Kılıçdaroğlu Kocaeli'nde Gazetecilerle Buluştu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli'nde yerel medya temsilcileriyle basın toplantısında bir araya geldi.
Kılıçdaroğlu toplantıda artan terör olayları, Oslo Görüşmeleri ve ekonomik gelişmeler üzerinden Başbakan Erdoğan'a yüklendi.
Emeks Otel'de gerçekleşen basın toplantısına CHP Kocaeli milletvekilleri, İl Başkanı Yalçın Kuşkan ve Kocaeli'nde yayın yapan gazete ve televizyonların temsilcileri katıldı.
Kılıçdaroğlu, eğitim konusunda eksikleri olduğunu belirttiği ilin işsizlik konusunda da dünya ortalamasının üzerinde bir orana sahip olduğunu, bunu Kocaeli'ne yakıştıramadığını söyledi.
Kocaeli'nde su sorununu çözenlerin sosyal demokratlar olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, çevre sorunlarına el atılması gerektiğini söyledi.
Büyükşehir Belediyesi'nin en büyük geliri elde eden belediyelerden biri olmasına rağmen en borçlu belediye olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ''Kocaeli'ne gelir oluk gibi akıyor'' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun yaptığı kısa konuşmanın ardından soru cevap kısmına geçildi. Kılıçdaroğlu, Apaydın Kampı ile sorulan bir soruya, ''Kocaeli Milletvekili Güneş çok önemli bir görev yaptı. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yabancı askerlerin konuşlandığını Türkiye'ye gösterdi. Neden kampa girmesi yasak? Bu ülkenin topraklarında yabancı askerlerin konuşlanmasına iktidar izin verdi. Bu ancak parlamentonun iznine bağlıdır. Siz nasıl olur da parlamentonun iznini gasp edip buna izin verirsiniz. Türkiye'nin saygınlığına gölge düşmüştür. Biz Suriye'den gelen sivillere hiçbir zaman itiraz etmedik. Orada bir sorunumuz yok. Bunları kendi halkımızdan saklıyoruz, BBC'den öğreniyoruz. Bir Başbakan kendi halkına yalan söyleyebilir mi? Siz Amerika'da başka ülkenin askerlerinin konuşlandığını duydunuz mu? Biz 3. dünya ülkesi miyiz? Orada yasa dışı bir uygulama vardı. Özgür Suriye Ordusu, 'Türkiye'den ayrıldık' diyor. Demek ki buradaydılar'' şeklinde cevap verdi.
Suriye'de yaşanan olaylardan sonra Kilis'e ve Gaziantep'e gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, orada yaşayan halkın mağduriyetini gidermek için kanun teklifi vermeye hazırlandıklarını da sözlerine ekledi.
Gazetecilerin özgürlükleri ile bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de medya özgür değildir. Bu Anayasa'dan kaynaklanmıyor. Darbe anayasalarından kaynaklanıyor. Yeniden düzenlemek istedik ama AK Parti kabul etmedi. Darbe hukukuyla yola çıkıp böyle devam ederseniz samimi değilsiniz demektir. Bir ülkede 100'e yakın gazeteci tutuklu mu olur?'' ifadelerini kullandı.
Afyon'daki patlama ile ilgili de konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bir cephanelikte patlama sıradan bir olay değildir. Böyle bir olay meydana geldiğinde halk aydınlatılır. Bizde ne oldu? Önce vali, sonra bakan, sonra belediye başkanı konuştu.
Biz sorumlu bir parti olarak konunun uzmanlarıyla konuştuk. Varılan ortak kanaat, bunun sabotaj olduğu şeklindeydi. Bir el bombası yere düşmekle patlamaz. Bir el bombası orayı o hale getirmez. Sonra Başbakan garip bir açıklama yaptı. Bir asker meraktan el bombasının pimini çekmiş. Rahmetli Aziz Nesin bile böyle bir mizah düşünemez. Olayın neden olduğu belli değil. Güney Kıbrıs'ta cephanelik infilak etti, bakan istifa etti. Bizde istifa yok. 25 kişi hayatını yitirdi. Hesabını veren yok. Bunlar bizim demokrasimizin kalitesinin zaaflarıdır'' dedi.
