Yeni teşvik sistemiyle cari açığı önlemeye çalışacağız
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''Getirdiğimiz yeni teşvik sistemiyle, stratejik yatırımlarda Türkiye'nin yüzde 50'sinden fazlasını ithalat yoluyla karşıladığı tüm ürünleri yüksek bir katma değerin üzerinde ülkede yapan yatırımlar, hangi ilde olursa olsun aynı teşvikten faydalanacak'' dedi.
Çağlayan, Eskişehir Ticaret Odası Meclis Salonu'nda düzenlenen ''Eskişehir Ekonomisinin Öncelikleri ve 2023 Hedefleri'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, bakanlık olarak 2 yıldır Girdi Tedarik Stratejisi projesi üzerinde durduklarını hatırlattı.
Bu konuda ithalata konu olan bütün ürünleri tek tek çalıştıklarını ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:
''Demir-çelik, otomotiv, tekstil, tarım, makine ve kimya... Gördük ki Türkiye'de ithalata bağımlılık ihracatçıdan değil, maalesef sanayiden kaynaklanıyor. Ben de sanayiciyim. 100 milyar dolarlık malın Türkiye'de olduğu halde dışarıdan ithal edilmesinin sebeplerinden biri budur. İkincisi ise geçmiş dönem Merkez Bankası başkanının son derece hatalı faiz politikasıdır ve Türkiye'yi faiz lobisine teslim etmesinden kaynaklanmıştır. Türk Lirası'nın aşırı değerlenmesinden ortaya çıkmıştır. Ama diğer taraftan da sanayinin gerek teknoloji gerek kapasite anlamında Türk sanayisine yön verememesinden kaynaklanmıştır.''
-''Yeni teşvik sistemiyle cari açığı önlemeye çalışacağız''-
Çağlayan, yeni teşvik sistemine ilişkin şunları kaydetti:
''Yeni teşvik sistemi 4 bacaklı olacak. Mevcut sistemdeki gibi yine genel teşvik olacak. Bölgesel bir teşvik olacak ancak anlayış farklı olacak. Türkiye'nin bütün illerinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından sıfır kilometre sosyal ve gelişmişlik endeksleri çıkartıldı. İllerin gelişmişlik seviyesi 61 ayrı değişkene bağlı olarak çıkarılmıştır. Şimdi getirdiğimiz, bir yerde cari açığın panzehiri olacak stratejik yatırımdır. Teşvikle ilgili oda başkanları pek çok şey söylediler, haklılar. Ben de çok söylemiştim oda başkanıyken. Ama şimdi ben de diyorum ki; getirdiğimiz yeni teşvik sistemiyle, stratejik yatırımlarda Türkiye'nin yüzde 50'sinden fazlasını ithalat yoluyla karşıladığı tüm ürünleri, yüksek bir katma değerin üzerinde Türkiye'de yapan yatırımlar hangi ilde olursa olsun aynı teşvikten faydalanacak. Otomotiv motoru, uzay aracılık sistemleri... Yani bizim temininde ithal etmek zorunda kaldığımız ürünleri Türkiye'de yapacak olan sistem... Cari açığı ancak bu şekilde önlemeye çalışacağız. Başka türlü yolu yok.''
