28 Şubat Davası
28 Şubat Davası'nda dönemin Genelkurmay Silahlanma ve Savunma Araştırma Daire Başkanı emekli Orgeneral Aslan Güner ve İstihbarat Başkanlığı İstihbarat Yönetim Plan ve Koordine Dairesi Başkanı emekli Tuğgeneral Metin Yaşar Yükselen, savunmalarını tamamladı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunmasını yapan Güner, 50 yıl üniforma giydiğini, bunun 45 yılını subay, 18 yılını general olarak geçirdikten sonra emekliye ayrıldığını söyledi.
Tuğgeneralliğinin üçüncü yılında Genelkurmay Karargahında hizmet ettiğini bildiren Güner, 26 Ağustos 1996'da Genelkurmay Başkanlığı Silahlanma ve Savunma Araştırma Daire Başkanlığında görevlendirildiğini aktarıldı.
İddianamede üç toplantıya katılmakla suçlandığını ifade eden Güner, 4 Nisan 1997 tarihli toplantının aslında 3 Nisan 1997'de yapıldığının sanıklardan Çetin Doğan'ın savunması sırasında ortaya çıktığını ve bu toplantıya katılmadığını öne sürdü.
Güner, 7 Nisan 1997'deki toplantıya 21 kişinin katıldığı ve bu kişilerin konuşma yaptığının ileri sürüldüğüne dikkati çekerek, toplantıda yer almadığını, dolayısıyla konuşmasının da olmadığını dile getirdi. Genelkurmay Karargahında her toplantı için tutanak tutulmasının zorunlu olduğunu belirten Güner, toplantıya ilişkin tutanak da bulunmadığını vurguladı.
"Bu toplantıya katıldığı iddiasının tamamen soyut olduğunu" savunan Güner, 2 Temmuz 1997'deki toplantıda da yer almadığını, Genelkurmayın da bu konudaki başvuruları üzerine avukatına aynı yönde cevap verdiğini dile getirdi.
Dairesinden hiçbir personelin BÇG'de görev almadığını belirten Güner, "İddianamede üzerine atılı suçlamalarla ilgili hiçbir somut ve inandırıcı delil bulunmadığını" iddia ederek, beraatını istedi.
Aslan'ın avukatı Erol Yılmaz Aras da müvekkilinin vareste tutulmasını istedi.
-Metin Yaşar Yükselen
Sanıklardan Metin Yaşar Yükselen de dosyadaki bazı delillerin yasal yollardan elde edilemediği, dolayısıyla reddedilmesi gerektiği yönündeki itirazlara katıldığını bildirdi.
Yükselen, 1995-2000 yıllarında tuğgeneral rütbesiyle Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı emrinde İstihbarat Yönetim Plan ve Koordine Dairesi Başkanı olarak çalıştığını anlatarak, "Ben, Batı Çalışma görevlisi değilim. Bu durum, Sayın Çetin Doğan tarafından da teyit edilmiştir" diye konuştu.
Genelkurmaydaki görevi boyunca birçok toplantıya katıldığını anlatan Yükselen, iddianamede 5 Mayıs 1998'de hem Ankara GATA'da hem de Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde brifing verdiğinin yer aldığını aktararak, "Bunun mümkün olup olmadığını takdirlerinize bırakıyorum" dedi.
O dönemde değişik birliklerde 37 brifing planlandığını bildiren Yükselen, ancak planlamanın, bu brifinglerin gerçekleştiği anlamına gelmediğini, yalnızca iki brifing verdiğini söyledi.
Yükselen, 4 Nisan 1997 tarihli "Çalışma Grubu Oluşturulması" konulu yazının görev yaptığı daireye gelmediğini, 7 Nisan 1997'deki toplantıya ise emirle katıldığını ve bölücü teröre ilişkin, kendisine verilen sunumu gerçekleştirdiğini anlattı.
"Güçlü Eylem Planı" adını taşıyan andıçı iddianameyi okuyunca öğrendiğini savunan Yükselen, andıçın dairesiyle ilgisinin bulunmadığını ifade etti.
Yükselen, "Atılı suçu işlediğime dair en ufak emare bulunmamaktadır. Cebir kullanmayı, hükümetin görevini yerine getirmesini ne şekilde engellediğim, tuğgeneral olarak nasıl bir görevim olduğu iddianamede belirtilmemiştir. Suç teşkil edecek bir faaliyette bulunmadım. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum" diye konuştu.
Çapraz sorgusunda, bir soru üzerine, brifinglerin kimlerce hazırlandığını bilemediği cevabını veren Yükselen, "Bana, bağlı olduğum İstihbarat Başkanlığı tarafından verildi.
