Şuurlu Öğretmenler Derneği Bölge Eğitim Semineri Erzurum’da Yapıldı
Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Bölge Eğitim Semineri Erzurum’da yapıldı.
Erzurum dernek merkezinde yapılan toplantıya ÖĞ-DER Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Aydın, İsa Bakaç, Mustafa Demir, İsmail Baldan’ın yanı sıra Erzurum ve ilçeleri, Bayburt, Kars ve Erzincan Şube Başkanları ve yöneticileri katıldı.
Dernek çalışmaları ve eğitim sorunlarının ele alındığı toplantıda eğitim sistemindeki son değişiklikler değerlendirilirken sistemin şeklinden çok ruhunun önemli olduğu vurgulandı.
"EĞİTİMDE ÖZE DÖNÜLMELİ"
Toplantı açılış konuşması yapan ÖĞ-DER Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, bugün dünyada ve Türkiye’de okuyan çocukların ve neslin bunalım içerisinde olduğunu, kötü madde bağımlılığının,zararlı alışkanlıkların ilköğretime kadar girdiğini belirterek, eğitimcilere büyük görevler düşüyor.Okullarda öğretimin yanında mutlaka eğitim yapılmasını,yıl sonunda mezuniyet töreni adı altında gayrı ahlaki durumların olmaması gerektiğini söyledi.
İkinci, “Projesinin ismi Fatih olmakla fatihler yetişmez.program ve müfredatlar Fatihi yetiştiren özellikte ve içerikte olmalıdır” dedi.
Toplantıda bir konuşma yapan Mustafa Aydın, “Eğitimde asıl meselenin “çocukların kalbine ne koyacağız” sorusuna verilecek cevapta saklıdır. Dindar gençlik materyalist eğitimle yetişmez” Dedi.
Aydın, eğitim sistemi ile ilgili olarak şunları kaydetti, “İslam, ülkemizde uygulanan eğitim nizamının dışında tutulmaktadır. Bu Lozan’da İnönü tarafından Hayım Nahum´un katkısıyla batılılara verilmiş bir sözdür. Eğitimde İslam’a uygulanan bu ambargo kaldırılmalıdır. Batı medeniyetinin üstün medeniyet olduğu saçmalığı terk edilmeli, kendi medeniyetimizin üstün medeniyet olduğu benimsenmelidir. Eğitim müfredatları İslam gözetilerek yeniden hazırlanmalıdır. Okul kitapları bu anlayışla yeniden yazılmalıdır. Gazali, Feridüddin Attar, Mevlana, Sadi Şirazi, İbni Sina, Harezmî, Battani, Kınalızade Ali Efendi, Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya okul kitaplarında yer verilmelidir.Yaratılış gerçeğini reddeden Darvin masalı ders kitaplarından kaldırılmalıdır. Ali Kuşçu müfredatı incelenmelidir. Laiklik mefhumu bu zamana kadar hep din karşıtlığı olarak yorumlanmıştır.
Bu yorum dünyada laiklik uygulamalarına aykırıdır. Anayasanın ruhuna aykırıdır. Laiklik onu yanlış yorumlayanların elinden alınmalı ve dinsizliğe, ahlaksızlığa, çürümüşlüğe engel olmanın mefhumu olarak algılanmalıdır. Karma eğitim kaldırılmalı, bu yapılamıyorsa velilere tercih imkânları sunulmalı ve evde eğitime fırsat verilmelidir. Eğitimde 4+4+4 sistemini şekil olarak olumlu buluyoruz. Kabul edilen seçmeli Kuran ve Siyer derslerinin mecburi olmasından yanayız. İlk dört yıldan sonra, hafızlık müessesesinin canlanmasını sağlamak maksadıyla Kuran Kurslarına yönlendirme imkânı sağlanmalı ve ikinci dört yılın müfredatını bu kurslarda tamamlama imkânı sağlanmalıdır. Kanada´da ve benzeri ülkelerde bunun başarılı örnekleri vardır. Özel İmam Hatip Lisesi açmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Okullarda mescit açma yasağı kaldırılmalıdır. Bu yasak Anayasa aykırıdır. Cuma günü mesai, öğretmen ve öğrencilerin rahatça namaza gitmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Eğitim ve ilim dili olarak Latince terk edilmeli, yeniden Türkçe eğitim ve ilim dili olarak benimsenmelidir. Bu ve benzeri önerilerimiz dikkate alınmadan yapılacak her türlü değişiklik göz boyamaktan başka bir işe yaramayacaktır. İktidar ve eğitim yöneticileri Allah’ın rızasını kazanmak, Müslüman halkın duasını almak istiyorlarsa yapılacak değişiklikleri kınayanın kınamasına aldırmadan önce ahlak ve maneviyat eksenli yapmak zorundadırlar.”