Bir soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın, "BDP ile görüşmem'' sözlerini de değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: ''Başbakan BDP ile oturup çay içmişti. Sonra onlardan vazgeçti. Sonra İmralı'yla görüştü. Rahmetli Özal'dan beri terör örgütünün liderleriyle görüşme yapılabilir ancak bir Başbakan, 'İmralı ile görüşürüz' diyemez. Onu söylediği andan itibaren o Başbakanın muhatabı İmralı'dır. Oslo Görüşmelerinde en ağır şekilde eleştirildik. Oslo'da neler konuşuldu, bir kısmı basına yansıdı. Orada bir mutabakat metni hazırlandı. Bizim elimize geçti. Hiçbir televizyon yayınlamadı sözcümüzün açıklamasını. Oslo Görüşmelerinin temel nedeni 15 Haziran'daki seçimlerde PKK'ya eylemsizlik kararı aldırmaktı. Başardılar ancak büyük taviz verdiler. Başbakan, 'Altında imzam yok' diyor. Mutabakat metni devletin temsilcisi tarafından imzalanır. Mutabakat metni ortaya çıktıktan sonra terör neden azdı? Çünkü siz terörü önlemek için masaya oturmadınız, siz AK Parti nasıl iktidar olur, bunun hesabını yaptınız. Şimdi Başbakan terörden yıldı, 2. Oslo başlayabilir. Niyet bu ülkeye barış getirmek değil. Niyet Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Bunu halkın görmesi lazım. Oslo Görüşmelerini barış diye halka yutturmaya çalıştı. Bu anlayışla yola devam ederlerse Türkiye iç savaşa sürüklenebilir. Çözüm yeri Oslo değil, TBMM'dir. Kendi sorunumuzu başkalarına ihale ediyoruz. Başkalarının atına binersiniz atın sahibi ıslık çalığı zaman onun istediği yere gider at. Oturalım masaya çözelim. Oslo Görüşmelerinin vebali AKP'ye aittir. İkdidar partisi sorunlara teslim olmuş, çözüm üretemiyor. Bizim ürettiğimiz çözüme kimse 'yanlış' demiyor. Karanlık süreçlere onay vermeyiz.'' Kılıçdaroğlu'na Başbakana tazminat ödemesi kararının hatırlatılması üzerine ise, ''Başbakan benden çok tazminat aldı. Kalpazanlıkla suçlamıştım onu. Başbakan olarak imza atıp TBMM'ye gönderdiği bir dosya var. Sahte İETT otobüs bileti satma suçundan kalpazanlıkla suçlanıyor. Kendi hakimi görmüyor, bunu kendi imzası var, onu görmüyor. Başbakan gereği için talimat vermiştir, o da bizi mahkum etmiştir. AİHM'ye başvuracağım. Türkiye'de hukuk yok. Normalde o tür bir insan Başbakan olamaz'' ifadelerini kullandı.
Son olarak ekonomiyi değerlendiren CHP Gelen Başkanı, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: ''Ekonomi konusu önemli. Gazeteleri açıyoruz her şey toz pembe. Türkiye'nin saman ithal edeceği aklınıza gelir miydi? Dünyanın en zengin başbakanlarından biri de Erdoğan. Bir açıklasın ne kadar vergi verdi, bütçesine katkısı nedir. Serveti maşallah çok iyi. Çocuklarının da ne kadar vergi verdiğini açıklasın. Tüyü bitmemiş çocuklar su içerken vergi veriyor bu ülkede. Ben merak ediyorum ne kadar vergi veriyor. "
Kaynak: İHA
Emeks Otel'de gerçekleşen basın toplantısına CHP Kocaeli milletvekilleri, İl Başkanı Yalçın Kuşkan ve Kocaeli'nde yayın yapan gazete ve televizyonların temsilcileri katıldı.
Kılıçdaroğlu, eğitim konusunda eksikleri olduğunu belirttiği ilin işsizlik konusunda da dünya ortalamasının üzerinde bir orana sahip olduğunu, bunu Kocaeli'ne yakıştıramadığını söyledi.
Kocaeli'nde su sorununu çözenlerin sosyal demokratlar olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, çevre sorunlarına el atılması gerektiğini söyledi.
Büyükşehir Belediyesi'nin en büyük geliri elde eden belediyelerden biri olmasına rağmen en borçlu belediye olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ''Kocaeli'ne gelir oluk gibi akıyor'' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun yaptığı kısa konuşmanın ardından soru cevap kısmına geçildi. Kılıçdaroğlu, Apaydın Kampı ile sorulan bir soruya, ''Kocaeli Milletvekili Güneş çok önemli bir görev yaptı. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yabancı askerlerin konuşlandığını Türkiye'ye gösterdi. Neden kampa girmesi yasak? Bu ülkenin topraklarında yabancı askerlerin konuşlanmasına iktidar izin verdi. Bu ancak parlamentonun iznine bağlıdır. Siz nasıl olur da parlamentonun iznini gasp edip buna izin verirsiniz. Türkiye'nin saygınlığına gölge düşmüştür. Biz Suriye'den gelen sivillere hiçbir zaman itiraz etmedik. Orada bir sorunumuz yok. Bunları kendi halkımızdan saklıyoruz, BBC'den öğreniyoruz. Bir Başbakan kendi halkına yalan söyleyebilir mi? Siz Amerika'da başka ülkenin askerlerinin konuşlandığını duydunuz mu? Biz 3. dünya ülkesi miyiz? Orada yasa dışı bir uygulama vardı. Özgür Suriye Ordusu, 'Türkiye'den ayrıldık' diyor. Demek ki buradaydılar'' şeklinde cevap verdi.
Suriye'de yaşanan olaylardan sonra Kilis'e ve Gaziantep'e gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, orada yaşayan halkın mağduriyetini gidermek için kanun teklifi vermeye hazırlandıklarını da sözlerine ekledi.
