İstihdam ve Sosyal Güvenlikte Cinsiyet Eşitliği Paneli

Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, "Ülkemizde kadınlarımız adete toprağın altındaki işlenmemiş petrol kuyuları gibi ve biz bunları kullanmıyoruz" dedi.

SGK'da gerçekleştirilen İstihdam ve Sosyal Güvenlikte Cinsiyet Eşitliği Paneli'nde konuşan Asan, demokrasinin güçlenmesinin kadının güçlenmesiyle mümkün olacağını söyledi.

Asan, Türkiye'de yasalardaki eşitlikçi yapıya rağmen, ev ve aile ilişkilerinin kadınlar üzerinden yürümesi, kadınların çalışmamasına ilişkin toplumsal kanaat, kadınların iş piyasasının gerektirdiği nitelikleri kazanamaması gibi nedenlerle kadınların çalışma yaşamına katılımının düşük olduğunu ifade etti.

"Ülkemizde kadınlarımız adeta toprağın altındaki işlenmemiş petrol kuyuları gibi ve biz bunları kullanmıyoruz" diyen Asan, kullanmamayla ilgili sorunları çözücü mekanizmaların derhal devreye sokulması gerektiğini vurguladı. Kadının iş gücüne katılımının mutlaka sağlanması gerektiğine dikkati çeken Asan, ''Kalkınmak istiyorsak kadınlar artık evde oturmayacak'' dedi.

Kadın istihdamındaki eşitsiz durumunun sosyal güvenlikte de kendini gösterdiğini vurgulayan Aşkın Asan, ''İstihdamda yer alan her 100 kadından 57.8 herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmadan çalışıyor. Bunların yüzde 60'ı ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlardan oluşuyor'' dedi.

"KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANINI YÜZDE 75'E YÜKSELTMEYİ HEDEFLİYORUZ" Panelde bir konuşma yapan SGK Başkanı Fatih Acar ise Türkiye'de kadının istihdama katılımının istenen seviyede olmadığını belirterek, AB 2020 stratejisinde üye ülkelerdeki kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 75'e yükseltilmesinin hedeflendiğini söyledi.

Geçen yıl AB ülkelerinde kadınların istihdama katılım oranının yüzde 62,3 olduğu belirten Acar, Türkiye'de bu oranın 2012 yılı Haziran ayı itibarıyla yüzde 27,7 olduğunu ifade etti.

Acar, ''Bu durumun temel nedenleri arasında cinsiyetler arası ücret seviyesindeki farklılıklar, kadınların kayıt dışı ve ücretsiz aile işçisi olarak çalıştırılmaları, kadınların maliyet ve ulaşılabilirlik yönünden uygun bakım hizmetleri ve sosyal hizmetlerin eksikliği, geleneksel iş yükü, cinsiyet ayrımcılığı, toplumdaki erkek egemen bakış açısı gibi unsurlar sayılabilmektedir. Sosyal güvenlik yönünden, kadınların erkeklere göre düşük ücretlerle istihdama dahil edilmeleri, kurumumuzca bu kişilere bağlanan aylıkların düşük seviyede kalmasına ve kadın yoksulluğunun döngüsel hale gelmesine neden olmaktadır. Ayrıca kadının toplumsal yapıdan kaynaklanan ailedeki çocuk ve yaşlılara bakma yönündeki geleneksel görevi sürekli istihdamda kalmasını engellemektedir" diye konuştu

Kaynak: İHA