı.
Bunlar barışın oluşmasını ve umudu zedeleyecek durumlardır. Bu ülkede kalıcı bir barışın olabilmesi için bütün siyasi tutsakların ve Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü beklerken, cezaevi yetkililerinin kişisel kin ve öfkeleri ile cezaevlerinde bulunan insanlara karşı işkencelerde bulunması bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil" ifadelerini kullandı.
Yetkili mercilerin bu konuda kendilerine hak ihlallerinin olmaması için sözlü taahhütlerde bulunduğunu aktaran Üçer, "Mevcut yasalara göre de hiç kimsenin, herhangi bir insana haksızlık ve zulüm yapmak, işkence etmek, ona hakaret etmek gibi bir hakkı yoktur. Basın açıklamasından sonra cezaevine giderek bize verilen sözler karşılığında açlık grevine giren arkadaşlardan eylemlerini sonlandırmalarını talep edeceğiz. Topyekun halk olarak onlara dönük hak ihlallerinin karşısında duracağımızı ve takipçisi olacağımızı söyleyeceğiz" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Ahlat Cezaevi'nde tedavi edilmeyerek beyin ölümü gerçekleşen Gürgün Kurt isimli siyasi tutuklunun durumunu hatırlatarak söze başlayan TUYAD-DER Şube Başkanı Ahmet Aygün, "14 Mayıs'tan bu yana Van Cumhuriyet Başsavcısı, cezaevi savcılığı ve müdürü ile Adalet Bakanlığı nezdinde açlık grevine giren tutsakların taleplerinin karşılanması ve eylemlerinin son bulması için çalışıyoruz. Dileriz arkadaşların haklı demokratik ve meşru talepleri kısa zamanda kabul edilir ve yaşadıkları sorunlar giderilir” dedi.
Türkiye'deki cezaevlerinin on yıllardır sistematik bir şekilde işkencehaneye dönüştürüldüğü ileri süren BDP Van Milletvekili Üçer, cezaevinde bulunan siyasi tutukluların, cezaevi yetkililerinin ve mahkemelerin çok büyük zulümlerine uğradığını öne sürdü. Üçer, “Gelinen noktada özgürlük savaşı yürüten gerilla ile devlet arasında bir geri çekilme anlaşması yapıldı. Barış için Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan, Nevroz'da bir çağrı yaptı. Bununla umut verici gelişmeler yaşanıyor. Bütün gelişmelerin birbirine paralel ve başa baş gitmesi gerekirken maalesef umutları boşa çıkaracak birtakım durumlar yaşanıyor. Gerillalar geri çekilirken TSK operasyon yapıyor. PKK elindeki tutsakları serbest bırakırken, resmi yetkililer cezaevlerinde bulunan bütün tutsaklara işkencelere başladı.
Bunlar barışın oluşmasını ve umudu zedeleyecek durumlardır. Bu ülkede kalıcı bir barışın olabilmesi için bütün siyasi tutsakların ve Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü beklerken, cezaevi yetkililerinin kişisel kin ve öfkeleri ile cezaevlerinde bulunan insanlara karşı işkencelerde bulunması bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil" ifadelerini kullandı.
Yetkili mercilerin bu konuda kendilerine hak ihlallerinin olmaması için sözlü taahhütlerde bulunduğunu aktaran Üçer, "Mevcut yasalara göre de hiç kimsenin, herhangi bir insana haksızlık ve zulüm yapmak, işkence etmek, ona hakaret etmek gibi bir hakkı yoktur. Basın açıklamasından sonra cezaevine giderek bize verilen sözler karşılığında açlık grevine giren arkadaşlardan eylemlerini sonlandırmalarını talep edeceğiz. Topyekun halk olarak onlara dönük hak ihlallerinin karşısında duracağımızı ve takipçisi olacağımızı söyleyeceğiz" şeklinde konuştu.