Cizre’de Mustazaf-der'in Kapatılması, Basın Açıklaması İle Kınandı

Şırnak’ın Cizre ilçesinde Mustazaflar ile Dayanışma Derneğinin kapatılması, kitlesel basın açıklaması ile kınandı.

Cizre’de Mustazaf-der'in Kapatılması, Basın Açıklaması İle Kınandı
Cizre’de Orhan Doğan Caddesi Hükümet Konağı önünde organize edilen Kitlesel Basın açıklamasında Mustazaflar ile Dayanışma Derneği üyeleri ve yöneticileri, yapılan basın açıklaması ile derneklerinin kapatılmasını kınadı. Basın açıklaması, Kuran-ı Kerim’in okunması ile başladı.

Akabinde Batman Hür-Der Şube Başkanı Av.Zekeriya Yapıcıoğlu ve Mustazaflar Cemiyeti Genel Başkanı Abdurrahim Cens, kalabalığa hitaben kısa bir konuşma yaptı.

Daha sonra basın açıklamasını okuyan Cami Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şakir İşlek, ”1 Eylül 2004 tarihinde kurulan Mustazaflar ile Dayanışma Derneği, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce kapatılmasına hükmedilmiş ve ilgili karar Yargıtay tarafından onanmıştır. Halbuki derneğimiz tüzüğünde belirttiği ilkelerden taviz vermeden her koşulda mazlum ve mustazaf halkımızın yanında yer almış, hakkın emrinde halka hizmette hiçbir zaman geri durmamıştır” dedi.

İşlek açıklamasında, ”Gerek mağdur, muhtaç ve kimsesizlere yardım yapmak, çocuklara Kur’an-ı Kerim’i öğretmek ve Namaz kılmaya teşvik etmek için seminerler vermek, Başörtülü öğrencilere sahip çıkmak, başörtüsü yasağına karşı protesto gösterileri düzenlemek, sağlık alanında hizmetlerde bulunmak, Peygambere ve Kur’an’a yapılan hakaret ve çirkin saldırıları tel’in mitingleri düzenlemek, Şeyh Sait ve arkadaşlarına iade-i itibar kampanyası düzenlemek, Halepçe katliamını anmak, Filistin’e destek mitingleri düzenlemek ve en önemlisi de milyonları kutlu doğum yani Mevlit etkinliklerinde buluşturmak.Peki, soruyoruz camiamızın bu hayırlı hizmetlerinin neresinde suç teşkil edecek bir fiil veya suç sayılacak bir unsur vardır. Bediûzzaman 35 yıl sürgün ve hapis hayatı yaşadı, 20 kez zehirlendi. Yazdığı kitap nedeniyle yine aynı zihniyet İskilipli Atıf hoca’yı idama götürdüler, Şeyh Sait ve 47 arkadaşı idam edildi, camileri, ahır, samanlık ve askeri kışlaya çevirdil. Ezanın Arapça okunmasını yasakladılar. Laiklik adına din, inanç alanında dine aykırı reform yaptılar. İstiklal mahkemelerinin verdiği hükümlerle Müslüman halka karşı yaptığı soykırımlar, cinayetler, ayaklar altında çiğnenen mukaddesat ve hürmetler, bütün bu cürümü zamanın egemenleri devletin eliyle yaptılar. Maalesef hala birileri devlet eliyle bu geleneği farklı bir şekilde devam ettirmek istiyor" dedi.

Hukuksuzluğun bile bir sınırı olması gerektiğini ifade eden Cami Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şakir İşlek, ”hür ve demokrasi ortam anlayışından bahsedenler artık kime inandıracaklar. Böyle bir hukuk sisteminin ve yargı anlayışının, demokratik bir sistem ve anlayış olabileceği düşünülebilir mi? Bu zihniyette belirleyici olan normların, evrensel hukuk normları değil de ideolojik kaygılar olmadığını kime inandırabilirsiniz? Bu hukuksuz uygulamayla yargının siyasallaştığı yönündeki iddialara büyük ölçüde haklılık kazanıp şüphe bırakmamaktadır. Bu hukuksuz kararları alanları ne toplum nede tarih af etmeyecektir” diye konuştu.

Cizre’de tekbirlerin getirildiği, sloganların atıldığı, pankartların açıldığı kitlesel basın açıklamasının ardından kalabalık, olaysız bir şekilde dağıldı .
Kaynak: İHA