Türkiye Dış Politikası ve Ortadoğu

Birlik Vakfı Antalya Şubesi tarafından düzenlenen etkinlikte "Türkiye Dış Politikası ve Ortadoğu" başlıklı bir sunum yapan İşler, Atatürk döneminde Balkan ve Sadabat paktları ile ortaya konan vizyonun gelişmişini bugün AK Parti iktidarının ortaya koyduğunu kaydetti.

O dönemin şartları nedeniyle bu paktların uzun süreli olmadığını hatırlatan İşler, o dönem bu politikanın başarılı olmasının değil, bir vizyonun ortaya konmuş olmasının önemli olduğunu vurguladı.

Cumhuriyet tarihinde Türkiye dış politikasının tüm girişimlere rağmen içe kapalılık ve tek boyutluluktan öteye geçemediğini söyleyen İşler, Türkiye'nin dış politikada uzun yıllar "bekle ve gör" anlayışıyla hareket ettiğini belirtti.

Turgut Özal dönemiyle bir açılımın yaşandığını dile getiren İşler, bu dönemin de uzun sürmediğini ve günümüzde AK Parti'nin yakaladığı fırsatın yakalanamadığını dile getirdi. İşler, 3 Kasım 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından tüm dünya için barış, istikrar ve huzuru hedefleyen bir dış politikanın benimsendiğini anlattı.

AK Parti iktidarının izlediği dış politikayla Türkiye'nin uluslararası ilişkiler ağında çığır açtığını ifade eden İşler, "Yalan söylemeden, herkesle aynı dili konuşan, herkese eşit mesafede olan bir politika izlemeye çalıştık ve bunda da başarılı olduk. 'Tüm komşularla sıfır sorun' dedik. Aslında sıfır sorun dediğimiz politika yurtta sulh, cihanda sulh anlayışının başka bir ifadeyle dile getirilmesidir. Birileri sıfır sorun denildiği zaman bütün sorunların hallolacağını düşündü. Böyle bir dünya yok" dedi.

AK Parti iktidarından önce Türkiye'nin Afrika'da 12 büyükelçiliğinin bulunduğuna, günümüzde ise 35 büyükelçiliğin yer aldığına dikkati çeken İşler, Afrika Zirvesinin 2 kez Türkiye'de toplandığını, Afrika Birliği ve Arap Birliği'nde Türkiye'nin gözlemci üye olduğunu söyledi.

Türkiye'nin Irak ile bir günde 48 anlaşma imzaladığını, Suriye ile de 52 anlaşmaya imza attığını kaydeden İşler, bunlar karşısında yapılan "Türkiye'nin ekseni kaydı" yorumlarının Türkiye'nin imajını bozmaya çalışmak olduğunu belirtti.

İşler, "Eskiden Türkiye uyuyan bir devdi. Özellikle dış politikada bu dev uyuyordu. Ama bu dev bizimle birlikte uyandı. Bu devin uyanıp hareket etmesinden, geçmişte olduğu gibi bölgede etkin olmasından rahatsız oldular. 'Yeni Osmanlıcılık' dediler. Bölgenin hassasiyetlerini kaşımak istediler. Türkiye'nin önünü kesmek istediler" diye konuştu.

Arap Baharı olarak adlandırılan süreç ve Mısır'daki olaylara da değinen İşler, özellikle Arap ülkelerinde yöneticilerin 20'inci yüzyıl mantığıyla 21'inci yüzyılı yönetmeye çalıştıklarını savundu. Bu süreçte Türkiye'nin başarılarının da bölge halkına örnek olduğuna işaret eden İşler, "Bizim başarımız onlarda birtakım sorgulamaları getirdi. Türkiye'nin bir ilham kaynağı olmasına vesile oldu ve neticede Arap Baharı başladı" dedi.

Mısır'daki 25 Ocak devriminin aslında hiçbir zaman gerçek bir devrim olmadığını da dile getiren İşler, şöyle konuştu:

"Biraz göz boyaması yaptılar. Hedefte kim var? Mübarek. Onu indirdiler. Ömer Süleyman var. Onu da indirdiler. Ama sistem aynen kaldı. Yüksek Askeri Konsey vardı. 1,5 yıl ülkeyi yönetti. 2012 Haziran'ında seçimler yapıldı. Seçimlerde Müslüman Kardeşler'in partisinin adayı kazandı. Seçimlerden önce Yüksek Askeri Konsey her şeyi bırakmış. Güvenlik yok, trafik felç. Tam bir keşmekeş. Eskiye özlem oluşturuldu. Maksat bu algıyla eski rejimin adamı Ahmet Şefik'e seçimleri kazandırmak. Mursi ve o, ilk turda en fazla oyu aldılar. Eğer seçim ağustosa kalsaydı kesin o kazanırdı. Mursi başa gelir gelmez kuşatıldı. Adama iş yaptırmama gayreti içine girdiler."

Yaşanan süreçlerin sonunda Mısır'da bir darbenin olduğunu anımsatan İşler, kendilerinin bu darbe karşısında net bir tavır koyduklarını ifade etti.

Konuşmaların ardından, Birlik Vakfı Antalya Şubesi Başkanı Bekir Asri, İşler'e plaket verdi.