Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı'na dün akşam yapılan saldırıların "demokrasiye karşı bir kalkışma" olduğunu söyledi.
Arınç, Ankara'da Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleriyle yaptığı toplantıda gündemi değerlendirdi.
Arınç, dün akşam düzenlenen saldırılarla ilgili olarak, "Ben bunu sadece AK Parti'ye yapılmış bir eylem olarak değil, siyasi partilere, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve siyaset yoluyla çözüm aramak isteyen demokrasinin gerçek taraflarına yapılmış bir saldırı olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.
Amacı ne olursa olsun saldırının bir terör eylemi olduğuna vurgu yapan Arınç, özellikle siyasi partinin seçilmiş olmasının, iktidar olsun muhalefet olsun fevkalade çirkin bir iş olduğunu söyledi.
Saldırıların dış görünüş itibariyle siyasi partilere, demokrasiye, insan haklarına karşı büyük bir saldırı olduğunun altını çizen Arınç, her iki saldırıda da can kaybı yaşanmamış olmasının menuniyet verici olduğunu ifade etti.
Arınç, "Böyle bir eylemi kim yapmış olabilir, ne amaçla yapmış olabilir, böyle bir zamanı, böyle mekanları seçmiş olmalarının özel bir anlamı var mıdır- Yani olayın arkasındaki düşünceyi elbette sorgulayacağız. Nazik, hassas bir zamandayız. Bir tarafta çözüm süreci ilerliyor, çözüm sürecinin şu andaki gidişatının yolunda olduğunu herkes görüyor" diye konuştu.
Arınç, bu süreçten hoşlanmayan, süreci boşa çıkarmak isteyen, geçmişte olduğu gibi yine çözümsüzlüğün içinde, terörün devam etmesini arzulayan iç ve dış mihraklar bulunduğunun altını çizdi.
AK Parti ve Adalet Bakanlığı'na yönelik saldırıların arkasında DHKP-C terör örgütünün olabileceğine işaret eden Arınç, son haftalarda özellikle Ankara ve İstanbul'da yürütülen operasyonlarda örgütün tüm dinamiklerinin altüst edildiğine işaret etti. Arınç, şunları kaydetti:
"Tabi enteresandır Sayın Kılıçdaroğlu'nun operasyonları eleştiren sözleri hayretimize mucip olmuştur. Sanki bir kısım avukatlar ve onların çalıştığı bürolar aranınca, bunlar hukuka, avukatlara karşı bir eylem olarak düşünüldü. Ancak sizler de televizyon ekranlarında operasyon anını görüntüleyen video kayıtlarını görüyorsunuz ki, arka arkaya adeta çelik duvarlar, kale duvarlarına dönüşmüş durumda. Gizli kasalar, çözülmesi zor şifreler, örgütün tüm kayıtları adeta muhafaza altına alınmış. Yani normal bir yere girer gibi giremiyorsunuz. 11 tane kapıyı arka arkaya açmak zorunda kalıyorsunuz ve bu dokümanların bir kısmına herşeye rağmen ulaşamıyorsunuz. Bütün bunlar örgütün kendi eylemlerini ve eylemcilerini deşifre etmeme konusunda planlarını başkalarına duyurmama konusunda ne kadar gayri hukuki, gayri meşru tedbirler aldığını hepimiz görüyoruz. Pek çok kanlı eylemlere, Sabancı suikastinden başlayarak Türkiye'de kanaat edindiğimiz bu örgütün, son yapılan operasyonlara bir tepkisi olarak da yorumlayabilmek mümkün" dedi.
-Bazı bulgular, bu örgütü işaret ediyor-
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Esasen, kesin olmamakla birlikte, dün akşam elde edilen bazı bulgulardan, iz sürmelerden, bu örgütün bu eylemi yapabilmiş olacağının bir kanaat olarak yer edindiğini" söyledi.
