Gündoğdu: Başörtüsü Yasağının Dayanağı Darbecilerin Çaktığı Yönetmelik
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Başörtüsünde yasal bir yasak da yok sadece bir yönetmelik var.
Yönetmelik 82 model, darbecilerin çaktığı bir yönetmeliktir.” dedi.
Gündoğdu, kamu kurumlarında mescit açılması yönünde de çalışmaları olduğunu belirterek, “Gündemimizde özgürlükler ve mescit var.” diye konuştu.
Gündoğdu, başörtüsü yasağının devamına yönelik genelge yayınlayan İzmir Valisi için de “Vali ile görüştüm. Hemen istifa etmeli.” ifadesini kullandı.Bursa’da Eğitim Bir-Sen’in genişletilmiş divan kurulu toplantısına katılan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, gazetecilerin başörtüsü yasağına ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin ‘Bir gecede şike yasası değişebiliyor ama yasak sürüyor’ hatırlatması üzerine konuşan Gündoğdu şunları kaydetti: “Futbolda şike var ancak başörtüsünde şike yok. Bu şikesiz bir iş. 12 Eylül 2010 referandumuna kadar hükümetin mazeretini de, milletin kaygılarını da bir manada anlamak mümkün. Ama referandumdan sonra artık hiç kimsenin mazereti yok. Bunun için başta başörtü olmak üzere kılık kıyafet özgürlüğü adına bir imza kampanyası başlattık. Bu kampanya süresince esasen kimlerin özgürlükçü, kimlerin özgürlük karşıtı, kimlerin koltuğunu özgürlüğün tersine işlettiğini, kimlerin de toplumun değerleriyle barışık olduğunu görme fırsatı bulduk. 12 milyon 300 bin imzayı toplarken siyasi partilerin neredeyse tamamından imza destekleri aldık. Burada önümüzde duran bir anayasayla yasaklanmış bir hüküm yok. Yasal bir yasak da yok sadece bir yönetmelik var. Yönetmelik 82 model. Darbecilerin çaktığı bir yönetmelik. Bu yönetmelik, kadına başı açık olmayı, erkeğe bıyığı üstten almamayı, favorileri uzatmamayı, ense tıraşını, kadınların ayakkabı topuk boyunu neredeyse ayakkabı numarasını belirlemeye yeltenecek kadar ucube bir yönetmelik. Hükümete bu imza kampanyasını ve sonuçlarını teslim ederken, (15 Mart’tan itibaren biz yönetmeliği yok sayacağız. Sivil itaatsizlik eylemi yapacağız. Bir daha geri dönmeyeceğiz) demiştik. Bunun benzerleri tarihte var. Bugün bir şapka kanunu var mı var. Ama uyan yok. Kamu sen korkudan da olsa hizaya gelmiş gözüküyor. Önce bizim başörtüsü özgürlüğü istememize karşı çıktılar. Şubelerinden imza atanlara ‘Yapmayın’ dediler. Sonra istismar ettiğimizi söylediler. Sonra ‘Hükümet sorunu çözsün. Desteklemeyen namerttir’ dediler. Biz de ‘Hükümet bu sorunu çözdükten sonra namertlere ihtiyacımız yok’ dedik. Ve biz 15 Martta aldığımız kararı 18 martta uygulamaya koyduk. 5 gün sonra 7 bin istifa verince Türk Eğitim Sen’in ‘Biz de destek veririz’ dediğine tanıklık ettik. Bu korku imanı mıdır? Son nefes midir? İstifaların korkusu mudur? Buna ilahiyatçılar girsin ben girmeyeceğim. En azından karşı çıkmadıkları için Türk Eğitim Sen’e teşekkür ediyoruz. Ama diğer 10 hizmet kolunda özgürlük talebi yok mu? Bunu da bekliyoruz.”KESK’in eleştirilerine bugüne kadar cevap vermediklerini belirten Gündoğdu, “6 yıla yakın bir genel başkanlığım var. İlk kez KESK’e web sitemizden cevap verme gereği duyduk. Çünkü 3 yıl önce genel başkanlarının ‘1400 sene önceki uygulamalar’ diyerek İslam’a hakaretine uygun sataşmalar yapınca KESK’in rahatsızlığı milletin memnuniyetidir. KESK’in esareti Memur Sen’in ve milletin özgürlüğüdür. Diye KESK’e illegal yapılaşmalara yanaşmalarını hatırlatarak cevap verdik” diye konuştu.