Kaynak: İHA
Dernek çalışmaları ve eğitim sorunlarının ele alındığı toplantıda eğitim sistemindeki son değişiklikler değerlendirilirken sistemin şeklinden çok ruhunun önemli olduğu vurgulandı.
"EĞİTİMDE ÖZE DÖNÜLMELİ"
Toplantı açılış konuşması yapan ÖĞ-DER Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, bugün dünyada ve Türkiye’de okuyan çocukların ve neslin bunalım içerisinde olduğunu, kötü madde bağımlılığının,zararlı alışkanlıkların ilköğretime kadar girdiğini belirterek, eğitimcilere büyük görevler düşüyor.Okullarda öğretimin yanında mutlaka eğitim yapılmasını,yıl sonunda mezuniyet töreni adı altında gayrı ahlaki durumların olmaması gerektiğini söyledi.
İkinci, “Projesinin ismi Fatih olmakla fatihler yetişmez.program ve müfredatlar Fatihi yetiştiren özellikte ve içerikte olmalıdır” dedi.
Toplantıda bir konuşma yapan Mustafa Aydın, “Eğitimde asıl meselenin “çocukların kalbine ne koyacağız” sorusuna verilecek cevapta saklıdır. Dindar gençlik materyalist eğitimle yetişmez” Dedi.
Aydın, eğitim sistemi ile ilgili olarak şunları kaydetti, “İslam, ülkemizde uygulanan eğitim nizamının dışında tutulmaktadır. Bu Lozan’da İnönü tarafından Hayım Nahum´un katkısıyla batılılara verilmiş bir sözdür. Eğitimde İslam’a uygulanan bu ambargo kaldırılmalıdır. Batı medeniyetinin üstün medeniyet olduğu saçmalığı terk edilmeli, kendi medeniyetimizin üstün medeniyet olduğu benimsenmelidir. Eğitim müfredatları İslam gözetilerek yeniden hazırlanmalıdır. Okul kitapları bu anlayışla yeniden yazılmalıdır. Gazali, Feridüddin Attar, Mevlana, Sadi Şirazi, İbni Sina, Harezmî, Battani, Kınalızade Ali Efendi, Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya okul kitaplarında yer verilmelidir.Yaratılış gerçeğini reddeden Darvin masalı ders kitaplarından kaldırılmalıdır. Ali Kuşçu müfredatı incelenmelidir. Laiklik mefhumu bu zamana kadar hep din karşıtlığı olarak yorumlanmıştır.
Bu yorum dünyada laiklik uygulamalarına aykırıdır. Anayasanın ruhuna aykırıdır. Laiklik onu yanlış yorumlayanların elinden alınmalı ve dinsizliğe, ahlaksızlığa, çürümüşlüğe engel olmanın mefhumu olarak algılanmalıdır. Karma eğitim kaldırılmalı, bu yapılamıyorsa velilere tercih imkânları sunulmalı ve evde eğitime fırsat verilmelidir. Eğitimde 4+4+4 sistemini şekil olarak olumlu buluyoruz. Kabul edilen seçmeli Kuran ve Siyer derslerinin mecburi olmasından yanayız. İlk dört yıldan sonra, hafızlık müessesesinin canlanmasını sağlamak maksadıyla Kuran Kurslarına yönlendirme imkânı sağlanmalı ve ikinci dört yılın müfredatını bu kurslarda tamamlama imkânı sağlanmalıdır. Kanada´da ve benzeri ülkelerde bunun başarılı örnekleri vardır. Özel İmam Hatip Lisesi açmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Okullarda mescit açma yasağı kaldırılmalıdır. Bu yasak Anayasa aykırıdır. Cuma günü mesai, öğretmen ve öğrencilerin rahatça namaza gitmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Eğitim ve ilim dili olarak Latince terk edilmeli, yeniden Türkçe eğitim ve ilim dili olarak benimsenmelidir. Bu ve benzeri önerilerimiz dikkate alınmadan yapılacak her türlü değişiklik göz boyamaktan başka bir işe yaramayacaktır. İktidar ve eğitim yöneticileri Allah’ın rızasını kazanmak, Müslüman halkın duasını almak istiyorlarsa yapılacak değişiklikleri kınayanın kınamasına aldırmadan önce ahlak ve maneviyat eksenli yapmak zorundadırlar.”