Yansıda hazırlanmış durumdaydı. Gidip bunları sunduk" ifadesini kullandı.
Müşteki avukatlarından Emrullah Beytar'ın, "Brifinglerin, Başbakanlığın hangi direktifi çerçevesinde verildiğine" ilişkin sorusu üzerine Yükselen, "Hatırladığım şudur: MGK kararları alınmış, Başbakanlık direktif yayınlamış, bunların muhtevası çerçevesinde hazırlanmış olabilir" dedi.
Yükselen, müşteki avukatlarının bazı sorularına ise müdahilliklerine henüz karar verilmediği gerekçesiyle yanıt vermedi.
-"Görev almaktan çekinebilir mi?"
Metin Yaşar Yükselen'in avukatı Aykanat Kaçmaz da askerlerde, verilen emrin kanunsuz da olsa yapılması zorunluluğunun bulunduğunu belirterek, "Eğer barışta mutlak itaati silahlı kuvvetlerde uygulanabilir kılmazsanız, savaşta, 'ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum' deyince arkanızda kimseyi göremezsiniz" dedi.
Mahkemenin, mevcut yasalara göre meşru bir yargılama yaptığını belirten Kaçmaz, şunları kaydetti:
"Ülkemizde tarihsel süreçte oluşan siyasi dalgalanmalar dikkate alındığında, bundan yıllar sonra özel yetkili mahkemelerin yargılamalarının yasa dışı olduğunun ileri sürülmeyeceğini ve bu soruşturma ve kovuşturmalarda bir şekilde yer alanların soruşturulmayacağını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Şu anda hayette yer alan üyelerden birisi, iddia makamında oturan cumhuriyet savcısı veya görevli katipler, 'ben bu süreçte yer almıyorum, bundan 16 sene sonra birileri çıkar ve bu soruşturmalara ve kovuşturmalara suç işlemişlerdi denebilir' diyerek görev almaktan çekinebilir mi? Bunu yapan herhangi bir görevlinin başına ne gelir takdirini sizlere bırakıyorum."
Savunmalarını tamamlayan emekli Orgeneral Aslan Güner, emekli Korgeneral Mustafa Bıyık, emekli Tuğamiral İsmail Ruhsar Sümer, emekli Tuğgeneral Ünal Akbulut ve Metin Yaşar Yükselen ile emekli Yüzbaşı Mustafa Babacan'ın duruşmalardan vareste tutulmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 9 Aralık Pazartesi saat 10|00'a erteledi.
Kaynak: AA
Tuğgeneralliğinin üçüncü yılında Genelkurmay Karargahında hizmet ettiğini bildiren Güner, 26 Ağustos 1996'da Genelkurmay Başkanlığı Silahlanma ve Savunma Araştırma Daire Başkanlığında görevlendirildiğini aktarıldı.
İddianamede üç toplantıya katılmakla suçlandığını ifade eden Güner, 4 Nisan 1997 tarihli toplantının aslında 3 Nisan 1997'de yapıldığının sanıklardan Çetin Doğan'ın savunması sırasında ortaya çıktığını ve bu toplantıya katılmadığını öne sürdü.
Güner, 7 Nisan 1997'deki toplantıya 21 kişinin katıldığı ve bu kişilerin konuşma yaptığının ileri sürüldüğüne dikkati çekerek, toplantıda yer almadığını, dolayısıyla konuşmasının da olmadığını dile getirdi. Genelkurmay Karargahında her toplantı için tutanak tutulmasının zorunlu olduğunu belirten Güner, toplantıya ilişkin tutanak da bulunmadığını vurguladı.
"Bu toplantıya katıldığı iddiasının tamamen soyut olduğunu" savunan Güner, 2 Temmuz 1997'deki toplantıda da yer almadığını, Genelkurmayın da bu konudaki başvuruları üzerine avukatına aynı yönde cevap verdiğini dile getirdi.
Dairesinden hiçbir personelin BÇG'de görev almadığını belirten Güner, "İddianamede üzerine atılı suçlamalarla ilgili hiçbir somut ve inandırıcı delil bulunmadığını" iddia ederek, beraatını istedi.
Aslan'ın avukatı Erol Yılmaz Aras da müvekkilinin vareste tutulmasını istedi.
-Metin Yaşar Yükselen
Sanıklardan Metin Yaşar Yükselen de dosyadaki bazı delillerin yasal yollardan elde edilemediği, dolayısıyla reddedilmesi gerektiği yönündeki itirazlara katıldığını bildirdi.
