MHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu'nun Açıklaması
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, IMF ile 19. stand by anlaşmasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından imzalandığını anımsatarak, IMF'ye ödenen son borç taksitinin, bu hükümetin bakan ve bürokratları tarafından imzalandığını bildirdi.
Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin IMF'ye borcunun bitmesine karşılık dış borcunun arttığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"ABD'nin Irak'a müdahalesine destek olmayı çok isteyen 59'uncu Hükümet Başbakanına; o dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in teskere oylamasından sonra 'Teskere kabul edilseydi, Türkiye daha çok kazanabilecekti' söyleminin ardından, IMF ile 19. stand by anlaşmasının bizzat kendi Bakanları ve bürokratları tarafından imzalandığını hatırlatmak isteriz.
Bu anlaşmayla 10 milyar dolar Türkiye'yi IMF'ye borçlandıran kendisidir ve 14 Mayıs 2013'te IMF'ye ödenen son borç taksiti kendi yaratmış olduğu borcun taksitidir."
-Ekonomik başarı yok-
2002 yılında toplam 129,5 milyar dolar olan dış borcun, geçen yıl sonunda 337 milyar dolara çıktığını belirten Tanrıkulu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Elde ettikleri bu yüksek rakamlarla 10 yıldır ülkemizde yeni istihdam alanları açamayıp, işsizliğin yükselmesine seyirci kalanlar, Şubat 2013 istihdam oranını yani yüzde 10,5'i nasıl açıklayacaklar.
2002 yılında toplam 129,5 milyar dolar olan dış borç, 2012 yılı sonunda 337 milyar dolara çıkmıştır. Kamunun 2002 yılında 155.2 milyar TL olan iç borç stoku, yüzde 163 oranında net 253 milyar lira büyüyerek 2012 sonunda 408.3 milyar liraya yükselmiştir."
Tanrıkulu, "27 milyar dolar ile devir aldık dedikleri Merkez Bankası uluslararası rezervlerinin kısa vadeli dış borçlarımızı karşılama oranı 2002 yılında yüzde 169 iken, 2012 yılında bu oran, cari açık rakamını da hesaba kattığımızda yüzde 80'lere kadar inmiştir" görüşünü ifade etti.
Tanrıkulu, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Konuya bu açıdan baktığımızda, 2002 yılındaki yüzde 169'luk karşılama oranına ulaşabilmek için; ya Merkez Bankası'nın rezervlerinin 253 milyar dolar olması gerekmekte ya da kısa vadeli dış borç rakamı ile cari açık rakamı toplamının 77 milyar dolar olması gerekmektedir.
Ortada ekonomik yönden yeni uygulamalarla başarı değil 57'nci Hükümetin her türlü siyasî riski alarak, daha da önemlisi vatandaşına doğruları söyleyerek uygulamaya koyduğu 'Ekonomik Program'ın meyveleri bulunmaktadır."
Muhabir: Cüneyt Ateş
Yayıncı: Ebubekir Gülüm
Kaynak: AA
"ABD'nin Irak'a müdahalesine destek olmayı çok isteyen 59'uncu Hükümet Başbakanına; o dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in teskere oylamasından sonra 'Teskere kabul edilseydi, Türkiye daha çok kazanabilecekti' söyleminin ardından, IMF ile 19. stand by anlaşmasının bizzat kendi Bakanları ve bürokratları tarafından imzalandığını hatırlatmak isteriz.
Bu anlaşmayla 10 milyar dolar Türkiye'yi IMF'ye borçlandıran kendisidir ve 14 Mayıs 2013'te IMF'ye ödenen son borç taksiti kendi yaratmış olduğu borcun taksitidir."
-Ekonomik başarı yok-
2002 yılında toplam 129,5 milyar dolar olan dış borcun, geçen yıl sonunda 337 milyar dolara çıktığını belirten Tanrıkulu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Elde ettikleri bu yüksek rakamlarla 10 yıldır ülkemizde yeni istihdam alanları açamayıp, işsizliğin yükselmesine seyirci kalanlar, Şubat 2013 istihdam oranını yani yüzde 10,5'i nasıl açıklayacaklar.
2002 yılında toplam 129,5 milyar dolar olan dış borç, 2012 yılı sonunda 337 milyar dolara çıkmıştır. Kamunun 2002 yılında 155.2 milyar TL olan iç borç stoku, yüzde 163 oranında net 253 milyar lira büyüyerek 2012 sonunda 408.3 milyar liraya yükselmiştir."
Tanrıkulu, "27 milyar dolar ile devir aldık dedikleri Merkez Bankası uluslararası rezervlerinin kısa vadeli dış borçlarımızı karşılama oranı 2002 yılında yüzde 169 iken, 2012 yılında bu oran, cari açık rakamını da hesaba kattığımızda yüzde 80'lere kadar inmiştir" görüşünü ifade etti.
Tanrıkulu, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Konuya bu açıdan baktığımızda, 2002 yılındaki yüzde 169'luk karşılama oranına ulaşabilmek için; ya Merkez Bankası'nın rezervlerinin 253 milyar dolar olması gerekmekte ya da kısa vadeli dış borç rakamı ile cari açık rakamı toplamının 77 milyar dolar olması gerekmektedir.
Ortada ekonomik yönden yeni uygulamalarla başarı değil 57'nci Hükümetin her türlü siyasî riski alarak, daha da önemlisi vatandaşına doğruları söyleyerek uygulamaya koyduğu 'Ekonomik Program'ın meyveleri bulunmaktadır."
Muhabir: Cüneyt Ateş
Yayıncı: Ebubekir Gülüm