Atilla Dekeli, Görev Yaptığı Adliyede Asla Pes Etmiyor
Durmuş Koçak - Geçirdiği çocuk felci nedeniyle ayaklarını kaybeden ancak tüm zorluklara rağmen avukat olan Ankara Barosu Engelliler Kurulu Üyesi Atilla Dekeli, engellilerin istemeleri durumunda her türlü zorluğun üstesinden gelebileceklerini bunun için asla pes etmemeleri gerektiğini belirtti.
Dekeli,AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle ayaklarını kaybettiğini ama küsmeden, yılmadan hayata sıkı sıkı sarıldığını söyledi.
Zorlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini belirten Dekeli, "Okuma sefahatinden sonra Atatürk Lisesi, ardından da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Öğrencilik dönemim sıkıntılı geçti. Vasıta sorunu, merdiven sorunu, fiziki engeller. Bunlar başkalarının sarf ettiği performansın 3 katını harcamama neden oldu. Kolay şey değil. Fakültenin bir rampası bile yoktu. Okula hep kendi imkanlarımla ve yalnız başıma gidip geldim. Karda kışta belediye otobüslerini kullandım" dedi.
Ankara Barosu'na kayıtlı olarak 22 yıldır serbest avukatlık yaptığını ifade eden Dekeli, şöyle konuştu:
"Mesleğimi severek yapıyorum. Fakat bizim gibi birinin avukatlık yapması zor. Başarıya ulaştıkça ve insanlara yardım ettikçe iş zevkli bir hal alıyor ama meşakkatli.
Engelliler istemeleri durumunda her türlü zorluğun üstesinden gelebilirler. Bunun için asla pes etmemeleri gerekir. Hayata küsmemek lazım, eğitim, eğitim ve eğitim. Bu eğitimin önce engellilere değil engelsizlere verilmesi gerekiyor. Yani engelsizler eğitildikçe engellilerin önü daha çok açılacaktır."
-"Adliyeler engelliler için yeterli değil"-
Adliyelerdeki zorluklara da değinen Dekeli, daha önce koltuk değneği ile geldiği duruşmalara şimdi tekerlekli sandalye ile geldiğini, birçok yerde merdiven ve rampa sorunu bulunduğunu ifade etti.
Dekeli, "Kimi asansörler tekerlekli sandalyeler için çok küçük. İnsanlarla itiş kakış yaşıyorsunuz. Bu problemler bütün engelliler için geçerli. Adliyelerde içinde görevlisi olan bir asansör olmalı. Ya da bir asansörü engelliler için ayırmalılar. Adliyelerin fiziki şartları engelliler için yeterli değil" diye konuştu.
-Kendini zincire vurdu, asansörler çalıştı-
Yaşadığı sıkıntıları çözmek için kimi zaman farklı yöntemlere de başvurduğunu dile getiren Dekeli, bir anısını şöyle anlattı:
"Yıl 1989. Ankara Adliyesi yeni açıldı, ancak 5 katlı binada asansörler çalışmıyor. Defalarca dilekçe yazdım, bir sonuç alamadım. Bir türlü asansörler çalışmadı. Sonunda Uğur Dündar'a, 'Arena' programına mektup yazdım. O mektup televizyondan okundu ve asansörler çalıştı, ama bu bir hafta kadar sürdü. Sonra yine bize merdivenlerle savaşmak düştü. Koltuk değnekleriyle kalabalıkta merdivenleri çıkmak çok yordu. Zorluklar yüzünden mesleği bırakma noktasına geldim. Sonunda asansörlerin önünde bileklerimi zincirle bağlayarak protesto ettim. İşte o günden beri Ankara Adliyesi'nde asansörler çalışıyor."
