'Günümüzün Mimarları Neden Mimar Sinan'dan Esinlenemiyor?'

Mimar ve Mühendisler Grubu’nun (MMG) düzenlediği ‘Yaşayan Mimar Sinan’ı Anlamak’ konulu panel Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) gerçekleştirildi.

'Günümüzün Mimarları Neden Mimar Sinan'dan Esinlenemiyor?'
Üniversitenin Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda düzenlenen panelin açılış konuşmasını yapan MMG Genel Başkan Yardımcısı ve Türk-Macar İş Adamları Derneği Başkanı Osman Şahbaz, “Yaşayan Mimar Sinan’ı Anlamak” isimli panelin, MSGSÜ'nde yapılmasının ayrı bir anlam taşıdığını vurguladı. Mimar Sinan gibi büyük bir mimara sahip olmanın, ülkemiz için gurur kaynağı olduğunu, Sinan’ın yaptığı eserlerin ve adının 500 senedir yaşadığına dikkat çeken panelin moderatörü Osman Şahbaz, “Toplumlar büyük değerlere verilen kıymet ile yücelirler. Şayet bir tek Süleymaniye Cami ve külliyesi bir Batı toplumunda olsaydı, adına yüzlerce Süleymaniye Romanı, müzikali, şiiri, bestesi, filmi ve oratoryosu yapılırdı. Bugün ustaların ustası Koca Mimar Sinan'ı hatırlamaktan öte, doğup büyüdüğü, hayat sürdüğü coğrafyadan beslendiği kültür değerlerini, dehasını övünç kaynağımız olan Asya'dan Avrupa'ya uzanan coğrafyadaki eserlerinin mana ve önemini konuşacağız. Günümüzün mimarları neden Mimar Sinan'dan esinlenemiyorlar?” diye sordu.

Günümüzde rantiyeci bir yaklaşıma, mimari anlayışa girildiğini, basma kalıp aynı konutların tüm Türkiye'de benzer binalar inşa edildiğine dikkat çeken Şahbaz sözlerini söyle sürdürdü: “Aslında insan mimariye göre belirlenmez! Mimari insana göre uydurulur. Mimar ve mühendislerimize bu konuda büyük görevler düşmektedir. Sivil Toplum Kuruluşları ve Üniversiteler, 'Takip eden değil, öncü olmak durumundadır.' Sinan'ın kalfalık eserim dediği Süleymaniye bir daha yapılabilir mi? Böyle bir eseri bir daha inşa edebilmek için; yeniden bir Koca Sinan'a, yeniden bir Kanuni Sultan Süleyman'a, Osmanlı gibi muhteşem bir İmparatorluğa ve o büyüklükte bütçeye, bunların dışında İznik çinilerine, o dönemin malzemelerine, o dönemin hattatlarına ve ihtiyaç vardır. İşte öyle bir eğitim ve devlet terbiyesi veriliyor ki, Koca Mimar Sinan ortaya çıkıyor.”

“MİMAR SİNAN KİMSEDEN KOPYA ÇEKMEDİ”

Mimar ve Mühedisler Grubu Genel Başkanı Avni Çebi de panelin açılıyında yaptığı konuşmada Mimar Sinan’ı kendi adına yakışır derecede anlamak ve özellikle de adının yer aldığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde anmak için böyle bir girişimde bulunduklarını belirtti.

Büyük bir insan, büyük bir deha olarak adlandırdığı Mimar Sinan’ın mütevaziliğine dikkat çeken Çebi, Mimar Sinan’dan bir mimar ya da bir şehir plancısı olarak öğrenilmesi gereken çok şeyin olduğunu ifade etti.

Başkan Çebi, Mimar Sinan’ın eserlerinde yaşamının, kişiliğinin ve yetişme tarzının çizgileri olduğunu vurgularken, ”Mimar Sinan’dan almamız gereken en önemli şey, kopyacı olmayışıdır. Yaşadığı çağın öncesindeki kültür ve medeniyetlerden faydalanmasını bilmiştir, ama onu kendi kültürü, zekası ve dehasıyla birleştirerek yepyeni mimari eserler ortaya getirmiştir.” dedi.

Sinan’ın mimari eserlerinden kısaca bahseden Çebi, Bügünkü muhteşem İstanbul silüetinin oluşmasına Ayasofya'nın iki minaresi, Süleymaniye cami, Şehzadebaşı cami ve Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan camilerinin kubbe ve minareleriyle oluşturdurduğu görüntüye büyük katkısı olduğunu ifade edip, “MMG olarak Mimar Sinan'ın emekleriyle oluşan bu silüetin korunmasıda her zaman duyarlı olacağız.” Dedi.

PROF KARAYAĞIZ: ONUN İSMİNİN YER ALDIĞI BİR ÜNİVERSİTEDE GÖREV ALMAKTAN GURUR DUYUYORUM

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Yalçın Karayağız da açılış konuşmasında Mimar Sinan’ın yapıtları hakkında kısaca bilgi verdi. “Onun isminin verildiği bir üniversitede rektör olmaktan övünç duyuyorum.” diyen Rektör Karayağız, Mimar Sinan’ı Ortadoğu ve Bizans mimarisini birbirine entegre eden üstün bir mimar olarak nitelendirdi. Yeni mimari kurallar oluşturduğunu belirttiği Mimar Sinan’ı, kendine has özellikleri bulunan bir mimar olarak nitelendiren Karayağız, Osmanlı Devleti mimarisinin, Mimar Sinan döneminde doruk noktasına ulaştığına vurgu yaptı. “Mimar Sinan’ın önemini sadece imparatorluk mimarisine getirdiği katkılarla ifade edemeyiz. Sinan’ın önemi, neredeyse sınırsız kaynaklara sahip olacak kadar şanslı olmasında ve mükemmelliğe yaklaşmak için hayatı boyunca çalışmasında arayabiliriz.” Diye konuştu.

