Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu Açıklaması

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ile birlikte ziyaret ettiği Hallaçlı Mahallesi’nde gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Halaçoğlu, Ayasofya’nın müze haline getirilmesine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, “Yaptığım araştırmalar sonunda söz konusu kararnameye Atatürk’ün hiçbir yerde benzemeyen imzası atılmış hem de ıslak imza” dedi.


“FATİH’İN BEDDUASINI MECLİSTE OKUYACAĞIM”
Ziyaret sırasında Meclise verdiği Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması ile ilgili önergesine değinen MHP Grup Başkanvekili Prof. Dr. Halaçoğlu şunları söyledi:
“Yaptığım araştırmalara göre Ayasofya ile ilgili çıkan karar 24 Kasım 1934’te yani Atatürk döneminde. Herkes bu kararnameye dayanarak ‘Atatürk, Ayasofya’yı müze yaptı’ diye ifade ediyor. İncelediğimde şunu gördüm; kararnamenin sayısı ondan önceki ondan çok önceki kararnamelere ait. Yani uyduruk bir rakam vermişler. Yani 22 Kasım’daki kararnameler 1599 ve 1600 şeklinde gidiyor. Ayasofya ile ilgili kararnamenin rakamı ise 1589, yani ayın 22’sine ait. 10 sayı önceki bir kararname. Kararnameler imzaya açıldıktan sonra sayı ve tarih verilir. Ve Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra yürürlüğe girer. Söz konusu kararname Resmi Gazetede de yayınlanmamış.

Ve bu kararnameye Atatürk’ün hiç bir yerde benzemeyen imzası atılmış, hem de ıslak imza ile. Bunları araştırmaya başladım. Sonunda bir şeylere ulaştım. Bir defa kararnamenin Resmi Gazete’de olmaması ilginç bir durum. İkincisi verilen sayılar o tarihe uymuyor. O tarihte verilenler 1617. Bununki niye 1589. Bir terslik var bu işte. Üçüncüsü ise daha sonraki tarihlerde Atatürk 1938’de vefat ediyor. Atatürk’ün bütün kararnamelerinde ıslak imzası yok. Sadece mühür şeklinde imzası var. Atatürk vefat ettiği için bu mührü basmaları mümkün değil, çünkü kaldırılmış. Haliyle ıslak imza atmaları lazımdı. Sahtekarlık burada işte. Böylece Atatürk öldüğü için müze haline getirilebiliyor. Yoksa itiraz ederdi ve karşı çıkardı. Onu kullanıyorlar, dolayısıyla bunu göz önüne alarak Ayasofya’nın camilikten çıkarılmış olmadığını düşünüyorum.

Ben Meclise sunduğum önergemde Ayasofya cami haline getirilsin demedim, yeniden İbadethane olarak açılması için kanun teklifi verdim. Kamuoyundan da yüzde 90’lara varan destek var. Sadece Hıristiyanlar ve işgüzarlar karşı çıkıyorlar. İnşallah Mecliste bir oyuna getirmeden görüşülebilirse Fatih’in bedduasını Mecliste okuyacağım. Ondan sonra isteyen hayır oyu versin.”
“BAKANLAR KURULUNDA 2 TÜRK VAR”
Yusuf Halaçoğlu, soyadını taşıyan Gölbaşı’nın Hallaçlı Mahallesi’ndeki açıklamalarında Bakanlar Kurulu’nda Türk olarak iki isim bulunduğunu öne sürerek şöyle dedi:
“Bakanlar Kurulunda kaç Türk var, sayacak olursam 2 isim var. Onun dışında sayamam. İçlerinde Yahudi’ye kadar var. Bunun dışında en az 500.000 kripto var bunları köy köy, ev ev biliyorum. Bunu Cumhurbaşkanına da sundum. Kendisi, ‘Fakat bunları duyurursam ortalık alt üst olur Hocam’ dedi.

Ben de diyorum ki, madem insanlar Hıristiyan, neden Müslüman görünümlü duruyorlar. Bu durum onlara da zulümdür, onları da aldatmadır. Bu türde olanların asli dinlerine dönmesi taraftarıyım. Ama dönmüyorlar çünkü ekonomik güce sahipler. O ekonomik güçle birlikte siyasi güce de sahipler ve bunu niye bıraksınlar ki? Zannetmiyorum ki Türk istihbaratı bunları bilmesin. Ben bunları kamu ile paylaştım. Bunları paylaştığım için devletin istihbaratının bana gelip ‘Hoca bunlar nedir’ diye istemesi gerekmez miydi? Niye istemiyorlar? Bunun belgeli olduğunu da söyledim ama kimse gelmiyor. Çünkü kimlere dokunacağını onlarda tahmin ediyor.”
“KÜRDİSTAN’DA EŞİTLİK BİLMEM NELER...”
MHP Grup Başkanvekili Halaçoğlu, TBMM Başkanlığı’nın bütçe kanunu ile ilgili kitaplardaki Kürdistan ifadesiyle ilgili olarak da şunları söyledi:
“Gelen kitaplardan bir tanesinde partilerin muhalefet şerhleri var. BDPliler’inkini inceleyelim derken 595. sayfada aynen şöyle yazıyor. Kürdistan’da eşitlik bilmem neler... Kürdistan dediği Türkiye ve Kürdistan adı altında bir sürü kayıtlar düşmüşler. Fakat bunu basan TBMM ve bunu resmi hale getiriyorlar. Ya bu gözlerinden kaçtı ya da dikkat etmediler. Bu durumu Genel Başkanımızla görüşüp Meclis’e geri iade ettim. Bu olmaz, bu Anayasanın 126. maddesine aykırıdır. Ayrıca bu ifadeler 5442 sayılı kanuna da aykırıdır.”
Kaynak: İHA