Hollanda’da Türk Kökenli Politikacılara Karalama Kampanyası
Hollanda’da 2014 yılında yapılacak yerel seçimler öncesinde Hollanda medyası Türk kökenli politikacılara yönelik ciddi suçlamalarda bulunuyor.
Türk politikacıların usulsüzlük yaptığı ve bölge yöneticilerine karşı baskı politikası uyguladığı iddia ediliyor.Yayınlanan haberlerde, hangi Türk politikacıların kimlere ne zaman baskı uyguladığına dair hiçbir bilgi yer almaması dikkat çekiyor. Bir başka dikkat çeken nokta ise haberde yer alan suçlayıcı açıklamaların çoğunun kimliği belli olmayan kişiler tarafından yapılmış olması. Suçlamaların yalnız Türk politikacıları hedef alması ise düşündürücü. Hollanda medyası usulsüzlük iddiasını uzun süredir gündeme getiriyor Ancak bölgede Türk politikacıların yasa dışı faaliyetler yürüttüğü veya davranışlarda bulunduğu hiçbir zaman kanıtlanamadı. Bu durum Türk politikacılara karşı bir karalama kampanyasının yürütüldüğünü akıllara getiriyor.GENİŞ ÇAPLI ARAŞTIRMA YAPILACAKHollanda'nın Rotterdam şehrinin Feijenoord ilçesi Belediye Başkanı Yardımcısı Turan Yazır, ortaya atılan iddiaların asılsız olduğunu söyledi.
Yazır, kendisinin ve diğer yöneticilerin birilerine karşı baskı uygulamasının kesinlikle söz konusu olmadığını ve olamayacağını belirtti.
Yazır, ''Medya tarafından bizi töhmet altında bırakan birçok iddia ortaya atıldı. Biz ekip olarak, belediye meclis toplantısına kadar susmayı tercih ettik. Bilgi topladık ve dosyalarımızı hazırladık. Konuya açıklık getiren bu dosyaları 21 Şubat'ta gerçekleşen belediye meclis toplantısında bütün meclis kurulu üyelerine sunduk.'' şeklinde konuştu.
Yazır, medyanın Feijenoord bölgesi ve Türk politikacılar hakkında oluşturduğu negatif imajın kabul edilemez olduğunu söyledi.
Bu olumsuz imajı yok edeceklerini belirtten Yazır, ''Ortaya atılan iddialar çığırından çıkmış durumda. Biz burada görevimize büyük bir sevk ve istekle başladık. Herkes kendi uzmanlık alanında en iyisini yapmak için gayret gösteriyor. Bu yüzden yapılan suçlamalar gerçekten üzücü. Olumsuz imajdan kurtulmak için gerekli kararlar alındı. Konu bağımsız bir kurum tarafından araştırılacak. Şu an bu araştırma için gerekli olan hazırlıklar yapılıyor. Bekleyip göreceğiz. Ben rahatım ve araştırmanın Sonuçlarının bizim lehimize olacağına güveniyorum.'' diye konuştu.
YÖNETİCİ-HALK İLİŞKİLERİ ACISINDAN OLUMSUZ BİR HAVA OLUŞTURULDUHristiyan Demokratlar Partisi'nin (CDA) Rotterdam Parti Başkanı Wubbo Tempel, ortaya atılan usulsüzlük iddialarına açıklık getirmek için yapılacak olan geniş çaplı araştırmanın olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
Medya tarafından politikacılara karşı ağır suçlamaların yapılmasının yeni bir şey olmadığını söyleyen Tempel, ''Bu tip iddialar su yüzüne çıktığı vakit en mantıklısı her zaman iddialar hakkında bağımsız bir araştırma başlatmaktır. Böylece iddiaların ne kadarı doğru, ne kadarı yalan olduğu ortaya çıkar. Onun için Feijenoord yönetim kurulu, araştırma kararı alarak en mantıklı olanı yaptı. Bu Feijenoord yönetim kurulunun denetlenmeye hazır olduğunu gösteriyor. Bunu takdir etmek lazım.'' şeklinde konuştu.
Bölge yöneticilerinin sürekli halk ile irtibat halinde olmalarının yasa dışı bir eylem olmadığını vurgulayan Tempel, ''Önemli olan soru: Halk ve yönetciler arasında yasa dışı bir ilişki var mı? Yöneticilerin vatandaşlar ile konuşmaları ve ilişki kurmaları hakkında medya tarafından olumsuz bir hava oluşturuldu. Bir yöneticinin vatandaşlarla konuşmasının suç olarak yansıtılması saçma. Bunu her yönetici yapıyor ve yapmıyorsa yapması lazım. Tabii her yöneticinin bu ilişkiye bir sınır koyması lazım. Tamamen sivil toplumun talimatları doğrultusunda hareket etmek yanlış ve yasa dışı. Bu tip bir ilişkinin oluşmadığı sürece, sorun yok.'' dedi.
