Sakarya Üniversitesi'nden “Orta Hasarlı Binalara Sağlam Raporu” Haberlerine Yalanlama
Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü, Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından orta hasarlı binalara verilen raporlarla ilgili basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü’nden yapılan açıklamada, son günlerde Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından Orta Hasarlı binalara verilen raporlar üzerinde basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Açıklamada, “1999 depreminde, Bayındırlık ve İkan Bakanlığının elemanları tarafından orta hasarlı olarak listelere giren bina sahipleri kanun gereği onarım ve güçlendirme ruhsatı alıp binalarını güçlendirmeleri ve arkasından yapı kullanma izin belgesini alarak orta hasarlı bina listesinden çıkmaları gerekiyordu. Birçok bina sahibi binasını bu şekilde orta hasardan çıkarmıştır. 1999 depreminden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen orta hasardan çıkamayan bina sahiplerine tebligatlar yapılıp yıkım süreci başlamıştır. Bu safhada bazı bina sahipleri kendilerinin onarım ve güçlendirme ruhsatı aldıklarını, binalarını güçlendirdiklerini ancak bazı sebeplerden dolayı yapı kullanma izin belgesi almadıklarını ve bu yüzden orta hasarda kaldıklarını ifade etmişlerdir.
Bazı bina sahipleri de onarım ve güçlendirme ruhsatı almadıklarını, binalarını güçlendirmediklerini ancak binaları yıkılırsa 6306 sayılı kanundan istifade edip edemeyeceklerini Büyükşehir belediyesine sormuşlardır. Gerçekleştirilen yazışmalarda, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığının 10.09.2012 tarihinde Çevre ve Şehircilik bakanlığına yazdığı yazıda ‘1999 depreminde Orta Hasarlı olarak kalan binalara 6306 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılıp yapılamayacağını sormuştur. Bakanlık Belediyeden, bu orta hasarlı binalardan, Onarım ve Güçlendirme ruhsatı alarak binalarını güçlendirmiş fakat yapı kullanma izin belgesini alamamış bina sahipleri ile Onarım ve Güçlendirme ruhsatı almayan bina sahiplerinin listesini istemiştir. Belediye bu listeleri Bakanlığa göndermiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 15.10.2012 tarihinde aldığı kararda; Onarım ve Güçlendirme ruhsatı almış, binalarını güçlendirmiş, fakat Yapı kullanma izin belgesini alamamış binalar ile, Onarım ve Güçlendirme ruhsatı almamış ancak herhangi bir şekilde güçlendirilmesi yapılmış binaların, Riskli yapı olup olmadığının 6306 sayılı kanuna göre tespit edilmesinin uygun olacağını belirtmiştir. Bunun üzerine Sakarya Valiliği 30.10.2012 tarihinde aldığı bir kararla bugüne kadar orta hasarlı listesinden çıkamayan binalardan, orta hasarlı olup güçlendirme ruhsatı almış veya almamış olmasına bakılmaksızın, Güçlendirme işleminin tamamlanmış olabileceği dikkate alındığında bu binaların riskli yapı olup olmadığının tespitinin 6306 sayılı kanuna göre Sakarya Üniversitesince yapılmasına, Riskli olmayan yapıların Orta Hasarlı listesinden çıkarılmasına, Riskli olan yapıların orta hasarlı durumlarının devam ettirilmesi ve 6306 sayılı kanun kapsamında değerlendirilmemesine karar vermiştir” denildi.