Arınç, "Bunu kesinlikle söylemiyorum, ancak hangisi yapmış olabilir, niçin yapmış olabilir- kafa yormak suretiyle bir sonuç getirmeye çalışıyoruz. Eylemin yapılış tarzı, zamanı ve vermek istediği mesaj, 'siz hangi operasyonu yaparsanız yapın, hangi dalımızı keserseniz kesin, hangi eylemlerden bizi sorumlu tutarsanız tutun, biz ayaktayız ve size bu cevabı gönderiyoruz' demek şekliyle akılları sıra mesaj vermek istemiş olabilirler" değerlendirmesinde bulundu.
Arınç, çözüm süreciyle ilgili bir provokasyondan yola çıkmanın da mümkün olabileceğini belirterek, "Bu da olabilir, akla uzak bir ihtimal değil. Herşeyi Fransa'da, Paris'te yaşayan 3 kadının öldürülmesiyle başlamış ve bitmiş sayamayız" dedi.
Arınç, Türkiye'de bir başka yerde bu süreci baltalama girişimlerinin yapılabileceğine vurgu yaptı.
Geçmişteki örneklere bakıldığında, yaşanmış saldırılarla hedeflerden sapıldığını ve çözüm süreçlerinin üst üste kaldığını söyleyen Arınç, "Bunun neticesinde 30 yılı aşkın bir zamandır insan kayıplarıyla, şehitlerimizle, maddi kayıplarla terörden çok acı, çile çekmiş bir toplum olarak varlığımızı sürdürdük. Bu sürece karşı olduğunu bildiğimiz çeşitli çevreler de böyle bir eylemle, AK Parti Hükümeti'ni ve Adalet Bakanlığı'nı hedef almış olabilirler... Akıl yürütmeyle ve bana ulaşan birtakım bilgilerle hem çözüm sürecinin baltalanması veya DHKP-C'ye yapılan operasyonlara yönelik bir cevap niteliğinde olduğu veya korkutmak, sindirmek, toplumda endişe ve panik çıkartmak amacıyla böyle birşey yapıldığını tahmin edebiliyorum" dedi.
Muhabir: Halit Gülşen
Yayıncı: Hüseyin Köşger
Kaynak: AA
Arınç, dün akşam düzenlenen saldırılarla ilgili olarak, "Ben bunu sadece AK Parti'ye yapılmış bir eylem olarak değil, siyasi partilere, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve siyaset yoluyla çözüm aramak isteyen demokrasinin gerçek taraflarına yapılmış bir saldırı olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.
Amacı ne olursa olsun saldırının bir terör eylemi olduğuna vurgu yapan Arınç, özellikle siyasi partinin seçilmiş olmasının, iktidar olsun muhalefet olsun fevkalade çirkin bir iş olduğunu söyledi.
Saldırıların dış görünüş itibariyle siyasi partilere, demokrasiye, insan haklarına karşı büyük bir saldırı olduğunun altını çizen Arınç, her iki saldırıda da can kaybı yaşanmamış olmasının menuniyet verici olduğunu ifade etti.
Arınç, "Böyle bir eylemi kim yapmış olabilir, ne amaçla yapmış olabilir, böyle bir zamanı, böyle mekanları seçmiş olmalarının özel bir anlamı var mıdır- Yani olayın arkasındaki düşünceyi elbette sorgulayacağız. Nazik, hassas bir zamandayız. Bir tarafta çözüm süreci ilerliyor, çözüm sürecinin şu andaki gidişatının yolunda olduğunu herkes görüyor" diye konuştu.
Arınç, bu süreçten hoşlanmayan, süreci boşa çıkarmak isteyen, geçmişte olduğu gibi yine çözümsüzlüğün içinde, terörün devam etmesini arzulayan iç ve dış mihraklar bulunduğunun altını çizdi.