Yükselen, 1995-2000 yıllarında tuğgeneral rütbesiyle Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı emrinde İstihbarat Yönetim Plan ve Koordine Dairesi Başkanı olarak çalıştığını anlatarak, "Ben, Batı Çalışma görevlisi değilim. Bu durum, Sayın Çetin Doğan tarafından da teyit edilmiştir" diye konuştu.
Genelkurmaydaki görevi boyunca birçok toplantıya katıldığını anlatan Yükselen, iddianamede 5 Mayıs 1998'de hem Ankara GATA'da hem de Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde brifing verdiğinin yer aldığını aktararak, "Bunun mümkün olup olmadığını takdirlerinize bırakıyorum" dedi.
O dönemde değişik birliklerde 37 brifing planlandığını bildiren Yükselen, ancak planlamanın, bu brifinglerin gerçekleştiği anlamına gelmediğini, yalnızca iki brifing verdiğini söyledi.
Yükselen, 4 Nisan 1997 tarihli "Çalışma Grubu Oluşturulması" konulu yazının görev yaptığı daireye gelmediğini, 7 Nisan 1997'deki toplantıya ise emirle katıldığını ve bölücü teröre ilişkin, kendisine verilen sunumu gerçekleştirdiğini anlattı.
"Güçlü Eylem Planı" adını taşıyan andıçı iddianameyi okuyunca öğrendiğini savunan Yükselen, andıçın dairesiyle ilgisinin bulunmadığını ifade etti.
Yükselen, "Atılı suçu işlediğime dair en ufak emare bulunmamaktadır. Cebir kullanmayı, hükümetin görevini yerine getirmesini ne şekilde engellediğim, tuğgeneral olarak nasıl bir görevim olduğu iddianamede belirtilmemiştir. Suç teşkil edecek bir faaliyette bulunmadım. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum" diye konuştu.
Çapraz sorgusunda, bir soru üzerine, brifinglerin kimlerce hazırlandığını bilemediği cevabını veren Yükselen, "Bana, bağlı olduğum İstihbarat Başkanlığı tarafından verildi.
Yansıda hazırlanmış durumdaydı. Gidip bunları sunduk" ifadesini kullandı.
Müşteki avukatlarından Emrullah Beytar'ın, "Brifinglerin, Başbakanlığın hangi direktifi çerçevesinde verildiğine" ilişkin sorusu üzerine Yükselen, "Hatırladığım şudur: MGK kararları alınmış, Başbakanlık direktif yayınlamış, bunların muhtevası çerçevesinde hazırlanmış olabilir" dedi.
Yükselen, müşteki avukatlarının bazı sorularına ise müdahilliklerine henüz karar verilmediği gerekçesiyle yanıt vermedi.
-"Görev almaktan çekinebilir mi?"
Metin Yaşar Yükselen'in avukatı Aykanat Kaçmaz da askerlerde, verilen emrin kanunsuz da olsa yapılması zorunluluğunun bulunduğunu belirterek, "Eğer barışta mutlak itaati silahlı kuvvetlerde uygulanabilir kılmazsanız, savaşta, 'ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum' deyince arkanızda kimseyi göremezsiniz" dedi.
Mahkemenin, mevcut yasalara göre meşru bir yargılama yaptığını belirten Kaçmaz, şunları kaydetti:
"Ülkemizde tarihsel süreçte oluşan siyasi dalgalanmalar dikkate alındığında, bundan yıllar sonra özel yetkili mahkemelerin yargılamalarının yasa dışı olduğunun ileri sürülmeyeceğini ve bu soruşturma ve kovuşturmalarda bir şekilde yer alanların soruşturulmayacağını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Şu anda hayette yer alan üyelerden birisi, iddia makamında oturan cumhuriyet savcısı veya görevli katipler, 'ben bu süreçte yer almıyorum, bundan 16 sene sonra birileri çıkar ve bu soruşturmalara ve kovuşturmalara suç işlemişlerdi denebilir' diyerek görev almaktan çekinebilir mi? Bunu yapan herhangi bir görevlinin başına ne gelir takdirini sizlere bırakıyorum."
Savunmalarını tamamlayan emekli Orgeneral Aslan Güner, emekli Korgeneral Mustafa Bıyık, emekli Tuğamiral İsmail Ruhsar Sümer, emekli Tuğgeneral Ünal Akbulut ve Metin Yaşar Yükselen ile emekli Yüzbaşı Mustafa Babacan'ın duruşmalardan vareste tutulmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 9 Aralık Pazartesi saat 10|00'a erteledi.