Erdoğan'dan Avusturya'daki Türk Vatandaşlarına, 'entegrasyona Evet, Asimilasyona Hayır' Mesajı

Viyana'da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avusturya'da yaşayan Türk vatandaşlarına "Entegrasyona evet, asimilasyona hayır" mesajı verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Viyana'da, MÜSİAD Avusturya ve WONDER tarafından onuruna verilen öğle yemeğinde konuştu.

Konuşmasında Türkiye'de altyapı ve üstyapı konularında büyük sıkıntıların aşıldığını ve daha da iyi olacağını belirten Erdoğan, iç politikadan dış politikaya, demokrasiden ekonomiye kadar her alanda Türkiye'yi bir dünya lideri yapmak için canla başla çalıştıklarını ifade etti.

Öncelikli olarak insanı çok daha güçlü bir noktaya getirmeyi hedeflediklerini belirten Erdoğan, başta Avrupa olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinin küresel krizi yaşarken Türkiye'nin büyümeye, yatırım ve ihracat yapmaya, işsizliğini azaltmaya devam ettiğine işaret etti.

Tüm dünyada bütçe açıkları ve borç yükü artarken, faizler tırmanırken, işsizlik yükselirken Türkiye'nin tam tersine son derece olumlu bir seyir izlediğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "On yıl önce görevi devraldığımızda bizim IMF'ye olan borcumuz 23,5 milyar dolardı. Şu anda bizim IMF'ye olan borcumuz 400 milyon dolar. Onlar başörtüsü ile uğraşırken, onlar İmam Hatip'lerle uğraşırken, onlar Anadolu çocuklarının önünü kesmeye çalışırken birileri de ülkeyi yağmalıyordu ve bunlar hortumcular familyasındandı. Hep bunu yapıyorlardı. Onlar halkın çocuklarına zulüm ederken bankaların içi boşaltılıyordu. Faizle, enflasyonla milletin sofrasındaki ekmek yağmalanıyordu. Devlet, memuruna maaş ödeyecek para bulamıyordu. Onlar MÜSİAD'la, MÜSİAD üyesi iş adamları ile uğraşırken, biliyorsunuz, geliyor iş yerlerini basıyor, defterlerini vesairelerini alıp götürüyorlardı ve Anadolu'daki iş adamlarını hedef almak suretiyle onları, çarşaf çarşaf gazete sayfalarında karalarken, birileri de hazineye bağladığı hortumla milletin kaynaklarını hortumluyordu." Başbakan Erdoğan, Mayıs ayında IMF'e olan 400 milyon dolarlık borcun da ödeneceğini belirterek "Böylece IMF ile işimiz bitiyor. Fakat şimdi IMF, bizden istiyor. Şimdi biz teknik görüşmeleri yapıyoruz eğer anlaşabilirsek 5 milyar dolar IMF'e borç vereceğiz" dedi.

Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 10 yıl önce 27,5 milyar dolarken şuanda 125 milyar doların üzerine çıktığını belirten Erdoğan, "Eğer bu hortum kesilmemiş olsaydı bizim buralara gelmemiz mümkün değildi" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Benim zavallı memurumun işçinin kasasından cebinden zorunlu tasarruf adı altında kaynağında parayı kestiler. Bizden önceki tüm iktidarlarda bu oldu. Ne kadar borcu vardı devletin işçiye memura; 13,5 milyar TL. Yani eski rakamla 13,5 katrilyon borç vardı. Dedim 'Yahu devlet işçisine memuruna borçlu olur mu?' Daha göreve geldiğimiz ilk haftalar. 'Arkadaşlar dedim şunu hemen toparlayın, sendikalarla bir araya geleceksiniz hemen oturup konuşacağız, takvime bağlayacağız ve bu parayı ödeyeceğiz.' Ve 13,5 milyarı, 13,5 katrilyonu ödedik, bitirdik. Şu anda işçiye, memura borcumuz yok.

Fakat sadece bu değil. Çok daha enterasan bir şey söyleyeceğim; bir de konut edindirme yardımı adı altında 3,5 milyar, orada da devlet işçiye, memura borçlanmış. Çünkü para bulamıyorlar, para bulamadığı için ne yapıyor? Memura para verecek para yok, konut edindirme yardımı adı altında bir fon, oradan kesiyor. Öbür tarafta diyor ki zorunlu tasarruf, oradan kesiyor ve böylece benim işçi, memur kardeşimi böylece sömürdüler. Biz o 3,5'u da ödedik eğer şu anda da yine makbuzlar gelirse onları da ödüyoruz." Tüm bunların ötesinde Türkiye'nin farklı bir güç kazandığını, milletin yeniden itibar kazandığını söyleyen Erdoğan, "Şuanda benim vatandaşım hem kendi parası olan Türk Lirasını, ama onurlu bir Türk lirasını, çünkü bunlar akşam yatıp sabah kalkıyordu bir sıfır koyuyordu. Evet 1 rakamının yanında altı sıfır vardı. Eskiden biz tuvalete gittiğimizde 1 liraya giderdik. Ama daha sonra öyle bir hale geldik ki 1 milyona tuvalete gider hale geldik. Milyoner kimdir deseniz? Zengine milyoner denir. Öyle derler. Ama öyle bir hal oldu ki, maalesef milyoner artık o rakamla tuvalete gidiyordu ancak. Altı sıfırı atarak o işi de bitirdik" dedi.

