Kanuni'nin Yaptırdığı 500 Yıllık Cami Talandan Kurtuluyor
Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük beldesinde, Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında yaptırdığı yaklaşık 500 yıllık cami ile han, define avcılarının talanından kurtuluyor.
Mülkiyet sorunu nedeniyle yıllarca atıl durumda kalarak, adeta kaderine terk edilen tarihî yapıtta, Muğla Valiliği'nce ayrılan ödenekle restorasyon, rölöve ve restitüsyon çalışmalarına başlanacak. Yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan çalışmaların ardından ocak ayında projenin hazırlanacağı bildirildi.
Bozüyük Belediye Başkanı Yaşar Gencel, Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı tarihî cami ile hanın, define avcıları tarafından sürekli talan edildiğini belirterek, caminin girişinde yer alan kitabenin bile kimliği belirsiz kişilerce çalındığını söyledi.
Kanuni'nin, 1522'de Bozüyük'ten geçerek Rodos seferine çıktığını, tekrar aynı güzergâhtan İstanbul'a döndüğünü anlatan Gencel, ''Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne göre Kanuni, 1522'de Bozüyük'ten geçtiği esnada buraya bir cami ve han yapılmasını istemiş, otağını ise caminin bulunduğu noktaya bir ok atımı mesafeye kurmuş. Rodos seferi sırasında bir rivayete göre 80 bin kişilik ordu burada konaklamış. Bizim bölgemizde çok fazla Osmanlı eseri bulunmuyor. Daha ziyade eski eserler üzerine kondurulmuş bir takım şeyler var. Ama bu cami ve han, gerçekten Osmanlı eseri.'' dedi.
Yaşar Gencel, caminin yaklaşık 200 yıldır ibadete kapalı olduğuna işaret ederek, define avcılarının, caminin minberi ile değişik noktalarına çukurlar açtıklarını kaydetti.
Definecilerin, caminin temeline kadar indiklerine dikkati çeken Gencel, ''İnsan, definecilerin tarihe saygısızlıklarından utanç duyuyor. Bölgedeki farklı dönemlere ait eserler gibi bu camiye de sahip çıkılacak ve ilk yapıldığı günlerdeki muhteşem güzelliğine kavuşacak. Defineciler, ayrıca İpek Yolu'nun kavşak noktası olan yaklaşık bin yıllık bir köprüyü de define aramak amacıyla adeta parçalamışlar. Uyarılarımıza rağmen köprünün olduğu noktaya çöp ve moloz dökülmüş. Bu eserlerin tarihsel duyarlılık içinde gelecek nesillere taşınması lazım.'' diye konuştu.
Gencel, beldenin adını da Kanuni Sultan Süleyman'ın koyduğunu belirterek, ''Bunu tarihçilerden öğrendik. Bizim önceliğimiz, bu tarihi eseri, yapıldığı dönemdeki ihtişamlı haline yeniden kavuşturmak. Tapu kayıtlarında yaptığımız incelemede, caminin bulunduğu arazinin tapusunun bir vatandaşa verildiğini ortaya çıkardık. Arazi sahibinin yakınlarıyla görüşülmesi için belediye encümenine yetki aldım. Buranın tapusu Hacı Salih Saral'ın mirasçılarına ait. 28 bin 500 metrekarelik alanın dört mirasçısı bulunuyordu. Yaptığımız görüşmelerde her mirasçıya 40 bin TL vererek, mülkiyet sorunu çözdük.'' açıklamasında bulundu.Mülkiyet sorununun geçen yıl çözülmesine rağmen tarihî cami ve hanın restore, rölöve ve restitüsyon çalışmalarını yıl sonuna kadar yetiştiremediklerini ifade eden Gencel, şunları söyledi: "Muğla Valimiz Fatih Şahin restore çalışmasını onayladı. Çalışmalar için 142 bin lira ödenek ayrıldı. Süratle çalışmalara başlayarak, altı ay içerisinde bitirip hiç değilse yetiştirebilirsek yıl başında da projeleri hazır hale getirmeyi hedefliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da bu işin içinde yer almasını istiyoruz. Burayı bir an önce kültür turizmine kazandırmamız gerekiyor. Tarihe olan vefa borcumuz, gelecek nesillere olan borcumuz bizi buna zorluyor. Burayı en kısa sürede yaptırmazsak, çökecek."