İZMİR VALİSİ İSTİFA ETMELİİzmir Valiliği tarafından yayımlanan ve askeri makamlara da gönderilen genelgeyi de değerlendiren Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu şunları söyledi: “İzmir Valiliği bir yazı çıkartarak yönetmeliği hatırlatmış. Ve ‘Bunu bize bildirin’ diye talimat vermiş. Bu yazıyı da bilgi olarak Ege Orda Komutanlığı’na ve Garnizon Komutanlığı’na göndermiş. Sayın Valimle görüştüm. Yaptığının yanlış olduğunu söyledim. Bu yanlıştan dönmesi gerektiğini söyledim. Sayın vali 28 Şubat sürecinde mi atandı, darbeciler hala iktidarda mı zannediyor? Yoksa bu iktidarın ve gerçek sivil toplum örgütlerinin referandum başta olmak üzere oluşturduğu yeni iklimde valilik yaptığını bilmiyor mu bilemiyorum ama ya darbecilere hizmet etsin ya da millete. Millete hizmet kılık kıyafet kılık kıyafet yönetmeliğine sığınılarak olmaz. İstifa etsin çünkü İzmir’e yakışmıyor. Türkiye’ye yakışmıyor. Evrensel hukuka uymayan, anayasaya uymayan, referandumda ‘pozitif ayrımcılık’ olarak hükmü geçmiş olan bir konuyu yönetmeliğe sığınarak yasakçılardan yana tavır alması devletin valisi, hükümetin valisi, milletin valisi gerçeğiyle örtüşmüyor.” BAŞÖRTÜSÜNDE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GEREK YOK, HÜKÜMET GEREKLİ ADIMI ATMALIHükümetin başörtüsü yasağının dayanağı gösterilen yönetmeliğin kaldırması gerektiğinin altını çizen Gündoğdu, “Hükümete çağrımız; ister bu yönetmeliği başı açık, saçlar daima taralı gibi devam eden maddeleri ‘Başı açık olanların saçlar taralı’ deyin, bıyıkla, sakalla, kotla, kumaşla uğraşan hükümleri topyekun kaldırın. İster 657 Devlet Memurları Kanunu’nda ‘Kılık kıyafet yönetmelikle belirlenir’ hükmünü kaldırın. Bir anayasa değişikliğine gerek yok. İsterseniz yönetmeliği kaldırmayın biz anayasayı yok saymaya doğal hukuku kullanmaya devam edeceğiz. Nedir gerekçemiz? Anayasa da eğitim hakkı, çalışma hakkı, siyaset hakkı koruma altına alınmış. Ama cumhurbaşkanı eşi olabilirsiniz, başbakan eşi olabilirsiniz, milletvekili eşi olabilirsiniz, ama başörtüsüyle kendisi olamazsınız diyorlar. Bu dayatmadır. Bugün Merve Kavakçı Belçika Meclisi’nde ayakta alkışlanıyor. Bosna Hersek’in merkezinde başörtülü belediye başkanı var. Artık Nazlı Ilıcak’a kimse ‘Neden başını örtmüyorsun’ diyemez. Artık Merve Kavakçı’ya kimse ‘Neden başın örtülü’ diyemez. Ama kimse inanan kadınlara inancı gereği başını örttüğünde milletvekili ya da memur olmak istediğinde Nesrin Ünal olmaya zorlayamaz, başını açmaya zorlayamaz. Biz bu tür zorlamalara karşıyız. İmza kampanyamız sürecinde hükümetten yapılan değişik açıklamaların anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı, anayasa değişikliği, referandum gibi cümleler kuruluyordu. Bugün bunların hiçbirine ihtiyaç olmadığını hükümetin gördüğüne inanıyorum. Ve hükümetin adım atmasını bekliyorum. Hükümet adımı atmazsa bile biz adımı attık. Esasen bu çağrı hükümete. Bu millet anayasasını değiştirmiştir. Yönetmeliğini değiştiremiyor konumda olmamak için biz bu adımı atıyoruz. Yönetmeliği yok sayıyoruz. Bu yönetmeliği ister değiştirin, ister değiştirmeyin biz bu eylemi bu yönetmelik kalkıncaya kadar devam ettireceğiz. Yani eylemden geri dönüş yok. İster uygulama gelsin, ister gelmesin. Soruyorum Şapka Kanunu yürürlükte mi? Yürürlükte. İzmir Valisi, CHP, KESK, BDP dahil bu kanuna uyan var mı? Yok. Şapka takın dendiği halde takmamak fiili bir durumsa bu ucube yönetmeliğe uymamak da doğal haktır.” şeklinde konuştu.
