'Devlet Bahçeli Akil İnsanları Tehdit Ediyor, Bu Ne Magandalıktır?'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Hüseyin Çelik, çözüm süreciyle ilgili sözlerinden dolayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirdi. Çelik, "Devlet Bahçeli, Akil İnsanları tehdit ediyor, bu ne magandalıktır?" dedi.
Akil İnsanlar'ın bir Türkiye fotoğrafı olduğunu ifade eden Çelik, "Siz Hülya Koçyiğit gibi bir insanı tehdit etmeye utanmıyor musunuz? Sıkılmıyor musunuz? Bir kadını tehdit etmeye utanmıyor musunuz?” şeklinde konuştu.
Çelik, AK Parti Şahinbey İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı.
Burada konuşan Çelik, “Milli birlik ve bütünlüğümüzü, üniter yapımızı asla sorgulama konusu yapmadan, teröre ve teröristlere en ufak bir taviz vermeden, biz bu ülkede her düşünenin, her farklı görüş sahibinin görüşlerini demokratik yollarla ifade etmesi için Türkiye'de bir zemin oluşturduk. Söyleyecek sözün mü var? Kan dökerek, insanın canını alarak, kendi canını vererek, kendi kanını döktürerek bunu yapma. Medeni insanlar oturup konuşur. Türkiye'de biz bu ortamı oluşturduk. Diyoruz ki silahlar ebediyen sussun, silahlar gömülsün, anaların gözyaşları dinsin, ailelere düşen kor, köz daha düşmesin. Çocuklarımız ölmesin kaynaklarımız heba olmasın.” sözlerini kaydetti.
4 aydan beri bir şehit cenazesinin gelmediğini, birilerinin rahatsız olmaya başladığını kaydeden Çelik, “Birileri şehitlerin kanı üzerinden politika yapamıyor diye rahatsız oluyor. Bir kez daha altını çiziyorum. Başbakanımız Hakkari'de aynı şeyi söylüyor, Sinop'ta aynı şeyi söylüyor, İçel'de aynı şeyi söylüyor. Biz diyoruz ki bizim bir tane devletimiz var. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Biz bir milletiz. Bizim milletimiz 76 milyon insandan oluşur. Bunun içinde farklı etnik unsurlar vardır. Bu farklı etnik unsurlar bizim için birer renktir.” değerlendirmesinde bulundu.
Abdullah Öcalan'a hiçbir taviz verilmediğini kaydeden Çelik, “1 Mart’ta Abdullah Öcalan'ın kendi mensuplarına gönderdiği mektup okundu. Abdullah Öcalan diyor ki 'Silahları bırakın.' Ben Zonguldak’ta dedim ki 2 kere 2'nin 4 ettiğini kim söylerse biz buna doğru diyeceğiz. Devlet Bahçeli de 2 kere 2 4'tür derse buna doğru diyeceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu da derse buna doğru diyeceğiz. Selahattin Demirtaş da dese, Abdullah Öcalan da dese... Sonuçta biz bu memleketi birbirimize zehir etmeyeceğiz. Birileri bunu özellikle istiyor. Çatışmadan beslenenler var. Etki tepkiden beslenenler var. MHP niçin demokratikleşme olsun istemiyor? Demokratikleşme olursa, terör biterse, BDP marjinal küçük bir parti olacak. MHP de kan kaybedecek. Merhum Türkeş'in sağlığındaki karizmasına rağmen, MHP 12 Eylül'den önce en fazla yüzde 6,7 oy aldı. Sonra MHP niye oylarını artırdı? 1999'da yüzde 18'e çıktı. Ne kadar şehit cenazesi geldiyse, terör ne zaman azdıysa, bu MHP'nin işine yaradı. Onun için MHP terörün bitmesinden rahatsız oluyor. Kanın durmasında rahatsız oluyor. Şehit cenazelerinin gelmemesinden rahatsız oluyor.” ifadelerini kullandı.
Ana muhalefet partisi CHP’ye yönelik de eleştiride bulunan Çelik, “CHP başta dedi ki, ‘Biz de destekleyelim. Biz kredi veriyoruz size’ Biz de dedik ki ‘Ana muhalefet partisinin elini değil parmağını taşın altına koymasını anlamlı kabul ederiz.’ CHP bir tane değil ki... CHP her kafadan farklı bir sesin çıktığı, uğultuların bütün koridorları kapladığı bir parti haline geldi. Ulusalcı kanat bir şey söylüyor...” açıklamasında bulundu.