-''Görevim birilerinin ceplerini doldurmak değildir''-
Bir iş adamının ''ithal edilen ara mallara yüzde 20 telafi vergisi konuldu. Bunun üzerine bazı yerli sanayiciler de ürünlerine zam yaptı. Ayrıca, yüzde 6 Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ve yüzde 8 KDV'yi de eklersek toplam yüzde 34 oluyor. Bu rakam bizim için çok fazla. Güçlük çekiyoruz'' demesi üzerine, Çağlayan, şöyle devam etti:
''Hem ithalattan şikayet ediyorsunuz hem de 'sayın bakan koruma önlemi getir'... Siz haklısınız. Siz ağaca bakarsınız, benim görevim ise ormana bakmaktır. Türkiye tekstil sektöründe dış ticaret açığı veriyor. Binlerce insanımız işsiz. Konfeksiyon sektöründe önemli bir ihracatçı ülkeyiz. Ama ithalatımız giderek büyüyor. Niye- Türkiye'deki birkaç firma, yüzlerce milyon dolar.. Firma bazında söylüyorum. Bangladeş'te, Vietnam'da, Çin'de Pakistan'da, üretim yaptırıyor. Benim görevim Hans'ın, Mayer'in, Hintli'nin Çinli'nin istihdamını sağlamak değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin istihdamını sağlamaktır. Ben bunu yapmazsam benden hesap soracaksınız. Onun için bizim koyduğumuz koruma önlemleri, ülke yatırımını, istihdamını Dünya Ticaret Örgütü'nün bize verdiği yetkiler çerçevesinde korumaktır. Kumaşçılara ve tekstilcilere, 'bundan en ufak bir fırsatçılık yapan bir firmayı görürseniz bana söyleyin, kulağıma söyleyin kimse duymasın, not yollayın, canına okunuyor mu okunmuyor mu o zaman görün' dedim. Çünkü görevim Türkiye'deki istihdamı, üretimi, yatırımı sağlarken birilerinin de şahsi ceplerini doldurmasını sağlamak değildir.''
Ticaretin içinden geldiğini yineleyen Çağlayan, ''Bu konuda alınan bütün kararlar bütün bakanlarımızın imzasıyla alınıyor. Bunların hepsi Türkiye'nin genel menfaatleri içindir. Ben biliyorum ki ithal hammaddeye dayalı üretim yapanlar sıkıntı görüyorlar. Ama ben bunu telafi edecek bir sistem sağlamışım. Kumaşınızı ihracat yapmak üzere yurt dışından getirdiğiniz zaman 1 cent vergi konamaz. Bu yolu açmışız. Verdiğimiz bu imkanı kötüye kullananın gücümün yettiği kadar canına okurum'' dedi.
-Karşılıksız çeklerde hapis cezasının kaldırılması-
Çağlayan, iş adamlarının ''karşılıksız çeklerde hapis cezasının kaldırılması ve KKDF oranları'' konularındaki soruları üzerine şunları ifade etti:
''Çeklerde hapis cezasını kaldırdık. Önce ben de direndim buna. Bir taraftan ekonomik suçun ekonomik cezası olmalı, bir taraftan da uluslararası kurallara uygun hale gelebilmemiz için bunu kaldırdık. Bir diğeri de bankalarda risk merkezleri oluşturuldu. Siz, size çek verecek bir firmanın çekini almadan önce müşterinin kendi rızasıyla o firmanın bütün bilgilerini risk merkezlerinden öğrenebiliyorsunuz. Ben de 27 yıl fiilen binlerce çek alıp verdim. Tabii Türkiye gariplikler ülkesi. Adam çıkıp diyor ki 'ben çek mağduruyum'. Mübarek, sen çeki ödemediğin zaman nasıl mağdur olursun. Senin çekini ödemediğin adam mağdur olur. Çıkıyor diyor ki 'ben kredi kartı mağduruyum'. Niye- 'Kredi kartını aldım, harcadım, ben mağdur oldum'. Ama o parayı sen harcadın. Ben sana zorla harcatmadım ki. Aynı şekilde çek konusunda da böyle... Uluslararası standartlara geçme anlamında böyle bir karar aldık.''
-''KKDF'ye ben de karşıyım''-
''KKDF'ye en az ben de sizin kadar karşıyım'' diyen Çağlayan, şunları bildirdi:
''Ekonomi Bakanı olarak bunu söylüyorum. Gazetecilere de malzeme veriyorum, bu kıyağımı unutmasınlar. Niye- Çünkü benim iş adamımın yurt dışında, Hans'ın, Mayer'in kendisine tanıdığı vadeli akreditiften faydalanma imkanını cezalandırıyorum. Bu konuda da önceden ilgili bakan arkadaşlarla konuştum. Eğer Türkiye'de üretilmeyen bir mal varsa bundan KKDF'yi tamamen kaldırmamız lazım. Ama bunun yanı sıra diğerlerini de gözden geçirmemiz lazım. Bir ara arkadaşlarımız bunun cari açıkla ilgili olduğunu söylediler. Ama KKDF'nin kaldırılması konusunda ben de sizinle aynı kanaatteyim. Bunu da sizlerin gönlünü rahatlatmak için söylemiyorum. Ben ne bilirsem, ne düşünürsem onu söylemeye çalışan biriyim.''