KESK’İN KORKUSUNU YAŞATACAĞIZ, MESCİTLER GÜNDEMİMİZDE OLACAKKESK’in korkusunu yaşatacaklarını vurgulayan Gündoğdu, kamu kurumlarına mescit açılması konusunda çalışacaklarını açıkladı.
Gündoğdu şunları kaydetti: “KESK’e inşallah. Biz yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede devlet dairelerinde namaz kılmak isteyen veli, öğretmen, öğrenci, memur bunlara namaz kılacak mekanların tahsis edilmesinin de sosyal devletin zaruri görevi olduğun biliyoruz. KEKS’çiler Avrupa’ya bir baksın. Avrupa ülkelerinde adamların donanmasında, gemisinde bile ibadet yapacakları kilise mekanları var. Dinden korkanlar. Başörtüsü ve dini duyduğunda kırmızı görmüş boğaya dönenler bu milletin mayasını anlayamayan zavallılardır. Mescitler de taleplerimiz içerisinde. Bundan sonraki gündem maddemiz mescitler, özgürlük, çalışma bakanıyla çalışma yapıyoruz.”
Gündoğdu, kamu kurumlarında mescit açılması yönünde de çalışmaları olduğunu belirterek, “Gündemimizde özgürlükler ve mescit var.” diye konuştu.
Gündoğdu, başörtüsü yasağının devamına yönelik genelge yayınlayan İzmir Valisi için de “Vali ile görüştüm. Hemen istifa etmeli.” ifadesini kullandı.Bursa’da Eğitim Bir-Sen’in genişletilmiş divan kurulu toplantısına katılan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, gazetecilerin başörtüsü yasağına ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin ‘Bir gecede şike yasası değişebiliyor ama yasak sürüyor’ hatırlatması üzerine konuşan Gündoğdu şunları kaydetti: “Futbolda şike var ancak başörtüsünde şike yok. Bu şikesiz bir iş. 12 Eylül 2010 referandumuna kadar hükümetin mazeretini de, milletin kaygılarını da bir manada anlamak mümkün. Ama referandumdan sonra artık hiç kimsenin mazereti yok. Bunun için başta başörtü olmak üzere kılık kıyafet özgürlüğü adına bir imza kampanyası başlattık. Bu kampanya süresince esasen kimlerin özgürlükçü, kimlerin özgürlük karşıtı, kimlerin koltuğunu özgürlüğün tersine işlettiğini, kimlerin de toplumun değerleriyle barışık olduğunu görme fırsatı bulduk. 12 milyon 300 bin imzayı toplarken siyasi partilerin neredeyse tamamından imza destekleri aldık. Burada önümüzde duran bir anayasayla yasaklanmış bir hüküm yok. Yasal bir yasak da yok sadece bir yönetmelik var. Yönetmelik 82 model. Darbecilerin çaktığı bir yönetmelik. Bu yönetmelik, kadına başı açık olmayı, erkeğe bıyığı üstten almamayı, favorileri uzatmamayı, ense tıraşını, kadınların ayakkabı topuk boyunu neredeyse ayakkabı numarasını belirlemeye yeltenecek kadar ucube bir yönetmelik. Hükümete bu imza kampanyasını ve sonuçlarını teslim ederken, (15 Mart’tan itibaren biz yönetmeliği yok sayacağız. Sivil itaatsizlik eylemi yapacağız. Bir daha geri dönmeyeceğiz) demiştik. Bunun benzerleri tarihte var. Bugün bir şapka kanunu var mı var. Ama uyan yok. Kamu sen korkudan da olsa hizaya gelmiş gözüküyor. Önce bizim başörtüsü özgürlüğü istememize karşı çıktılar. Şubelerinden imza atanlara ‘Yapmayın’ dediler. Sonra istismar ettiğimizi söylediler. Sonra ‘Hükümet sorunu çözsün. Desteklemeyen namerttir’ dediler. Biz de ‘Hükümet bu sorunu çözdükten sonra namertlere ihtiyacımız yok’ dedik. Ve biz 15 Martta aldığımız kararı 18 martta uygulamaya koyduk. 