Başbakan Yardımcısı Arınç'ın Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecinde olumlu gelişmelerin yaşandığını belirterek, "Şu gelinen olumlu süreç içerisindeki ana kilometre taşları sizin 35 yıldır bekledikleriniz değil mi- Evet. Peki yarın başka bir şey olsa iş dursa veya tersine dönse ne yapabiliriz. O zaman başladığımız noktaya tekrar döneceğiz" dedi.
Kanal 24 televizyonunda yayınlanan ''Moderatör Hafta Sonu'' programına katılan Arınç, medyaya ile iç içe olduğuna ve çözüm sürecinin desteklenmesiyle ilgili özellikle büyük medya kuruluşlarının yayınlarını takip ettiğini söyledi.
Medyanın çözüm sürecine 100 üzerinden en az yüzde 60, yüzde 70'e yaklaşan olumlu bir desteğinin olduğunu ifade eden Arınç, müzmin AK Parti muhalifleri dışında çok satan gazeteler ve çok izlenen televizyonlarında sürecin Türkiye için çok önemli bir şans olduğu ve desteklenmesi gerektiği yönünde ifadelerin olduğunu dile getirdi.
Süreç içerisinde akil insanların sadece bir argüman olduğunu belirten Arınç, "Çok değerli insanlar. Ortak paydası demokrasi olan, özgürlük olan, Türkiye'de terör sorununun çözülmesiyle ülkeye huzurun ve barışın daha çok geleceğini düşünen 63 kişi. Halbuki belki milyonlar var. Ama milyonlarca insanı bir heyetin içine koymak mümkün değildi. Onlar birkaç aylık çalışma yapacaklar. O çalışmayla çözüm sürecine desteğin daha da artacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.
-"Silahların bırakılması önemli"-
Çözüm sürecine esas desteği medyadan, siyasetten ve sivil toplum örgütlerinden beklediklerini ve bu desteğin sürekli olmasını istediklerini dile getiren Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Söyleyecekleri şey çok kolay. 35 yıldır çektiğimiz sıkıntıları böyle bir yöntemle çözmeye çalışıyoruz. Silahların bırakılması önemli değil mi- Evet önemli. Eylemsizlik önemli değil mi- Evet önemli. 3 aydan beri kan dökülmemesi, bombaların, mayınların patlamaması önemli değil mi- Önemli. Silahlı güçlerin ülkenin dışına çıkacak olmaları önemli değil mi- Evet önemli. Peki Öcalan'ın Yıllar Sonra nevruz meydanından 'silahlar sussun fikirler konuşsun' demesi önemli değil mi- Evet önemli. Daha ne istiyorsunuz- Yıllardır bunu beklemediniz mi, istemediniz mi- Evet bunlar güzel şeyler ama bakalım yarın ne olacak- Yarın ne olacağını biz de göreceğiz. Şu gelinen olumlu süreç içerisindeki ana kilometre taşları sizin 35 yıldır bekledikleriniz değil mi- Evet. Peki yarın başka bir şey olsa iş dursa veya tersine dönse ne yapabiliriz- O zaman başladığımız noktaya tekrar döneceğiz. Bu kadar kazanımı bir anda yok farz etmek mümkün değil. Bunu devam ettirmek ve sonunda gerçek huzur ve istikrara kavuşmak olabilecekse, bu hükümete bu çabaları için destek olamak bizim için vazife değil mi-"
Arınç, çözüm sürecine karşı açıklamalarda bulunan muhalefeti de eleştirerek, "Nedir bu bağırıp çağırmalar, nedir bu hakaretler, akil insanlara bir türlü, bize bir türlü, sürece destek olacaklara bir türlü. Hatta ölseler sevinecek noktaya gelmek ne kadar çirkin şeyler. DHKP-C örgütünün iki tane militanı AK Parti Genel Merkezine özellikle Genel Başkanın katına lav silahıyla saldırıyor. Affedersiniz bir utanmaz yazar, köşesinde alay eden, dalga geçen, keşke içeride olsaydılar da ölseydiler demeye getiren yazılar yazabiliyor. Hiç yüzleri kızarmadan. Bunlar belli bir kitle ama bu tarafından da milyonlarca sessiz yığınlar var. Onların sesli hale gelmesi, bu süreçteki desteği daha yukarıya götürmesi lazım" diye konuştu.