-Hakim duruşma için beni bekledi-
Hakimlerin engelli avukatlara elinden gelen kolaylığı gösterdiğini söyleyen Dekeli, "Koltuk değnekleri ile merdivenlerden çıkıp duruşma salonunda girdiğimde kan ter içinde kalıyordum. Duruşma sıram geldiğinde hakimler, "Atilla Bey, sen bir iki duruşma dinlen senin davaya ondan sonra başlayalım" derdi" şeklinde konuştu.
Yayıncı: Şükran Yücel
Kaynak: AA
Zorlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini belirten Dekeli, "Okuma sefahatinden sonra Atatürk Lisesi, ardından da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Öğrencilik dönemim sıkıntılı geçti. Vasıta sorunu, merdiven sorunu, fiziki engeller. Bunlar başkalarının sarf ettiği performansın 3 katını harcamama neden oldu. Kolay şey değil. Fakültenin bir rampası bile yoktu. Okula hep kendi imkanlarımla ve yalnız başıma gidip geldim. Karda kışta belediye otobüslerini kullandım" dedi.
Ankara Barosu'na kayıtlı olarak 22 yıldır serbest avukatlık yaptığını ifade eden Dekeli, şöyle konuştu:
"Mesleğimi severek yapıyorum. Fakat bizim gibi birinin avukatlık yapması zor. Başarıya ulaştıkça ve insanlara yardım ettikçe iş zevkli bir hal alıyor ama meşakkatli.
Engelliler istemeleri durumunda her türlü zorluğun üstesinden gelebilirler. Bunun için asla pes etmemeleri gerekir. Hayata küsmemek lazım, eğitim, eğitim ve eğitim. Bu eğitimin önce engellilere değil engelsizlere verilmesi gerekiyor. Yani engelsizler eğitildikçe engellilerin önü daha çok açılacaktır."
-"Adliyeler engelliler için yeterli değil"-
Adliyelerdeki zorluklara da değinen Dekeli, daha önce koltuk değneği ile geldiği duruşmalara şimdi tekerlekli sandalye ile geldiğini, birçok yerde merdiven ve rampa sorunu bulunduğunu ifade etti.
Dekeli, "Kimi asansörler tekerlekli sandalyeler için çok küçük. İnsanlarla itiş kakış yaşıyorsunuz. Bu problemler bütün engelliler için geçerli. Adliyelerde içinde görevlisi olan bir asansör olmalı. Ya da bir asansörü engelliler için ayırmalılar. Adliyelerin fiziki şartları engelliler için yeterli değil" diye konuştu.
-Kendini zincire vurdu, asansörler çalıştı-
Yaşadığı sıkıntıları çözmek için kimi zaman farklı yöntemlere de başvurduğunu dile getiren Dekeli, bir anısını şöyle anlattı:
"Yıl 1989. Ankara Adliyesi yeni açıldı, ancak 5 katlı binada asansörler çalışmıyor. Defalarca dilekçe yazdım, bir sonuç alamadım. Bir türlü asansörler çalışmadı. Sonunda Uğur Dündar'a, 'Arena' programına mektup yazdım. O mektup televizyondan okundu ve asansörler çalıştı, ama bu bir hafta kadar sürdü. Sonra yine bize merdivenlerle savaşmak düştü. Koltuk değnekleriyle kalabalıkta merdivenleri çıkmak çok yordu. Zorluklar yüzünden mesleği bırakma noktasına geldim. Sonunda asansörlerin önünde bileklerimi zincirle bağlayarak protesto ettim. İşte o günden beri Ankara Adliyesi'nde asansörler çalışıyor."
-Hakim duruşma için beni bekledi-
Hakimlerin engelli avukatlara elinden gelen kolaylığı gösterdiğini söyleyen Dekeli, "Koltuk değnekleri ile merdivenlerden çıkıp duruşma salonunda girdiğimde kan ter içinde kalıyordum. Duruşma sıram geldiğinde hakimler, "Atilla Bey, sen bir iki duruşma dinlen senin davaya ondan sonra başlayalım" derdi" şeklinde konuştu.
Yayıncı: Şükran Yücel