Basında yer alan “Rüşvet karşılığı orta hasarlı binalara hasarsızlık, kalitesiz betonlara uygunluk raporu verildiği”, “Binlerce orta hasarlı binaya sağlam raporu verildiği” Üniversitenin kendisini acilen sorgulaması gerektiği” haberlerine değinilen açıklamada, “Yukarıda izah edilen orta hasarlı binalara hasarsızlık raporu, sağlam raporu verilmemektedir. Yapı Malzemelerinde 3, Zemin Mekaniğinden 4, Yapı Mekanik grubundan 9 Öğretim Üyesi konuları ile ilgili raporlar vermektedirler. Yapı Malzemeleri dalında rapor veren 3 öğretim üyesinden birisi, verdiği raporlardan dolayı yargılanmaktadır. Konu adliyeye intikal etmiştir. Aksi ispatlanana kadar her insanın masum olduğu hepimizin malumudur. Karar vermek için Yargılanma sonucu beklenmelidir” denildi
“Valiliğin aldığı karar doğrultusunda güçlendirme ruhsatı almış olup olmamasına bakılmaksızın herhangi bir şekilde binasını güçlendirdiğini iddia eden bina sahibi üniversiteye müracaat etmesi halinde, zemin ve malzeme raporlarının olmaması halinde; önce zemin mekaniği öğretim elemanlarınca zenim etütleri yapılmakta, sonra malzeme dalındaki öğretim elemanları tarafından beton dayanımları belirlenmekte, son olarak bu bilgilerin yardımıyla yapı mekanik öğretim elemanları tarafından analiz yapılarak güçlendirme projelerinin binada uygulanıp uygulanmadığı araştırılmakta, projeye uyulmadan güçlendirme yapılmış ise mevcut durumun rölevesi çıkarılarak binanın deprem risk analizi yapılmakta ve bina hakkında karar verilmektedir” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yukarıdaki yapılanlardan da anlaşıldığı gibi, üniversite öğretim üyeleri; depremde orta hasarlı olan binalara, yukarıdaki işlemleri yapmadan hasarsızlık veya sağlam raporu vermemektedir. Bizler hasar tespiti yapmıyoruz. Depremde orta hasarlı listesine giren, herhangi bir şekilde güçlendirme işlemi yapılmış fakat iskan alınmamış binaları, bina sahiplerinin müracaatı üzerine yapılan güçlendirme sonucunda binaların 2007 Deprem Yönetmeliğinde belirtilen güvenliği sağlayıp sağlamadığını inceliyoruz. Bu işlemlerin altına isteyerek, koşarak girmiş değiliz. Deprem Bölgesi olan Sakarya’ya, depremde elde ettiğimiz tecrübelerle, Sakarya Üniversitesinin bir vefa borcu olarak, çok cüzi ücretler karşılığı, vatandaşlarımızın mağdur olmamasını esas alarak yaptığımız bu hizmetlerin, yanlış anlaşmalar sonucunda bazı basın mensupları tarafından farklı yorumlanması, bizleri son derece üzmüştür. Bazı arkadaşlarımızın bu projeden çekilme istekleri, yukarıdaki sebeplerden dolayı kabul edilmemiştir. Rektörümüzün ve işverenimiz olan Sakarya Valiliğinin uygun görmesi halinde toplu olarak projeden hemen çekilebileceğimizi beyan ediyoruz. Temennimiz, şehrimizin ve ülkemizin 1999 depremi gibi bir afetle tekrar karşılaşmamasıdır.”
Kaynak: İHA
Bazı bina sahipleri de onarım ve güçlendirme ruhsatı almadıklarını, binalarını güçlendirmediklerini ancak binaları yıkılırsa 6306 sayılı kanundan istifade edip edemeyeceklerini Büyükşehir belediyesine sormuşlardır. Gerçekleştirilen yazışmalarda, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığının 10.09.2012 tarihinde Çevre ve Şehircilik bakanlığına yazdığı yazıda ‘1999 depreminde Orta Hasarlı olarak kalan binalara 6306 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılıp yapılamayacağını sormuştur. Bakanlık Belediyeden, bu orta hasarlı binalardan, Onarım ve Güçlendirme ruhsatı alarak binalarını güçlendirmiş fakat yapı kullanma izin belgesini alamamış bina sahipleri ile Onarım ve Güçlendirme ruhsatı almayan bina sahiplerinin listesini istemiştir. Belediye bu listeleri Bakanlığa göndermiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 15.10.2012 tarihinde aldığı kararda; Onarım ve Güçlendirme ruhsatı almış, binalarını güçlendirmiş, fakat Yapı kullanma izin belgesini alamamış binalar ile, Onarım ve Güçlendirme ruhsatı almamış ancak herhangi bir şekilde güçlendirilmesi yapılmış binaların, Riskli yapı olup olmadığının 6306 sayılı kanuna göre tespit edilmesinin uygun olacağını belirtmiştir. Bunun üzerine Sakarya Valiliği 30.10.2012 tarihinde aldığı bir kararla bugüne kadar orta hasarlı listesinden çıkamayan binalardan, orta hasarlı olup güçlendirme ruhsatı almış veya almamış olmasına bakılmaksızın, Güçlendirme işleminin tamamlanmış olabileceği dikkate alındığında bu binaların riskli yapı olup olmadığının tespitinin 6306 sayılı kanuna göre Sakarya Üniversitesince yapılmasına, Riskli olmayan yapıların Orta Hasarlı listesinden çıkarılmasına, Riskli olan yapıların orta hasarlı durumlarının devam ettirilmesi ve 6306 sayılı kanun kapsamında değerlendirilmemesine karar vermiştir” denildi.
