Soylu “muhalefet Milletine Güvenmiyor”
Ak parti genel başkan yardımcısı Süleyman Soylu Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde iş adamları ile buluştu.
Öğle saatlerinde Rixos otelde düzenlenen toplantıya katılan Soylu, toplantı öncesi basın mensuplarına gündem konuları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Toplantıya Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Ak Parti Muğla İl Başkanı Nihat Öztürk, AK Parti Bodrum ilçe Başkanı Yılmaz Algül, BOSİAD Başkanı Mustafa Er, partililer ve iş adamları katıldı.
Toplantı öncesi Soylu iş adamları ve partililer ile yemek yiyip sohbet etti. Yemeğin ardından toplantı salonuna geçen Soylu, basına kapalı düzenlenen toplantı öncesi gazetecilerle bir araya geldi.
Türkiye’nin ekonomisine değinen Soylu dış ticaret konusunda açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin ekonomi olarak çok güçlendiğini belirten Soylu, istatistiklerle ülke ekonomisinin geldiği noktayı anlattı. Muhalafeti de eleştiren Soylu, “siyasi partilerin temek amacı iktidara gelmek ve iktidarda kendi düşüncelerini, kendi amacını oluşturmuş olduğu politikalarla sağlayabilmektir. Ama bunun için dünya gerçeklerini bilmek gereklidir. Batı ülkelerindeki gelişmiş ülkeler ancak 2. Dünya Savaşında ki borç tuzağı içindedirler. Şu anda gelişmiş ülkelerin borçlarının gayri safi milli hasılaya, üretimine ortalamaları yüzde yüze on beştir. Bizim ülkede öyle değil. Yani rekabet edebilmek için buna bir şey üretmek lazım. Bir dönem bende muhalefetlik yaptım. Ama muhaleftlik yaptıysam çözümü de söylüyordum. Mesela Avrupa Birliği bakanlığı’nı Türkiye’de ilk önerenlerden birisiyim ben. Yapıldı şimdi kötü mü oldu? Hayır çok güzel. Bakanımız var, ilişkilerimizi yürütüyor, yönlendiriyor. Muhalefet iyi bir şey önerirse, mesela Türk Ticaret Kanununu hep birlikte çıkardık. Yani bu yapılabilir bir şey, bir çok kanun var böyle muhalefetle birlikte çıkan. Muhalefetin tıkandığı yer şurası; muhalefet ideolojik bakıyor. Halen 20. yüzyıl aklıyla, halen devlet egemen bir Türkiye ile bakıyor. Millet ve birey egemen bir Türkiye değil. Milletine güvenmeyen, bu millet yine yanlış yapabilir diyen bir muhalefet. Ya nasıl yanlış yapar? Önünü açtığın zaman 30 milyar dolarlardan! 58 Milyar dolar toplam özel sektör yatırımı yapan bir Türkiye var. Kendi otelini idare eden, kendi iş yerini iyi idare eden, kendi oğlunu okutup profesör yapan, doktor yapan bir Türkiye’den bahsediyoruz”dedi.
Kaynak: İHA
Toplantı öncesi Soylu iş adamları ve partililer ile yemek yiyip sohbet etti. Yemeğin ardından toplantı salonuna geçen Soylu, basına kapalı düzenlenen toplantı öncesi gazetecilerle bir araya geldi.
Türkiye’nin ekonomisine değinen Soylu dış ticaret konusunda açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin ekonomi olarak çok güçlendiğini belirten Soylu, istatistiklerle ülke ekonomisinin geldiği noktayı anlattı. Muhalafeti de eleştiren Soylu, “siyasi partilerin temek amacı iktidara gelmek ve iktidarda kendi düşüncelerini, kendi amacını oluşturmuş olduğu politikalarla sağlayabilmektir. Ama bunun için dünya gerçeklerini bilmek gereklidir. Batı ülkelerindeki gelişmiş ülkeler ancak 2. Dünya Savaşında ki borç tuzağı içindedirler. Şu anda gelişmiş ülkelerin borçlarının gayri safi milli hasılaya, üretimine ortalamaları yüzde yüze on beştir. Bizim ülkede öyle değil. Yani rekabet edebilmek için buna bir şey üretmek lazım. Bir dönem bende muhalefetlik yaptım. Ama muhaleftlik yaptıysam çözümü de söylüyordum. Mesela Avrupa Birliği bakanlığı’nı Türkiye’de ilk önerenlerden birisiyim ben. Yapıldı şimdi kötü mü oldu? Hayır çok güzel. Bakanımız var, ilişkilerimizi yürütüyor, yönlendiriyor. Muhalefet iyi bir şey önerirse, mesela Türk Ticaret Kanununu hep birlikte çıkardık. Yani bu yapılabilir bir şey, bir çok kanun var böyle muhalefetle birlikte çıkan. Muhalefetin tıkandığı yer şurası; muhalefet ideolojik bakıyor. Halen 20. yüzyıl aklıyla, halen devlet egemen bir Türkiye ile bakıyor. Millet ve birey egemen bir Türkiye değil. Milletine güvenmeyen, bu millet yine yanlış yapabilir diyen bir muhalefet. Ya nasıl yanlış yapar? Önünü açtığın zaman 30 milyar dolarlardan! 58 Milyar dolar toplam özel sektör yatırımı yapan bir Türkiye var. Kendi otelini idare eden, kendi iş yerini iyi idare eden, kendi oğlunu okutup profesör yapan, doktor yapan bir Türkiye’den bahsediyoruz”dedi.