Akil İnsanlar'ın tehdit edildiğine de vurgu yapan Çelik, şunları söyledi: “Akil İnsanlar bu işten para almıyorlar, menfaat beklemiyorlar. Akil İnsanlar bu işten bir şöhret, bir ün elde etmeyi beklemiyorlar. Bunlar zaten ünlü insanlardır. Orhan Gencebay'ın böyle bir şeye ihtiyacı mı var? Yılmaz Erdoğan'ın böyle bir şeye ihtiyacı mı var? Kadir İnanır'ın, Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun, İzettin Doğan'ın böyle bir şeye ihtiyacı mı var? Bu insanları Devlet Bahçeli utanmadan ve sıkılmadan İzmir'deki mitingde tehdit ediyor. Siz nasıl bu insanları tehdit edersiniz? Bu ne magandalıktır? Böyle bir şey olabilir mi? Bütün Ziraat Odalarının temsilcisi olan, Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar bu ekibin içindedir. Bütün köylüyü, çiftçiyi temsil ediyor. Bütün esnafı temsilen Bendevi Palandöken bu ekibin içindedir. Bütün tüccarı ve sanayiciyi temsil eden, odaları ve borsaları temsil eden Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı bu heyetin içindedir. İşçiyi temsilen Türk-İş'in, Hak-İş'in başkanı içindedir. Memur sendikalarını temsilen Memur-Sen Başkanı içindedir. Kamu-Sen'in başkanı MHP ile birlikte hareket ettiği için 'Biz gelmiyoruz' dedi.
Gelmiyorsanız gelmeyin. Bu heyette Sünni var, Alevi var. Bu heyette müslim var gayrimüslim var, Kürt var Türk var, Doğulu var Batılı var. Peki kim olması gerekiyordu? Bu insanlar bir Türkiye fotoğrafıdır. 63 kişi bir Türkiye fotoğrafıdır. Siz Hülya Koçyiğit gibi bir insanı tehdit etmeye utanmıyor musunuz, sıkılmıyor musunuz? Bir kadını tehdit etmeye utanmıyor musunuz? Kezban Hatemi, Türkiye'nin en ünlü hanımefendi avukatlarından birisidir. Hakkari’ye Şırnak'a gideceğine, kendi avukatlık işini yapar para kazanır. Ama bu kadıncağız bu fitnenin çözümünde 'ben de varım' diyorsa sen bu insanları nasıl tehdit etmeye kalkışırsın? Diyelim ki Akil İnsanlar bir yere gidiyor. Bu salonu dolduranın üç katı bir kalabalık var. Bunların nöbetçi protestocuları var. Bunların kadrolu protestocuları var. Bir bakmışsın üç kişi oradan çıktı bağırıyorlar. Biz anket yapıyoruz. Her geçen gün bu toplumun yüzde 70'in üzerinde olan bir grup 'Ben bu çözümün yanındayım. Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, bu fitnenin ortadan kaldırılması gayretlerinin yanındayım' diyor. Başbakan her zaman söylüyor. Korkaklar tarih yazamazlar. Biz korkmuyoruz. Biz eğer korksaydık AK Parti Türkiye'yi buralara getiremezdi.”
Çelik, AK Parti Şahinbey İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı.
Burada konuşan Çelik, “Milli birlik ve bütünlüğümüzü, üniter yapımızı asla sorgulama konusu yapmadan, teröre ve teröristlere en ufak bir taviz vermeden, biz bu ülkede her düşünenin, her farklı görüş sahibinin görüşlerini demokratik yollarla ifade etmesi için Türkiye'de bir zemin oluşturduk. Söyleyecek sözün mü var? Kan dökerek, insanın canını alarak, kendi canını vererek, kendi kanını döktürerek bunu yapma. Medeni insanlar oturup konuşur. Türkiye'de biz bu ortamı oluşturduk. Diyoruz ki silahlar ebediyen sussun, silahlar gömülsün, anaların gözyaşları dinsin, ailelere düşen kor, köz daha düşmesin. Çocuklarımız ölmesin kaynaklarımız heba olmasın.” sözlerini kaydetti.
4 aydan beri bir şehit cenazesinin gelmediğini, birilerinin rahatsız olmaya başladığını kaydeden Çelik, “Birileri şehitlerin kanı üzerinden politika yapamıyor diye rahatsız oluyor. Bir kez daha altını çiziyorum. Başbakanımız Hakkari'de aynı şeyi söylüyor, Sinop'ta aynı şeyi söylüyor, İçel'de aynı şeyi söylüyor. Biz diyoruz ki bizim bir tane devletimiz var. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Biz bir milletiz. Bizim milletimiz 76 milyon insandan oluşur. Bunun içinde farklı etnik unsurlar vardır. Bu farklı etnik unsurlar bizim için birer renktir.” değerlendirmesinde bulundu.