5 gün sonra 7 bin istifa verince Türk Eğitim Sen’in ‘Biz de destek veririz’ dediğine tanıklık ettik. Bu korku imanı mıdır? Son nefes midir? İstifaların korkusu mudur? Buna ilahiyatçılar girsin ben girmeyeceğim. En azından karşı çıkmadıkları için Türk Eğitim Sen’e teşekkür ediyoruz. Ama diğer 10 hizmet kolunda özgürlük talebi yok mu? Bunu da bekliyoruz.”KESK’in eleştirilerine bugüne kadar cevap vermediklerini belirten Gündoğdu, “6 yıla yakın bir genel başkanlığım var. İlk kez KESK’e web sitemizden cevap verme gereği duyduk. Çünkü 3 yıl önce genel başkanlarının ‘1400 sene önceki uygulamalar’ diyerek İslam’a hakaretine uygun sataşmalar yapınca KESK’in rahatsızlığı milletin memnuniyetidir. KESK’in esareti Memur Sen’in ve milletin özgürlüğüdür. Diye KESK’e illegal yapılaşmalara yanaşmalarını hatırlatarak cevap verdik” diye konuştu.
İZMİR VALİSİ İSTİFA ETMELİİzmir Valiliği tarafından yayımlanan ve askeri makamlara da gönderilen genelgeyi de değerlendiren Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu şunları söyledi: “İzmir Valiliği bir yazı çıkartarak yönetmeliği hatırlatmış. Ve ‘Bunu bize bildirin’ diye talimat vermiş. Bu yazıyı da bilgi olarak Ege Orda Komutanlığı’na ve Garnizon Komutanlığı’na göndermiş. Sayın Valimle görüştüm. Yaptığının yanlış olduğunu söyledim. Bu yanlıştan dönmesi gerektiğini söyledim. Sayın vali 28 Şubat sürecinde mi atandı, darbeciler hala iktidarda mı zannediyor? Yoksa bu iktidarın ve gerçek sivil toplum örgütlerinin referandum başta olmak üzere oluşturduğu yeni iklimde valilik yaptığını bilmiyor mu bilemiyorum ama ya darbecilere hizmet etsin ya da millete. Millete hizmet kılık kıyafet kılık kıyafet yönetmeliğine sığınılarak olmaz. İstifa etsin çünkü İzmir’e yakışmıyor. Türkiye’ye yakışmıyor. Evrensel hukuka uymayan, anayasaya uymayan, referandumda ‘pozitif ayrımcılık’ olarak hükmü geçmiş olan bir konuyu yönetmeliğe sığınarak yasakçılardan yana tavır alması devletin valisi, hükümetin valisi, milletin valisi gerçeğiyle örtüşmüyor.” BAŞÖRTÜSÜNDE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GEREK YOK, HÜKÜMET GEREKLİ ADIMI ATMALIHükümetin başörtüsü yasağının dayanağı gösterilen yönetmeliğin kaldırması gerektiğinin altını çizen Gündoğdu, “Hükümete çağrımız; ister bu yönetmeliği başı açık, saçlar daima taralı gibi devam eden maddeleri ‘Başı açık olanların saçlar taralı’ deyin, bıyıkla, sakalla, kotla, kumaşla uğraşan hükümleri topyekun kaldırın. İster 657 Devlet Memurları Kanunu’nda ‘Kılık kıyafet yönetmelikle belirlenir’ hükmünü kaldırın. Bir anayasa değişikliğine gerek yok. İsterseniz yönetmeliği kaldırmayın biz anayasayı yok saymaya doğal hukuku kullanmaya devam edeceğiz. Nedir gerekçemiz? Anayasa da eğitim hakkı, çalışma hakkı, siyaset hakkı koruma altına alınmış. Ama cumhurbaşkanı eşi olabilirsiniz, başbakan eşi olabilirsiniz, milletvekili eşi olabilirsiniz, ama başörtüsüyle kendisi olamazsınız diyorlar. Bu dayatmadır. Bugün Merve Kavakçı Belçika Meclisi’nde ayakta alkışlanıyor. Bosna Hersek’in merkezinde başörtülü belediye başkanı var. Artık Nazlı Ilıcak’a kimse ‘Neden başını örtmüyorsun’ diyemez. Artık Merve Kavakçı’ya kimse ‘Neden başın örtülü’ diyemez. Ama kimse inanan kadınlara inancı gereği başını örttüğünde milletvekili ya da memur olmak istediğinde Nesrin Ünal olmaya zorlayamaz, başını açmaya zorlayamaz. Biz bu tür zorlamalara karşıyız. İmza kampanyamız sürecinde hükümetten yapılan değişik açıklamaların anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı, anayasa değişikliği, referandum gibi cümleler kuruluyordu. Bugün bunların hiçbirine ihtiyaç olmadığını hükümetin gördüğüne inanıyorum. Ve hükümetin adım atmasını bekliyorum. Hükümet adımı atmazsa bile biz adımı attık. Esasen bu çağrı hükümete. Bu millet anayasasını değiştirmiştir. Yönetmeliğini değiştiremiyor konumda olmamak için biz bu adımı atıyoruz. Yönetmeliği yok sayıyoruz. Bu yönetmeliği ister değiştirin, ister değiştirmeyin biz bu eylemi bu yönetmelik kalkıncaya kadar devam ettireceğiz. Yani eylemden geri dönüş yok. İster uygulama gelsin, ister gelmesin. Soruyorum Şapka Kanunu yürürlükte mi? Yürürlükte. İzmir Valisi, CHP, KESK, BDP dahil bu kanuna uyan var mı? Yok. Şapka takın dendiği halde takmamak fiili bir durumsa bu ucube yönetmeliğe uymamak da doğal haktır.” şeklinde konuştu.
KESK’İN KORKUSUNU YAŞATACAĞIZ, MESCİTLER GÜNDEMİMİZDE OLACAKKESK’in korkusunu yaşatacaklarını vurgulayan Gündoğdu, kamu kurumlarına mescit açılması konusunda çalışacaklarını açıkladı.
Gündoğdu şunları kaydetti: “KESK’e inşallah. Biz yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede devlet dairelerinde namaz kılmak isteyen veli, öğretmen, öğrenci, memur bunlara namaz kılacak mekanların tahsis edilmesinin de sosyal devletin zaruri görevi olduğun biliyoruz. KEKS’çiler Avrupa’ya bir baksın. Avrupa ülkelerinde adamların donanmasında, gemisinde bile ibadet yapacakları kilise mekanları var. Dinden korkanlar. Başörtüsü ve dini duyduğunda kırmızı görmüş boğaya dönenler bu milletin mayasını anlayamayan zavallılardır. Mescitler de taleplerimiz içerisinde. Bundan sonraki gündem maddemiz mescitler, özgürlük, çalışma bakanıyla çalışma yapıyoruz.”