Erdoğan şöyle devam etti: "Çok enteresan o büyük geçinen köşe yazarlarından bir tanesi köşesinde ne yazmıştı biliyor musunuz? Taksim meydanında eşek gibi anırırım demişti. Bu altı sıfır tutmaz demişti. Siz kim olduğunu bilirsiniz. Tabi bu altı sıfırı biz attık enflasyon patlamadı. Ama tabi bunlar böyle sözlerinin eri hiçbir zaman olamadıkları için oraya da çıkıp anıramadı. Ama şu anda köşesinde o görevi ifa ediyor." Erdoğan, hem Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun, hem de ay yıldızlı bayrağın dünyanın her yanında gurur, onur ve şerefle taşındığını ifade etti.

Yılgınlık, yorgunluk, umutsuzluk, gibi kavramların kendilerine uzak olacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, küresel barışa da katkı sunmaya devam edeceklerini belirtti.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'den gelip Avusturya'da öğrenim görenlerin, eğitimlerini başarıyla tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönmelerini rica etti.

Türkiye'de siyaset, bürokrasi, bilim, sanat ve sporun kendilerini beklediğini vurgulayan Erdoğan, Avusturya'da doğmuş, büyümüş, ailesi ile orada olan ve orada yaşayacak olanların da özlerini, köklerini, kültürlerini ve özellikle de dillerini unutmadan kalmalarını istedi. Erdoğan, "Ve tabi en az üç çocuğu da unutmayacaksınız" dedi.

Erdoğan'ın bu sözleri salonda kahkahalar eşliğinde alkışlandı.

"Türkçeyi asla ve asla unutmayın ama aynı zamanda da unutturmayın" diye konuşan Erdoğan, "Burada Almanca öğrenmeyi, hem de çok çok iyi öğrenmeyi de ihmal etmeyin. Her zaman söylüyorum; entegrasyona evet, asimilasyona hayır" ifadelerinde bulundu. Erdoğan, "Burada, siyasette, ekonomide sosyal hayatta varlık gösterin ama aslınızı, özünüzü yani bizi asla unutmayın, biz sizi unutmuyoruz, unutmayacağız" dedi.

Başbakan Erdoğan konuşmasına şu sözlerle son verdi: "Şunu da bilmenizi istiyorum. Sizin arkanızda, sizin yanınızda biz varız. Sizin arkanızda 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının gücü var. Artık sizin arkanızda, yanınızda ekonomisiyle güçlü yükselen ve dünyanın ilk 10’u olmaya aday bir Türkiye var. Kendinizi asla yalnız hissetmeyin, kimsesiz hissetmeyin, unutulmuş hissetmeyin. Siz, büyük bir ülkenin, büyük bir milletin çocuklarısınız. Böyle bir öz güvenle hem derslerinize hem de hayata tutunun. Her neye ihtiyacınız olursa Dışişleri Bakanlığımızda, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımızda sizin yanınızdayız, yanınızda olacağız. Her bir sorununuzla tek tek ilgileneceğiz. Büyük bir devlete yakışan neyse biz onu hakkıyla yerine getireceğiz. Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sizin de ülkenizle, milletinizle, dilinizle gurur duymanızı özellikle istiyor ve arzu ediyoruz. Ben her birinize derslerinizde ve işlerinizde kolaylık diliyorum. Eğer burada iseler anne babalarınıza selamlarımı gönderiyorum. Anne babaları aileleri Türkiye’de olanlara sizlerin selamını iletmeye de şu anda ekran aracılığıyla ben söz veriyorum." Başbakan Erdoğan'a, konuşmasının ardından üniversiteyi Avusturya'da okumuş ve doktoralarını yapmış Türk vatandaşlarının başarılı bulunan tezlerinden Almanca basılmış kitap hediye edildi. Erdoğan da günün anısına gümüş tabak armağan etti.

Toplantıya Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bazı milletvekilleri ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala da katıldı.

Kaynak: İHA