Konuşmanın ardından ETO Başkanı Harun Karacan, Bakan Çağlayan'a plaket verdi. Çağlayan da program sonunda ETO Anı Defteri'ni imzaladı .
Bu konuda ithalata konu olan bütün ürünleri tek tek çalıştıklarını ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:
''Demir-çelik, otomotiv, tekstil, tarım, makine ve kimya... Gördük ki Türkiye'de ithalata bağımlılık ihracatçıdan değil, maalesef sanayiden kaynaklanıyor. Ben de sanayiciyim. 100 milyar dolarlık malın Türkiye'de olduğu halde dışarıdan ithal edilmesinin sebeplerinden biri budur. İkincisi ise geçmiş dönem Merkez Bankası başkanının son derece hatalı faiz politikasıdır ve Türkiye'yi faiz lobisine teslim etmesinden kaynaklanmıştır. Türk Lirası'nın aşırı değerlenmesinden ortaya çıkmıştır. Ama diğer taraftan da sanayinin gerek teknoloji gerek kapasite anlamında Türk sanayisine yön verememesinden kaynaklanmıştır.''
-''Yeni teşvik sistemiyle cari açığı önlemeye çalışacağız''-
Çağlayan, yeni teşvik sistemine ilişkin şunları kaydetti:
''Yeni teşvik sistemi 4 bacaklı olacak. Mevcut sistemdeki gibi yine genel teşvik olacak. Bölgesel bir teşvik olacak ancak anlayış farklı olacak. Türkiye'nin bütün illerinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından sıfır kilometre sosyal ve gelişmişlik endeksleri çıkartıldı. İllerin gelişmişlik seviyesi 61 ayrı değişkene bağlı olarak çıkarılmıştır. Şimdi getirdiğimiz, bir yerde cari açığın panzehiri olacak stratejik yatırımdır. Teşvikle ilgili oda başkanları pek çok şey söylediler, haklılar. Ben de çok söylemiştim oda başkanıyken. Ama şimdi ben de diyorum ki; getirdiğimiz yeni teşvik sistemiyle, stratejik yatırımlarda Türkiye'nin yüzde 50'sinden fazlasını ithalat yoluyla karşıladığı tüm ürünleri, yüksek bir katma değerin üzerinde Türkiye'de yapan yatırımlar hangi ilde olursa olsun aynı teşvikten faydalanacak. Otomotiv motoru, uzay aracılık sistemleri... Yani bizim temininde ithal etmek zorunda kaldığımız ürünleri Türkiye'de yapacak olan sistem... Cari açığı ancak bu şekilde önlemeye çalışacağız. Başka türlü yolu yok.''
-''Görevim birilerinin ceplerini doldurmak değildir''-
Bir iş adamının ''ithal edilen ara mallara yüzde 20 telafi vergisi konuldu. Bunun üzerine bazı yerli sanayiciler de ürünlerine zam yaptı. Ayrıca, yüzde 6 Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ve yüzde 8 KDV'yi de eklersek toplam yüzde 34 oluyor. Bu rakam bizim için çok fazla. Güçlük çekiyoruz'' demesi üzerine, Çağlayan, şöyle devam etti:
''Hem ithalattan şikayet ediyorsunuz hem de 'sayın bakan koruma önlemi getir'... Siz haklısınız. Siz ağaca bakarsınız, benim görevim ise ormana bakmaktır. Türkiye tekstil sektöründe dış ticaret açığı veriyor. Binlerce insanımız işsiz. Konfeksiyon sektöründe önemli bir ihracatçı ülkeyiz. Ama ithalatımız giderek büyüyor. Niye- Türkiye'deki birkaç firma, yüzlerce milyon dolar.. Firma bazında söylüyorum. Bangladeş'te, Vietnam'da, Çin'de Pakistan'da, üretim yaptırıyor. Benim görevim Hans'ın, Mayer'in, Hintli'nin Çinli'nin istihdamını sağlamak değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin istihdamını sağlamaktır. Ben bunu yapmazsam benden hesap soracaksınız. Onun için bizim koyduğumuz koruma önlemleri, ülke yatırımını, istihdamını Dünya Ticaret Örgütü'nün bize verdiği yetkiler çerçevesinde korumaktır. Kumaşçılara ve tekstilcilere, 'bundan en ufak bir fırsatçılık yapan bir firmayı görürseniz bana söyleyin, kulağıma söyleyin kimse duymasın, not yollayın, canına okunuyor mu okunmuyor mu o zaman görün' dedim. Çünkü görevim Türkiye'deki istihdamı, üretimi, yatırımı sağlarken birilerinin de şahsi ceplerini doldurmasını sağlamak değildir.''