Abdullah Öcalan'a hiçbir taviz verilmediğini kaydeden Çelik, “1 Mart’ta Abdullah Öcalan'ın kendi mensuplarına gönderdiği mektup okundu. Abdullah Öcalan diyor ki 'Silahları bırakın.' Ben Zonguldak’ta dedim ki 2 kere 2'nin 4 ettiğini kim söylerse biz buna doğru diyeceğiz. Devlet Bahçeli de 2 kere 2 4'tür derse buna doğru diyeceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu da derse buna doğru diyeceğiz. Selahattin Demirtaş da dese, Abdullah Öcalan da dese... Sonuçta biz bu memleketi birbirimize zehir etmeyeceğiz. Birileri bunu özellikle istiyor. Çatışmadan beslenenler var. Etki tepkiden beslenenler var. MHP niçin demokratikleşme olsun istemiyor? Demokratikleşme olursa, terör biterse, BDP marjinal küçük bir parti olacak. MHP de kan kaybedecek. Merhum Türkeş'in sağlığındaki karizmasına rağmen, MHP 12 Eylül'den önce en fazla yüzde 6,7 oy aldı. Sonra MHP niye oylarını artırdı? 1999'da yüzde 18'e çıktı. Ne kadar şehit cenazesi geldiyse, terör ne zaman azdıysa, bu MHP'nin işine yaradı. Onun için MHP terörün bitmesinden rahatsız oluyor. Kanın durmasında rahatsız oluyor. Şehit cenazelerinin gelmemesinden rahatsız oluyor.” ifadelerini kullandı.
Ana muhalefet partisi CHP’ye yönelik de eleştiride bulunan Çelik, “CHP başta dedi ki, ‘Biz de destekleyelim. Biz kredi veriyoruz size’ Biz de dedik ki ‘Ana muhalefet partisinin elini değil parmağını taşın altına koymasını anlamlı kabul ederiz.’ CHP bir tane değil ki... CHP her kafadan farklı bir sesin çıktığı, uğultuların bütün koridorları kapladığı bir parti haline geldi. Ulusalcı kanat bir şey söylüyor...” açıklamasında bulundu.
Akil İnsanlar'ın tehdit edildiğine de vurgu yapan Çelik, şunları söyledi: “Akil İnsanlar bu işten para almıyorlar, menfaat beklemiyorlar. Akil İnsanlar bu işten bir şöhret, bir ün elde etmeyi beklemiyorlar. Bunlar zaten ünlü insanlardır. Orhan Gencebay'ın böyle bir şeye ihtiyacı mı var? Yılmaz Erdoğan'ın böyle bir şeye ihtiyacı mı var? Kadir İnanır'ın, Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun, İzettin Doğan'ın böyle bir şeye ihtiyacı mı var? Bu insanları Devlet Bahçeli utanmadan ve sıkılmadan İzmir'deki mitingde tehdit ediyor. Siz nasıl bu insanları tehdit edersiniz? Bu ne magandalıktır? Böyle bir şey olabilir mi? Bütün Ziraat Odalarının temsilcisi olan, Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar bu ekibin içindedir. Bütün köylüyü, çiftçiyi temsil ediyor. Bütün esnafı temsilen Bendevi Palandöken bu ekibin içindedir. Bütün tüccarı ve sanayiciyi temsil eden, odaları ve borsaları temsil eden Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı bu heyetin içindedir. İşçiyi temsilen Türk-İş'in, Hak-İş'in başkanı içindedir. Memur sendikalarını temsilen Memur-Sen Başkanı içindedir. Kamu-Sen'in başkanı MHP ile birlikte hareket ettiği için 'Biz gelmiyoruz' dedi.
Gelmiyorsanız gelmeyin. Bu heyette Sünni var, Alevi var. Bu heyette müslim var gayrimüslim var, Kürt var Türk var, Doğulu var Batılı var. Peki kim olması gerekiyordu? Bu insanlar bir Türkiye fotoğrafıdır. 63 kişi bir Türkiye fotoğrafıdır. Siz Hülya Koçyiğit gibi bir insanı tehdit etmeye utanmıyor musunuz, sıkılmıyor musunuz? Bir kadını tehdit etmeye utanmıyor musunuz? Kezban Hatemi, Türkiye'nin en ünlü hanımefendi avukatlarından birisidir. Hakkari’ye Şırnak'a gideceğine, kendi avukatlık işini yapar para kazanır. Ama bu kadıncağız bu fitnenin çözümünde 'ben de varım' diyorsa sen bu insanları nasıl tehdit etmeye kalkışırsın? Diyelim ki Akil İnsanlar bir yere gidiyor. Bu salonu dolduranın üç katı bir kalabalık var. Bunların nöbetçi protestocuları var. Bunların kadrolu protestocuları var. Bir bakmışsın üç kişi oradan çıktı bağırıyorlar. Biz anket yapıyoruz. Her geçen gün bu toplumun yüzde 70'in üzerinde olan bir grup 'Ben bu çözümün yanındayım. Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, bu fitnenin ortadan kaldırılması gayretlerinin yanındayım' diyor. Başbakan her zaman söylüyor. Korkaklar tarih yazamazlar. Biz korkmuyoruz. Biz eğer korksaydık AK Parti Türkiye'yi buralara getiremezdi.”