Deniz Feneri Derneği Başkanı: Almanya’daki Dernek Biz Değiliz

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Deniz Feneri E.V. iddianamesini İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermesinin ardından Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz basın mensuplarının konuyla ilgili sorularını cevapladı

Almanya’daki Deniz Feneri E.V. ile Türkiye’dekinin farklı olduğunu ifade eden Cengiz, “Kurumumuzu, Ergenekon’un yargılanma sürecinde rövanş olarak oturttular. Bilinçli bir şekilde Deniz Feneri’nin üzerine geldiler.” dedi.

Aralarında Zahid Akman’ın da bulunduğu 20 sanık hakkında iddianame hazırlanmış, iddianamenin gönderildiği Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi suçun işlendiği yerin İstanbul olduğunu belirterek yetkisizlik kararı vermişti. İstanbul’a gelen iddianame İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi inceledikten sonra kabul ederse dava açılmış olacak. Mahkemenin, kendilerinin görevli olmadığını belirtmesi durumunda ise dosya uyuşmazlığa gidecek ve Yargıtay iddianameye bakarak mahkemeyi belirleyecek. Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Cengiz, derneğin düzenlemiş olduğu iftar yemeğinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Derneğin amacının insani yardım olduğunu belirten Cengiz, “Almanya’da benzer isimli bir kuruluşla ilgili 2007 yılında bir yargı süreci yaşandı ve Almanya’daki yargılama süreci bitirilidi. Fakat Alman yargıç hükmü açıklarken, sihirli bir söz kullanarak şöyle dedi: ‘Bu davanın faillerinin bir kısmı Türkiye'dedir.’ Mahkemenin bu sözü Türkiye’deki savcıları harekete geçirdi. Bazı medya kuruluşları Almanya’daki yargı sürecini takip ettiler ve Türkiye’ye bu pas atıldıktan sonra ciddi bir kampanya yürüttüler.” diye konuştu.

CHP ve İşçi Partisi’nin Türkiye Deniz Feneri hakkında da suç ihbarında bulunduğunu aktaran Cengiz, İhbarda, “Almanya’daki Deniz Feneri davasıyla beraber, Türkiye’deki Deniz Feneri de bu suça iştirak etmiştir. Biz Türkiye’deki Deniz Feneri hakkında da suç ihbarında bulunuyoruz.” denildiğini dile getirdi. Yargılama sürecinin 2008 yılından, 9 Nisan 2012 yılına kadar devam ettiğini ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 9 Nisan 2012 tarihinde Türkiye Deniz Feneri hakkında takipsizlik kararı verdiğini kaydeden Cengiz, “Yine bu soruşturma kapsamında Almanya Deniz Feneri E.V. ile ilgili yöneticiler ve bağlantılı kişilerle ilgili dosyayı ayırmak suretiyle iddianame hazırlandı. İşçi Partisi’nin avukatı Türkiye Deniz Feneri ile alakalı takipsizlik kararına itiraz etti. Yaklaşık 2 hafta önce Ankara Sincan Ağır Ceza Mahkemesi takipsizlik kararına yapılan itirazı reddetmek suretiyle Türkiye Deniz Feneri ile ilgili hukuki süreci yargıdan kaldırmış oldu. Yani Türkiye Deniz Feneri Derneği ile ilgili yargı kararı neticelenmiş oldu.” ifadelerini kullandı.

"DENİZ FENERİNİ ERGENEKON'UN RÖVANŞINA OTURTTULAR"

Kendi derneklerine çamur atıldığını ve planlı bir propaganda yürütüldüğünü söyleyen Cengiz, “Bu propagandada CHP, İşçi Partisi ve Doğan Medya Grubu vardı, Ergenekon terör örgütü vardı. 2008 yılından itibaren Deniz Feneri Derneği’ni sembol haline getirdiler. Ergenekon davasının yargılama sürecinin rövanşı olarak oturttular. Bu süreç içinde Ergenekon ve medyanın bir kısmı ile bazı siyasi kesim çok ciddi işbirliği içindeler. Almanya’daki Deniz Feneri davası ile Türkiye’deki Deniz Feneri davasının farklı olduğu, topluma anlatılamadı. Umarım gerçekler kamuoyunca fark edilir.” şeklinde konuştu.