Geçtiğimiz Kasım ayında, Rotterdam Belediye Başkanı Yardımcısı Hamit Karakuş ile başlayan iddialar, Son olarak Feijenoord Belediye Başkanı Seyit Yeyden ve Başkan Yardımcısı Turan Yazır ile devam ediyor. Özellikle yerel yönetimde aktif olan Türk politikacıların bu tarz karalama kampanyalarıyla, 2014'deki yerel seçimlerden önce imajlarının zedelenmeye çalışıldığı ifade ediliyor.
Yazır, kendisinin ve diğer yöneticilerin birilerine karşı baskı uygulamasının kesinlikle söz konusu olmadığını ve olamayacağını belirtti.
Yazır, ''Medya tarafından bizi töhmet altında bırakan birçok iddia ortaya atıldı. Biz ekip olarak, belediye meclis toplantısına kadar susmayı tercih ettik. Bilgi topladık ve dosyalarımızı hazırladık. Konuya açıklık getiren bu dosyaları 21 Şubat'ta gerçekleşen belediye meclis toplantısında bütün meclis kurulu üyelerine sunduk.'' şeklinde konuştu.
Yazır, medyanın Feijenoord bölgesi ve Türk politikacılar hakkında oluşturduğu negatif imajın kabul edilemez olduğunu söyledi.
Bu olumsuz imajı yok edeceklerini belirtten Yazır, ''Ortaya atılan iddialar çığırından çıkmış durumda. Biz burada görevimize büyük bir sevk ve istekle başladık. Herkes kendi uzmanlık alanında en iyisini yapmak için gayret gösteriyor. Bu yüzden yapılan suçlamalar gerçekten üzücü. Olumsuz imajdan kurtulmak için gerekli kararlar alındı. Konu bağımsız bir kurum tarafından araştırılacak. Şu an bu araştırma için gerekli olan hazırlıklar yapılıyor. Bekleyip göreceğiz. Ben rahatım ve araştırmanın Sonuçlarının bizim lehimize olacağına güveniyorum.'' diye konuştu.
YÖNETİCİ-HALK İLİŞKİLERİ ACISINDAN OLUMSUZ BİR HAVA OLUŞTURULDUHristiyan Demokratlar Partisi'nin (CDA) Rotterdam Parti Başkanı Wubbo Tempel, ortaya atılan usulsüzlük iddialarına açıklık getirmek için yapılacak olan geniş çaplı araştırmanın olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
Medya tarafından politikacılara karşı ağır suçlamaların yapılmasının yeni bir şey olmadığını söyleyen Tempel, ''Bu tip iddialar su yüzüne çıktığı vakit en mantıklısı her zaman iddialar hakkında bağımsız bir araştırma başlatmaktır. Böylece iddiaların ne kadarı doğru, ne kadarı yalan olduğu ortaya çıkar. Onun için Feijenoord yönetim kurulu, araştırma kararı alarak en mantıklı olanı yaptı. Bu Feijenoord yönetim kurulunun denetlenmeye hazır olduğunu gösteriyor. Bunu takdir etmek lazım.'' şeklinde konuştu.
Bölge yöneticilerinin sürekli halk ile irtibat halinde olmalarının yasa dışı bir eylem olmadığını vurgulayan Tempel, ''Önemli olan soru: Halk ve yönetciler arasında yasa dışı bir ilişki var mı? Yöneticilerin vatandaşlar ile konuşmaları ve ilişki kurmaları hakkında medya tarafından olumsuz bir hava oluşturuldu. Bir yöneticinin vatandaşlarla konuşmasının suç olarak yansıtılması saçma. Bunu her yönetici yapıyor ve yapmıyorsa yapması lazım. Tabii her yöneticinin bu ilişkiye bir sınır koyması lazım. Tamamen sivil toplumun talimatları doğrultusunda hareket etmek yanlış ve yasa dışı. Bu tip bir ilişkinin oluşmadığı sürece, sorun yok.'' dedi.
Geçtiğimiz Kasım ayında, Rotterdam Belediye Başkanı Yardımcısı Hamit Karakuş ile başlayan iddialar, Son olarak Feijenoord Belediye Başkanı Seyit Yeyden ve Başkan Yardımcısı Turan Yazır ile devam ediyor. Özellikle yerel yönetimde aktif olan Türk politikacıların bu tarz karalama kampanyalarıyla, 2014'deki yerel seçimlerden önce imajlarının zedelenmeye çalışıldığı ifade ediliyor.