İsrail Cumhurbaşkanı Peres Nato Genel Sekreteri Rasmussen İle Biraraya Geldi
Belçika ziyareti kapsamında NATO'da temaslarda bulunan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres bugün NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile birlikte kısa bir basın açıklaması yaptı.
NATO Genel Sekreteri Rasmussen İsrail'in NATO için önemine değinirken Peres ise dünya barışına engel olan en büyük şeyin terörizm olduğunu ancak barış olacağına olan inancını koruduğunu ifade etti.
Rasmussen İsrail’in NATO’nun önemli bir müttefiki olduğunu belirterek, "Sayın Peres siz ülkenize 60 yıl boyunca hizmet ettiniz ve Ortadoğu barışı için çabalarınızla Nobel Barış ödülüne layık görüldünüz. Altı Arap ülkesi ile birlikte İsrail NATO'nun 'Akdeniz Diyalogu' projesinde önemli bir ortağıdır. NATO'nun güvenliği Akdeniz ve Ortadoğu'nun güvenliği ve istikrarı ile birbirine bağlıdır. Müttefikliğimiz politik diyalog ve pratik işbirliğine büyük önem atfetmektedir. En uzun ortaklık yürüttüğümüz ülkelerden biri olan İsrail ile Doğu Akdeniz'de aynı alanlarda benzer stratejik zorluklarla karşılaşıyoruz. 21.Yüzyılın güvenlik tehditleri ile mücadele ettikçe İsrail'in de içerisinde olduğu Akdeniz Diyalogu ülkeleri ile olan işbirliğimizi derinleştirmek için her tür nedeni görebiliyoruz. Bölgedeki durumun karmaşık olduğunu biliyoruz ama Doğu Akdeniz diyalogu üzerinden tüm bu ülkeler güvenlik problemlerini bizlerle de görüşüp konuşabiliyorlar. Ben hali hazırda yakından sürdürdüğümüz politik diyalogu daha derinleştirmek için yeni fırsatlar görüyorum" dedi.
Rasmussen'den sonra konuşan Peres ise NATO ve Genel Sekretere İsrail'in Ortadoğu'da terörizmi sona erdirme çabalarına gösterilen anlayış için teşekkür ederek dünyada terörle mücadelede en önemli ve etkin organizasyonun NATO olduğunu ifade etti.
Masum sivillerin terörden en büyük zararı gördüğünü belirten Peres, teröristlerin değer yargıları, adalet nosyonları ve insan hayatına saygıları olmadığını söyleyerek, "Dünyada barışın olmasına diğer her şeyden daha çok engel olan terörizmdir ve terör de sadece iki veya üç ülke arasında olan bir şey değil artık tüm Ortadoğu'da genelleşen bir durum haline geliyor. NATO'nun başındaki kişi olarak siz ve meslektaşlarınız Ortadoğu'da yaşanan bu durum ve nasıl çözülebileceği konusunda daha hakkaniyetli bir anlayışa sahipsiniz ve o şekilde bakabiliyorsunuz. Terör sadece barışı ertelemiyor ama aynı zamanda açlığa, önyargıya ve ayrımcılığa da sebep olarak çocuklarımızın geleceğini tehlikeye atıyor. Sizin gibi bakabilenler oldukça var olan tüm şüpheci yaklaşımlara rağmen Ortadoğu'da barış olabileceği ümidini taşımaya devam ediyorum. Barış ışığının kazanacağına inanıyor ve bunun da çok uzak bir gelecekte olmayacağına inanıyorum" dedi.
Açıklamaları sonrası soru almayan ikili el sıkıştılar ve hemen sonrasında Cumhurbaşkanı Peres NATO'dan ayrıldı. NATO kaynaklarından yapılan görüşmenin içeriğine dair edinilen bilgilere göre ise taraflar görüşmeleri sırasında içerisinde İsrail-NATO-Türkiye ilişkileri de dahil geniş çerçevede birçok konuyu ele aldılar. NATO'nun özellikle Akdeniz'deki ortak operasyonlar noktasında karşılaştığı Türkiye'nin İsrail vetosuna ilişkin Amerikalıların arabuluculuk çalışmalarını sürdürdüğü anlaşıldı. Ayrıca önümüzdeki günlerde İsrail'de oluşabilecek yeni bir koalisyon hükümeti, Türkiye ilişkileri ve dolayısıyla NATO'daki durum açısından da yeni gelişmeler doğurabilir .
