Sağlık Hizmetleri Myo Tarafından Konferans Düzenlendi

YÖK Eski Üyesi ve İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Zülfikar’ın konuşmacı olarak katıldığı ve iki bölümden oluşan konferans, Sağlık Hizmetleri MYO konferans salonunda gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Güney, Prof. Dr. Bülent Zülfikar’ın konferansa katılımından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, gerçekleşen faaliyette emeği geçen herkese teşekkür etti

“Çocuk Sağlığı ve Çevre İlişkisi” konferansında “Yüksek Öğretimden Beklentiler” konusuna değinen Prof. Dr. Bülent Zülfikar, “Üniversite bilgi edinme yolunda hayatın olmazsa olmazlarında biridir. Dünyanın 500 yıldır ayakta kalmış kurumlarına baktığımızda bunların çoğunun üniversitelerden oluştuğunu görüyoruz. Özellikle 19. yy’da bilimsel ilerleme ve savaş teknolojileri, araştırma üniversitelerin önemini ortaya çıkardı. Şu an günümüzde 120 milyondan fazla insan üniversiteye gitmektedir. Ülkemizde ise 3 milyona yakın kişi üniversite okumaktadır. Üniversiteyi etkileyen önemli 3 kurum var. Bunların başında devlet geliyor, ikincisi piyasa ve üçüncüsü akademidir. Özellikle son yıllarda üniversiteye giden kişi sayısının artmasında üniversitelerin hem topluma hem de kişiye yarar sağlayan özelliği büyük önem taşımaktadır. Entelektüel beklenti, tanınmışlık, devamlı destek, para ve anahtar rol oynayan budur, akademik başarıda önemli bir yere sahiptir. Akademik başarıda bunları birbirine entegre etmek lazım, aksi halde pek çok engel ortaya çıkar. Üç tane özerklik kavramı üniversitelerimiz için önemsiyoruz. Bilimsel özerlik, idari özerklik ve mali özerklik üniversitelerimiz için olması gerek temel üç kavramdır. Şu an halihazırda 178 tane üniversitemiz var. Bunun 109 tanesi devlet, 69 tanesi ise vakıf üniversiteleridir. 2006 yılına kadar 78, 2007 ise önemli bir çıkış olarak bu sayı 115’e kadar yükseliyor. 2013’te ise bu sayı 178’e çıkıyor. Son 7 sene içerisinde üniversite reformu çerçevesinde 100 üniversite eğitim hayatına dahil edilmiştir” diye konuştu.

Konferansın ikinci bölümünde ise “Çocuk Sağlığı ve Çevre İlişkisi” konusuna değinen Zülfikar, “Anayasa’da her bireyin sağlıkla ilgili hakları, görev ve sorumlulukları var. Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Şehirlerimizde halk sağlığı hizmetleri yetersiz durumdadır. Yerleşik alan problemi, park alanı yetersizliği, araç gereç problemi, uzman ekip yetersizliği gibi problemler var. Bütün bu eksiklikler kendisiyle beraber halk sağlığını da olumsuz etkiliyor. Özellikle tükettiğimiz gıdaların sağlığımız üzerinde önemli bir etkisi var. Yiyeceklerimizi orantılı tüketmemiz lazım. Özellikle maddi açıdan zorluk çeken ailelere gıda yardımı ve ilaç yardımlarının yapılması lazım ki onlarında daha sağlıklı hayatları olsun. Ülkemizde önceki yıllarda yeni doğan bin çocuktan 150’si ölüyordu. Şu an Bitlis için yeni doğan bin çocuktan 10-13 arasında değişen ölüm vakaları görülmektedir. Bu orantının değişmesinde hastanelerin iyileştirilmesi kadar şüphesiz beslenme şartlarının iyileşmesi de hayati önem taşıyor. Beslenemeyen bir annenin karnındaki çocuk ne kadar iyi beslenebilir ki? Özellikle günümüzde ön plana çıkan GDO’lu ürünlerin tüketilmesi insan sağlığını olumsuz etkiliyor. İnsanlarımız bu ürünlerin yerine daha organik ürünleri tüketmeleri gerekmektedir” şeklinde konuştu.