AK Parti ve Adalet Bakanlığı'na yönelik saldırıların arkasında DHKP-C terör örgütünün olabileceğine işaret eden Arınç, son haftalarda özellikle Ankara ve İstanbul'da yürütülen operasyonlarda örgütün tüm dinamiklerinin altüst edildiğine işaret etti. Arınç, şunları kaydetti:
"Tabi enteresandır Sayın Kılıçdaroğlu'nun operasyonları eleştiren sözleri hayretimize mucip olmuştur. Sanki bir kısım avukatlar ve onların çalıştığı bürolar aranınca, bunlar hukuka, avukatlara karşı bir eylem olarak düşünüldü. Ancak sizler de televizyon ekranlarında operasyon anını görüntüleyen video kayıtlarını görüyorsunuz ki, arka arkaya adeta çelik duvarlar, kale duvarlarına dönüşmüş durumda. Gizli kasalar, çözülmesi zor şifreler, örgütün tüm kayıtları adeta muhafaza altına alınmış. Yani normal bir yere girer gibi giremiyorsunuz. 11 tane kapıyı arka arkaya açmak zorunda kalıyorsunuz ve bu dokümanların bir kısmına herşeye rağmen ulaşamıyorsunuz. Bütün bunlar örgütün kendi eylemlerini ve eylemcilerini deşifre etmeme konusunda planlarını başkalarına duyurmama konusunda ne kadar gayri hukuki, gayri meşru tedbirler aldığını hepimiz görüyoruz. Pek çok kanlı eylemlere, Sabancı suikastinden başlayarak Türkiye'de kanaat edindiğimiz bu örgütün, son yapılan operasyonlara bir tepkisi olarak da yorumlayabilmek mümkün" dedi.
-Bazı bulgular, bu örgütü işaret ediyor-
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Esasen, kesin olmamakla birlikte, dün akşam elde edilen bazı bulgulardan, iz sürmelerden, bu örgütün bu eylemi yapabilmiş olacağının bir kanaat olarak yer edindiğini" söyledi.
Arınç, "Bunu kesinlikle söylemiyorum, ancak hangisi yapmış olabilir, niçin yapmış olabilir- kafa yormak suretiyle bir sonuç getirmeye çalışıyoruz. Eylemin yapılış tarzı, zamanı ve vermek istediği mesaj, 'siz hangi operasyonu yaparsanız yapın, hangi dalımızı keserseniz kesin, hangi eylemlerden bizi sorumlu tutarsanız tutun, biz ayaktayız ve size bu cevabı gönderiyoruz' demek şekliyle akılları sıra mesaj vermek istemiş olabilirler" değerlendirmesinde bulundu.
Arınç, çözüm süreciyle ilgili bir provokasyondan yola çıkmanın da mümkün olabileceğini belirterek, "Bu da olabilir, akla uzak bir ihtimal değil. Herşeyi Fransa'da, Paris'te yaşayan 3 kadının öldürülmesiyle başlamış ve bitmiş sayamayız" dedi.
Arınç, Türkiye'de bir başka yerde bu süreci baltalama girişimlerinin yapılabileceğine vurgu yaptı.
Geçmişteki örneklere bakıldığında, yaşanmış saldırılarla hedeflerden sapıldığını ve çözüm süreçlerinin üst üste kaldığını söyleyen Arınç, "Bunun neticesinde 30 yılı aşkın bir zamandır insan kayıplarıyla, şehitlerimizle, maddi kayıplarla terörden çok acı, çile çekmiş bir toplum olarak varlığımızı sürdürdük. Bu sürece karşı olduğunu bildiğimiz çeşitli çevreler de böyle bir eylemle, AK Parti Hükümeti'ni ve Adalet Bakanlığı'nı hedef almış olabilirler... Akıl yürütmeyle ve bana ulaşan birtakım bilgilerle hem çözüm sürecinin baltalanması veya DHKP-C'ye yapılan operasyonlara yönelik bir cevap niteliğinde olduğu veya korkutmak, sindirmek, toplumda endişe ve panik çıkartmak amacıyla böyle birşey yapıldığını tahmin edebiliyorum" dedi.
Muhabir: Halit Gülşen
Yayıncı: Hüseyin Köşger