-"Konuşmayı bıraksınlar kanun teklifi sunsunlar"-
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in çözüm süreciyle ilgili farklı açıklamalarının olduğunu, kendisinin bu konuda istikrarlı gitmesinin iyi olacağını dile getiren Arınç, tutuklu milletvekillerinin durumuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
"Tutuklu milletvekillerinin meclise dönmesi konusu benim 1,5 sene evvel söylediğim sözlerdir. İlk defa ben gündeme getirdim. Buna samimiyetle inanıyorum. Onların bir partiden seçilmiş olmalarının siyaseten yanlış olduğunu söylemiştim ama artık seçildikten sonra milletvekilinin yerinin parlamento olduğunu da söyledim. Bunda da ısrarlıyım. Bu nasıl mümkün olacak- Bir yasal düzenlemeyle bu mümkün olacaksa bu yasal düzenlemeyi geçen yıl temmuz ayında 3. Yargı Paketi içerisinde yaptık. Kararı verecek olan yargı. Kendi bildikleri doğrultuda hareket ediyorlar tahliye kararı vermiyorlar. Ancak biz 4. Yargı Paketi ve onun öncesinde çıkan bir başka konuyla hatta hasta olanların Sağlık Kurulu raporlarıyla tahliye edilebileceklerini de hükme de bağladık. Ergin Saygun Paşa onlardan birisidir. Sağlık durumunu gazeteden okuyorum. Fatih Hilmioğlu, onun benzerleri de hayat şartları içeride bulunduğu takdirde sağlığını olumsuz etkileyecekse tahliye edilmesi gereken insanlar var."
Gürsel Tekin ve tüm CHP'ye "Nasıl bir yasal düzenleme yapılmalı ki tutuklu milletvekilleri cezaevinden çıkabilmeli" diye soran Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ben 25 yıllık avukatım. Yani hukuk açısından meseleye baktığımız temenniyle farklı bir noktaya geliriz. Ben de temenni ediyorum ki evet tutuklu milletvekilleri tahliye olmalı, parlamentoya gelmeli ama bu bir temenni. Bunu hukuk yoluyla nasıl yapabiliriz. Kişiye yönelik düzenleme yapmak bizim hukukumuzda mevcut değil. Böyle bir şey mümkünse üç tane seçenek getirsin CHP. Şöyle bir yasal düzenlemeyi yapın amacımıza ulaşalım. Biz onlara baktığımız zaman uzmanlara sorduğumuz zaman eğer bunlardan mümkün olabilecek bir düzenleme varsa ki sadece onlarla sınırlı değil. Yine tutuklu kalmalarını da bir eksiklik olduğunu gördüğümüz kişiler de içerisine alabilecekse hukuk bazında bunu yaparız ama bu temenniyi bir hukuk çerçevesi içerisine koyacak durumda şu ana kadar olmadık. 3. Yargı Paketi ve diğerlerinde yaptıklarımızın dışında. Konuşmayı bıraksınlar. Bize kanun teklifi, bir madde sunsunlar. Biz onu uzmanlara gösterelim yapılabilecekse yaparız. Hiç kimse bundan endişe etmesin."
Muhabir: Seval Tekin - Özcan Yıldırım
Yayıncı: Ebubekir Gülüm
Kaynak: AA
Medyanın çözüm sürecine 100 üzerinden en az yüzde 60, yüzde 70'e yaklaşan olumlu bir desteğinin olduğunu ifade eden Arınç, müzmin AK Parti muhalifleri dışında çok satan gazeteler ve çok izlenen televizyonlarında sürecin Türkiye için çok önemli bir şans olduğu ve desteklenmesi gerektiği yönünde ifadelerin olduğunu dile getirdi.
Süreç içerisinde akil insanların sadece bir argüman olduğunu belirten Arınç, "Çok değerli insanlar. Ortak paydası demokrasi olan, özgürlük olan, Türkiye'de terör sorununun çözülmesiyle ülkeye huzurun ve barışın daha çok geleceğini düşünen 63 kişi. Halbuki belki milyonlar var. Ama milyonlarca insanı bir heyetin içine koymak mümkün değildi. Onlar birkaç aylık çalışma yapacaklar. O çalışmayla çözüm sürecine desteğin daha da artacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.