“EŞSİZ BİR MİMARİ ZEKAYA SAHİP

”Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Suphi Saatçi de konuşmasında ayrıntılı olarak Mimar Sinan eserlerini anlattı. Mimari eserler hakkında verdiği bilgileri ve belgeleri slayt eşliğinde fotoğraflarla besleyen Saatçi, Mimar Sinan’ın, eserlerinin inşaası sırasında çok titiz bir çalışma düzenine sahip olduğunun bilgisini verdi. Mimar Sinan’ın eşsiz bir mimari zekası olduğunu kaydeden Saatçi, Sinan’ın öğrencilerinin de önemli mimari eserlere imza attığına vurgu yaptı. Saatçi, Mimar Sinan’ın imzasının da bizler için tarihi bir belge olduğunu kaydetti.

“MİMAR SİNAN’I ANLAMADAN ANLATMA ŞANSIMIZ YOK”

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili de konuşmasında küreselleşmenin karşı konulamaz bir olgu olduğunu belirtip, küreselleşen dünyada, Mimar Sinan’ın dünyaya anlatılması gerektiğini söyledi.

Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü olarak önce Mimar Sinan’ı anlamaya çalışarak yola çıktıklarını aktaran Bilgili şöyle konuştu: “Mimar Sinan’dan ve eserlerinden yararlanmak için önce Sinan’ı anlamaya çalıştık. Daha sonra buradan yola çıkarak değer üretmeye devam ettik. Mimar Sinan’ın günümüzde Türkiye’ye dışında eski coğrafya’da da birçok eseri bulunmaktadır. Turist rehberleriyle ortaklaşa çalışıyoruz. Mimar Sinan’ı ve eserlerini ülkemize gelen turistlere duyurmamız çok mühimdir. Eğitimli ve belgeli rehberlerin yetişmesi için, Mimar Sinan konusuna hakim ve Sinan’ı anlamış hocalardan ders aldırıyoruz. Rehberlerimiz, Mimar Sinan ve onun eserleri hakkında bilgi sahibi olmalı ki gerekli ve doğru bilgiyi verebilsinler. Örneğin Suphi Saatçi hocamız, Selimiye Camini 3 saat anlatsa bile bitiremeyebilir.”

“ÜÇ PADİŞAH DÖNEMİNDE MİMAR BAŞI OLMAK ZOR”

MSGSÜ Mimar Sinan Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Demet Binan da sunumunda Mimar Sinan’ın üç ayrı padişah döneminde mimar başı olarak görev yapmasının çok büyük bir önem arzettiğini vurguladı. Binan, Mimar Sinan’ın yapılarının niteliklerinden bahsederken, eserlerinin sayısının ve bulunduğu bölgelerin bilgisini de verdi. İstanbul Şehir Üniversitesi Yönetim Psikolojisi Uzmanı İbrahim Zeyd Gerçik ise “Sürekli keşif, sürekli inşa, değer, motivasyon ve yenilik modeli olarak Mimar Sinan” konulu sunumunda, özellikle Mimar Sinan’ın eseri olan Süleymaniye Külliyesi hakkında bilgi verdi. Külliyenin İstanbul’un üçüncü tepesi üzerine inşa edildiğini belirten Gerçik, Süleymaniye Külliyesi’yle Mimar Sinan’ın bize emanet ilkesini hatırlattığını kaydeden Zeyd Gerçik, “Emanet, korunması, geliştirilmesi ve daha zenginleştirilerek, devredilmesi gerekendir. Yapının inşa edildiği tepe tıraşlanmıyor. Aksine yapı tepeye uyumlu hale getiriliyor ve yapı tepeyle bütünleşiyor. Tepe yapıdan sonra sanki bir şiire, bir sanatsal abideye dönüşüyor. ” dedi.

Ayasofya için yaptığı çalışmalarla da Mimar Sinan’ın mesaj verdiğini belirten Gerçik, “Ayasofya’nın planını yaparken tüm hristiyan alemine bir mesaj verdi. Bu mesaj biz Hz. İsa’yı da Hz. Musa’yı da kabul ediyoruz. Ama biz yeniyiz ve meydan okuyoruz anlamı taşır.” diye konuştu.

MSGSÜ ve İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün katkılarıyla gerçekleştirilen panel öncesi yazar ve yönetmen Mustafa Aksay’ın hazırladığı 8 dakikalık Mimar Sinan belgesel filmi gösterime sunuldu. Aslı 90 dakika olan film dünyanın etkili başşehirlerinde Londra, Roma, Berlin, Şam, Saraybosna ve son olarak da Çankaya Köşkü'nün mimari yönleri tanıtıldı.Panel sonrasında Prof.Dr. Suphi Saatçi, ''Bir Osmanlı mucizesi Mimar Sinan'' adlı kitabını, Yazar - Yönetmen Mustafa Aksay ise ''Büyük Yapı Ustasının Fotoğraf Albümü Mimar Sinan'' adlı kitabını, İbrahim Zeyd Gerçik de ''Bir Yönetim Modeli Mimar Sinan ve Bir Yönetim Modeli Süleymaniye'' adlı kitaplarını panelistlere hediye etti. Panel sonrası MMG ve MSGSÜ konuşmacılara plaket takdim etti .