Kaynak: İHA
Rasmussen İsrail’in NATO’nun önemli bir müttefiki olduğunu belirterek, "Sayın Peres siz ülkenize 60 yıl boyunca hizmet ettiniz ve Ortadoğu barışı için çabalarınızla Nobel Barış ödülüne layık görüldünüz. Altı Arap ülkesi ile birlikte İsrail NATO'nun 'Akdeniz Diyalogu' projesinde önemli bir ortağıdır. NATO'nun güvenliği Akdeniz ve Ortadoğu'nun güvenliği ve istikrarı ile birbirine bağlıdır. Müttefikliğimiz politik diyalog ve pratik işbirliğine büyük önem atfetmektedir. En uzun ortaklık yürüttüğümüz ülkelerden biri olan İsrail ile Doğu Akdeniz'de aynı alanlarda benzer stratejik zorluklarla karşılaşıyoruz. 21.Yüzyılın güvenlik tehditleri ile mücadele ettikçe İsrail'in de içerisinde olduğu Akdeniz Diyalogu ülkeleri ile olan işbirliğimizi derinleştirmek için her tür nedeni görebiliyoruz. Bölgedeki durumun karmaşık olduğunu biliyoruz ama Doğu Akdeniz diyalogu üzerinden tüm bu ülkeler güvenlik problemlerini bizlerle de görüşüp konuşabiliyorlar. Ben hali hazırda yakından sürdürdüğümüz politik diyalogu daha derinleştirmek için yeni fırsatlar görüyorum" dedi.
Rasmussen'den sonra konuşan Peres ise NATO ve Genel Sekretere İsrail'in Ortadoğu'da terörizmi sona erdirme çabalarına gösterilen anlayış için teşekkür ederek dünyada terörle mücadelede en önemli ve etkin organizasyonun NATO olduğunu ifade etti.
Masum sivillerin terörden en büyük zararı gördüğünü belirten Peres, teröristlerin değer yargıları, adalet nosyonları ve insan hayatına saygıları olmadığını söyleyerek, "Dünyada barışın olmasına diğer her şeyden daha çok engel olan terörizmdir ve terör de sadece iki veya üç ülke arasında olan bir şey değil artık tüm Ortadoğu'da genelleşen bir durum haline geliyor. NATO'nun başındaki kişi olarak siz ve meslektaşlarınız Ortadoğu'da yaşanan bu durum ve nasıl çözülebileceği konusunda daha hakkaniyetli bir anlayışa sahipsiniz ve o şekilde bakabiliyorsunuz. Terör sadece barışı ertelemiyor ama aynı zamanda açlığa, önyargıya ve ayrımcılığa da sebep olarak çocuklarımızın geleceğini tehlikeye atıyor. Sizin gibi bakabilenler oldukça var olan tüm şüpheci yaklaşımlara rağmen Ortadoğu'da barış olabileceği ümidini taşımaya devam ediyorum. Barış ışığının kazanacağına inanıyor ve bunun da çok uzak bir gelecekte olmayacağına inanıyorum" dedi.
Açıklamaları sonrası soru almayan ikili el sıkıştılar ve hemen sonrasında Cumhurbaşkanı Peres NATO'dan ayrıldı. NATO kaynaklarından yapılan görüşmenin içeriğine dair edinilen bilgilere göre ise taraflar görüşmeleri sırasında içerisinde İsrail-NATO-Türkiye ilişkileri de dahil geniş çerçevede birçok konuyu ele aldılar. NATO'nun özellikle Akdeniz'deki ortak operasyonlar noktasında karşılaştığı Türkiye'nin İsrail vetosuna ilişkin Amerikalıların arabuluculuk çalışmalarını sürdürdüğü anlaşıldı. Ayrıca önümüzdeki günlerde İsrail'de oluşabilecek yeni bir koalisyon hükümeti, Türkiye ilişkileri ve dolayısıyla NATO'daki durum açısından da yeni gelişmeler doğurabilir .