Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Wall Street Journal'a Makale Yazdı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, amaçlarının "katılımcı demokrasi yoluyla vatandaşlara en yüksek yaşam kalitesini sağlamak, sürdürülebilir kalkınma yolunda çalışmak ve herkes için fırsat eşitliği yaratmak" olduğunu, yeni bir anayasanın yazıldığı süreçte ülkeyi bu evrensel değerler doğrultusunda ilerletmek istediklerini belirtti.
Kılıçdaroğlu, ABD ziyareti öncesinde Wall Street Journal'a yazdığı makalede, "CHP'nin gerçek demokrasinin ve temel özgürlüklerin yeniden inşası yolunda çalışmaya baş koyduğunu" ifade etti.
Kılıçdaroğlu, "Bu durum, temsili demokrasinin, siyasi sistemin reformu, gelişmiş siyasi katılım, kadınlar ile gençlerin daha da güçlendirilmesi yoluyla tabandan yukarıya doğru yenilenmesini gerektirecektir. Bizim amacımız katılımcı demokrasi yoluyla vatandaşlarımıza en yüksek yaşam kalitesini sağlamak, sürdürülebilir kalkınma yolunda çalışmak ve herkes için fırsat eşitliği yaratmaktır. Yeni bir anayasanın yazıldığı süreçte ülkeyi bu evrensel olarak benimsenmiş değerler doğrultusunda ilerletmek istiyoruz" değerlendirmesini yaptı.
CHP'nin amacının "herkes için hak eşitliği ve ulusal dayanışma temelinde kaynaşma duygusunu yeniden inşa etmek" olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Güçler ayrılığını yeniden kuracak ve halkın adalet sistemine olan inancını yeniden canlandıracağız. Bu vazifelerin başarıyla yerine getirilmesi yalnızca Türkiye'nin yıpranmış toplumsal dokusunu iyileştirmekle kalmayacak, Türkiye'nin modern demokratik toplumlar arasındaki yerini de sağlamlaştıracaktır."
- "Hükümet, sözde demokrat"
Makalesinde hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin mevcut hükümetinin "sözde demokrat" olduğunu savunarak, "Demokratik bir görünüme sahip olmakla birlikte bu sistem diktatörce yöntemlerle yürütülen bir sistemdir" ifadesini kullandı.
"Türkiye'deki demokrasinin, Müslüman bir çerçeve içinde, dayanıklılığını laik temellerine, din ve devletin ayrılığına borçlu olduğunu ancak hükümetin bu sisteme meydan okuduğunu" öne süren Kılıçdaroğlu, "Anayasada yer alan güçler ayrılığı, denge ve denetim ilkelerinin de bir kenara itildiğini" savundu.
Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de yargının bağımsız olduğundan artık bahsedilemeyeceğini", "ifade, basın, toplantı ve iletişim özgürlüklerinin de bugün Türkiye'de geçerli olmadığı" görüşünü dile getirdi.
Türkiye'nin "giderek artan bir şekilde mezhepsel, etnik ve cinsiyete dair ayrımlar üzerinden kutuplaştırıldığını" savunan Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı olaylarının, "demokrasi, özgürlük ve bireylerin yaşam tarzına yapılan müdahaleye son verilmesi için yapılan çağrı" olduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, gösteri ve toplantı yürüyüşü hakkını kullanan vatandaşların "çapulcu" ve "alkolik" diye nitelenmesini ve polisin olaylar sırasındaki müdahale biçimini de eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, "Tarih, demokratik yollarla seçilmiş liderlerin dahi demokratik araçlarla dengelenip denetlenmedikleri takdirde diktatörlere dönüşebildiğini göstermektedir" ifadesini kullandı.