Spor-rtük Toplantıları Kapsamında Spor ve Şiddet Konulu Panel Yapıldı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından düzenlenen geleneksel toplantıların 31'incisi, Ankara'da yapıldı.
RTÜK Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ahmet Yıldırım'ın başkanlık yaptığı panele, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu Başkanı Engin Tuzcuoğlu, spor yazarı ve yapımcı İlker Yasin ve spor yazarı Bağış Erten katıldı.
'Futbolda şiddet ve yaptırımları' konulu sunumda söz alan Tuzcuoğlu, "Kurul olarak mevcut futbol mevzuatını en çok eleştirenlerin başındayız'' dedi.
Tuzcuoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Şunu açıkça söyleyebilirim, Bursaspor-Beşiktaş maçındaki karar tam bir yüz karasıdır. Yönetim kurulu toplanıyor ve konuyu görüşüyor. 5 maç ceza verdiler ve kaldırdılar deniyor. Ortada 5 maç ceza falan yok. Müsabaka talimatının 17. maddesinde bir tedbir vardır. Orada, (eğer müsabakanın oynanmasına engel olacak şekilde bir mecrada bir vaka gerçekleşmişse, tedbiren o saha kapatılır) diyor. Her tedbir bir yargılamanın öncesindeki durumu kurtarmak için yapılan bir şeydir. Geçici bir şeydir ve sonrasında yargıyla intikal ettirilir. Yönetim kurulu o tedbir kararını veriyor ama Tahkim Kuruluna ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk etmiyor, karar kendisinde kalıyor. Bursaspor'un cezası da ligin son maçı veya bir önceki karşılaşmada 1 maç olarak infaz ediliyor, sonra bir Anderlecht maçı oynanıyor. Orada oluşan olumlu havadan dolayı, demek ki ıslah olmuşlar diyerek ceza kaldırılıyor. Böyle yaparsanız önleyemezsiniz. Yargı kararı o tatmini sağlamalı. Bu hatalar nedeniyle belki de bu noktaya gelindi." Aynı dönem içinde kurulun verdiği bir başka karara daha değinen Tuzcuoğlu, "Müsabaka görüntüleri izlendi ve oyuncunun hakemi aldatmadığı anlaşıldı. Sonrasında da oyuncunun sarı kart iptal edildi. Dünyanın neresine giderseniz gidin ve bunu anlatın, 'bu kararı veren adamı idam etmek lazım' derler. Maç içinde en ağır hakareti yapsanız 7 maç ceza alırsınız ama tükürürseniz 8 maç alırsınız. Cezada bir denge olmalı. Tükürük eylemi kasten işlenir. Teşebbüsü olmaz, ya vardır ya yoktur. Bizim takdirimiz olmadığı yönündeydi. Siz bunu eleştirebilirsiniz ama yok dediğiniz zaman o 8 maçlık ceza bir anda aşağı iniyor. Böyle bir mevzuat olur mu" diye konuştu.
Kendisinin ve kuruldaki arkadaşlarının şikayet etme hakkı olmadığını belirten Tuzcuoğlu, ''Biz çözüm üretmekle yükümlüyüz. Biz bunun gereğini hukuken yapıyoruz. Bizim temel amaçlarımızdan biri toplumu geliştirmek ve doğruya ulaştırabilmek'' dedi.
Şiddetle ilgili yaptırımlarla da değinen Tuzcuoğlu, şöyle konuştu: "Yasanın çıkmasına rağmen neticeye ulaşmadığı yönünde eleştiriler var. Ben tam olarak buna katılmıyorum. Sporun bir hızı var. Örneğin pazar günü oynanan bir maçtaki olayı, cuma günü oynanacak maça gitmeyecek çözümü üretmeniz lazım. Tıpkı spor yargısı gibi adli yargı da bu hıza yetişebilmeli. Bunun için de seyirden yasaklanma maddesinden bir düzenlene yapıldı. Bu madde bana kalırsa sporda şiddetin önlenmesi açısından önemli. Seyirden yasaklama, koruma tedbiri olarak ve güvenlik tedbiri olarak iki türlüdür. 18 şubat tarihi itibariyle 1419 kişi seyirden yasaklanmış durumda. Bu kişilerin arasında eğitim düzeyi çok üst seviyede insanlar da bulunuyor." Adli merciler olarak son bir yıldır bir takım olayları önleyebildiklerini düşündüğünü ifade eden Tuzcuoğlu, ''Bu tür sıkıntıları geçen hafta oynanan bir müsabakada yaşanan olayda herkesi men ederek önleyemezsiniz. Çok açık söylüyorum, şiddet spordan kaynaklanmıyor. Kavga başka şey, çekişme başka bir şey. Müsabakanın neticesi serttir, çünkü bir taraf kaybedendir. Bu kavgaların tamamı takım sporlarının içinde var. Bireysel spor dallarında bu kavgayı görmek çok zor. Şiddet, tamamen sosyal yapıdan kaynaklanıyor. Yasanın bu konuyu önlemeye yeterli olduğunu düşünüyorum, yeter ki uygulansın. Tüm mesele normlarda değil, uygulayıcılar olarak bazı şeylere hazır olmayışımızda. Kulüpler yasasının çıkmama sebebi de bu. Muhatap olacak kişiler henüz hazır değiller. Bu dönem içinde Tahkim Kurulu'nda ilk kez alt kurulun kararını eleştiriyoruz. Tartışmaya hazır olmamız lazım, ancak bu şekilde bir noktaya geliriz" diye konuştu.
