'Bor İçin Yeni Kullanım Alanları Çıkabilir'

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) Başkanı Dr. Şükrü Öztürk, "Türkiye yüzde 72 ile bor rezervleri bakımından dünya kaynaklarının önemli kısmına sahip ancak bu kadar kaynağa sahip olmak, petrole ya da altına sahip olmak gibi bir şey değil" dedi.

Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BOREN'in Türkiye'de ve dünyada bor ürün ve teknolojilerinin geniş şekilde kullanımını, yeni bor ürünlerinin üretimini ve geliştirilmesi amacıyla gerekli bilimsel ortamı sağlamak için 2003'de kurulduğunu ve bir yıl sonra faaliyete başladığını belirtti.

Bor ürün ve teknolojilerinin gelişiminde ve sektörel uygulamalarda küresel aktör olma vizyonuyla hareket eden BOREN'in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ilişkili kuruluşu olduğunu vurgulayan Öztürk, şunları söyledi:
"Türkiye yüzde 72 ile bor rezervleri bakımından dünya kaynaklarının önemli kısmına sahip ancak bu kadar kaynağa sahip olmak, petrole ya da altına sahip olmak gibi bir şey değil. Mevcut tüketim hacmiyle birlikte değerlendirildiğinde, bizim dışımızdaki yaklaşık yüzde 30 kaynak bugünkü tüketim ile dünyanın yaklaşık 300 yıllık ihtiyacını karşılamaya yeterli. Buradan çıkartacağımız sonuç nedir. Aslında kimse bizim borumuza özellikle ihtiyaç duymuyor. Bor kaynaklarımız açık madencilikle çıkartılıyor. Dolayısıyla biz madencilik açısından maliyet avantajına sahibiz. Bizim için bor, maden olarak sattığımızda daha karlı bir ürün."
-"Avrupa'daki tüketim hacmi azaldı, Asya tarafında arttı"
Ülkeler bazında bakıldığında Türkiye'nin yüzde 47 ile bor üretim alanında lider konumda olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Burada da ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün üretiminden bahsediyoruz bilhassa. ABD bizi takip ediyor. Diğer üreticiler içinde Çin ve Rusya görülüyor. Diğer ülkeler ise yüzde 10'un altında kalıyor. Firma bazında baktığımızda da Türkiye açısından durum değişmiyor, yine üretimin yüzde 47'sine sahibiz" diye konuştu.


Öztürk, dünya geneline bakıldığında Uzak Doğu tarafındaki bor tüketiminin arttığının görüldüğüne işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllara ilişkin baktığımızda ise Avrupa'daki tüketim hacminin görece olarak azaldığını, Asya tarafında arttığını ve Amerika tarafında da kalıcı olduğunu görüyoruz. Bu tüketimi topladığımız zaman, yani yaklaşık 1.88 milyon ton civarında yıllık tüketim (2011 verilerine göre) toplam rezervlerle karşılaştırdığımız zaman bahsettiğimiz fark oluşuyor. Yani 300 yıl kadar mevcut yüzde 30 rezerv bizim dışımızda yeterli olabilir gibi."

-"Borun en önemli tüketim alanı cam sektörü"
Borun en önemli tüketim alanının cam sektörü olduğunu anlatan Öztürk, "Halihazırda toplam tüketimin yaklaşık yüzde 54'ünü cam sektörü gerçekleştiriyor. Cam içerisinde nerede, ne kadar kullanıyor diye bakarsak, klasik borlu camlar içinde yüzde 20'nin altında bor kullanılıyor" dedi.


Öztürk, cam sektörü açısından borun bir değeri olduğunu ve bu değerin üzerinde maliyetin ortaya çıkması durumunda sektörün alternatifler bulma yoluna gideceğini belirterek, şunları kaydetti:
''Zaten bununla ilgili araştırmalar yapılıyor. Genel olarak borun kullanım alanları açısından baktığımızda not etmemiz gereken şey, her zaman alternatifleri olabilecek bir ürün olduğudur. Örneğin cam yünü dediğimiz malzeme bir firma tarafından geliştirilmeden önce böyle bir tüketim alanı mevcut değildi. Bu da bize gösteriyor ki camda olduğu gibi yeni bir tüketim alanı da ortaya çıkartılabilir."
Borun seramikten tarıma kadar çok geniş tüketim alanı olduğunu ifade eden Öztürk, ''Bütün bu tüketim alanlarında bor bir katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Yani birkaç istisnai ürünü dışarıda tutarsak sadece bordan oluşan bir ürün söz konusu değil. Fakat pek çok alanda, farklı teknolojik uygulamalarda ve çok farklı mekanizmalarla bor etkin oluyor ve kullanılabiliyor" diye konuştu.


Kaynak: AA