Basında yer alan “Rüşvet karşılığı orta hasarlı binalara hasarsızlık, kalitesiz betonlara uygunluk raporu verildiği”, “Binlerce orta hasarlı binaya sağlam raporu verildiği” Üniversitenin kendisini acilen sorgulaması gerektiği” haberlerine değinilen açıklamada, “Yukarıda izah edilen orta hasarlı binalara hasarsızlık raporu, sağlam raporu verilmemektedir. Yapı Malzemelerinde 3, Zemin Mekaniğinden 4, Yapı Mekanik grubundan 9 Öğretim Üyesi konuları ile ilgili raporlar vermektedirler. Yapı Malzemeleri dalında rapor veren 3 öğretim üyesinden birisi, verdiği raporlardan dolayı yargılanmaktadır. Konu adliyeye intikal etmiştir. Aksi ispatlanana kadar her insanın masum olduğu hepimizin malumudur. Karar vermek için Yargılanma sonucu beklenmelidir” denildi
“Valiliğin aldığı karar doğrultusunda güçlendirme ruhsatı almış olup olmamasına bakılmaksızın herhangi bir şekilde binasını güçlendirdiğini iddia eden bina sahibi üniversiteye müracaat etmesi halinde, zemin ve malzeme raporlarının olmaması halinde; önce zemin mekaniği öğretim elemanlarınca zenim etütleri yapılmakta, sonra malzeme dalındaki öğretim elemanları tarafından beton dayanımları belirlenmekte, son olarak bu bilgilerin yardımıyla yapı mekanik öğretim elemanları tarafından analiz yapılarak güçlendirme projelerinin binada uygulanıp uygulanmadığı araştırılmakta, projeye uyulmadan güçlendirme yapılmış ise mevcut durumun rölevesi çıkarılarak binanın deprem risk analizi yapılmakta ve bina hakkında karar verilmektedir” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yukarıdaki yapılanlardan da anlaşıldığı gibi, üniversite öğretim üyeleri; depremde orta hasarlı olan binalara, yukarıdaki işlemleri yapmadan hasarsızlık veya sağlam raporu vermemektedir. Bizler hasar tespiti yapmıyoruz. Depremde orta hasarlı listesine giren, herhangi bir şekilde güçlendirme işlemi yapılmış fakat iskan alınmamış binaları, bina sahiplerinin müracaatı üzerine yapılan güçlendirme sonucunda binaların 2007 Deprem Yönetmeliğinde belirtilen güvenliği sağlayıp sağlamadığını inceliyoruz. Bu işlemlerin altına isteyerek, koşarak girmiş değiliz. Deprem Bölgesi olan Sakarya’ya, depremde elde ettiğimiz tecrübelerle, Sakarya Üniversitesinin bir vefa borcu olarak, çok cüzi ücretler karşılığı, vatandaşlarımızın mağdur olmamasını esas alarak yaptığımız bu hizmetlerin, yanlış anlaşmalar sonucunda bazı basın mensupları tarafından farklı yorumlanması, bizleri son derece üzmüştür. Bazı arkadaşlarımızın bu projeden çekilme istekleri, yukarıdaki sebeplerden dolayı kabul edilmemiştir. Rektörümüzün ve işverenimiz olan Sakarya Valiliğinin uygun görmesi halinde toplu olarak projeden hemen çekilebileceğimizi beyan ediyoruz. Temennimiz, şehrimizin ve ülkemizin 1999 depremi gibi bir afetle tekrar karşılaşmamasıdır.”