-"Silahların bırakılması önemli"-
Çözüm sürecine esas desteği medyadan, siyasetten ve sivil toplum örgütlerinden beklediklerini ve bu desteğin sürekli olmasını istediklerini dile getiren Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Söyleyecekleri şey çok kolay. 35 yıldır çektiğimiz sıkıntıları böyle bir yöntemle çözmeye çalışıyoruz. Silahların bırakılması önemli değil mi- Evet önemli. Eylemsizlik önemli değil mi- Evet önemli. 3 aydan beri kan dökülmemesi, bombaların, mayınların patlamaması önemli değil mi- Önemli. Silahlı güçlerin ülkenin dışına çıkacak olmaları önemli değil mi- Evet önemli. Peki Öcalan'ın Yıllar Sonra nevruz meydanından 'silahlar sussun fikirler konuşsun' demesi önemli değil mi- Evet önemli. Daha ne istiyorsunuz- Yıllardır bunu beklemediniz mi, istemediniz mi- Evet bunlar güzel şeyler ama bakalım yarın ne olacak- Yarın ne olacağını biz de göreceğiz. Şu gelinen olumlu süreç içerisindeki ana kilometre taşları sizin 35 yıldır bekledikleriniz değil mi- Evet. Peki yarın başka bir şey olsa iş dursa veya tersine dönse ne yapabiliriz- O zaman başladığımız noktaya tekrar döneceğiz. Bu kadar kazanımı bir anda yok farz etmek mümkün değil. Bunu devam ettirmek ve sonunda gerçek huzur ve istikrara kavuşmak olabilecekse, bu hükümete bu çabaları için destek olamak bizim için vazife değil mi-"
Arınç, çözüm sürecine karşı açıklamalarda bulunan muhalefeti de eleştirerek, "Nedir bu bağırıp çağırmalar, nedir bu hakaretler, akil insanlara bir türlü, bize bir türlü, sürece destek olacaklara bir türlü. Hatta ölseler sevinecek noktaya gelmek ne kadar çirkin şeyler. DHKP-C örgütünün iki tane militanı AK Parti Genel Merkezine özellikle Genel Başkanın katına lav silahıyla saldırıyor. Affedersiniz bir utanmaz yazar, köşesinde alay eden, dalga geçen, keşke içeride olsaydılar da ölseydiler demeye getiren yazılar yazabiliyor. Hiç yüzleri kızarmadan. Bunlar belli bir kitle ama bu tarafından da milyonlarca sessiz yığınlar var. Onların sesli hale gelmesi, bu süreçteki desteği daha yukarıya götürmesi lazım" diye konuştu.
-"Konuşmayı bıraksınlar kanun teklifi sunsunlar"-
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in çözüm süreciyle ilgili farklı açıklamalarının olduğunu, kendisinin bu konuda istikrarlı gitmesinin iyi olacağını dile getiren Arınç, tutuklu milletvekillerinin durumuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
"Tutuklu milletvekillerinin meclise dönmesi konusu benim 1,5 sene evvel söylediğim sözlerdir. İlk defa ben gündeme getirdim. Buna samimiyetle inanıyorum. Onların bir partiden seçilmiş olmalarının siyaseten yanlış olduğunu söylemiştim ama artık seçildikten sonra milletvekilinin yerinin parlamento olduğunu da söyledim. Bunda da ısrarlıyım. Bu nasıl mümkün olacak- Bir yasal düzenlemeyle bu mümkün olacaksa bu yasal düzenlemeyi geçen yıl temmuz ayında 3. Yargı Paketi içerisinde yaptık. Kararı verecek olan yargı. Kendi bildikleri doğrultuda hareket ediyorlar tahliye kararı vermiyorlar. Ancak biz 4. Yargı Paketi ve onun öncesinde çıkan bir başka konuyla hatta hasta olanların Sağlık Kurulu raporlarıyla tahliye edilebileceklerini de hükme de bağladık. Ergin Saygun Paşa onlardan birisidir. Sağlık durumunu gazeteden okuyorum. Fatih Hilmioğlu, onun benzerleri de hayat şartları içeride bulunduğu takdirde sağlığını olumsuz etkileyecekse tahliye edilmesi gereken insanlar var."
Gürsel Tekin ve tüm CHP'ye "Nasıl bir yasal düzenleme yapılmalı ki tutuklu milletvekilleri cezaevinden çıkabilmeli" diye soran Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ben 25 yıllık avukatım. Yani hukuk açısından meseleye baktığımız temenniyle farklı bir noktaya geliriz. Ben de temenni ediyorum ki evet tutuklu milletvekilleri tahliye olmalı, parlamentoya gelmeli ama bu bir temenni. Bunu hukuk yoluyla nasıl yapabiliriz. Kişiye yönelik düzenleme yapmak bizim hukukumuzda mevcut değil. Böyle bir şey mümkünse üç tane seçenek getirsin CHP. Şöyle bir yasal düzenlemeyi yapın amacımıza ulaşalım. Biz onlara baktığımız zaman uzmanlara sorduğumuz zaman eğer bunlardan mümkün olabilecek bir düzenleme varsa ki sadece onlarla sınırlı değil. Yine tutuklu kalmalarını da bir eksiklik olduğunu gördüğümüz kişiler de içerisine alabilecekse hukuk bazında bunu yaparız ama bu temenniyi bir hukuk çerçevesi içerisine koyacak durumda şu ana kadar olmadık. 3. Yargı Paketi ve diğerlerinde yaptıklarımızın dışında. Konuşmayı bıraksınlar. Bize kanun teklifi, bir madde sunsunlar. Biz onu uzmanlara gösterelim yapılabilecekse yaparız. Hiç kimse bundan endişe etmesin."
Muhabir: Seval Tekin - Özcan Yıldırım
Yayıncı: Ebubekir Gülüm