Gazetecilerin özgürlükleri ile bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de medya özgür değildir. Bu Anayasa'dan kaynaklanmıyor. Darbe anayasalarından kaynaklanıyor. Yeniden düzenlemek istedik ama AK Parti kabul etmedi. Darbe hukukuyla yola çıkıp böyle devam ederseniz samimi değilsiniz demektir. Bir ülkede 100'e yakın gazeteci tutuklu mu olur?'' ifadelerini kullandı.
Afyon'daki patlama ile ilgili de konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bir cephanelikte patlama sıradan bir olay değildir. Böyle bir olay meydana geldiğinde halk aydınlatılır. Bizde ne oldu? Önce vali, sonra bakan, sonra belediye başkanı konuştu.
Biz sorumlu bir parti olarak konunun uzmanlarıyla konuştuk. Varılan ortak kanaat, bunun sabotaj olduğu şeklindeydi. Bir el bombası yere düşmekle patlamaz. Bir el bombası orayı o hale getirmez. Sonra Başbakan garip bir açıklama yaptı. Bir asker meraktan el bombasının pimini çekmiş. Rahmetli Aziz Nesin bile böyle bir mizah düşünemez. Olayın neden olduğu belli değil. Güney Kıbrıs'ta cephanelik infilak etti, bakan istifa etti. Bizde istifa yok. 25 kişi hayatını yitirdi. Hesabını veren yok. Bunlar bizim demokrasimizin kalitesinin zaaflarıdır'' dedi.
Bir soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın, "BDP ile görüşmem'' sözlerini de değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: ''Başbakan BDP ile oturup çay içmişti. Sonra onlardan vazgeçti. Sonra İmralı'yla görüştü. Rahmetli Özal'dan beri terör örgütünün liderleriyle görüşme yapılabilir ancak bir Başbakan, 'İmralı ile görüşürüz' diyemez. Onu söylediği andan itibaren o Başbakanın muhatabı İmralı'dır. Oslo Görüşmelerinde en ağır şekilde eleştirildik. Oslo'da neler konuşuldu, bir kısmı basına yansıdı. Orada bir mutabakat metni hazırlandı. Bizim elimize geçti. Hiçbir televizyon yayınlamadı sözcümüzün açıklamasını. Oslo Görüşmelerinin temel nedeni 15 Haziran'daki seçimlerde PKK'ya eylemsizlik kararı aldırmaktı. Başardılar ancak büyük taviz verdiler. Başbakan, 'Altında imzam yok' diyor. Mutabakat metni devletin temsilcisi tarafından imzalanır. Mutabakat metni ortaya çıktıktan sonra terör neden azdı? Çünkü siz terörü önlemek için masaya oturmadınız, siz AK Parti nasıl iktidar olur, bunun hesabını yaptınız. Şimdi Başbakan terörden yıldı, 2. Oslo başlayabilir. Niyet bu ülkeye barış getirmek değil. Niyet Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Bunu halkın görmesi lazım. Oslo Görüşmelerini barış diye halka yutturmaya çalıştı. Bu anlayışla yola devam ederlerse Türkiye iç savaşa sürüklenebilir. Çözüm yeri Oslo değil, TBMM'dir. Kendi sorunumuzu başkalarına ihale ediyoruz. Başkalarının atına binersiniz atın sahibi ıslık çalığı zaman onun istediği yere gider at. Oturalım masaya çözelim. Oslo Görüşmelerinin vebali AKP'ye aittir. İkdidar partisi sorunlara teslim olmuş, çözüm üretemiyor. Bizim ürettiğimiz çözüme kimse 'yanlış' demiyor. Karanlık süreçlere onay vermeyiz.'' Kılıçdaroğlu'na Başbakana tazminat ödemesi kararının hatırlatılması üzerine ise, ''Başbakan benden çok tazminat aldı. Kalpazanlıkla suçlamıştım onu. Başbakan olarak imza atıp TBMM'ye gönderdiği bir dosya var. Sahte İETT otobüs bileti satma suçundan kalpazanlıkla suçlanıyor. Kendi hakimi görmüyor, bunu kendi imzası var, onu görmüyor. Başbakan gereği için talimat vermiştir, o da bizi mahkum etmiştir. AİHM'ye başvuracağım. Türkiye'de hukuk yok. Normalde o tür bir insan Başbakan olamaz'' ifadelerini kullandı.
Son olarak ekonomiyi değerlendiren CHP Gelen Başkanı, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: ''Ekonomi konusu önemli. Gazeteleri açıyoruz her şey toz pembe. Türkiye'nin saman ithal edeceği aklınıza gelir miydi? Dünyanın en zengin başbakanlarından biri de Erdoğan. Bir açıklasın ne kadar vergi verdi, bütçesine katkısı nedir. Serveti maşallah çok iyi. Çocuklarının da ne kadar vergi verdiğini açıklasın. Tüyü bitmemiş çocuklar su içerken vergi veriyor bu ülkede. Ben merak ediyorum ne kadar vergi veriyor. "