Boğaziçi Üniversitesi’nin Kuruluşunun 150. Yılı Etkinlikleri

Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk ve İtalyan filozof-romancı Umberto Eco düzenlenen söyleşide hayranlarıyla buluştu.

Boğaziçi Üniversitesi'nin kuruluşunun 150. yılı etkinlikleri kapsamında Boğaziçi Üniversitesi, İtalyan Büyükelçiliği, İtalyan Başkonsolosluğu, İtalyan Kültür Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi ve Şehir Üniversitesi'nin işbirliğiyle Boğaziçi Üniversitesi'nin güney yerleşkesinde, "A Dialogue on Facts, Fiction, History" (Gerçek, Kurgu, Tarih Üzerine Bir Diyalog) konulu söyleşi düzenlendi.

Moderatörlüğünü İtalyan göstergebilim uzmanı Prof. Patrizia Violi'nin yaptığı söyleşiye Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk ve İtalyan filozof- romancı Umberto Eco katıldı.

Söyleşide konuşan Pamuk, 7 yaşından 22 yaşına kadar ressam olmayı istediğini, mühendis ağırlıklı ailesinin isteği üzerine bir kararla İstanbul Teknik Üniversitesi'ne ama resimle de bağlantılı olduğu için mimarlık bölümüne kaydolduğunu anlattı. Pamuk, "Ama sonunda yalnız bir hayat yaşamak istediğimi anladım. Üstlerimden emir aldığım, astlarıma emir verdiğim bir hayatım olsun istemedim. Hayal gücü olan bir insanın yalnız hayatını yaşamak istedim. Bir nedenle, ressam olamayacağımı fark ettim. 'Niçin romancı olmayayım öyleyse?' diye sordum kendime. Dürüst olmak gerekirse, benim söylemek istediğim şeyler sonradan geldi. Yazar olmak istedim, çünkü yalnız bir hayat yaşamak istiyordum. Bunu da başarabildiğim için çok mutluyum" dedi.

Neden yazar olduğu sorusuna yanıt veren Eco espirili bir dille, "Bazı insanlar pedofildir, bazıları banka soyar, bazırları Mont Blanc'a tırmanır, ben de roman yazıyorum. İnsanların kişisel tercihlerini tartışamayız" dedi

Doktora tezini savunduğu sırada, bilimsel jürideki bir hocasının tezin yazılma biçimine itiraz ettiğini söyleyen Eco, "Bilimsel araştırmada sadece sonuçlar yer alır, sen bu sonuçlara nasıl ulaştığını da bir dedektif romanındaki gibi anlatmışsın" dediğini söyledi.

Kaynak: İHA