Kaynak: İHA
'Futbolda şiddet ve yaptırımları' konulu sunumda söz alan Tuzcuoğlu, "Kurul olarak mevcut futbol mevzuatını en çok eleştirenlerin başındayız'' dedi.
Tuzcuoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Şunu açıkça söyleyebilirim, Bursaspor-Beşiktaş maçındaki karar tam bir yüz karasıdır. Yönetim kurulu toplanıyor ve konuyu görüşüyor. 5 maç ceza verdiler ve kaldırdılar deniyor. Ortada 5 maç ceza falan yok. Müsabaka talimatının 17. maddesinde bir tedbir vardır. Orada, (eğer müsabakanın oynanmasına engel olacak şekilde bir mecrada bir vaka gerçekleşmişse, tedbiren o saha kapatılır) diyor. Her tedbir bir yargılamanın öncesindeki durumu kurtarmak için yapılan bir şeydir. Geçici bir şeydir ve sonrasında yargıyla intikal ettirilir. Yönetim kurulu o tedbir kararını veriyor ama Tahkim Kuruluna ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk etmiyor, karar kendisinde kalıyor. Bursaspor'un cezası da ligin son maçı veya bir önceki karşılaşmada 1 maç olarak infaz ediliyor, sonra bir Anderlecht maçı oynanıyor. Orada oluşan olumlu havadan dolayı, demek ki ıslah olmuşlar diyerek ceza kaldırılıyor. Böyle yaparsanız önleyemezsiniz. Yargı kararı o tatmini sağlamalı. Bu hatalar nedeniyle belki de bu noktaya gelindi." Aynı dönem içinde kurulun verdiği bir başka karara daha değinen Tuzcuoğlu, "Müsabaka görüntüleri izlendi ve oyuncunun hakemi aldatmadığı anlaşıldı. Sonrasında da oyuncunun sarı kart iptal edildi. Dünyanın neresine giderseniz gidin ve bunu anlatın, 'bu kararı veren adamı idam etmek lazım' derler. Maç içinde en ağır hakareti yapsanız 7 maç ceza alırsınız ama tükürürseniz 8 maç alırsınız. Cezada bir denge olmalı. Tükürük eylemi kasten işlenir. Teşebbüsü olmaz, ya vardır ya yoktur. Bizim takdirimiz olmadığı yönündeydi. Siz bunu eleştirebilirsiniz ama yok dediğiniz zaman o 8 maçlık ceza bir anda aşağı iniyor. Böyle bir mevzuat olur mu" diye konuştu.
Kendisinin ve kuruldaki arkadaşlarının şikayet etme hakkı olmadığını belirten Tuzcuoğlu, ''Biz çözüm üretmekle yükümlüyüz. Biz bunun gereğini hukuken yapıyoruz. Bizim temel amaçlarımızdan biri toplumu geliştirmek ve doğruya ulaştırabilmek'' dedi.
Şiddetle ilgili yaptırımlarla da değinen Tuzcuoğlu, şöyle konuştu: "Yasanın çıkmasına rağmen neticeye ulaşmadığı yönünde eleştiriler var. Ben tam olarak buna katılmıyorum. Sporun bir hızı var. Örneğin pazar günü oynanan bir maçtaki olayı, cuma günü oynanacak maça gitmeyecek çözümü üretmeniz lazım. Tıpkı spor yargısı gibi adli yargı da bu hıza yetişebilmeli. Bunun için de seyirden yasaklanma maddesinden bir düzenlene yapıldı. Bu madde bana kalırsa sporda şiddetin önlenmesi açısından önemli. Seyirden yasaklama, koruma tedbiri olarak ve güvenlik tedbiri olarak iki türlüdür. 18 şubat tarihi itibariyle 1419 kişi seyirden yasaklanmış durumda. Bu kişilerin arasında eğitim düzeyi çok üst seviyede insanlar da bulunuyor." Adli merciler olarak son bir yıldır bir takım olayları önleyebildiklerini düşündüğünü ifade eden Tuzcuoğlu, ''Bu tür sıkıntıları geçen hafta oynanan bir müsabakada yaşanan olayda herkesi men ederek önleyemezsiniz. Çok açık söylüyorum, şiddet spordan kaynaklanmıyor. Kavga başka şey, çekişme başka bir şey. Müsabakanın neticesi serttir, çünkü bir taraf kaybedendir. Bu kavgaların tamamı takım sporlarının içinde var. Bireysel spor dallarında bu kavgayı görmek çok zor. Şiddet, tamamen sosyal yapıdan kaynaklanıyor. Yasanın bu konuyu önlemeye yeterli olduğunu düşünüyorum, yeter ki uygulansın. Tüm mesele normlarda değil, uygulayıcılar olarak bazı şeylere hazır olmayışımızda. Kulüpler yasasının çıkmama sebebi de bu. Muhatap olacak kişiler henüz hazır değiller. Bu dönem içinde Tahkim Kurulu'nda ilk kez alt kurulun kararını eleştiriyoruz. Tartışmaya hazır olmamız lazım, ancak bu şekilde bir noktaya geliriz" diye konuştu.