Bozüyük Belediye Başkanı Yaşar Gencel, Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı tarihî cami ile hanın, define avcıları tarafından sürekli talan edildiğini belirterek, caminin girişinde yer alan kitabenin bile kimliği belirsiz kişilerce çalındığını söyledi.
Kanuni'nin, 1522'de Bozüyük'ten geçerek Rodos seferine çıktığını, tekrar aynı güzergâhtan İstanbul'a döndüğünü anlatan Gencel, ''Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne göre Kanuni, 1522'de Bozüyük'ten geçtiği esnada buraya bir cami ve han yapılmasını istemiş, otağını ise caminin bulunduğu noktaya bir ok atımı mesafeye kurmuş. Rodos seferi sırasında bir rivayete göre 80 bin kişilik ordu burada konaklamış. Bizim bölgemizde çok fazla Osmanlı eseri bulunmuyor. Daha ziyade eski eserler üzerine kondurulmuş bir takım şeyler var. Ama bu cami ve han, gerçekten Osmanlı eseri.'' dedi.
Yaşar Gencel, caminin yaklaşık 200 yıldır ibadete kapalı olduğuna işaret ederek, define avcılarının, caminin minberi ile değişik noktalarına çukurlar açtıklarını kaydetti.
Definecilerin, caminin temeline kadar indiklerine dikkati çeken Gencel, ''İnsan, definecilerin tarihe saygısızlıklarından utanç duyuyor. Bölgedeki farklı dönemlere ait eserler gibi bu camiye de sahip çıkılacak ve ilk yapıldığı günlerdeki muhteşem güzelliğine kavuşacak. Defineciler, ayrıca İpek Yolu'nun kavşak noktası olan yaklaşık bin yıllık bir köprüyü de define aramak amacıyla adeta parçalamışlar. Uyarılarımıza rağmen köprünün olduğu noktaya çöp ve moloz dökülmüş. Bu eserlerin tarihsel duyarlılık içinde gelecek nesillere taşınması lazım.'' diye konuştu.
Gencel, beldenin adını da Kanuni Sultan Süleyman'ın koyduğunu belirterek, ''Bunu tarihçilerden öğrendik. Bizim önceliğimiz, bu tarihi eseri, yapıldığı dönemdeki ihtişamlı haline yeniden kavuşturmak. Tapu kayıtlarında yaptığımız incelemede, caminin bulunduğu arazinin tapusunun bir vatandaşa verildiğini ortaya çıkardık. Arazi sahibinin yakınlarıyla görüşülmesi için belediye encümenine yetki aldım. Buranın tapusu Hacı Salih Saral'ın mirasçılarına ait. 28 bin 500 metrekarelik alanın dört mirasçısı bulunuyordu. Yaptığımız görüşmelerde her mirasçıya 40 bin TL vererek, mülkiyet sorunu çözdük.'' açıklamasında bulundu.Mülkiyet sorununun geçen yıl çözülmesine rağmen tarihî cami ve hanın restore, rölöve ve restitüsyon çalışmalarını yıl sonuna kadar yetiştiremediklerini ifade eden Gencel, şunları söyledi: "Muğla Valimiz Fatih Şahin restore çalışmasını onayladı. Çalışmalar için 142 bin lira ödenek ayrıldı. Süratle çalışmalara başlayarak, altı ay içerisinde bitirip hiç değilse yetiştirebilirsek yıl başında da projeleri hazır hale getirmeyi hedefliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da bu işin içinde yer almasını istiyoruz. Burayı bir an önce kültür turizmine kazandırmamız gerekiyor. Tarihe olan vefa borcumuz, gelecek nesillere olan borcumuz bizi buna zorluyor. Burayı en kısa sürede yaptırmazsak, çökecek."