Ticaretin içinden geldiğini yineleyen Çağlayan, ''Bu konuda alınan bütün kararlar bütün bakanlarımızın imzasıyla alınıyor. Bunların hepsi Türkiye'nin genel menfaatleri içindir. Ben biliyorum ki ithal hammaddeye dayalı üretim yapanlar sıkıntı görüyorlar. Ama ben bunu telafi edecek bir sistem sağlamışım. Kumaşınızı ihracat yapmak üzere yurt dışından getirdiğiniz zaman 1 cent vergi konamaz. Bu yolu açmışız. Verdiğimiz bu imkanı kötüye kullananın gücümün yettiği kadar canına okurum'' dedi.
-Karşılıksız çeklerde hapis cezasının kaldırılması-
Çağlayan, iş adamlarının ''karşılıksız çeklerde hapis cezasının kaldırılması ve KKDF oranları'' konularındaki soruları üzerine şunları ifade etti:
''Çeklerde hapis cezasını kaldırdık. Önce ben de direndim buna. Bir taraftan ekonomik suçun ekonomik cezası olmalı, bir taraftan da uluslararası kurallara uygun hale gelebilmemiz için bunu kaldırdık. Bir diğeri de bankalarda risk merkezleri oluşturuldu. Siz, size çek verecek bir firmanın çekini almadan önce müşterinin kendi rızasıyla o firmanın bütün bilgilerini risk merkezlerinden öğrenebiliyorsunuz. Ben de 27 yıl fiilen binlerce çek alıp verdim. Tabii Türkiye gariplikler ülkesi. Adam çıkıp diyor ki 'ben çek mağduruyum'. Mübarek, sen çeki ödemediğin zaman nasıl mağdur olursun. Senin çekini ödemediğin adam mağdur olur. Çıkıyor diyor ki 'ben kredi kartı mağduruyum'. Niye- 'Kredi kartını aldım, harcadım, ben mağdur oldum'. Ama o parayı sen harcadın. Ben sana zorla harcatmadım ki. Aynı şekilde çek konusunda da böyle... Uluslararası standartlara geçme anlamında böyle bir karar aldık.''
-''KKDF'ye ben de karşıyım''-
''KKDF'ye en az ben de sizin kadar karşıyım'' diyen Çağlayan, şunları bildirdi:
''Ekonomi Bakanı olarak bunu söylüyorum. Gazetecilere de malzeme veriyorum, bu kıyağımı unutmasınlar. Niye- Çünkü benim iş adamımın yurt dışında, Hans'ın, Mayer'in kendisine tanıdığı vadeli akreditiften faydalanma imkanını cezalandırıyorum. Bu konuda da önceden ilgili bakan arkadaşlarla konuştum. Eğer Türkiye'de üretilmeyen bir mal varsa bundan KKDF'yi tamamen kaldırmamız lazım. Ama bunun yanı sıra diğerlerini de gözden geçirmemiz lazım. Bir ara arkadaşlarımız bunun cari açıkla ilgili olduğunu söylediler. Ama KKDF'nin kaldırılması konusunda ben de sizinle aynı kanaatteyim. Bunu da sizlerin gönlünü rahatlatmak için söylemiyorum. Ben ne bilirsem, ne düşünürsem onu söylemeye çalışan biriyim.''
Konuşmanın ardından ETO Başkanı Harun Karacan, Bakan Çağlayan'a plaket verdi. Çağlayan da program sonunda ETO Anı Defteri'ni imzaladı .