Ergenekon Sanığı, Heyecandan Ellerinin Titremesine Engel Olamadı
Ergenekon davasında savcı Mehmet Ali Pekgüzel, önce üst üste sorular sorduğu sanık Bekir Çelik'e, daha sonra da "Bir hastalığınız mı var? Elleriniz titriyor da." diye sordu. Hastalığının bulunmadığını belirten Çelik, böyle bir durumla ilk kez karşılaştığı için heyecandan ellerinin titrediğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında tutuksuz sanık Bekir Çelik, Ermeni cemaati lideri Minas Durmazgüler'e suikast girişimi iddialarını reddettiğini söyledi.
Savunmasının ardından Çelik, savcı Pekgüzel'in sorularını cevapladı.Sanık Çelik, yargılandığı dava ile ilgili gözaltına alındığında üzerinde bulunan kalem silahın suikast silahı olduğunu bilmediğini söyledi.
Çelik, bu suikast silahının Ermeni cemaati lideri Minas Durmazgüler'e suikast yapmak amacıyla kendisinde bulunduğu iddialarını da kabul etmediğini dile getirdi. Çelik'in, silahı Adnan isimli bir arkadaşının 2006 yılında kendisine hediye ettiğini belirtmesi üzerine savcı Pekgüzel bu arkadaşının soyadını sordu. Ancak Çelik, üzerinden çok zaman geçtiğini, bu arkadaşının da rahmetli olduğunu belirterek, soyadını sorma gereği duymadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin, "Arkadaşınız silahı size verirken suikast silahı olduğunu söyledi mi? Böyle bir özelliği bulunduğundan bahsetti mi?" diye sordu. Çelik, böyle özelliği bulunduğu şeklinde bir ifadesi olmadığını söyledi.
Özese'nin soruları üzerine Çelik, bu silahın tek mermisi olduğunu, denemek için patlatmaya çalıştığını, ancak o merminin de patlamadığını belirtti.
Çelik, bu nedenle silahı iade etmeyi düşündüğünü, ancak Adnan isimli arkadaşı ile bir araya gelebilecekleri bir ortam oluşmadığını söyledi.
Kendisine yöneltilen sorular karşısında Çelik'in zaman zaman cevap vermekte zorlandığı gözlendi. Pekgüzel'in "Bir hastalığınız var mı?" şeklindeki sorusuna Çelik "Yok" cevabını verdi. Pekgüzel'in "Elleriniz titriyor da" hatırlatması üzerine Çelik, "Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorum. Heyecanlandım." cevabını verdi.Sivas'ta 1994 yılından 2001 yılına kadar ülkü ocağı başkanlığı yaptığını belirten Çelik, kendisinden sonra da ocak başkanlığına dava sanıklarından Oğuz Bulut'un geçtiğini söyledi.
Savunmasının ardından Çelik, savcı Pekgüzel'in sorularını cevapladı.Sanık Çelik, yargılandığı dava ile ilgili gözaltına alındığında üzerinde bulunan kalem silahın suikast silahı olduğunu bilmediğini söyledi.
Çelik, bu suikast silahının Ermeni cemaati lideri Minas Durmazgüler'e suikast yapmak amacıyla kendisinde bulunduğu iddialarını da kabul etmediğini dile getirdi. Çelik'in, silahı Adnan isimli bir arkadaşının 2006 yılında kendisine hediye ettiğini belirtmesi üzerine savcı Pekgüzel bu arkadaşının soyadını sordu. Ancak Çelik, üzerinden çok zaman geçtiğini, bu arkadaşının da rahmetli olduğunu belirterek, soyadını sorma gereği duymadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin, "Arkadaşınız silahı size verirken suikast silahı olduğunu söyledi mi? Böyle bir özelliği bulunduğundan bahsetti mi?" diye sordu. Çelik, böyle özelliği bulunduğu şeklinde bir ifadesi olmadığını söyledi.
Özese'nin soruları üzerine Çelik, bu silahın tek mermisi olduğunu, denemek için patlatmaya çalıştığını, ancak o merminin de patlamadığını belirtti.
Çelik, bu nedenle silahı iade etmeyi düşündüğünü, ancak Adnan isimli arkadaşı ile bir araya gelebilecekleri bir ortam oluşmadığını söyledi.
Kendisine yöneltilen sorular karşısında Çelik'in zaman zaman cevap vermekte zorlandığı gözlendi. Pekgüzel'in "Bir hastalığınız var mı?" şeklindeki sorusuna Çelik "Yok" cevabını verdi. Pekgüzel'in "Elleriniz titriyor da" hatırlatması üzerine Çelik, "Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorum. Heyecanlandım." cevabını verdi.Sivas'ta 1994 yılından 2001 yılına kadar ülkü ocağı başkanlığı yaptığını belirten Çelik, kendisinden sonra da ocak başkanlığına dava sanıklarından Oğuz Bulut'un geçtiğini söyledi.