Buruciye Medresesi'ndeki Atölyesinde Sürdürüp Gelecek Kuşaklara Aktarıyor
Tahir Turan Eroğlu - Sivaslı ebru sanatçısı ve usta öğretici Süleyman Doğan , geleneksel kağıt süsleme sanatını, Selçuklu dönemi taş işçiliğinin en güzel örneklerinden 742 yıllık Buruciye Medresesi'ndeki atölyesinde sürdürüp gelecek kuşaklara aktarıyor.
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nce açılan kurslarda 16 yıldır usta öğreticilik yapan Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, önceleri Atatürk Kültür Merkezi'nde eğitim verdiğini, 2003 yılından itibaren de dönemin valisi Hasan Canpolat'ın desteğiyle taşındıkları tarihi mekanda ebrunun gelişmesi için çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
''Böylesi ata yadigarı olan yapıda kurs vermek benim için gurur verici'' diyen Doğan, şu bilgileri verdi:
''İşe, boya yapılacak toprakları hazırlamayla başlıyoruz. Toprak, mermer bir yüzey üzerinde destiseng adı verilen mermer el taşıyla '8 çizer' gibi hareketle ezilir. Bazı cins topraklar birkaç saatte ezilirken, bazıları ise günlerce ezilerek hazır hale getirilebiliyor. Ardından geven bitkisinin reçinesinden imal edilen ve kitre diye tabir edilen yoğun kıvamlı sıvı çözeltiyi, sonrasında, toz haldeki boyaları sulandırarak hazırlıyoruz. Boyaya, kitre üzerinde kalmasını sağlayacak sığır ödü katılarak öd ayarı yapıyoruz.''
Malzemelerin, sabır gerektiren ve zahmetli işlemler sonucu hazırlandığını vurgulayan Doğan, boyayı atların kuyruk kıllarının gül fidanına sarılmasıyla yapılan fırçalar yardımıyla kitre üzerine püskürterek son aşamaya geçtiklerini söyledi.
Doğan, kitre üzerinde şekillendirdikleri deseni kağıda aktararak işlemi tamamladıklarını kaydetti.
-Ustadan çırağa eğitim-
Süleyman Doğan, ebru öğrenmenin gönül, sabır ve nasip işi olduğunu, bunun usta-çırak ilişkisi kurularak öğrenilebileceğini söyledi.
Düzenlenen kurslarla ancak malzemelerinin tanıtılıp, temel bilgiler verilebildiğine işaret eden Doğan, ''Kurslarla senede 10-15 kişiye eğitim veriyoruz. Kursiyerlerimiz, 3-4 ay süren eğitimlerinin ardından buradan gitseler de bağlarını koparmıyor, usta-çırak ilişkisi sürüyor'' şeklinde konuştu.
Yayıncı: Cemal Coşkun
Kaynak: AA
''Böylesi ata yadigarı olan yapıda kurs vermek benim için gurur verici'' diyen Doğan, şu bilgileri verdi:
''İşe, boya yapılacak toprakları hazırlamayla başlıyoruz. Toprak, mermer bir yüzey üzerinde destiseng adı verilen mermer el taşıyla '8 çizer' gibi hareketle ezilir. Bazı cins topraklar birkaç saatte ezilirken, bazıları ise günlerce ezilerek hazır hale getirilebiliyor. Ardından geven bitkisinin reçinesinden imal edilen ve kitre diye tabir edilen yoğun kıvamlı sıvı çözeltiyi, sonrasında, toz haldeki boyaları sulandırarak hazırlıyoruz. Boyaya, kitre üzerinde kalmasını sağlayacak sığır ödü katılarak öd ayarı yapıyoruz.''
Malzemelerin, sabır gerektiren ve zahmetli işlemler sonucu hazırlandığını vurgulayan Doğan, boyayı atların kuyruk kıllarının gül fidanına sarılmasıyla yapılan fırçalar yardımıyla kitre üzerine püskürterek son aşamaya geçtiklerini söyledi.
Doğan, kitre üzerinde şekillendirdikleri deseni kağıda aktararak işlemi tamamladıklarını kaydetti.
-Ustadan çırağa eğitim-
Süleyman Doğan, ebru öğrenmenin gönül, sabır ve nasip işi olduğunu, bunun usta-çırak ilişkisi kurularak öğrenilebileceğini söyledi.
Düzenlenen kurslarla ancak malzemelerinin tanıtılıp, temel bilgiler verilebildiğine işaret eden Doğan, ''Kurslarla senede 10-15 kişiye eğitim veriyoruz. Kursiyerlerimiz, 3-4 ay süren eğitimlerinin ardından buradan gitseler de bağlarını koparmıyor, usta-çırak ilişkisi sürüyor'' şeklinde konuştu.
Yayıncı: Cemal Coşkun